5 Ağustos 2012

SÖZCÜKTE ANLAM ÖZELLİKLERİ


1) GERÇEK (TEMEL) ANLAM:
           Bir sözcüğün ilk ve asıl anlamına denir.Yani bir sözcüğün söylendiği anda zihnimizde uyandırdığı ilk çağrışım gerçek anlamdır.

2) YAN ANLAM:
         Bir sözcüğün gerçek anlamı yanında kullanımına bağlı olarak yeni anlamdır.

3) MECAZ ANLAM:
        Bir sözcüğün gerçek anlamı dışında yepyeni bir anlamda kullanılmasıdır.


* Adamın tarladaki bütün ekinleri yandı. ( gerçek)
* Partide çektiğimiz bütün resimler yanmış. ( yan)
* Bu sınavı kazanamazsan yandın (mecaz)
* Balkona astığım çamaşırlar kurumamış.(gerçek)
* Hazan mevsiminde kurumuş yapraklar gibi.(yan)
* Senin aşkın da beni kuruttu be güzelim. (mecaz)
* Caminin minaresi çok inceydi. (Gerçek)
* Duvarın sıvası için ince bir kum getirmişlerdi. (yan)
* Bana hediye alman çok ince bir davranıştı. (mecaz)
* Sarayın aydınlık bir odasından karanlık bir odasına
   geçmiştik. (gerçek anlam)
* Yaşadığımız bunca karanlık günlerden sonra aydınlık
    günler bizi bekliyor. (mecaz)
* Arkadaş, bu kız seninle oynuyor. (mecaz)
* Bu masanın ayağı oynuyor. (yan)
* Çocuk kumsalda oynuyor. (gerçek)

4) TERİMSEL ANLAM (TERİM):

        Bilim sanat, spor, ya da çeşitli meslek dallarıyla ilgili özel kavramları karşılayan sözcüklerdir.
* Nota müziğin anahtarı gibidir.
* Rakip takım birazdan penaltı atışı yapacak.
* Marmara fay hattı tehlikeli sinyaller veriyor.
* Güreşçimiz, finalde rakibini tuşla yendi.
* Matematik öğretmenimiz tahtaya bir doğru çizmemizi
   istedi.
* Şiirde aynı eklerin ya da sözcüklerin tekrarlanmasına
   redif denir.

NOT 1: Bazen bir sözcük gerçekte terim değilken terim olarak kullanılabileceği gibi, gerçekte terim olan bir sözcük de terimlikten çıkabilir.

*  Polis bir hücre daha ortaya çıkardı. ( terimlikten çıkma)
*  Sinop burnu Türkiye’nin en kuzey noktasıdır.
    (terimleşme)

NOT 2: Bir sözcük birçok dalda terim olabilir.

* Bitkiyi toprağa bağlayan kökleridir.
* Dört, kök dışına iki olarak çıkar.
* Hiçbir ek almamış sözcüğe kök denir.


5) YANSIMA SÖZCÜKLER:

      Doğadaki seslerin insanlar tarafından taklit edilmesine denir.

* Bu köpek neden havlıyor?
* Bir patlama sesiyle irkilmiştik.
* Bu aylarda kediler çokça miyavlar.
* Bu sözlerim üzerine sınıfta homurtular başladı.
* Köyde sabahleyin koyunların meleyişleriyle uyandık.

6) EŞ ANLAMLI ( ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER:

      Yazılışları farklı ancak anlamları aynı olan sözcüklere denir.
*  siyah ---- kara  ,   *  beyaz----- ak,   * zengin----varlıklı,
*  zengin--- varlıklı,  * fakir----yoksul , * rüzgar---- yel,
* üzüntü-----keder,   *  öykü---hikaye,  * eser--- yapıt,
* edebiyat--- yazın,  * cümle---- tümce * kelime--- sözcük

7. ZIT (KARŞIT) ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Anlam bakımından birbirinin tersi olan sözcüklerdir.

* Sana çirkin dediler düşmanı oldum güzelin.
* Ağlarım harta geldikçe gülüştüklerimiz.
* Kışın soğuğunu yaşadıkça yazın sıcağını arar oldum.
* Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
* Yaşlı insanları görünce gençliğimin kıymetini  
   anlıyorum.

NOT:  Zıt anlamlılık ile olumsuzluk birbiriyle karıştırıl -mamalıdır.

* Tanzimat romanında iyiler hep iyi kötülerse hep kötüdür. ( zıt)
* Bugünlerde hiç iyi değilim. ( olumsuz)

8) SESTEŞ ( EŞSESLİ) SÖZCÜKLER:

        Yazılışları ve okunuşları aynı ancak anlamları farklı olan sözcüklere denir.

* Yılanı gören at birden şaha kalktı.
*  Mutfaktaki pislikleri çöpe at.
*  Al bayrağıma sarılı cansız bedenimi al.
* Gül: “Gül.” dedi, bülbüle.
* Kalem böyle çalınmıştır yazıma
   Yazım kışıma uymaz, kışım yazıma
* Kırda yaptığımız piknikte yanımıza kır saçlı bir ihtiyar
   geldi.

UYARI: Bir sözcüğün mecaz ya da yan anlamıyla sesteş anlamlılık karıştırılmamalıdır.
* Bu sözler bazılarına çok dokunacak. ( mecaz anlam )
* Omzuma bir el dokundu. ( gerçek anlam )
* Bu yaz, bir mektup yaz.   ( sesteş )

NOT:  Sesteş   sözcükler  genellikle  halk   edebiyatında cinaslı  manilerde  kullanılır.
9. SOMUT VE SOYUT ANLAMLI SÖZCÜKLER:

      Varlığını beş duyu beş duyu organıyla algılayabildiği- miz  kavramlar somut; beş duyu organımızdan  hiçbiriyle algılayamadığımız, varlığını sadece akıl ve mantık  yürüt- me  yoluyla  kabul  ettiğimiz  kavramlar   soyuttur.

* çiçek, ağaç, ses, koku, hava, göl, ev, rüzgar, ışık(somut)
* ruh, akıl, vicdan, akıl, acıma, üzüntü, aşk, inanç( soyut )

ÖZELLİK 1:  Somut anlamlı bir sözcük, ek alarak soyut anlam kazanabilir.

* anne     -   lik              ,  insan  -  lık
   somut     soyu yaptı              somut      soyut yaptı

ÖZELLİK 2 :Somut anlamlı bir sözcük kullanıldığı cüm- leye göre  soyut  anlam  kazanabilir. Buna  soyutlaştırma denir. Soyutlaştırma  kelimeye  mecaz anlam  kazandırma suretiyle olur.

* Ne kadar sıcak bakıyor değil mi?  ( soyutlaştırma)
* Kara haber tez duyulur.  ( soyutlaştırma)
* Titreyen yapraklar, cilvedir, nazdır.  ( soyutlaştırma)
* Bu adam kafasızın biridir.   ( soyutlaştırma)
* Kızın gittiği bu yolu hiç iyi görmüyorum. (soyutlaştır –
   ma)
* Sanatta özgün olmak biraz da yürek ister. (soyutlaştır –
   ma)
* Nedense bugün hiç havamda değilim.  ( soyutlaştırma)

ÖZELLİK 3 : Soyut anlamlı bir sözcük çoğunlukla ben- zetme yoluyla somut hale getirilebilir.Buna somutlaştır -ma denir.

* Hüzün, sonbaharda  dökülen  yapraktır.
* Yalnızlık , bir  çiçektir.
* Sevgi,  gökyüzünde  kanat  çırpan  bir   güvercindir.
* Arkadaşlık,  kişiler  arasında  kurulan  bir  köprüdür.
* Bu düşünceler, zamanla çürüyecektir.
* Vişne  dallarında  arzularımız,  alnımıza  konan  bir
   öpücüktür.

ÖZELLİK 4 :  Gözlemleyebildiğimiz  eylemler  somut, gözlemleyemediğimiz  eylemler  ise  soyuttur.

* Annesi, bebeğini  kucağına  almış  seviyordu. ( somut )
* Ferhat, Şirin’i dağları delecek kadar seviyordu.( soyut )
* Çocuk, masadaki vazoyu kırmıştı.     ( somut )
* Bu sözlerinle  arkadaşını çok kırdın.  ( soyut )

10)   NİTELİK  VE  NİCELİK   ANLAMLI SÖZCÜKLER:

        Bir şeyin nasıl olduğunu , ne gibi özellikler taşıdığını anlatan  sözcüklere  nitelik  anlamlı  sözcükler denir. Bir şeyin   sayılabilen, ölçülebilen   ya  da  azalıp  çoğalabilen durumunu bildiren sözcüklere nicelik  anlamlı  sözcükler denir.

* Az  ileride  birkaç  kişi  seni  bekliyor.   ( nicel )
* Bugün oldukça kötü bir zaman geçirdim.  ( nitel )
* Çok konuştuğu için arkadaşları pek sevmedi. ( nicel )
* İki damla yaş olur düşersin yüreğime gizlice ( nitel,
   nicel)
* Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi. (nitelik )

UYARI: Bazı  sözcükler cümlede kazandığı anlama göre nicel de olabilir nitel de.

* Yaptığı işte iyi para kazanıyordu. ( nicel )
* O iyi bir insandı.  ( nitel )
* Bu  soğuk  havada  bir  de  senin  soğuk  esprilerini
   çekemem. ( nicel, nitel )
* Bu şehrin havası sıcak olduğu gibi insanları da sıcaktır.
   ( nicel, nitel)

      Görüldüğü  gibi  nitelik  anlamlı  sözcükler, genellikle niteleme   sıfatı   ve  durum   zarfı  görevindedir.   Nicelik anlamlı  sözcükler ise  ölçü - miktar   zarfı ,  belgisiz  sıfat veya sayı sıfatı görevindedir.

10.  GENEL VE ÖZEL ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Karşıladıkları varlığın tamamını belirten sözcüklere genel anlamlı  sözcükler  denir. Tek  bir  varlığı  karşılayan sözcüklere ise özel anlamlı sözcükler denir. Varlıkların genelden özele doğru sıralanışı : Varlık- canlı- hayvan- keçi- Ankara keçisi.

* Çocuk, geleceğin teminatı olduğundan ben çocuğumun iyi yetişmesini istiyorum. ( 2. si 1. sine göre daha özel)
* Kitap, insanın en iyi dostudur. ( genel)
* Bu kitabı arkadaşıma ödünç verdim. (özel )
* Eğitim- öğretim sadece okulda yapılmaz ( genel)
* Okulumuz, şehrin en eski binasıdır. (özel )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder