13 Haziran 2011

ANLATIM BOZUKLUKLARI 5



Dil, duygu ve düşüncelerimizi anlatmaya yarayan en
önemli olgudur. Dilin belli kuralları vardır ve bu kurallara
uyulmadığında bozuk anlatımlar ortaya çıkar. Bundan
önceki sayılarımızda anlattığımız dilbilgisi konularını öğrenmenin,
anlatım bozukluğu konusunun anlaşılmasında ve
soruların çözümünde çok yararı olacaktır.
Anlatım bozukluklarını iki grupta toplayabiliriz.

A) Sözcük Düzeyinde Anlatım Bozuklukları
B) Cümle Düzeyinde Anlatım Bozuklukları
Önce sözcük düzeyinde anlatım bozukluklarını inceleyelim.
A) Sözcük Düzeyinde Anlatım Bozuklukları
Gereksiz Sözcük Kullanımı
Cümlede gereksiz bir söz veya sözcüğün kullanılması,
anlatım bozukluğuna yol açar. Böyle cümleler, duruluk
ilkesine aykırıdır.
• Aynı anlama gelen sözcüklerin gereksiz yere bir arada
kullanılması:
– Peki, adamın sağlığı ve sıhhati nasıldı?
– Ara sıra benim de bazen onu özlediğim günler oldu.
• Bir sözcüğün anlamını cümledeki başka bir sözcüğün
ya da ekin karşılaması:
– Perdenin kenarından, mahalleye yeni taşınanları gizlice
gözetliyordu.
– Boğaz köprüsünden atlayan genç, bir balıkçı teknesi
tarafından sağ kurtarıldı.
Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması
Bir cümlede sözcükler yerli yerinde kullanılmazsa, anlatılmak
istenenin dışında bir anlam ortaya çıkar ve anlatım
açık olmaz.
– Evinin balkonundan gelip geçen arabaları izleyen
kadın, yemeğin yandığını fark etti.
– Bu şehirde ilk sokağa çıktığım günü hiç unutmuyorum.
Anlamca Çelişen Sözlerin Bir Arada Kullanılması
Bir cümlede birbiriyle anlamca çelişen sözlerin bulunması,
anlatım bozukluğuna yol açar. Cümlede "olasılık" ve "kesinlik"
anlamı taşıyan sözcükler bir arada kullanılmamalıdır.
– Şüphesiz bu yaşlı adam da nereye gideceğimizi biliyor
olabilir.
– Belki de onun bizimle maça gelmesini ailesi asla istemez.
Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması
Bir cümlenin, istenen anlamı verebilmesi için doğru sözcüklerle
oluşturulması gerekir. Sözcükler, cümlede kendi
anlamları dışında kullanılmamalıdır.
– Babamın bunca yıl çalışması yüzünden bugün rahat bir
yaşamımız var. ("sayesinde" olmalı)
– Hepsinden önemlisi, dükkânın sahibinin kim olduğunu
tanımıyorum. ("bilmiyorum" olmalı)
Sözcüğün Yapısına İlişkin Yanlışlar
Bazı eklerin sözcüklere gereksiz yere ya da yanlış bir biçimde
eklenmesi, anlatımda bozukluğa yol açar. Her ekin
bir anlamı, işlevi vardır ve bunlar sözcüğe işlevine uygun
eklenmelidir.
– Bu soru iki yoldan çözülebilinir. ("çözülebilir" olmalı)
– Sana bilgisayar kullanmasını baban mı öğretti? ("kullanmayı"
olmalı)
Sıralama ve Mantık Yanlışları
Bu tür yanlışlar, düşünce tutarsızlığından, sıralama ve
derecelendirme yanlışlarından kaynaklanır.
– Bu kız, patates soymak, şöyle dursun, yemek bile
yapamaz.
Cümle şöyle olmalıydı: Bu kız, yemek yapmak şöyle dursun,
patates bile soyamaz.
– Seni bir ay değil, bir gün bile beklerim.
Bu cümlenin doğru biçimi: Seni bir gün değil, bir ay bile
beklerim.
– Hepimiz, gelecekteki güzel günlerimize özlem duymuyor
muyuz?
"Özlem", yaşanan, bilinen geçmişle ilgilidir; geleceğe
duyulmaz.
Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse, ölüme hatta sara
nöbetlerine yol açabilir.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden
hangisi ile giderilebilir?
A) "sara nöbetlerine" sözü ile "ölüme" sözcüğü yer değiştirilerek
B) "yol açabilir" yerine "neden olabilir" sözü getirilerek
C) "sara" sözcüğü kaldırılarak
D) "zarı" yerine "zarının" sözcüğü getirilerek
E) "edilmezse" yerine "edilmediğinde" sözcüğü getirilerek
(1990 – ÖSS)

"Sara nöbeti" "ölüm" den daha kötü değildir. "Hatta"
sözcüğünden sonra "sara nöbetlerine" sözünün gelmesi bu
cümlede bir mantık hatası yapıldığını gösterir; çünkü "hatta"
sözcüğü, daha değerli bir durumu kendinden sonra
getirerek iki unsuru birbirine bağlar. "Sara nöbetlerine"
sözü ile "ölüm" sözcüğü yer değiştirilerek bozukluk giderilmiş
olur.
Doğru seçenek A'dır.
Noktalama Eksikliğinden Kaynaklanan Yanlışlar
Bir cümleden birçok anlamın çıkarılabilmesi, o cümlede
açıklığın olmadığını gösterir. Bir cümlede açıklığın bulunmaması
da anlam karışıklığına yol açar.
Anlam karışıklığını önlemenin en iyi yolu, noktalama işaretlerini
yerinde kullanmaktır.
– O soruları çözemeyeceğimi mi söylüyor?
1. anlam: O, soruları çözemeyeceğimi mi söylüyor?
2. anlam: O soruları çözemeyeceğimi mi söylüyor?
Sözcüklerin cümledeki kullanımına göre görevleri de değişmektedir.
"O" sözcüğü ilk cümlede kişi zamiri, ikinci
cümlede ise işaret sıfatı olarak kullanılmıştır.
– Çocuk ayakkabısını rafa koymak için sandalyeye çıktı.
Bu cümlede çocuk mu sandalyeye çıkıyor, başkası mı belli
değil. Onun için, "çocuk" sözcüğünden sonra virgül getirilmelidir.
Bayan (I) satıcıya vitrinde gördüğü (II) kazağın (III) eşini
almak (IV) istediğini (V) söyledi.
Bu cümledeki anlam karışıklığını gidermek için
numaralanmış yerlerin hangisine virgül getirilmelidir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
(1990 – II)
Bu cümlede kastedilenin bir bayan satıcı mı olduğu, yoksa
bir bayanın satıcıdan istekte mi bulunduğu belli değildir. Bu
anlam karışıklığının giderilmesi için "bayan" sözcüğünden
sonra virgül getirilmesi gerekir.
Doğru seçenek A'dır.
• Bazı cümlelerde kişi zamirinin kullanılmaması anlam
belirsizliğine yol açar.
– Sözlerini bir bir not ettiğimi belirtmem gerekir.
Bu cümlede "sözler" senin mi, onun mu belli değildir.
Aşağıdakilerin hangisinde, anlam belirsizliğini gidermek
için cümlenin başına bir şahıs zamiri getirmek
gerekir?
A) Adana'ya yerleştiklerini duydum.
B) Yeni aldığın elbiseyi çok beğendim.
C) Önerdiğin romanı henüz okuyamadım.
D) Yarışmada birinci olduğuna sevindim.
E) Sınava İstanbul'da girmek istiyorum.
(1991 – II)
D seçeneğinde yarışmada birinci olanın kim olduğu belli
değildir. "senin birinci olduğuna" ya da "onun birinci olduğuna"
gibi ikili bir anlam söz konusudur. Bu nedenle cümlenin
başına "senin" ya da "onun" kişi adıllarından biri
getirilmelidir.
Doğru seçenek D'dir.
• Bazı cümlelerde de cümlenin kuruluşundan kaynaklanan
anlam belirsizlikleri olabilir.
– Kitap okumayı senden bile çok seviyorum.
1. anlam: Kitabı sen de seviyorsun, ben de seviyorum; ben
senden çok seviyorum.
2. anlam: Kitabı, seni sevdiğimden çok seviyorum.
– Ondan daha güzel şeyler de alabilirdik.
– Kadın, çocuğuna iyi davranması için öğretmenine
yalvardı.
Deyim Yanlışları
• Bir cümlede deyimin yanlış anlamda kullanılması anlatım
bozukluğuna yol açar.
– Böyle bir fırsat çok az insanın başına gelir. ("karşısına
çıkar" olmalı)
• Deyimlerin biçimce bozulması, sözcüklerinin değiştirilmesi
anlatım bozukluğuna yol açar.

– Köy muhtarı, bu delikanlıyı eline geçirse bir bardak
suda boğacaktı.
Bu deyim "bir kaşık suda boğmak" tır.
– Benimle uğraşmayın, zaten işim boyumdan aşkın.
("işim başımdan aşkın" olmalı)
Atasözü Yanlışları
Kalıplaşmış sözlerden olan atasözleri de biçimleri ya da
anlamları bozulursa anlatım bozukluğuna yol açar.
– Mahkeme hâkime
kadıya
mülk değil.
– Keskin sirke kabına
küpüne
zarar verir.
Tamlama Yanlışları
Cümlede tamlamalar doğru kurulmalıdır. Aksi halde anlatım
bozukluğuna yol açar.
• İsim ve sıfat görevinde kullanılan sözcüklerin aynı
tamlanana bağlanması
– Bugün belgisiz ve kişi zamirlerini işledik.
Bu cümlede "zamirlerini" sözcüğü, "kişi" ve "belgisiz"
sözcükleri için ortak tamlanan olarak kullanılmıştır. "kişi
zamirleri" doğru bir tamlama iken "belgisiz zamirleri" doğru
bir tamlama olmayacağı için anlatım bozukluğuna yol
açmıştır.
– Konferansta ekonomi ve siyasi konular ele alındı.
"ekonomi konular" doğru bir tamlama olmaz.
• Sıfat tamlamalarında tamlayan, sayı çokluğu gösteren
bir sıfat olmasına rağmen tamlananın çoğul eki alması
– Öğretmene birçok sorular götürdü. ("lar" eki atılmalı)
– O sınıfta ders çalışan ne kadar öğrenciler varsa
hepsini buraya çağırın. ("ne kadar öğrenci" olmalı)
• Tamlayan eksikliğinin olması
Bir cümlede herhangi bir öğe olarak kullanılan bir söz,
başka bir sözün tamlayanı olarak düşünüldüğünde doğru
bir tamlama olmayabilir. Bu durumda cümleye tamlanana
uygun bir tamlayan getirilmelidir.
– Öğrencilere hazırlanan çalışma planları, verimli ders
çalışmalarını sağlayacaktır.
Bu cümlede "öğrencilere" sözcüğü "ders çalışmalarını"
sözünün tamlayanı olarak düşünüldüğü için cümlede anlatım
bozukluğu vardır. Cümle, "Öğrencilere hazırlanan
çalışma planları, onların verimli ders çalışmalarını sağlayacaktır."
biçiminde olmalıydı.
– Kayseri'ye yapılan yatırımlar, belki de ülkemizin en
gözde kenti olmasını sağlamıştır.
Cümlede, "Kayseri'ye yapılan yatırımlar, onun belki de
ülkemizin en gözde kenti olmasını sağlamıştır." biçiminde
olmalıydı.
Öğrenciyi, düşünmeye ve yaratıcı olmaya yönelten ve
herhangi bir konu üzerinde eleştiri yapmasını sağlayan bir
anlayış, eğitim sistemimize henüz yerleşmedi.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu, aşağıdakilerin
hangisinden kaynaklanmaktadır?
A) Dolaylı tümlecin cümlenin başında kullanılmamasından
B) Öznenin birden fazla sözcükten oluşmasından
C) Gereksiz yere bağlaç kullanılmasından
D) Tamlayan eksikliğinden
E) Gereksiz yere zarf tümleci kullanılmasından
(1997 – ÖSS)
"(Öğrenciyi)…herhangi bir konu üzerinde eleştiri yapmasını
sağlayan…" biçimindeki ifadede "öğrenciyi… yapmasını"
gibi bir sözle karşılaşmaktayız. Bu durumda "yapmasını"
yancümleciğinin bir tamlayana (onun) ihtiyaç duyduğu
ortadadır. Bu cümle şöyle söylenebilir: "Öğrenciyi, düşünmeye
ve yaratıcı olmaya yönelten ve onun herhangi bir
konu üzerinde eleştiri yapmasını sağlayan bir anlayış,
eğitim sistemimize henüz yerleşmedi."
Doğru seçenek D'dir.
• Tamlayan eki eksikliği
Bazı cümlelerde tamlayan eki eksikliği, anlatım bozukluğuna
yol açar.
– Anne ve babalar, çocuklarının ilk öğretmeni olduklarını
unutmamaları gerekir.
Bu cümlede "unutmamaları" tamlananına "kimlerin unutmamaları?"
diye sorulduğunda cevap olarak "Anne ve
babalar" alınmaktadır. Öyleyse "anne ve babalar" sözü
tamlayan eki (-ın) almalıdır. Cümle, "Anne ve babaların,
çocuklarının ilk öğretmeni olduklarını unutmamaları gerekir."
biçiminde olmalıdır.

– Dil, toplumdaki gelişmelere paralel olarak sürekli
geliştiğini görüyoruz. ("Dilin…" olmalıdır.)
B) Cümle Düzeyinde Anlatım Bozuklukları
I. Yüklem Yanlışları
Yüklem Eksikliği
Yüklemi ortak düşünülen sıralı cümlelerde, yüklemin cümlelere
uygun olması gerekir. Aksi halde cümlede anlatım
bozukluğu olur.
– Ben defterime isimlerimizi, sen de güzel sözler yazmıştın.
Bu cümleye göre, "Ben defterime isimlerimizi yazmıştın."
olacağı için cümlede anlatım bozukluğu vardır. Birinci
cümlenin sonuna ayrı bir yüklem (yazmıştım) getirilmelidir.
– Televizyondaki dizileri az, eğlence programlarını ise hiç
izlemem.
– Bu akşam ders çalışmak için ya sen bize ya da ben size
geleceğim.
Eylemsi Eksikliği
Cümlede gereken yere eylemsi kullanılmazsa bu durum,
anlatım bozukluğuna yol açabilir.
– Bize gönderilen araçların pahalı fakat kaliteli olmadığını
biliyoruz.
Bu cümle, "Bize gönderilen araçların pahalı olmadığını
fakat kaliteli olmadığını biliyoruz." anlamını verir. Halbuki
cümle şöyle olmalıydı: "Bize gönderilen araçların pahalı
olduğunu, fakat kaliteli olmadığını biliyoruz."
– Misafirlere verilen önem ve ilgi onları mutlu etmişti.
("Misafirlere verilen önem ve gösterilen ilgi…" olmalı.)
– Yazları serin, kışlarıysa hiç soğuk olmayan Karadeniz'de
yaşamak istiyorduk. ("Yazları serin olan…" olmalı.)
Ekeylem Eksikliği
Sıralı isim cümlelerinde ekfiilin kullanılmaması bazen anlatım
bozukluğuna yol açar.
– Adam, oldukça genç görünümlü; fakat sağlığı yerinde
değildi.
Bu cümlede birinci cümlenin yüklemine ekfiil getirilmediği
için cümle, ikincinin ekfiilini alacaktır; bu da anlatım bozukluğuna
sebep olur.
Cümle,"Adam oldukça genç görünümlüydü; fakat sağlığı
yerinde değildi." biçiminde olmalıydı.
– Yine ağlayan ben, ağlatan sensin. ("ağlayan benim"
olmalı.)
– İfadeleri oldukça güzel; ama seçtiği konu dikkat çekici
değildi. ("İfadeleri oldukça güzeldi…" olmalı)
Çatı Uyuşmazlığı
Eylemsilerle kurulan bileşik cümlelerde, eylem ve eylemsilerin
(yancümleciğin yüklemi ile temel cümlenin yüklemi)
arasında çatı uyumu yoksa anlatım bozukluğu oluşur.
– Tüm kitaplar raflara güzelce dizip masa temizlenecek.
("dizilip" olmalıdır.)
– İki atomun birleşmesi sırasında açığa çıkan enerjiden
yararlanarak nükleer silahlar geliştirilmiştir. ("yararlanılarak"
olmalıdır.)
II. Özne Yanlışları
Özne yanlışları, cümlede özne bulunmaması ya da özne
olmayacak bir sözcüğün özne gibi düşünülmesi durumlarında
görülmektedir.
– Adamın eli kanamaya başlayınca hastaneye götürüldü.
Bu cümlede yancümleciğin öznesi "adamın eli" dir. Temel
cümleye özne verilmezse yancümleciğin öznesi asıl cümlenin
öznesi gibi düşünülür ve bu, anlatım bozukluğuna yol
açar.
Cümle, "Adamın eli kanamaya başlayınca, adam hastaneye
götürüldü." biçiminde olmalıydı.
– Başarısız öğrencilerin durumu görüşülecek, gerekirse
çağrılıp uyarılacak.
– Kitabın kapağı ilginç olduğu için belki de bu kadar
satıldı.
III. Özne - Yüklem Uyuşmazlığı
Türkçede özne ile yüklem bazı yönlerden uyumlu olmalıdır.
a) Olumluluk – olumsuzluk yönünden
Türkçede bazı özneler olumlu, bazıları olumsuz anlamlar
verir.
Olumlu özneler: herkes, hepsi…
Olumsuz özneler: kimse, hiçbiri, hiç kimse…
– Hiç kimse sesini çıkarmıyor; bu büyüleyici müzikle
ruhunu doyurmaya çalışıyordu.
Bu cümlede birinci cümlenin öznesi olan "Hiç kimse",
ikincinin de öznesi olarak düşünülmüş. Olumsuz anlam
veren bu özne ile ikinci cümlenin yüklemi uyumlu olmadığı
için cümlede anlatım bozukluğu vardır. İkinci cümleye,
"herkes" özne olarak verilmeli ve cümle, "Hiç kimse sesini
çıkarmıyor; herkes bu büyüleyici müzikle ruhunu doyurmaya
çalışıyor." biçiminde olmalıydı.
– Herkes bu yaşlı adama yardım ediyor, onu bir an olsun
yalnız bırakmıyor.


Bu tür sözcükler (herkes, hepsi, kimse, hiçbir…) başka öğe
durumunda olduklarında da yüklem aynı özelliği gösterir.
– Öğrencilerin hiçbirini oraya göndermedi, sınıfta toplayıp
onlara eksik konuları anlattı.
Bu cümlede "öğrencilerin hiçbirini" birinci cümlenin nesnesidir
ve bu nesne ikinci cümleye uygun olmadığı için cümlede
anlatım bozukluğu vardır. Cümle, "Öğrencilerin hiçbirini
oraya göndermedi, hepsini sınıfta toplayıp onlara eksik
konuları anlattı." biçiminde olmalıydı.
b) Tekillik – çoğulluk yönünden
Öznenin insan ya da başka varlıklar olması, yüklemin tekil
veya çoğulluğunu etkiler.
• İnsanlar özne olduğunda, özne tekilse yüklem tekil;
özne çoğulsa yüklem tekil de çoğul da olabilir.
– Çocuk, kapıyı yavaşça açtı. (Doğru)
– Çocuklar içeriye girdi. (Doğru)
– Çocuklar içeriye girdiler. (Doğru)
• İnsanın dışındaki varlıklar özne olduğunda, özne tekil
de olsa çoğul da olsa yüklem daima tekil olmalıdır.
– Sonbaharın gelmesiyle yapraklar döküldü. (Doğru)
– Sonbaharın gelmesiyle yapraklar döküldüler. (Yanlış)
– Yapılan iyilikler, gün gelir mutlaka sahibine dönerler.
(Yanlış)
İnsan dışındaki varlıklar ve kavramlar çoğul özne olduğunda,
kişileştirme yapılmışsa, yüklem tekil ya da çoğul olabilir.
– Çiçeklerim beni görünce hüzünlendi.
Doğru
(hüzünlendiler)
Doğru
• Özne belgisiz sıfatla ya da sayı sıfatıyla çoğullanmışsa,
yüklem tekil olur.
– Birçok insan kendi geleceğini bilmek ister. (isterler →
yanlış)
– Üç bin asker, düşmana aynı koldan saldırdı. (saldırdılar
→ yanlış)
• Belgisiz zamirler çoğul özneyse yüklem tekil olur.
– Herkes size yardım etmek istiyor. (istiyorlar → yanlış)
c) Şahıs yönünden
Cümlede öznenin ifade ettiği şahıslarla yüklemin bildirdiği
şahıs arasında uyum olmalıdır.
• Özne birinci tekil şahıssa (ben) ve yanında başka
özneler varsa, yüklem birinci çoğul (biz) şahsa göre
çekimlenmelidir.
– Sınıfta bir ben bir de Ali kalmıştı.
Yanlış
– Sınıfta bir ben bir de Ali kalmıştık.
Doğru
– Bu soruyu sadece sen ve ben anlayabildik. (Doğru)
– Bu soruyu sadece sen ve kardeşim Ali doğru yaptı.
(Yanlış)
• Özne ikinci tekil şahıssa (sen) ve yanında "ben" ve
"biz" dışında başka özne varsa, yüklem ikinci çoğul
şahsa (siz) göre çekimlenmelidir.
– Kardeşi Murat ve sen bu işi yarına bitireceksin.
Yanlış
– Kardeşi Murat ve sen bu işi yarına bitireceksiniz.
Doğru
Aşağıdaki dizelerin hangisinde özne – yüklem
uyuşmazlığı vardır?
A) Gözümün değdiği yere gül düşer
B) Dinle de gönlümü alıver gitsin
C) Yeryüzünde bir sen bir de ben varım
D) İstersen dünyayı çağır imdada
E) Arkandan gelecek hep ayak sesi
(1995 – ÖSS)
C'de "varım" yüklemiyle "ben" öznesi uyum içindeyken
"sen" öznesi uyuşmazlık gösterir. "Bir sen bir de ben"
öznesi iki kişiyi taşıdığından yüklem "varız" biçiminde
düzeltilebilir, ya da "bir sen varsın bir de ben varım" biçimiyle
cümledeki bozukluk giderilebilir.
Doğru seçenek C'dir.
IV. Tümleç Eksikliği
Nesne Eksikliği
Özellikle sıralı ve bileşik cümlelerde eyleme ya da eylemsiye,
ihtiyaç duyduğu nesne verilmezse bu durum anlatım
bozukluğuna yol açar.
– Şiir yazmanın insan ruhu üzerindeki etkisine değinerek
hepimize tavsiye etmiştin.
Bu cümlede temel cümleye "neyi" sorusunu yönelttiğimizde
cevap alamıyoruz. Cümle şöyle olmalıydı:
"Şiir yazmanın insan ruhu üzerindeki etkisine değinerek
onu hepimize tavsiye etmiştin."
– Cep telefonlarına çok para veriyoruz; fakat kullanamıyoruz.
– Dostlara sürekli övgüler yağdırmak da şımartır.

Dolaylı Tümleç Eksikliği
Bazı yancümlecik ya da temel cümlelerin dolaylı tümlece
ihtiyacı olduğunda onlara dolaylı tümleç verilmezse bu
durum anlatım bozukluğuna yol açar.
– Çocuğu yanına çağırıp bir şeyler söyledi.
Bu cümle, "Çocuğu yanına çağırıp ona bir şeyler söyledi."
biçiminde olmalıydı.
– Arabanızı temizleyin ve gereken özeni gösterin.
I. Onun da görüşlerini öğrenmek, yararlanmak istediler.
II. Herkes birbirine zarar vermeden yaşamayı başarabiliyorlar.
III. Onun aramızdan ayrılması yalnız bizim için değil, tüm
toplum adına büyük kayıptır.
IV. Arkadaşının sıkıntı çektiğini biliyor, sezdirmeden yardım
ediyordu.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde
anlatım bozukluğu, tümleç eksikliğinden kaynaklanmaktadır?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) I. ve IV.
D) II. ve IV. E) III. ve IV.
(1999 – ÖSS – ipt.)
Tümleç eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğunun
olduğu cümleler I. ve IV. cümlelerdir. I. cümle: "Onun da
görüşlerini öğrenmek, ondan yararlanmak istediler." IV.
cümle ise: "Arkadaşının sıkıntı çektiğini biliyor, sezdirmeden
ona yardım ediyordu." biçiminde olması gerekir.
Doğru seçenek C'dir.
Zarf Tümleci Eksikliği
Cümlede her eylem ya da eylemsi aynı zarf tümlecini
almayabilir. Bu durumda eylem ve eylemsilere onlara
uyacak zarf tümleçleri verilmelidir.
– O her zaman doğru söyler, yalan söylemez.
Bu cümlede ikinci cümle, birincinin zarf tümlecini alamaz;
alırsa cümlenin anlamı bozuk olur. İkinci cümleye ayrı bir
zarf tümleci verilmelidir. Cümle, şöyle olmalıdır: "O her
zaman doğru söyler, hiçbir zaman yalan söylemez."
– Dün beni yanına çağırdı ve bir süre dertleşti.
Bu cümlede, "Dün beni yanına çağırdı ve benimle bir süre
dertleşti." biçiminde olmalıydı.
– Çocuğa kırıldığını ve bir süre görüşmek istemediğini
söyledi.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu
yoktur?
A) Keban Barajı, enerji açığına büyük katkıda bulunarak
ülkemizi rahatlatmıştır.
B) Bu suçu işleyenler, para cezasıyla iki aydan üç
yıla kadar hapis yatıyor.
C) Kadın, çocukluk günlerini hatırlatmamızı istemediğini
söyledi.
D) Ünlü bir Fransız sanatçı, bu konuda bize katılmadığını
söyledi.
E) Yağmurun az yağması, bitkilerde ve su kaynaklarında
kuraklığa sebep oldu.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne eksikliğinden
kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır?
A) Ön sıradaki öğretmen beni, ben de onu tanıyorum.
B) Topun fiyatı yüksek olmasına karşılık çok da kaliteli
değil.
C) Kitap çok pahalı, üstelik de kaliteli değildi.
D) Tüm kitaplarını raftan indir ve onları güzelce temizle.
E) Dershanemizin öğrenci sayısı azımsanmayacak
kadar fazla.
3. "Okuduğumuzu anlamazsak, onlardan bir sonuç
çıkarılamaz."
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu cümledekine
benzer bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Testleri yanında, kitabı ve defteriyse evde kalanlar
şu tarafa ayrılsın.
B) Çobanın geçen gün yeni doğan yavrularından ikisini
yiyen köpeğinin kuduz olduğu anlaşıldı.
C) Sınavda çıkabilecek her soruya hazırlıklı olunduğundan
bu sınavı da hiç zorlanmadan kazandı.
D) Hepimiz tehlikedeydik; ama görev yerlerimizi
terk etmedik.
E) Çocukluk günlerini hatırlatan resimlere bakıyor,
bir hatıra olarak sakladığını söylüyordu.


4. Kahverengi gözlülerin katarakt olma olasılığı, mavi
veya yeşil gözlülere oranla yüzde 80 fazla olduğu
saptandı.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni,
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tamlayan eksikliği
B) Tamlanan eksikliği
C) Sözcüğün yanlış anlamda kullanılması
D) Tamlayan eki eksikliği
E) Dolaylı tümleç eksikliği
5. Edebiyat dünyasında senden çok sevebileceğim bir
şairin olamayacağını mı söylüyorsun?
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nesne eksikliği
B) Anlam belirsizliği
C) Yüklem eksikliği
D) Özne-yüklem uyumsuzluğu
E) Tamlama yanlışlığı
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gereksiz
sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım
bozukluğu vardır?
A) Bahçesinde çalıştığımız adam, bize günlük yevmiyelerimizi
vermedi.
B) Fecr-i Âti topluluğunun en güçlü şairi, şüphesiz
Ahmet Haşim olabilir.
C) Danıştay kararıyla kazandığı ihaleler, elinden
alındı.
D) Van Gölü de kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya,
diyor yetkililer.
E) Her başın ağrıdığında bir ilaç almamalısın.
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu
vardır?
A) Kentin bütün sokakları bayraklarla donatılmıştı.
B) Herkes kendi evinin önünü temiz tutsa, tüm mahalle
temizlenir.
C) Arabalara sırayla binilip pikniğe gidildi.
D) Olay yerine gelen askeri ve emniyet yetkilileri,
bize de bazı sorular sordu.
E) Konuklara verilen meyve suyu ve pasta onları
memnun etmişti.
8. Bir sokak çocuğuna yardım etmek, topluma kazandırılması
için çalışmak çok önemlidir.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu, aşağıdaki
değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?
A) "yardım etmek" yerine "yardım yapmak" getirilerek
B) "kazandırılması" sözcüğü "kazandırılmasına" yapılarak
C) "topluma" sözcüğünden önce "onu" getirilerek
D) "önemlidir" yerine "önem verilmelidir" getirilerek
E) "topluma kazandırılması" söz öbeğinden önce
"onun" getirilerek
9. Doktor, çocuğa kepekli veya çavdar ekmeği yedirmemizi
önerdi.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni,
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tamlama yanlışlığı
B) Tamlayan eksikliği
C) Sözcüğün yanlış anlamda kullanılması
D) Nesne eksikliği
E) Yanlış bağlaç kullanılması
10. Üniversite sınavını bin bir zorlukla kazanan öğrenciler,
istedikleri gibi yararlanamıyorlar.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun benzeri,
aşağıdaki cümlelerin hangisinde vardır?
A) Öğrencileri ne dinliyorsun ne de onlara yardım
etmiyorsun.
B) Siz, ömründe çok az veya hiç gülmeyen birini
gördünüz mü?
C) Milli takımımızın ilk maçta kaybolan morali, bu
maçta yerine geldi.
D) Belediye, toplu taşıma ücretlerine zam yapma
yerine indirim yaptı.
E) Romana, gereken ilgi gösterilmediği için üzülüyor.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu
yoktur?
A) Her gün mahallemizden geçen eskici bugün niye
geçmedi?
B) Adamı görür görmez onun böyle bir yüzsüzlük
yapacağını hemen anladım.
C) Dün akşamdan beri, İstanbul'dan gelecek olan
konukları bekledik.
D) Sence aramızdaki bu görüş ayrılığının sebebi niye?
E) Adamın sahip olduğu tüm servetini Çocuk Esirgeme
Kurumu'na bağışlaması anlamlıydı.
8
Anlatım Bozuklukları TÜRKÇE
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu
vardır?
A) Üniversitede kendisiyle aynı sırayı paylaştığım bir
arkadaştı o.
B) Duyduğuma göre bir köy ilkokulunda öğretmenmiş.
C) Bir gün onu ziyaret etmeye karar vermiştim.
D) Okula vardığımda beni eski kıyafetler içinde bir
adam karşıladı.
E) İlk bakışta ne ben onu, ne de o beni tanıyabildi.
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu
vardır?
A) Ben de bir çay alıp masaya oturdum.
B) Çaya şekeri fazla attığım için içememiştim.
C) Hemen görevliyi çağırıp çayı ona verdim.
D) Bir çay daha alıp almamakta kararsızdım.
E) Ve kararımı verip orayı terk ettim.
14. Onu hep aradım, ihmal etmedim.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Özne-yüklem uyumsuzluğu
B) Dolaylı tümleç eksikliği
C) Zarf tümleci eksikliği
D) Özne eksikliği
E) Yanlış sözcük kullanımı
15. Atasözleri kalıplaşmış sözler olduğu için onlarda
değişiklik yapılırsa anlatım bozukluğu olur.
Aşağıdaki atasözlerinin hangisi bu açıklamaya
örnek olur?
A) Göle su gelinceye kadar kurbağanın gırtlağı patlar.
B) Esmere al bağla, karşısına geç ağla.
C) Ek tohumun hasını, çekme kaygısını.
D) Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar.
E) Abanın kadri yağmurda bilinir.
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu
vardır?
A) Aldığı işi bitirebilmek için bir hafta boyunca evine
kapandı.
B) Herkesin çektiği sıkıntıyı sen de çekersin.
C) Yaşanmamış hatıralar, belki de insanın hayatında
hep özlem olarak kalacaktır.
D) Yabancılarla konuşabilmek, orada üstünlük sayılırdı.
E) Bazı sözcüklerin anlamını bilmese de, o sözcükleri
kullanır.
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu
yoktur?
A) Marketten aldığınız süt şişelerinin kapağını ilk siz
açıp içmelisiniz.
B) Senin bu söylentilerine bakılırsa, bizim içimizde
bu işi başaracak kimse yok.
C) Çanakkale Savaşı'nda düşmanla karşılaştıklarında
bir çok askerimizin süngüden geçtim, mermisi bile
yoktu.
D) Kurtlarla ağılın hemen yanında boğuşan yaşlı çobanın
köpeği, kendi de yaralanmıştı.
E) Herkes bu yaşlı kadına inanmış, kimse onun yalan
söyleyebileceğine ihtimal vermemişti.
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım
bozukluğu vardır?
A) Yapılan anlaşmaya iki taraf da uyacağını söylemişti.
B) Bu anlaşmanın kimleri etkileyeceği henüz belli
değildi.
C) Bütün üyeler, başkandan bir açıklama bekliyordu.
D) Başkan, üyelerin beklentilerinin belki de farkındaydı.
E) Üyelerin hepsi başkanla görüşebilmek için sıraya
girdiler.
19. Başım ne zaman dara düşse babamı arar,…
Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa,
cümlede anlatım bozukluğu olmaz?
A) ilgilenmesini isterim.
B) sorunlarımı uzun uzun anlatırım.
C) ondan yardım isterim.
D) biraz zaman ayırmasını isterim.
E) o da yardımcı olmaya çalışır.
DOĞRU SEÇENEKLER
1.D 2.B 3.C 4.D 5.B 6.A 7.D 8.E
9.A 10.D 11.A 12.E 13.B 14.C 15.A 16.C
17.E 18.E 19.C

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder