KÖK : Bir kelimenin, daha küçük parçalara
ayrılmayan, anlamlı en küçük parçasına
denir. Kelime kökü, kelimenin tamamı ile ilgili olmalıdır.
Örnek:
“Okul” kelimesinin kökü, “oku”
fiilidir. Fakat bu kelimede “ok” kısmı da bir anlam taşır. Ama okul ile ok
arasında bir ilgi yoktur.
Kökler
dilin ana malzemesi olup bilemediğimiz zamanlardan beri vardır.Sonradan
yapılmazlar.İhtiyaç duyduğumuz kelimeler bu köklerden faydalanılarak yapılır.
Kökler
iki çeşittir:
1. İSİM
KÖKLERİ
Bir
varlığı, niteliği, ilgiyi veya duyguyu en kısa biçimde tanıtan köklere denir.
Dört çeşittir:
a) Varlık
kökleri : Çöl, yol, sıra, ev...
b) Nitelik
kökleri : İyi, güzel, kötü...
c) Duygu
kökleri : Ah, vah, tüh, ey...
d) İlgi
kökleri : Ben, sen, o, ile, için...
İsim kökleri cümle içinde “isim,
zamir, zarf, sıfat, edat, bağlaç ve ünlem” göreviyle kullanılabilir. Dilimizde
isim kökleri en fazla üç heceden oluşur.
Örnek: Karınca, kelebek, araba...
İsim kökü içine “yansıma kök” dediğimiz doğa
ses ve görüntülerinden esinlenerek yapılmış kökler de girer.
fış – kır-
miyav-la-
çıt-ırtı
fıs- ılda-
2. FİİL
KÖKLERİ
İş,
oluş,hareket ve durum bildiren köklere fiil kökleri denir.
Örnek: Gel-, otur-, ver- ...
Dilimizde
hem fiil hem isim kökü olarak kullandığımız kelimeler de vardır. Bunlara “ ortak kök” denir.Bu kelimeler tek
anlam taşımalarına rağmen diğer köklerin tersine hem isim hem fiil eklerini
alabilirler.Bu kökleri sesteş (eş sesli) kelimelerle karıştırmamak
gerekir.Sesteş kelimeler, iki ayrı kelimedir, ortak kök ise tek bir anlamı
olan, kullanıldığı yere göre fiil ya da sim olan kelimedir.
Örnek:
eski
- y – en giysi
fiil kökü
eski
ortak kök
eski -ci
isim kökü
ağrı
- lar
isim kökü
ağrı
ortak kök
ağrı - yor
fiil
kökü
taş-
taş – kın su
fiil kökü fiil kökü
sesteş
kelimeler
taş taş – lık arazi
isim kökü isim kökü
GÖVDE
Bir dilde bulunan isim ve fiil
kökleri varlıkların, kavramların, hareketlerin teker teker karşılığını verecek
kadar çok değildir. Gerekli olan kelimeler bu köklere yapım ekleri getirilerek
sağlanır. Bu yolla yapılmış kelimeler gövde denir.
Bir
kelimenin gövde olabilmesi için en az bir yapım eki alması gerekir.
Örnek:
] Uç
— ak → İsim gövdesi
Fiil kökü
Yapım eki
] Göz — le- → Fiil gövdesi
İsim
kökü Yapım eki
] Ev
— ci → İsim gövdesi
İsim
kökü Yapım eki
] Uç
—ur- → Fiil gövdesi
Fiil kökü
Yapım eki
EKLER
¶Dilimizi
kullanışlı hâle getiren; aynı kelimelerle farklı anlamlar ifade edilmesini,
kelime haznesinin genişlemesini sağlayan, eklerdir.
EK
¶Kelimelerle
cümleler kurmak, onlara cümle içinde görev yüklemek ve kelimelerden yeni
kelimeler türetmek amacıyla onlara eklenen seslere/hecelere ek denir.
Kelimelere cümlede görev
yüklenirken ve onlardan yeni kelimeler türetilirken öncelik yapım eklerinindir.
Yapım eklerinin üzerine çekim ekleri gelir. Ama bir iki ek haricinde çekim
ekinin üzerine yapım eki getirilemez.
Ekler kendilerinden önceki
kelimelere bitişik yazılır. Yalnız, “mİ” soru eki her zaman ayrı yazılır;
“ek-fiil”in kendisi, yani “i-(mek)” de ayrı ya da bitişik yazılabilir. Zaten
ek-fiil bitişik yazıldığında düşer, sadece zaman eki kalır:
mi: Gelmedi mi?
i(mek): Gelecek idi, gelecekti
Ekler yapım ve çekim ekleri
olmak üzere ikiye ayrılır. Yapım ekleri anlam; çekim ekleri de görev belirler.
EKLERLE
İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER:
İsim kökü
1)Türkçe’de
dört çeşit –ı, -i, -u,-ü vardır. Bunların farkı cümlelerden anlaşılır.
Ev-i yandı (İyelik eki)
Ev-i yıktılar (Hâl eki)
Veli-nin ev-i (Tamlama eki)
Gez-i, yaz-ı (Yapım eki)
2)
İyelik ekleri ile kişi ekleri karıştırılmamalıdır. İyelik ekleri isimlere, kişi
ekleri fiillere gelir.
Ev-i-m....İyelik eki , Geldi-m.....Kişi
eki
3)
Türkçe’de –ım, -im, -um, -üm ekleri hem iyelik eki, hem kişi eki, hem ek-fiil,
hem de yapım eki olarak kullanılabilir:
İç-im kan ağlıyor (İyelik eki)
İstediğin parayı vereceğ-im
(Kişi eki)
Bugün dünden daha iyiy-im
(Ek-fiil)
Gözlerin bir iç-im su....(Yapım
eki)
4)
–lar, -ler ekleri bazen çoğul eki, bazen kişi eki, bazen de yapım eki olarak
kullanılabilir:
Ev-ler şimdi daha güzel (Çoğul
eki)
Dün bize geldi-ler (Kişi eki)
Bu millet nice Kemal-ler
yetiştirdi. (Yapım eki)
NOT :
-lar, -ler ekleri özel isimlere gelip onların anlamlarını değiştirirse yapım
ekidir. Bu durumda kesme işareti kullanılmaz. Özel isme gelip çekim eki olursa
kesme işareti kullanılır.
Dün gece bize Mehmetler geldi.....Yapım
eki
Sınıftaki Mehmet’ler ayağa
kalksı)...Çekim eki
5)
Yapım ve çekim ekleri köklere getirilirken şu sıra izlenir:
Yaz-ı-s-ı –n -ı
Hal eki
Kaynaştırma harfi
İyelik eki
Kaynaştırma harfi
Yapım eki
Fiil Kökü
6) Aslında küçültme ve sevgi eki olan –cık bazen varlık
isimleri yapar .
Tepe-cik, yavru-cuk
Bu örneklerde küçültme anlamı
varken; (badem-cik) kelimesinde bir organın adı söz konusudur.
7)
–ı, -i, -u, -ü yapım ekleri hem fiilden isim yapar, hem de fiilden fiil yapar.
Kaz-ı çalışmaları başladı...Fiilden
isim yapma eki
Boyayı kaz-ı-dı..Fiilden fiil
yapma eki
8.
–ış, -iş ekleri bazen isim, bazen fiil yapar.
Tatlı bir bakışı vardı...
Fiilden isim yapma eki.
Birbirlerine bakıştılar...
Fiilden fiil yapma eki.
I. ÇEKİM EKLERİ
¶Kelimelerin
çekimlenerek değişik yerlerde ve görevlerde kullanılmasını sağlayan eklere
çekim eki denir.
Çekim ekleri, kelimelerin diğer
kelimelerle bağ kurmasını, kelimelerin cümlede görev almasını, hâlini,
sayısını, zamanını, şahsını belirtir. Kısaca çekim ekleri kelimelerin cümle
içerisinde kullanılmasını sağlar.
Kök veya gövde hâlindeki
kelimeler ancak çekim eklerini alarak diğer kelimelere bağlanır, zaman ve şahıs
anlamı kazanır.
Kardeş kitap yer sor.”
Bu kelime dizisi bu hâliyle
ancak bir kelime yığınıdır. Bir maksat, duygu, fikir, haber, bilgi ifade etmez.
Ancak “bu kelimelerle ne söylenmek istenebilir”, sorusundan hareketle bir
şeyler uydurulabilir ki bu yolla bu kelimelerin ne için söylendiği kesin olarak
bilinemez.
Öyleyse bu kelime yığınını
anlaşılır hâle getirmek için çekim eklerine ihtiyaç vardır. Çeşitli çekim
ekleriyle bu kelimelerden anlamlı cümleler çıkarabiliriz:
Kardeşine kitabın yerini sor.
Kardeşimden kitapların yerini
soracağım.
Kardeşin kitabının yerini sordu.
Çekim ekleri eklendiği kelimenin
anlamını değiştirmez. Çekim ekleri yeni kelimeler türetmeye yarayan ekler
değildir; yani bu ekler kelimenin anlam ve türlerini değiştirmeyen eklerdir.
Yukarıdaki örnekte değişik çekimlere rağmen kelimelerin anlamlarının
değişmediği görülür.
Çekim ekleri getirildikleri
kelimenin türüne göre ikiye ayrılır:
İsim çekim ekleri ve Fiil çekim
ekleri
A. İSİM ÇEKİM EKLERİ
¶İsimlerin
ve isim soylu kelimelerin sonuna gelerek onları diğer isimlere, edatlara,
fiillere bağlayan; cümle içindeki görevlerini belirleyen, ait oldukları
kişileri belirten ve isimlerin çeşitli durumlarını bildiren eklerdir.
İsim çekim ekleri şunlardır:
Hâl ekleri: -i, -e, -de, -den,
-in, -ce, -le
İyelik ekleri: -m, -n, -i, -si,
-miz, -niz, -leri
Çoğul eki: -ler
Soru eki: mi
Ek-fiil: -dir, -idi, -imiş
Tamlama ekleri: -in,
1. HÂL (DURUM) EKLERİ
¶İsimleri
isimlere, fiillere, edatlara bağlayan, diğer kelimelerle ilişki kurarak
isimlerin cümlede görev kazanmasını sağlayan eklerdir.
İsmin hâllerinin başında yalın
hâl (nominatif) gelir, ama bu hâlin eki olmadığı için sıralamaya dahil etmedik;
isimler konusunda işlenmiştir.
a. Belirtme/Yükleme Hâl Eki (-i )
Fiildeki işten, hareketten,
eylemden etkilenen varlığı belirtir. Yani bu eki alan isimler cümlede belirtili
nesne görevinde bulunur.
ev-i gördüm, kapı-y-ı açtım,
okul-u boyadılar, gül-ü koparmayın...
İsmi fiile bağlar.
Çocukları buradan
kim alacak?
Babası çocuğu çağırdı.
Şimdi soruları
cevaplayın.
Burada kimi
bekliyorsunuz?
Not:Türkçe’de
dört çeşit –ı, -i, -u,-ü vardır. Bunların farkı cümlelerden anlaşılır.
Ev-i yandı (İyelik eki)
Ev-i yıktılar (Hâl eki)
Veli-nin ev-i (Tamlama eki)
Gez-i, yaz-ı (Yapım eki)
b. Yönelme Hâl Eki (-e )
]İsimleri
fiillere, bazen de edatlara bağlar.
Yönelme hâlinde, ismin
belirttiği kavrama yöneliş, dönme söz konusudur.
okul-a git, ev-e dön...
]Eklendiği
kelimelere farklı anlamlar katar ve değişik anlam ilişkileri kurar.
]Yönelme,
yaklaşma, ulaşma bildirir. Bu eki alan kelimeler cümlede dolaylı tümleç ve
yüklem olabilir:
Bugün okula gitti.
Benim itirazım yapılan haksızlığa.
(haksızlığadır: yüklem)
Fiyat, araç ile anlamı katar:
Kitabı bin liraya aldı.
(karşılığında)
Bu iş kaç paraya olur?
]Zaman
bildirir, zarf tümleci yapar:
Bu iş sabaha biter.
Haftaya size
gelelim.
]Yer
bildirir:
Bizi karşılamak için kapıya
geldi.
]İsimleri
edatlara bağlar:
Akşama kadar
okulda ders çalıştık.
Sabaha karşı
varırız.
Yaşına göre
ağır bir işte çalışıyordu.
]Deyim
kurar:
Ağzına geleni
söyler.
İşleri yoluna koymak
Başına buyruk.
Başa gelen
çekilir.
Çok cana yakın bir
çocuktu.
]İçin,
aitlik, amaç ilgisi kurar:
Bunu size aldık. (sizin
için)
Sana bir
iyilik düşünüyorlar. (senin için)
Annesini görmeye gitti.
]İkilemeler
kurarak durum bildirir:
Otobüse nefes nefese
yetiştiler.
İki ahbap kafa kafaya
vermiş...
] “-an,
-en” sıfat-fiil ekleriyle birleşerek abartma anlamı veren ikilemeler kurar:
Soran sorana,
geçen geçene,
giden gidene...
]Şekilce
çekimli fiil olan fakat fiil özelliğini kaybetmiş söz gruplarına gelir:
Geçmiş olsuna gitti. (demeye)
c. Bulunma Hâl Eki (-de )
]İsimleri
fillere bağlar.
ev-de oturma, okul-da öğren,
yurt-ta kaldı, devlet-te bulunuyor...
]Cümlede
dolaylı tümleç, zarf tümleci ve yüklem yapar:
Eski İstanbul'da ne güzel
günler yaşanmış. (dolaylı tümleç)
Saat yedide mi
gelecekmiş? (zarf tümleci)
Her şey yerli yerinde.
(yüklem)
]Zaman
bildirir:
Okullar bu yıl da eylülde
açılacak. (zarf tüml.)
]Fiili
durum yönüyle niteler:
Suyu bir yudumda içti.
(zarf tüml.)
Siz ayakta kaldınız.
Çamaşırları elde yıkıyormuş.
]Zaman ve
sayı bildiren kelimelere eklenerek ölçü, miktar bildirir:
Yılda yirmi
gün izni var.
Haftada bir
geliyor.
Yüzde yetmiş
başarı vardı.
]İkilemeler
kurar:
Ayda yılda bir
uğrar oldu.
Elde avuçta ne varsa
bitti.
]Eklendiği
kelimeyi sıfat yapar:
Parmak kalınlığında
yaprakları var.
]Yapım eki
görevi görür:
Gözde
sanatçılarımızdandı.
Peyami Safa'nın "Sözde
Kızlar"ını okudun mu?
Sözde Ermeni
soykırımı...
d. Ayrılma/Uzaklaşma Hâl Eki (-den )
]İsimleri
fillere bağlar.
okul-dan çıktı, ev-den ayrıldı, yurt-tan geliyor, devlet-ten
istedi...
]Eklendiği
kelimeyi dolaylı tümleç yapar; yer, ayrılma, uzaklaşma bildirir:
Ali, evden yeni çıktı.
Birçok seneler geçti dönen yok seferinden.
]Edat
tümleci ve yüklem de yapar.
Gönüldendir şikâyet.
(yüklem)
Bebek gürültüden uyandı
(edat tümleci)
Yalnızlıktan
sıkıldım. (edat tümleci)
]Durum
bildirir:
Yağmur hafiften yağıyor.
Ben onu yakından tanırım.
]Üstünlük,
karşılaştırma bildirir:
Kıldan ince
baldan tatlı
Erzurum’dan soğuk
şehir yok.
Bundan iyisi
bulunmaz.
]Bütünün
parçasını, bütünden ayrılmayı ifade eder:
Verilen pastadan bir
dilim yedi.
Soruların cevabını sözlerimden
çıkaracaksınız.
Canından can
vermek istiyordu.
]İsimleri
edatlara bağlayarak edat grubu ve edat tümleci oluşturur:
Akşamdan beri
seni arıyoruz.
Yemekten sonra
çayı nerede içeceğiz?
]Sebep
bildirir:
Soğuktan tir tir
titriyordu.
Yorgunluktan
uyuyuverdi.
]İsim
tamlamalarında tamlayan ekinin (-in) yerine kullanılır:
Geçen gün öğrencilerden
biri yanıma geldi.
Bu ürünlerden hangisini
istediğinizi söyleyin.
]Yapım eki
özelliği kazanarak eklendiği kelimeyi sıfat yapar:
Sıradan
insanlarla düşüp kalkma diyordu.
Sudan
sebeplerle buradan ayrılıp gitti.
Toptan satış
Uzaktan akraba
En içten duygular
]İkilemeler
kurar:
Zavallı çocuk günden güne
eriyor.
Baştan başa
bizim bu topraklar.
Durumumuz yıldan yıla
kötüye gidiyor.
Dünden bugüne
ne değişti ki...
]Varlıkların
neden, hangi maddeden yapıldıklarını bildirir:
Üstüne yünden bir kazak
almıştı.
Tahtadan
kılıçlarla oynuyorlardı.
Ayı derisinden post;
Rus’tan dost olmaz.
]Zaman
anlamlı kelimelere gelerek zaman anlamı katar:
Bu işi dünden
halletmeliydik.
Yarın geceden yola
çıkmayı düşünüyoruz.
e. Eşitlik Hâl Eki (-ce )
]İsimlere
ve isim soylu kelimelere eklenerek çeşitli anlamlar katar. Türkçe'nin işlek
eklerinden biridir. Bu eki alan kelimeler cümlede zarf tümleci ve yüklem olarak
kullanılır. Tür olarak da isim, sıfat ve zarf türetir.
ben-ce, okul-ca, yurt-ça,
sert-çe...
]Gibi,
benzerlik anlamları katar:
Çocukça
davranışları vardı.
İnsanca hareket
etmeliyiz.
]Yüklem
yapar:
Onun davranışları çok zaman delicedir.
]Bakımında,
yönüyle anlamı katar:
O sizden kiloca biraz
daha düşük.
Akılca
birbirinizden farkınız yok.
]Göre
anlamı katar, edat gibi kullanılır:
Sence bu
yaptığın doğru mu?
Bence bu
doğru.
]Çokluk,
abartma anlamı katar:
Evinde yüzlerce kitabı
var.
]Zaman
bildiren isimlere gelerek eşitlik, süresince, boyu anlamı katar:
Bu okulda yıllarca
çalıştım dedi.
O gün sizi saatlerce
bekledik.
]Birliktelik,
beraberlik anlamı katar:
Bu kararı sınıfça aldık.
Bugün milletçe
sevinçliyiz.
]Durum
bildirir; zarf tümleci yapar:
Anlatılanları sessizce
dinledi.
Düşüncelerini açıkça dile
getirdi.
Elazığ'dan gizlice
ayrıldık.
]Küçültme,
sınırlandırma anlamı katar:
Oralarda yaşlıca bir adam
dolaşıyordu.
Fatih, büyükçe bir taşı
alıp denize atıverdi.
f. Vasıta Hâl Eki (-le )
] “ile”
edatı kaynaklıdır; “i” düşürülerek kullanılır.
]Ünlüyle
biten kelimelere eklenirken araya y kaynaştırma harfi girer:
masa→masa-y-la.
]Ünsüzle
biten kelimelere eklendiğinde –la, -le şeklindedir:
kalem→kalemle.
]İsim ve
isim soylu kelimelere eklenerek değişik anlamlar katar. Bu eki alan kelimeler
cümlede zarf tümleci, edat tümleci ve yüklem olarak kullanılır.
]Edat
tümleci yapar:
Mor bulutlarla açık
türbene çatsam da tavan. (edat tüml.)
]Durum
bildirir; zarf tümleci yapar:
İşi kolaylıkla başardı.
Ayağına gelen topa hızla
vurdu.
Babasını sevinçle
karşıladı.
]Yüklem
yapar:
O artık bizimledir.
]Birliktelik
anlamı katar:
Öğrencileriyle geziye
gitmişti.
]Araç,
alet bildirir:
Arabasıyla evimize
kadar getirdi.
İğneyle kuyu
kazıyorsun.
] “ve”
bağlacı görevinde kullanılır:
Annemle kardeşim
buraya geldiler.
Baki’yle Fuzuli,
16. yy. şairleridir.
]Sebep ve
zaman bildirir:
Rüzgârın etkisiyle dallar
sallandı.
Sonbaharın gelmesiyle
soğuklar artmıştı.
Zilin sesiyle yarışma
bitti.
g. İlgi Hâl Eki (tamlayan eki)
(–(n)in )
]İsimleri
isimlere bağlayarak tamlama kurmaya yarar.
]Bu ek
birinci tekil ve çoğul şahıs için “–İm” şeklindedir: ben-im, biz-im.
]İsimleri
isimlere bağlar:
Benim elim
kanadı
Kitabın yaprağı
yırtılmış.
Yalancının mumu...
Gözlüğün camı...
]İsimleri,
zamirleri ve sıfat-fiilleri edatlara bağlar:
Bunu senin için yaptım
dedi.
]İsimleri
ve zamirleri fiillere bağlar:
Birincilik ödülü Atilla'nın
oldu.
En güzel ve mutlu yıllar sizlerin
olsun.
Not: “-den” eki tamlayan ekinin yerini tutabilir:
öğrencilerin bazıları→öğrencilerden
bazıları
onların biri→onlardan
biri
2. İYELİK EKLERİ
İsimlerin ve isim soylu
kelimelerin sonuna gelerek onların sahiplerini, ait oldukları kişileri belirten
eklerdir. Tamlayansız kullanıldıkları zaman bu eklere iyelik zamirleri de
denir. İyelik ekleri şunlardır:
Tekil Kişiler: Ben (-ım, -im, -um,-üm) Kitab-ım
Sen (-ın, -in, -un, -ün) Kitab-ın
O (-ı,
-i, -u, -ü, -sı, -si, -su, -sü) Kitab-ı, araba-sı
Çoğul Kişiler: Biz (-ımız, -imiz, -umuz, -ümüz) Kitab-ımız
Siz (-ınız, -iniz, -unuz, -ünüz) Kitab-ınız
Onlar (-ları, -leri) Kitap-ları
kitab-ım, kitab-ın, kitab-ı, kitab-ımız, kitab-ınız, kitap-ları
masa-m, masa-n, masa-s-ı, masa-mız, masa-nız masa-ları
su-y-um, su-y-un, su-y-u, su-y-umuz, su-y-unuz, su-ları
ne-y-im, ne-y-in, ne-y-i/ne-s-i, ne-y-imiz, ne-y-iniz, ne-leri
]İyelik
ekleri isim tamlamasında tamlanana gelir:
Zil, şal ve gül. Bu bahçede
raksın bütün hızı...
Şevk akşamında Endülüs üç
defa kırmızı...
Aşkın sihirli şarkısı
yüzlerce dildedir.
İspanya neşesiyle bu
akşam bu zildedir.
Kapının kol-u,
işin baş-ı,
hayvan sevgi-s-i
]İyelik
ekleri bazen yer bildiren zamirlerden (işaret zamirleri) sonra gelerek belirtme
görevlerinde bulunur:
burası, ötesi, şurası...
]Sıfatlardan
sonra gelerek zamir yapar:
doğrusu, böylesi, başkası...
]Bazen
isimlerle ve sıfatlarla birlikte sevgi ve abartma ifade eder:
Camın
İstanbul.
Güzelim çiçekler
kurumuş
]İyelik
eklerinden sonra hâl ekleri gelebilir:
Baba-m-a soracağım.
Kardeş-i-n-i arıyormuş.
]-ler
ekiyle –i iyelik eki birlikte kullanılarak zaman bakımından genelleme yapılır:
akşamları, sabahları,
gündüzleri...
]İlgi
zamiri belirtili isim tamlamalarında tamlananın yerini tutabilir:
benim kalemim→benimki
onun eli→onunki
]Türkçe’de
üç tane “ki” vardır: “ki”, “-ki”, “-ki”
a. “ki” Bağlacı
]Sadece
“ki” biçimi vardır.
]Kendinden
önceki ve sonraki kelimelerden ayrı yazılır.
]Türkçe
değil, Farsça bir bağlaçtır ve Türkçe cümle yapısına aykırı olarak kullanılır.
] “ki” ile
başlayan bir ara cümle asıl cümlenin içinde kısa çizgiler arasında verilebilir:
Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli-
Yağmur yağmadı ki mantarlar ortaya çıksın.
Atatürk diyor ki: ...
Bir şey biliyor ki konuşuyor.
Ben ki hep sizin için çalıştım.
Sınavı kazanabilir miyim ki...
Baktım ki gitmiş.
b. “-ki” İlgi Zamiri
]Ek
hâlindeki tek zamirdir.
]Eklendiği
kelimeye -ki sadece isim tamlamasında tamlayana eklenir- bitişik yazılır ve bir
ismin (tamlananın) yerini tutar.
]Büyük ve
küçük ünlü kurallarına uymaz; sadece –ki şekli vardır:
senin kalemin→seninki,
Ali’nin eli→Ali’ninki, onun düşüncesi→onunki...
c. “-ki” Yapım Eki
]İsimlere
eklenerek yer ve zaman bildiren sıfatlar türeten ektir.
]Zaman bildiren
kelimelerin sonuna doğrudan eklenirken, yer bildiren sıfatlar türetirken “-dE”
hâl ekiyle birlikte kullanılır.
]Sadece
–ki ve az da olsa –kü şekilleri vardır:
bu yılki sınav, yarınki maç, dünkü film, bugünkü aklım...
masadaki kitaplar, duvardaki saat, evdeki hesap...
4. ÇOĞUL EKİ (–ler / –lar )
]Cins
isimlerine gelerek onların çoğul şekillerini yapar.
]Kelimeler
arasında ilgi kurmaz:
dağlar, fikirler, idealler,
öğrenciler, dertler...
]Özel
isimlere getirildiğinde:
1. Aile anlamı katar; -gil
ekinin yerine kullanılır, yapım eki görevinde olduğu için ayrılmadan yazılır
Yarın Ahmetlere
gideceğiz.
İzmir’e, amcamlara/dedemlere/teyzemlere
gideceğiz. (burada
özel isme getirilmemiş.)
Aliler bize
gelecekler.
2. Benzerleri anlamı katar,
kesme işaretiyle ayırarak yazılır:
Bu millet nice Fatih'ler,
Kemal'ler yetiştirecektir.
Bu topraklarda ne Çaldıran’lar,
ne Ridaniye’ler yaşandı.
3. Aynı ismi taşıyanları
belirtir:
Sınıftaki Ali’ler ayağa kalksın.
Hüseyin’lerin hepsi buraya
gelsin.
4. Abartma anlamı katar:
Çalışmak için ta Almanya’lara
gitti.
5. Topluluk kavramı bildirir:
Türkler, Yunanlar, Adanalılar,
Konyalılar...
Bunların dışında:
]İkilemeler
yapar:
Yıllar yılı bekledik.
]Abartma
anlamı katar, bazen “bir” kelimesiyle birlikte bu anlamı verir:
Ateşler içinde kıvranıyordu.
O gün dünyalar benim olmuştu.
Valizler dolusu kitapları ne
zaman almıştı.
Bir kumaşlar almış,
görmelisiniz.
Bir bahçeler var, sözle
anlatılmaz.
Bir zamanlar ne kadar şendik.
]Çoğul
zamirlere getirilerek tekrar çoğul yapar:
Bizler, sizler
]Saygı
veya alay anlamı katar:
Dostumuz nedense bizi
çağırmamışlar.
Müdür Bey döndüler mi?
]Her
anlamı katar:
Akşamları erken yemek yeriz.
Sabahları geç kalkarım.
] “Yaş”
kelimesine getirilerek yaşça yaklaşıklık bildirir:
O zaman henüz sekiz yaşlarında
idi.
]İyelik
üçüncü çoğul eki ve şahıs eki ile karıştırılmamalıdır.
Çocuklar (çoğul eki) annelerini
(iyelik eki) bekliyorlar (şahıs eki).
5. SORU EKİ (mi)
]Hem
isimlere hem de fiillere getirilen bir çekim ekidir:
Gelecek miydin? (fiile)
Sen misin? (isme)
]Her zaman
kendinden önceki kelimeden ayrı yazılır.
]Büyük ve
küçük sesli uyumu kurallarına uyar:
Salı mı?
Sen mi?
O mu?
Ölü mü?
]Soru
ekinden sonra gelen ekler kendisine bitişik yazılır.
Seni çağıran bu çocuk muydu?
]Vurguyu
kendinden önceki kelimeye aktarır. Yani mi soru ekinden önce gelen kelime
vurgulanan kelimedir:
Sular mı yandı? Neden
tunca benziyor mermer?
Şakaklarıma kar mı yağdı
ne var?
]Soru
anlamının dışında Pekiştirme görevinde
de kullanılır:
Güzel mi güzel bir yer burası.
6. EK-FİİL
]İsim
soylu kelimelerin sonuna gelerek onların yüklem olmasını sağlayan, ek hâlindeki
fiildir.
] “imek”
fiilinin ek olarak kullanımıdır. Genellikle bitişik yazılır.
]Dört kipe
göre çekimi vardır:
Geniş zaman
-di’li geçmiş zaman
-miş’li geçmiş zaman
Şart kipi
1. Geniş zaman
İsim soylu kelimelere kişi
ekleri getirilerek yapılır. Bunlar geniş zaman eklerinin yerini tutar. Üçüncü
kişilere “-dir” eki getirilir.
“insanım, insansın, insan(dır),
insanız, insansınız, insan(dır)lar”
Ben bir küçük kelebeğim.
Üstümüze doğan bir güneşsin sen.
Her taraf bugün bir başka
güzel(dir).
Bu ek fiillere getirildiğinde
kesinlik veya olasılık anlamı katar.
Ulaş şimdi tatil yapıyordur.
(olasılık)
Bu durumda işe gitmeyecektir.
(kesinlik)
2. – Görülen geçmiş zaman
Ek-fiilin bilinen geçmiş zaman
çekimi, kavramların ve varlıkların bilinen geçmişteki durumuna şahit olunduğunu
gösterir.
“idim, idin, idi, idik, idiniz,
idiler”
Bir güzelin hayranıydım. ←hayranı i-di-m
Dün daha heyecanlıydın. ←heyecanlı i-di-n
Merhametli biriydi. ←biri i-di
3. -Öğrenilen geçmiş zaman
Ek-fiilin bilinmeyen (öğrenilen)
geçmiş zaman çekimi, kavramların ve varlıkların öğrenilen geçmişteki durumunun
başkasından duyulduğunu anlatır.
“imişim, imişsin, imiş, imişiz,
imişsiniz, imişler”
Suçlanan ben-miş-im. ← ben
imişim
Meğer sen ne çalışkan-mış-sın. ← çalışkan imişsin
Adam yirmi yıldır evine
hasret-miş. ← hasret
imiş
4. Şart
Eklendiği isimlerle yancümlecik
kurar ve temel cümlenin şartını bildirir. Bazen karşılaştırma anlamı da katar.
“isem, isen, ise, isek, iseniz,
iseler”
Elbise ucuzsa hemen alalım. ←ucuz ise
Maaşlar düşük, giderlerse
oldukça fazla. ←giderler ise
(karşılaştırma)
Dikkat
Ben iyi bir okurum. Ek-fiilin geniş zamanı
Hep iyi kitaplar okurum. Şahıs eki
Benim okurum anlayışlıdır. İlgi eki ve iyelik eki
Öğrenciydi ek-fiil çekimi
Uyuyordu birleşik çekim
Öğrenciymiş ek-fiil
Uyuyormuş birleşik zaman
Öğrenciyse ek-fiil
Uyuyorsa birleşik zaman
Not: Ek-fiilin olumsuzu ek-fiilden önce “değil” kelimesi getirilerek
yapılır:
birinci değilim, değildim,
değilmişim, değilsem
7. TAMLAMA EKLERİ
Bu eklerden tamlayan eki (ilgi
eki: -in: kalem-in), isim hâl eklerinde; tamlanan eki (-i: uc-u) de iyelik
eklerinde anlatıldığından burada tekrarına lüzum görülmedi.
ù
Dilimizde fiiller çekimli hâlde
kullanılır. İkinci tekil şahıs emir çekimi hariç bütün fiiller çekim eki alarak
kullanılır.
¶Fiil
çekim ekleri, fiil kök veya gövdelerine eklenerek, fiillerin zamanını, yapılış
şeklini ve şahsını belirtirler.
Dilimizdeki fiil çekim eklerini
şu şekilde sınıflandırabiliriz:
Zaman ve şekil ekleri (haber ve
dilek kipleri)
Şahıs ekleri
Soru eki
Ek-fiil
Şimdi bunları tek tek
inceleyelim.
1. ZAMAN ve ŞEKİL EKLERİ
a. HABER KİP EKLERİ
Dilimizde üç temel zaman vardır:
Geçmiş zaman
Şimdiki zaman
Gelecek zaman
Ama bütün zamanları içeren
tasnif şudur:
Geçmiş zaman (Bilinen geçmiş zaman
ve öğrenilen geçmiş zaman)
Şimdiki zaman
Gelecek zaman
ve bunların hepsini kapsayan
Geniş zaman
Fiilde anlatılan işin, kılışın,
oluşun, hareketin, durumun bağlı bulunduğu zamana fiilin zamanı denir. Haber
kiplerinde de fiilin zamanı bildirilir. Yalnız aşağıda ele alınacak olan zaman
ekleri bazen kendi zamanlarını belirtmeyebilirler; çekim eki olmaktan
çıkabilirler veya anlam kayması sonucu başka bir zamanı belirtebilirler:
hünkârbeğendi, geçmiş (zaman),
gelecek (zaman), okur yazar... (yapım eki görevinde)
Bir gün Hoca pazara çıkar.
(çıkmış)... (anlam kayması)
Bu altı zamanı ifade eden ekler
şunlardır:
1. Görülen Geçmiş Zaman Eki
(-di )
Fiil kök veya gövdesine gelerek
görülen/şahit olunan ve bilinen geçmişe ait bir işin vb. anlatılmasını/hikâye
edilmesini/haber verilmesini sağlar:
Geldim, okumadın, yürüdü,
koştuk, söylediniz, ağladılar...
Diğer görevleri:
İkilemeler kurar:
Oldu bittiye getirdiler.
Zaman bildirme işlevini yitirip
yapım eki olarak kullanılabilir; sıfat ve isim olarak kullanılan kelimeler
türetir:
Mirasyedi (adam), şıpsevdi,
külbastı, imambayıldı, gecekondu, kaptıkaçtı...
2. Öğrenilen Geçmiş Zaman Eki (-miş)
Fiil kök veya gövdesine gelerek
görülmeyen/şahit olunmayan ve bilinmeyen geçmişe ait, başkasından duyulan bir
işin vb. anlatılmasını/nakledilmesini sağlar:
Uyumuşum, konuşmuşsun, sevmemiş,
durmuşuz, bilememişsiniz, almışlar...
Diğer görevleri:
Farz etme anlamı katar:
“Çay içen var mı?”, diyorlar.
Ben de “evet, ben bir çay tiryakisiyim.” diyormuşum.
Sonradan fark etme anlamı katar;
başkasından duyma söz konusu olmaz:
Dün çok yorulmuşum.
Teşekkür ederim, yemek güzel
olmuş.
Anlam kayması sonucu –yor eki
yerine de kullanılmakta:
Nasıl bir şey aramıştınız?
Zaman anlamını yitirip yapım eki
(sıfat-fiil eki) olarak kullanılabilir; sıfat-fiiller türetir; bu sıfat-filler
sıfat olarak kullanıldıkları gibi isimleşebilirler de:
Başlamış iş, verilmiş sadaka
geçmiş (zaman), ermiş (adam)...
3. Şimdiki Zaman Eki (-yor )
Fiil kök veya gövdesine gelerek
hâlen yapılmakta olan bir işin vb. anlatılmasını/bildirilmesini sağlar:
Zil çalıyor.
Öğrenciler teneffüse çıkıyor.
Dünya dönüyor, zaman geçiyor,
insanlık gelişiyor, ama Türkiye...
4. Gelecek Zaman Eki (-ecek )
Fiil kök veya gövdesine gelerek
daha sonra yapılacak olan bir işin vb. bildirilmesini sağlar:
Oraya gideceğim ve onu
göreceğim.
Bilmez ki giden sevgililer
dönmeyecekler.
Ömrüm böyle esrarlı geçecek ses
vermeden.
Zaman anlamını kaybedip yapım
eki olarak da kullanılır; sıfat-filler yapar; bu sıfat-fiiller isimleşebilir:
Sana dar gelmeyecek makberi
kimler kazsın?
Buralar yaşanılacak yerler
değil.
Geleceğini garantiye almalısın.
Alacaklı gibi duruyorsun.
Soğuk içecekler satılır mı
burada?
Yakacakları yazdan hazırlamalı.
5. Geniş Zaman Eki (-r, -ar, -er)
Fiil kök veya gövdesine gelerek
söz konusu olan işin vb. geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanların tümüne ait
olduğunun, yani her zaman tekrarlandığının bildirilmesini sağlar:
Seni ancak ebediyyetler eder
istiab.
Ağlarım,
ağlatamam; hissederim, söyleyemem
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce
alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil
ne de bir kol.
Her duvar, her kovukta şimdi
niye
Bir büyük göz niyaz eder,
ağlar
"Bitsin artık bu gizli
şüphe!" diye?
Bu ek zaman anlamını yitirip
yapım eki olarak da kullanılarak sıfat-fiiller yapar; bu sıfat-fiiller de
isimleşebilir:
Benzer soruları
daha önce cevaplamıştım.
Seninki çekilir dert
değil.
Okur yazar
oranı sürekli artıyor.
Uyurgezer, uçaksavar,
yanardöner, benzerleri...
Geniş zamanın olumsuz çekiminde
bu ekin kullanımı biraz izah gerektirir. Bazı şahıslarda olumsuzluk ekinden
sonra geniş zaman eki gelmezken bazılarında da “z” olarak kullanılır:
Gel-i-r-im→gel-me-m ek yok
Gel-i-r-sin→gel-me-z-sin z
Gel-i-r→gel-me-z z
Gel-i-r-iz→gel-me-y-iz ek yok
Gel-i-r-siniz→gel-me-z-siniz z
Gel-i-r-ler→gel-me-z-ler z
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce
alır yol;
Sallanmaz o
kalkışta ne mendil ne de bir kol.
b. DİLEK KİP EKLERİ
Dilek kipleri, iş, oluşu,
kılışı, durumu ve hareketi zamana bağlı olmadan, tasarı ve dilekle ilgili
olarak bildiren kiplerdir.
Dilek kipleri dörde ayrılır:
Dilek-şart kipi
İstek kipi
Gereklilik kipi
Emir kipi
Bu kiplere ait ekler şunlardır:
1. Dilek-şart kipi eki (-se)
Fiil kök veya gövdesine gelerek
söz konusu olan işin dileğe ve şarta bağlı olduğunun bildirilmesini sağlar:
Ağlarsa anam ağlar
İsterse, veririz.
Olursa bir şikâyet ölümden
olsun.
Dönersem kahpeyim millet yolunda
bir azîmetten
Ruhumun vahyini duysam da
geçirsem taşına
Uzanırken gece mehtabı getirsem
yanına
Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl
geçersen geç!
2. İstek kip eki (-e)
Fiil kök veya gövdesine gelerek
istek anlamı katar.
Bana sor sevgili kaari, sana ben
söyleyeyim
Sonra bir yer bulup oturdum.
Hadi bir sigara içeyim dedim
Bunu böyle bilesiniz.
Nereye dikilmek istersen
Söyle seni oraya dikeyim!
3. Gereklilik eki (-meli)
Fiil kök veya gövdesine gelerek
işin olması gerektiği anlamını katar:
Gül tenli, kor dudaklı, kömür
gözlü, sürmeli...
Şeytan diyor ki sarmalı, yüz
kere öpmeli..
Ya şevk içinde harap ol, ya aşk
içinde gönül!
Ya lâle açmalıdır
göğsümüzde yahut gül.
Hepsinin üstüne sevda
sözleri söylemeliyim
4. Emir kipi eki (-sin, -in(iz), -sinler)
Fiil kök veya gövdesine gelerek
ikinci ve onların aracılığıyla da üçüncü şahıslara emir verilmesini sağlar.
Birinci şahısların emir çekimi
olmadığı gibi ikinci tekil şahsın da çekimi olduğu hâlde eki yoktur:
Ağla ağla Sakarya!
Ey vuslat! O aşıkları efsununa ram
et!
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam
et!
Bu yazıyı acele yazsınlar!
Alın, bunları da okuyun!
2. ŞAHIS EKLERİ
¶Şahıs
ekleri, fiili şahsa bağlayan; fiildeki işi, kılışı, hareketi yapanı; oluşa ve
duruma sahip olanı bildiren eklerdir.
Şahıs eklerinin tekil ve çoğul
şekilleri vardır.
Kiplere göre şahıs ekleri
değişiklik gösterir; fiil kök veya gövdesinin ünlüyle veya ünsüzle bitişine
göre iki çeşit şahıs eki vardır:
1.Şimdiki, gelecek, geniş ve
-Öğrenilen geçmiş zamanlarla gereklilik ve dilek kiplerinde kullanılan kişi
ekleri:
-im, -sin, ---, -iz, -siniz,
-ler
bilir-im, bilir-sin, bilir,
bilir-iz, bilir-siniz, bilir-ler
geliyor-um, alacak-sınız,
olmuş-lar, bilmeliy-iz, gide-sin
2.–Görülen geçmiş zamanla
dilek-şart kipinde kullanılan kişi ekleri:
-m, -n, ---, -k, -niz, -ler
aldı-m, aldı-n, aldı, aldı-k,
aldı-nız, aldı-lar
alsa-m, alsa-n, alsa, alsa-k,
alsa-nız, alsa-lar
Emir çekimi de ayrı eklerle
yapılır:
git-sin, gid-in(iz), git-sinler
3. OLUMSUZLUK EKİ (-me)
Fiil kök veya gövdelerine
gelerek olumsuz çekimlerini yapar. Fiilin yapılmadığını, işin olmadığını
bildirir. Bütün fillere gelebilir:
Gel-me-di, al-ma-dı, ver-mi-yor, ol-mu-yor, bil-me-meli,
söyle-me!, dinle-me!
Bazı durumlarda ekin ünlüsü
daralır:
Gel-mi-yor, oku-mu-yor,
sev-mi-yor...
4. SORU EKİ (mi)
]Soru eki
isimlerden ve fiillerden sonra kullanılabilir. Eklendiği kelimeden ayrı
yazılır. ünlü uyumlarına girer.
Aldık mı?
Geldi mi?
Okudun mu?
Gördün mü?
]Soru
anlamının dışında başka görevlerde de kullanılır:
]Seçenek
sunar:
Alır mı almaz mı bilemem.
Şart, koşul bildirir:
Buraya geldi mi tepesi atıyor.
Derslerine çalıştı mı kazanır.
Yollar kapandı mı gelemez.
]Zaman
anlamı katar:
Hava bulutlandı mı yola çıkın,
dedi.
Buraya geldi mi size de uğrar.
]Şaşırma,
hayret, beklenmezlik bildirir; ünlem ifade eder:
Bir de onu karşımda görmeyeyim
mi!
Aniden babasına rastlamasın mı!
]Tehdit,
korkutma bildirir:
Sopayı elime aldım mı görürsün.
]Fiile
kesinlik anlamı katar:
Bakarsın buraya uğrar mı uğrar.
Sizin işinizi yaptı mı yaptı.
5. EK-FİİL
Fiillerin birleşik zamanlı
çekimlerini yapmayı sağlar:
“imek” fiilinin ek olarak
kullanımıdır. Genellikle bitişik yazılır.
çalışmış i-di-k→çalışmıştık
okuyor i-se→okuyorsa
okuyor i-miş-ler/okuyorlar imiş→okuyorlarmış
-Görülen geçmiş zamanın hikâyesi,
şartı; -Öğrenilen geçmiş zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı; şimdiki zamanın
hikâyesi, rivayeti, şartı; gelecek zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı; geniş
zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı; dilek-şart kipinin hikâyesi, rivayeti; istek
kipinin hikâyesi, rivayeti; gereklilik kipinin hikâyesi, rivayeti ve şartı
ek-fiil alabilir. Bunlar filler konusunda ayrıntısıyla işlenecektir.
ùù
II. YAPIM EKLERİ
¶Yapım
ekleri, mevcut kelimelerden (isim ve fiil köklerinden) farklı ve yeni anlamlı
kelimeler türetmeye yarayan eklerdir.
Nesneleri karşılayan isimlerle
hareketleri karşılayan fillerin kökleri farklıdır:
Gel-(-mek,-dim, -miş...)
Baba(-m, -lar, -dan)
Birbirine yakın olan nesne ve
hareketlere ait kelimeler aynı kökten türeyen kelimelerdir. ¶ Bu bakımdan türemiş
kelimelerin kökleriyle mutlaka bir anlam ilişkileri olmalıdır:
baş, baş-la-, baş-ar-, baş-ar-ı
sev-, sev-il-, sev-dir, sev-in,
sev-inç, sev-gi
göz, göz-lük, göz-cü,
göz-cü-lük, göz-lük-çü-lük...
Yapım ekleri isim ve fiil
köklerine gelerek yeni isimler ve filler türetirler. bu ekler kökten hemen
sonra gelirler. ¶ Çekim
ekleri yapım eklerinden sonra gelir:
bil-gi-ler, bil-dir-di;
göz-le-meliyim, göz-lük-ten...
Bu türemiş kelimelerden de
tekrar yeni kelimeler türetilebilir:
bil-gi-li,bil-dir-i
göz-lük-çü, göz-lük-çü-lük...
Bu bakımdan yapım eklerini iki
başlık altında inceleyebiliriz:
İsim yapan yapım ekleri: İsimden isim yapan ekler ve Fiilden
isim yapan ekler
Fiil yapan yapım ekleri: İsimden fiil yapan ekler ve Fiilden fiil
yapan ekler
1. İsim yapan yapım ekleri
İsim veya fiil kök ve
gövdelerinden yeni isimler türeten eklerdir. Türkçe’mizde sıkça kullanılan
yapım ekleri şunlardır:
a. İsimden isim yapan ekler
-lik
]Yer
isimleri yapar:
kömürlük, kitaplık, tuzluk,
odunluk, ağaçlık, zeytinlik, çöplük...
]Alet ve
araç isimleri yapar:
başlık, kulaklık, gecelik,
gözlük, önlük...
]Topluluk
isimleri yapar:
gençlik, insanlık, Türklük...
]Soyut
isimler yapar:
gençlik, insanlık, Türklük,
çocukluk, hanımlık, kardeşlik, Müslümanlık, kulluk, erkeklik, bilgelik...
]Sınırlama,
ayırma, ölçü tahsis anlamı taşıyan isimler yapar:
bayramlık, kışlık, akşamlık,
gömleklik, hediyelik, ömürlük, haftalık, aylık...
]Sıfatlara
gelerek durum bildiren isimler yapar:
iyilik, güzellik, küçüklük...
]Meslek
isimleri yapar:
öğretmenlik, doktorluk,
veterinerlik, eczacılık, arıcılık, demircilik, kılavuzluk, rehberlik...
]Bu ekle
türetilen ekler sıfat olarak da kullanılabilirler. İsimle sıfat arasında tür
farkı olduğu için bu yönde soru sorulabilir:
kışlıklar, kışlık odun;
günlüğüm, günlük masraf;
elbiselikler, elbiselik kumaş;
turşuluklar, turşuluk
biber;
kiralıktan, kiralık daireden,
satılıklar, satılık arsalar...
-ce
]Dil
isimleri yapar:
Türkçe, Almanca, Arapça,
Farsça..
]Yer
isimleri yapar:
Çatalca, Yenice, Çamlıca,
Taşlıca, Ilıca...
]Hayvan ve
bitki isimleri yapar:
delice, karaca, kokarca,
yumuşakça...
-ci
]İsim,
sıfat, zarf türetir:
sanatçı, kiracı, inşaatçı,
yolcu, çaycı, şakacı, duacı, milliyetçi, Türkçü, halkçı, sözcü, tiyatrocu,
kemancı...
gazeteci çocuk, şakacı insan...
akılcı (davranmak), Atatürkçü
(geçinmek)
-li
]Soyut ve
somut isimler ve sıfat türetir. Özel isimlere getirildiğinde kesme işaretiyle
ayrılmaz.
]Kişinin
nereli olduğunu bildirir:
Ankaralı, Konyalı, köylü,
kentli...
]Bir şeyin
içinde daha çok ne bulunduğunu bildirir:
Tuzlu, şekerli, acılı, tozlu...
]Soy,
devlet bildirir:
Osmanlı, Karahanlı, Selçuklu...
]Durum
(medenî hâl) bildirir:
Sözlü, evli, nişanlı...
]Renk
bildirir; ikileme kurar:
Mavili, yeşilli, kırmızılı, allı
yeşilli, sarılı kırmızılı...
]Kişinin
sahip olduğu özelliği bildirir:
Bilgili, tecrübeli, akıllı,
görgülü, saygılı, kültürlü, akıllı uslu...
]Diğerleri:
Gönüllüler, gönüllü (kişiler)...
İrili ufaklı, kadınlı erkekli...
-siz
-li ekinin olumsuzunu yapar. Ama
–li ekini almış her kelimenin –siz ile olumsuzu yapılmaz:
akıllı X akılsız doğru
bilgili X bilgisiz doğru
nişanlı X nişansız yanlış
köylü X köysüz yanlış
mavili X mavisiz yanlış
]İsim,
sıfat ve zarf türetir:
Korkusuz (çocuk), akılsız, susuz
(topraklar), tatsız, güçsüzler, ölümsüz, eşsiz, yersiz yurtsuz (kaldım),
kimsesiz, tarafsız (davranmalı)...
-ki
]Zaman ve
yer bildiren kelimelerden sıfat yapar. Bu sıfatlar isimleşebilir. –ki ve –kü
şekillerinde kullanılır.
bugünkü (maç), akşamki
(fırtına), geceki (soğuk), bugünkünü, yarınkinden...
]Yer
bildiren kelimelerde –de hâl ekiyle birlikte kullanılır:
Aşağıdaki (sorular), aşağıdakiler, sınıftaki (öğrenciler),
sınıftakiler, raftaki (eşyalar), yuvadaki (yavrular)...
-ti
]Yansımalardan
isim türetir:
çıtır-tı, cızır-tı, şakır-tı,
şıkır-tı, homur-tu, gıcır-tı…
Diğer ekler:
-e: göze
(kaynak)...
-cil: etçil,
otçul, insancıl, evcil, bencil, ölümcül...
-daş: vatandaş,
yurttaş, gönüldaş, anlamdaş, meslektaş...
-gil: Aligil,
Yaşargil, ancamgil...
-leyin: geceleyin,
akşamleyin, sabahleyin, gündüzleyin...
-nci: birinci,
üçüncü, sonuncu...
-er: üçer,
beşer, yedişer, dörder, altışar...
-cik: gelincik,
kızılcık, elmacık, kulakçık, karıncık...
b. Fiilden isim yapan ekler
Fiil kök ve gövdelerinden isim
türetirler.
Mastar ekleri
-mek
]Bütün
fiil kök ve gövdelerine getirilebilir. Fillerin isimlerini türetir. Bu yüzden
bu eklere isim-fiil (mastar) eki; bu kelimelere de isim-fiil (mastar) denir.
gel-mek, oku-mak, ye-mek, iç-mek, çalış-mak...
]Bu ek
kalıplaşarak kalıcı nesne isimleri de türetebilir; bunlar isim-fiil değil,
doğrudan isimdirler:
yemek, çakmak, ekmek, ilmek, kaymak,
-me
]-mek eki
gibidir. Ama –mek kullanılan her yerde
–me kullanılamaz. Bu ek de bütün fiil kök ve gövdelerine gelerek; onlardan fiil
ismi türetir (isim-fiil yapar):
başlama, okuma, yazma, nakletme,
hasta olma, danışma, sevme, inanma...
]Bu ek de
–mek gibi kalıcı nesne isimleri yapar:
Asma (yaprağı), bölme (işlemi),
danışma (memuru), dondurma (külâhı), kavurma, işletme, bağlama (:saz)...
]Bu ek
niteleme sıfatı da türetir:
Karma (liste), süzme (yoğurt),
yazma (eser), saçma (bir fikir), yapma (çiçek), asma (köprü), asma (kat)...
-iş
]Bu da
mastar ekidir. Diğerleri gibi bütün fiil kök ve gövdelerine getirilebilir.
Kalıcı nesne isimleri yapabilir:
Gülün açılış-ını seyret.
Kapının kapanış-ı çok ses
çıkarıyor.
Adam oturuş-undan bellidir.
seziş, biliş, alış, veriş,
anlayış...
]Kalıcı
nesne isimleri:
Bu görüşü benimsemedim.
Bir buluş yapmış ki sorma
Alış verişe çıkacağız.
Sende hiç anlayış yok mu?...
Çıkış ne taraftaydı?
Sıfat-fiil ekleri
Sıfat-fiil ekleri de mastar
ekleri gibi fiilden isim ve sıfat yapan işlek eklerdir:
-an
]Fiili
yapanı, edeni bildirir. İsim ve sıfat yapar:
Gülen, bakan, gelen, giden, gezen, yazan, bozan, çalışan,
kazanan...
-ası
]Sıfat ve
isim yapar:
Ölesi-m gelir,
Yok olası adam, kırılası eller
Öpülesi, geberesi, ölesi, bakılası...
-mez
]Olumsuzluk
bildirir. –°r’nin olumsuzunu yapar, ama her zaman değil:
Çıkmaz sokak, olmaz iş, yaramaz çocuk, bilinmez yerler...
Yılmaz, korkmaz, çıkmaz...
Ne geçmez zamanmış!
-r
]İsim ve
sıfat yapar:
Okur yazar, yazar kasa, bilir kişi, gelir gider, keser, güler
yüz...
-dik
]İsim ve
sıfat yapar:
Tanıdıklar, tanıdık kişiler,
olmadık iş, beklenmedik bir anda, sevin-diğ-imiz...
-ecek
]İsim ve
sıfat yapar:
alacak(lı), yakacak, yiyecek, giyecek, içecek(lerimiz), gelecek
zaman, içecek su, akacak kan, gelecek(ten haber ver-), olacak iş mi?...
-miş
]İsim ve
sıfat yapar:
Geçmiş, çok bilmiş, okumuş çocuk, dolmuş, yemiş...
Diğer ekler:
-im
]Eklendiği
fiille ilgili hâl, durum, iş ifade eder. O işle ilgili, o işten doğan varlık,
eşya, yer isimleri yapar.
Alım, satım, atım, yatırım,
seçim, ölüm, yıkım, verim, biçim, giyim, kuşam, takım, kavram, üretim, bölüm,
çözüm, uyum, çekim, (bir) yudum (su) ...
-gi
]Fiilin
bildirdiği hareketle ilgili çeşitli nesneleri karşılayan isimler yapar:
Sevgi, saygı, görgü, bilgi,
duygu, örgü, sergi, vergi, övgü, algı, tutku, uyku, biçki, baskı, içki, atkı,
keski...
-gin
]Anlama
büyüme ve aşırılık katar; yapanı, olanı bildirir; yapılan nesneyi veya işi
karşılar. Sıfat, isim ve zarf türetir:
Dalgın, azgın, kızgın, kırgın, salgın, baygın, bilgin, ergin,
bezgin, durgun, olgun, soygun, vurgun, baskın, seçkin, pişkin, yetişkin,
tutkun, küskün...
Keskin sirke, olgun davrandı, soygun yapılmadı...
-i
]İsim ve
sıfat türetir:
Yazı, sıkı, yapı, ölü, korku, batı, gezi, bölü, koşu, doğu, artı,
tartı, sürü, örtü, çeki, duru, sayı...
Korkunun ecele faydası yok.
Doğuyu, batıyı karıştırdık.
Ölü balıklar suyun yüzündeydi.
Yurdun batı tarafı soğuyacak.
-ici
]Çokluk,
aşırılık, devamlılık bildirir; -en sıfat-fiil eki gibi failin niteliğini
bildirir. Sıfat, isim ve zarf yapar:
Kalıcı, vurucu, bilici, alıcı, satıcı, dinleyici, görücü, bakıcı,
yırtıcı, geçici, kurucu, yüzücü, gidici, öğren(i)ci, dilen(i)ci...
Eskiden iyi yüzücü imiş.
Okuyucu sayısı günden güne
artıyor.
Bunlar üzücü hareketler.
Satıcı kadınlar dolaşıyorlar.
Pek yırtıcı
görünüyor/davranıyor.
-k
]Fiilde
bildirilen harekete uğramış olan veya o hareketten ortaya çıkmış nesneleri
karşılayan isimler yapar; bunlar sıfat ve zarf olarak da kullanılır:
Açık kapı, çürük diş, karışık işler,
hava soğuk,
açık konuşur,
bölük toplandı...
-ken
]İsim ve
sıfat yapar:
Çalışkan, üretken, alıngan, atılgan...
-ti: kızartı,
karartı, bağırtı...
-ek: konak,
durak, yatak, dönek, ürkek, korkak, bıçak...
-ç: inanç,
sevinç, usanç...
-ntı: alıntı,
akıntı, söylenti, toplantı, yaşantı, sarsıntı
-e: dize,
süre
ù
2. Fiil yapan yapım ekleri
Bu ekler isim ve fiil kök ve
gövdelerinden fiil gövdeleri türetirler:
göz→göz-le(mek)
bilgi-→bilgi-len(mek)-dir(mek)
sev-→sev-dir(mek)
bildir-→bildir-il(mek)
Fiil yapan ekler, isime veya
fiile getirilişine göre ikiye ayrılır:
İsimden fil yapan ekler
Fiilden isin yapan ekler
a. İsimden fiil yapan ekler
Bu ekler isim kök ve
gövdelerinden fiil gövdeleri türetirler:
İsim-len-dir-
Ad-lan-dır
İki-le-
Durgun-laş-
En çok kullanılan isimden fiil
yapan ekler şunlardır:
-le
]Çok
kullanışlı bir ektir. Birçok isimden fiil yapabilir:
Baş-la-, suç-la, su-la, taş-la-, av-la-, kış-la-, çın-la-, in-le-,
ter-le-, gece-le-, hafif-le-, karış-la-, kurşun-la-, perçin-le-, yuvar-la-...
-el
]Genellikle
sıfatlardan fiil yapar:
Çoğ-al-, dar-al-, az-al-, boş-al-, düz-el-, dik-el-...
-l
]Bazı
sıfatlardan oluş filleri yapar:
Kısa-l-, doğru-l-, sivri-l-, duru-l-, ince-l-...
-e
]Fazla
işlek değildir:
Yaş-a-, kan-a-, boş-a-, tün-e-, oy(u)n-a-...
-r
]Daha çok
renk isimlerinden sonra gelir:
Kara-r-, yaş-ar-, boz-ar-, ağ(k)-ar-, sar(ı)-ar-...
-de
]Yansımalara
getirilir:
Çıtır-da-, şırıl-da-, horul-da-, fısıl-da-, gürül-de-...
-mse
]Fazla
işlek değildir:
Az-ı-msa-, küçü-mse-, ben-i-mse-, öz-ü-mse-, kötü-mse-...
-se
]Fazla
işlek değildir:
su-sa-, garip-se-, önem-se-, mühim-se-...
-leş
]Bazı
isimlere getirilir:
Sert-leş-, taş-laş-, kötü-leş-, iyi-leş-, katı-laş-,
sağlam-laş-...
-len
]Bir şeye
sonradan sahip olma anlamı katar:
Ev-len-, can-lan-, hoş-lan-, us-lan-, iç-len-, dert-len-...
b. Fiilden fiil yapan ekler
Fiil kök ve gövdelerine
getirilerek fiil gövdesi türeten eklerdir:
-t
]Çatı
ekidir; geçişsiz fiilleri geçişli (oldurgan) yapar; geçişli fiillerin de
geçişliliğini artırır (ettirgen yapar). Genellikle ünlüyle biten fiillere
gelir:
Yürü-t-, acı-t-, ak-ı-t-, oku-t-, anla-t-, ağla-t-, ara-t-,
kızar-t-...
-r
]Çatı
ekidir. “-t” ile aynı görevdedir; oldurganlık ve ettirgenlik görevi vardır.
genellikle ünsüzle biten fiillere gelir:
Çık-a-r-, kop-a-r-, kaç-ı-r-,
uç-u-r-, bat-ı-r-, düş-ü-r-, iç-i-r-...
-dir
]Çatı ekidir;
geçişsiz fiilleri geçişli (oldurgan) yapar; geçişli fiillerin de geçişlilik
derecesini artırır (ettirgen yapar):
Yaz-dır-, sor-dur-, aç-tır-, çiz-dir-, sök-tür-, as-tır-,
koş-tur-...
-l
]Çatı
ekidir; edilgen ve dönüşlü fiil yapar:
At-ı-l-, soy-u-l-, yaz-ı-l, çiz-i-l-, ay(ı)r-ı-l-, gid-i-l-...
-n
]Çatı
ekidir; edilgen ve dönüşlü fiiller yapar:
Başla-n-, tara-n-, yıka-n-, bil-i-n-, sil-i-n-, sür-ü-n-, taşı-n-,
al-ı-n-...
-ş
]Çatı
ekidir; işteş fiil yapar:
Döv-ü-ş-, at-ı-ş-, tart-ı-ş-, gör-ü-ş-, uç-u-ş-, bekle-ş-,
it-i-ş-, selâmla-ş-...
-ele
]Devamlılık,
anlatılan işin art arda yapıldığını bildirir:
Kov-ala-, it-ele-, silk-ele-, dur-ala-, tep-ele-...
YAPILARINA
GÖRE KELİMELER
1.Basit Kelimeler: Hiç ek
almayan veya yapım ekleri dışındaki ekleri almış olan sözcüklere denir.
Ev, yol, git, otur, evler,
evi....
2.Türemiş Kelimeler : İsim veya
fiil köklerine çeşitli yapım ekleri getirilerek oluşan sözcüklerdir.
Evli, yolluk, gergin, başla, .
3.Birleşik Kelimeler :İki veya
daha fazla kelimenin birlikte kullanılmasıyla oluşan sözcüklerdir.
Dedikodu, mirasyedi, Karaköy...
Bunları birleşik isim, birleşik
sıfat ve birleşik fiil başlıkları altında inceleyebiliriz:
A) BİRLEŞİK
İSİMLER
Birleşik isim:
Kelime + kelime =
Birleşik isim
Yapısında olur.
1. İsim
tamlaması şeklinde
Tamlayan + tamlanan = Birleşik isim
Aslan +
ağız ı = Aslanağzı
2. Sıfat
tamlaması şeklinde
Sıfat + isim = Birleşik isim
Sarı +
yer = Sarıyer
3.Bir
isimle çekimli fiilin veya fiilimsinin yan yana gelmesi şeklinde
İsim + fiil veya fiilimsi = Birleşik isim
Gece + kondu = Gecekondu
Can + kurtaran = Cankurtaran
4.İki
çekimli fiilin yan yana gelmesi şeklinde
Fiil + fiil
= Birleşik isim
Biçer + döver
= Biçerdöver
Çek + yat
= Çekyat
B)
BİRLEŞİK SIFAT
Kelime + kelime =
Birleşik sıfat
Yurtsever bir milletin kalbinde yaşıyorsun.
Yurt + sever → Yurtsever
Kan kırmızısı elma
Birleşik sıfat
Yağlı boyalı oda
Birleşik sıfat
Yalan yanlış sözler
Birleşik sıfat
C) BİRLEŞİK
YAPILI FİİLLER
İki ya da daha fazla kelimenin
bir araya gelerek oluşturdukları fiillerdir. Üç yolla yapılır:
a)Yardımcı
fiille kurulan birleşik fiiller
İ S İ M
|
Yardımcı Fiil
|
et-
|
|
ol-
|
|
eyle-
|
|
kıl-
|
Yardım et-
Başarılı ol-
Not: Ol- yardımcı fiili tek başına da fiil olarak
kullanılabilir. Ben hep sizin yanınızda olacağım.
Örnek Soru: “Olmak” fiili
aşağıdaki cümlelerin hangisinde yardımcı fiil olarak kullanılmıştır? (1996 – FL
/ AÖL)
A)Gideli iki
yıl oluyor. (Zarf Tümleci)
B)Her
şeyden önce insan olmalı.
(Yüklem)
C)Evimizin
bir de bahçesi olmalı. (Özne)
D)Bu yaz
ekinler erken oldu. (Zarf
Tümleci) CEVAP: B
Çözüm: ol-
kelimesi tek başına yüklem olduğu zaman, yanındakini fiilleştirmek yerine
onları özne, nesne veya tümleç olarak alır.
NOT: Yardımcı fiille oluşturulan birleşik fiillerde ses düşmesi veya
ses türemesi oluşuyorsa fiil bitişik yazılmalıdır. Eğer ünlü düşmesi veya ünsüz
türemesi olmuyorsa ayrı yazılır.
Sabır-et- sabret-
(Ses düşmesi)
Af-et- af-f-et- (Ses türemesi)
Terk et-
Namaz
kıl-
Hasta ol-
Örnek
Soru: Hangi cümlede birleşik fiil yoktur? (1993 EML)
A) Bahçede
çalışan komşumuza yardım edelim.
B) İnsanları
fikirlerinden dolayı küçümsemeyin.
C) Sabahtan
beri içimde bir eziklik hissediyorum.
D)Dayıma,
sabah erkenden telefon ettim.
b)Anlamca
Kaynaşmış Birleşik Fiiller ( Deyim Halindeki Birleşik Fiiller)
Kelimelerin gerçek anlamlarından
sıyrılmasıyla yani mecaz anlamda kullanılmasıyla oluşan birleşik fiillerdir.
–mek. –mak mastar ekinin alabilen deyimler bu gruba girer. Veya ; isim soylu kelime ya da kelimelerle
bir fiilin bir araya gelmesiyle oluşur.
Memleketim
gözümde tütüyor ! Başka nereye başvurdunuz? Çok eziyet çekmiş.
(Göz
gezdir-, kafa patlat-, kapı dinle-, kulak asma-, akıl ver-...)
c)
Kurallı Birleşik Fiiller
En az iki
kelimenin belli bir kurala göre birleşmesiyle oluşan birleşik fiillerdir.
Dilimizde çok değişik kurallı birleşik
fiil vardır. Bunların en yaygın olarak kullanılanları dört çeşittir.
1) Tezlik
Fiili
Fiil kök ve gövdelerine –ı, -i,
-u, -ü ekleri getirilir. Ortaya çıkan kelime “vermek” fiiliyle birleştirilir.
Tezlik fiilleri daima bitişik yazılır. Geliver-, yapıver-, okuyuver-,
seçiver...
Tezlik
fiillerinde genellikle “çabukluk, beklenmezlik, kolaylık, önem vermeme”
anlamları görülür.
Gazeteyi
yere atıverdi. (Önem vermeme)
Fiil Tabanı -(i) ver (mek)
Bak (ı)ver-
Tezlik
fiilinin olumsuzu iki şekilde yapılır: Geliver...gelmeyiver veya geliverme
2)
Yeterlilik Fiili
Fiil kök veya gövdelerine –a, -e
ekleri getirilir. Ortaya çıkan kelime “bilmek” fiiliyle birleştirilir. Bu
fiillerde bir işin yapılmasına gücün yetmesi, işi başarma anlamları vardır.
Daima bitişik yazılır. Yapabil-,
gezebil-, okuyabil-...
Yeterlilik
fiillerinde genellikle olasılık anlamı görülür. Bu nedenle yeterlilik
fiillerinin bulunduğu cümlelerde olasılık zarflarının kullanılması dil
yanlışlığına yol açar.
Belki
yarın köye dönerim. (Doğru)
Yarın
köye gidebilirim. (Doğru)
Belki
yarın köye gidebilirim. (Yanlış)
Yeterlilik fiilinin olumsuzu üç
şekilde yapılır: Alabilirim... (Alamam) (Almayabilirim) (Alamayabilirim)
Yukarıdaki üç olumsuz yeterlilik
fiilinin aralarında anlam farkı vardır.
Birincide kesinlik, ikincide kişinin kendisine bağlı olumsuzluk, üçüncüde ise
kişinin elinde olmayan nedenlerden doğan olumsuzluk söz konusudur.
3) Sürerlilik Fiili
İki şekilde yapılır.
Fiil kök veya gövdelerine –a, -e
ekleri getirilir. Ortaya çıkan kelime “durmak, kalmak, gelmek” fiilleriyle
birleştirilir. Bu tür sürerlilik fiilleri daima bitişik yazılır. Uyuyakal-,
gidedur-, süregel-...
Fiil kök veya gövdelerine –ıp,
-ip, -up, -üp ekleri getirilir. Bu kelimelerden sonra “durmak, kalmak, gelmek”
fiilleri kullanılır. Bu tür sürerlilik fiilleri ayrı yazılır. Konuşup dur-,
gidip dur-, donup kal-, sürüp gel-...
Bu fiillerde, işin belli bir
süre devam ettiği anlamı vardır. Sürerlilik fiillerinin olumsuzu yoktur.
4) Yaklaşma Fiili
Fiil kök veya gövdelerine –a, -e
ekleri getirilir. Ortaya çıkan kelime, “yazmak” fiiliyle birleştirilir.
Yaklaşma fiilleri bitişik yazılır. Düşeyaz-, öleyaz-...
Bu fiillerde “olmadı ama az daha
olacaktı, az kalsın oluyordu” anlamları vardır. Yaklaşma fiillerinin anlamı
olumsuzdur. Bu nedenle yaklaşma fiilleri ayrıca olumsuz yapılamaz. Yani bu
fiillerin görünümü olumlu, anlamı olumsuzdur.
NOT :
Türkçe’de en çok kullanılan kurallı birleşik fiiller bunlardır. Bunlar iki
fiilden oluşmuştur. Ayrıca bir fiilimsi, bir fiilden (ağlayacağı tut-, göresi
gel-..) ; bir fiil , bir yardımcı fiilden
oluşan (hazırlanmış ol-, gider ol-, söyleyecek ol-...) kurallı birleşik
fiiller de vardır.
Birleşik kelimelerin yazılışı
İki
kelime birleşirken ses türemesi veya ses düşmesi oluyorsa; iki kelime
birleşirken kelimelerden biri veya ikisi de anlamını kaybediyorsa, böyle
birleşik kelimeler bitişik yazılır.
Pazar + ertesi = Pazartesi (Ses
düşmesi)
His + etmek = Hissetmek (Ses
türemesi)
Hanım + eli = Hanımeli (İki kelime de anlamını
kaybetmiş.)
Bu notlar harika! Çok faydalı oldu, çok teşekkürler :)
YanıtlaSil