1. "İnsanlığın
adım adım ilerlemesini sağlayan şey, kuşkusuz, kişisel kazançların, ürün ve
buluşların kuşaktan kuşağa aktarılmasıdır. Hayvanlar dünyasında buna benzer
bir olay yoktur; eğitim görmüş bir köpek, başka bir köpeği eğitemez."
Bu
paragrafın anlatımında aşağıdakilerden hangisi daha ağır basmaktadır? (1981 -ÖSS)
A) benzetme B) ilişki kurma C)
örneklendirme
D) kanıtlama E) karşılaştırma
2. "Turna
katarları geçiyordu gölün üstünden, gölgeleri maviye dönüşerek. Van Gölü,
günün her anında bir renk cümbüşünde yunup arınıyordu. Bir bakmışsın, göl bir
anda som turuncuya kesmiş. Bir bakmışsın, gölün ucundan bir mor şimşeği girmiş,
bütün gölü som mora boyayarak öteki ucundan çıkmış, ak köpüklü dalgalarla
bütün gölü süsleyerek."
Bu betimlemede (tasvirde) bulunmayan özellik aşağıdakilerden hangisidir?
(1982-ÖSS)
A) İşitsel öğelere yer verme
B) Ayrıntılar üzerinde yoğunlaşma
C) Görsel öğelere ağırlık verme
D) Doğayı devinim içinde yansıtma
E) Doğa olaylarını kişileştirme
3. Herkes nezle olur
ama, herkes saman nezlesi olmaz. Acaba niye? İşe polenden başlayalım. Adı, çiçektozu
ama, ille de çiçeklerden gelmesi şart değil. iğde, kayın, gürgen, çınar, kavak
gibi ağaçlardan, yapraklardan, otlardan hatta mantarlardan da geliyor. Baharla
birlikte çiçeklenme başlayınca soluduğumuz havaya polen dolmaya başlıyor;
ağzımıza, burnumuza giriyor. (1986-ÖSS)
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Gereksiz ayrıntılara yer verilmiştir.
B) Konuşma havası içinde yazılmıştır.
C) Söz oyunları yapmaya özenilmiştir.
D) Değişik örnekler verilerek konu dağıtılmıştır.
E) Terim kullanmaktan kaçınılmıştır.
4. Bir vapur
yanaşıyor. Eminönü'ndeki vapur iskelesine. Martılar ona çığlıklarıyla eşlik
ediyor. Günün ilk ışıklarıyla birlikte insanlar birer ikişer dolduruyorlar
kaldırımları. Yol kenarındaki taksiler, gecenin yorgunluğunu atıyor. Caminin
avlusunda güvercinler... Galata köprüsündeki emektar kahvede sabah çayları
içiliyor; buharlar yükseliyor bardaklardan, pencereden içeriye dolan güneşle
birlikte. Ah, bir de bu deniz kokusu... (1997-ÖSS)
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden
hangisi yoktur?
A) Nesnelere, insanlara özgü nitelikler yükleme
B) Betimleyici bir yol izleme
C) Çeşitli duyulara seslenme
D) Gözlem gücüyle ayrıntılar seçme
E) Örneklerden ve karşılaştırmalardan yararlanma
5. Sofraya hep birlikte otururduk.
Tahtadan, yuvarlak bir yer sofrasına, ayaklarımızı altımıza alıp yan oturarak
yaklaşırdık. Sofra örtüsünü dizlerimizin üzerine çekerdik. Babam bağdaş kurarak
baş köşede otururdu. Beni sağına, kız kardeşimi de soluna alırdı. Karşısında
annem otururdu. Babam, yemeğe başlamadan içimizden biri yanılıp da yemeğe
uzanacak olursa, hiç acımadan kaşığının tersini, uzanan elin sırtına indirirdi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde
verilenlerden yararlanılmıştır? (1997-ÖSS)
A) Betimleme – öyküleme B) Öyküleme - örnek verme
C) Betimleme –
açıklama D) Açıklama - öyküleme
E) Açıklama -
örnek verme
6. On altıncı katta
asansörden indik. Bana odayı gösterecek çocuğun peşinden yürüyordum. Çocuk
kısa bir koridoru geçti, bir odanın önünde durdu. Ben de durdum. Kapıyı açtı,
içeri girdik. Perdeler sıkı sıkıya kapalı. Çocuk perdeleri açıp dışarıyı
göstermek istedi. Engel oldum. Lambaları yaktı. Banyonun kapısını açtı. Bir
şey isteyip istemediğimi sordu. İstemediğimi söyledim. Bahşişini verdim, gitti.
Bu parçanın
anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? (1998-ÖSS)
A) Duyguları yansıtma
B) Eylemleri oluş sırasına göre verme
C) Gözlem gücünden yararlanma
D) Değişik yapılı cümleler kullanma
E) Birinci kişinin
ağzından anlatma
7. Ankara'nın,
mimarisiyle ünlü ilçesi Ayaş'ta bir sokak... Sokaktaki tarihi evlerden biri...
Badanası solmuş, sıvaları yer yer dökülmüş. Pencere pervazları da doğaya
direniyor; bir bakıma evin sahibi yaşlı kadını andırıyor. Ev de yorgun, sahibi
de. Ne var ki yaşam sürüyor. (1998-ÖSS)
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi
kullanılmamıştır?
A) İzlenimleri belirtmeye
B) Benzetme yapmaya
C) Eksiltili cümleler kullanmaya
D) Kişileştirmeden yararlanmaya
E) Örnekler vermeye
8. Eylül'de
Kaçkarlar'ın çevresinde "kestane karası fırtınası" gelip çatar.
Kestanelerin dökülme zamanıdır artık. Yöre insanı için kestanelerin hem meyvesi,
hem de kerestesi çok değerlidir. Çünkü evlerin özellikle dış cephesi bu ağaçtan
yapılır. Rüzgârlar vadilerde uğuldamaya, yapraklar dökülmeye başlamıştır
bugünlerde. Karın habercisi olan "karakuş" birazdan pencerenin pervazına
tüner. Derinden kurt sesleri gelir. Orman tüm yaşamıyla hazırdır uzun ve beyaz
kışa.
Bu parçanın
anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden
yararlanılmıştır? (2000-ÖSS)
A) Karşılaştırma, tanımlama, öyküleme
B) Açıklama, öyküleme, betimleme
C) Tartışma, karşılaştırma, öyküleme
D) Tanımlama, örnek gösterme, betimleme
E) Açıklama, tartışma, örnek gösterme
9. Japongülleri, her
sabah yüzlerce çiçekle ala boyanırdı. Dil büyüklüğünde beş yapraktan oluşan çiçeklerin
tomurcukları sabahları hızla açılır, akşamları aynı hızla kapanırdı. Solan
çiçekler, bir sonraki gün ağacın altındaki toprağa kızılımsı bir ölüm damgası
vururdu. Bu hızlı değişim, beni hüzünlendirir, içimi karartırdı.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? (2000-ÖSS)
A) Söz sanatlarına başvurma
B) Gözlem gücünden yararlanma
C) Olayları oluş sırasına göre anlatma
D) Deyimlere başvurarak anlatımı güçlendirme
E) Söylenenleri, örneklerle zenginleştirme
10. Soğuk bir İstanbul sabahı… Gökyüzünde bulut kaynıyor;
yağmur yağdı yağacak... Biz yola koyuluyoruz. Yarım saat sürecek yolculuğumuzu,
Maltepe’nin bildik sokaklarından geçerek bir an önce bitirme telaşındayız.
Sokaklar, işe yetişmek için koşuşanlarla dolu. İnsanlar, rayların üzerinden,
sağa sola bakarak, hızlı adımlarla geçiyor. Bir banliyö treni Gebze yönüne
doğru gürültüyle yol alıyor,
Bu parçanın anlatımında
aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur? (ÖSS - 2002)
A) Öyküleme – betimleme B) Açıklama - betimleme
C) Karşılaştırma – öyküleme D) Tanımlama - açıklama
E) Karşılaştırma - tanımlama
11. Geçmiş; Hititlere uzanan Ürgüp’ün taştan yapılmış boz
evleri, insanı masallar dünyasının değişik evrenine götürür. Bomboş bozkır,
uçsuz bucaksız, yapayalnız uzar gider bu saman sarısı diyarda. Modern heykeller
gibi özenle yontulmuştur peribacaları ve damlarında duman tüten taş evler. Adı,
“kaya” anlamına gelen “ur” ile “çok” anlamına gelen “köp” sözcüklerinin
birleşmesinden oluşan Ürgüp, önce peribacaları demekse, sonra taşın güneşle
arkadaşlığı, rüzgârla dansı demek. Taş, Ürgüp’te öncelikle mesken demek;
yalnızca mağara, kovuk değil, enikonu bir mesken.
Bu parçanın anlatımında
aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır? (ÖSS - 2002)
A) Ayrıntılara yer vermeye
B) İnsana özgü nitelikleri doğaya aktarmaya
C) Düş gücünden yararlanmaya
D) Öznelliğe
E) Tarihsel değerleri örneklerle açıklamaya
12. Röportajla öykü arasında kimi benzerlikler
vardır. İkisi de yaşamın gerçekleriyle beslenir. Röportajın gerçekliği
belgelere, kanıtlara, somut olay ya da olgulara dayanmasından ileri gelir.
Öyküde ise bunlar hayal gücüyle yeni bir renk, yeni bir görünüm kazanır. Öte yandan bütün anlatı türleri için geçerli olan dilin güzel ve etkili kullanımı röportaj ve
öykü için de söz konusudur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden
hangisi ağır basmaktadır?
A) Betimleme B) Karşılaştırma C) Öyküleme
D) Tanımlama
E)Örneklendirme
13. Nurullah Ataç hep eleştirmen olarak düşünülmüştür.
Oysa Ataç’ın asıl önemi eleştirmenliğinden değil, Türkçe’nin düzyazı dili olarak
kurulması yolunda harcadığı çabadan gelir.
O da farkındadır bunun: "Eleştirmen bir öldü mü bir daha kimse anmaz onu.” der. Ama öte yandan: "Bir şey
kalmayacak mı benden?" sorusuna şu alçakgönüllü cevabı verirken
gerçek öneminin nereden geldiğini de belirtir:
"Bugün bu ülkede bir dil kuruluyor; o yapıda benim de bir taşım
vardır Ancak, görünmeyen kimsenin gözüne çarpmayan, ta gerilerde bir taş.”
Bu parçada yazar
söylediklerini inandırıcı kılmak için aşağıdakilerden
özellikle hangisine başvur muştur?
A) Alıntı yapma
B) Örnek verme C) Tanımlama
D) Karşılaştırma
E) Betimleme
14. "Şiirlerinde
gereksiz sözcüklerden olabildiğince kaçınıyor. Sıfatlar,
benzetmeler için de böyle bu. Okuyucuyu birtakım
soyut, düğümlü sözcüklerle yorduğu da söylenemez. Öğretici bir hava
taşımamalarına karşın, yine de bu şiirlerde bir
eksiklik var: Başka şiirleri anımsatıyor; bunları daha önce
okumuş
gibi bir duyguya kapılıyorsunuz." diyen bir eleştirmenin sözünü ettiği şiirlerde bulduğu eksiklik nedir? (82 ÖSS
A) Yalınlık B) İçtenlik C) Yoğunluk
D) Özgünlük E) Açıklık
15.
Kenar mahalleler.,. Birbirine geçmiş, yaslanmış tahta evler.,. Kiminin kaplamaları biraz daha kararmış, kiminin balkonu
biraz daha eğrilmiş, kimi biraz daha öne eğilmiş, kimi biraz daha çömelmiştir.
Hepsi hastadır; onları seviyorum; çünkü onlarda kendimi buluyorum.
Bu parçanın anlatım
biçimi, aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?
A) Betimleme
(tasvir) B) Tartışma C) Açıklama
D) Öyküleme (hikâye etme) E)
Örnekleme
16. Edebiyatın
konusu insandır, doğadır; edebiyat bütün olanaklarıyla insanı tanıtmaya
yönelmiştir. Eleştirinin konusu ise eserdir; amacı eseri tanıtmak ve
değerlendirmektir. Edebiyatta dolaysız bir yaratma söz konusudur.
Eleştirmen ise dolaylı yaratan kişidir. Yargılanacak bir eser olmadıkça eleştiri de olmaz.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden
hangisi ağır basmakladır?
A)
Örneklendirme B)
Karşılaştırma C) Tanıtma
D) Tartışma E) Öyküleme
17. Önce karanlıkta yüzün ışıdı. Sis açıldıkça kendini ele verdin İstanbul. Güverteden bakınca gözlerine inen aydınlığı gördüm.
Demir aldım. Uzaklaşan gemi değil, İstanbul'du. Kurşun kuleler, minareler,
uğultulu taş yapılar, ışıyan yüzünle eriyip gittiler boşlukta. Ayrıldık. Ama
başka kentlere, yeni limanlara doğru dümen kırdığım bu uzun, hala sonu gelmeyen yolculukta beni yalnız bırakmadın. Gittiğim ülkelerde hep seni yaşadım. Sen ey ay
yüzlüm benim!
Bu parçanın
anlatımında aşağıdakilerin hangisi yoktur?
A) Sözcüklerin
duygusal anlamından yararlanma
B) Kişileştirme
sanatına başvurma
C) Betimleyici öğeler
kullanma
D) Hitaplardan
yararlanma
E) Tanımlamalarla
söyleyişte yoğunluk sağlama
18. Akçakavakların,
dişbudakların arasından geçerek yeşil çam
ormanına giriyorum. Yoğun bir reçine kokusu duyuyorum. Çevrem yeşilin
değişik tonlarıyla donanmış. Az ileride kalın gövdeli, yaşlı bir çam ağacı görüyorum. Altına oturuyorum. Kekik kokuları geliyor burnuma.
Bu parçada
ayrıntıların seçiminde hangi duyulardan yararlanılmıştır?
A) Görme – koklama B) Koklama – işitme
C) işitme –
dokunma D) Koklama – dokunma
E) Görme – işitme
19. Çevrede
binlerce ağacın milyarlarca dalı ve yaprağı arasında kaybolmuş kuşların
cıvıltısı... Gün ışığının rengârenk tonları... Şırıl şırıl akan küçücük dereler... Ayaklarınızın
altında çıtırdayan yeşil, kızıl, kahverengi yapraklardan oluşan bir halı... Kısacası burası doğanın güzelliğine doyamadığınız, hayran
kaldığınız, kalabalıktan uzak bir dinlenme yeri.
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yolların hangisine
başvurulmamıştır?
A) Sıfatlardan yararlanma B) Kişisel duyguları
belirtme
C) Bitirilmemiş
cümleler kullanma D) Gözlemlere yer
verme
E) Kişileştirme
sanatına yer verme
20. Derken davul zurna çalmaya başladı. Önde davulcu, bir öne bir arkaya eğilip belindeki püskülleri savurarak yürüyor,
davulunu gümbürdetiyordu. Ardında zurnacı, zurnasının ağzını bir o yana bir bu
yana çevirerek çalıyordu. Davulcuyla zurnacının ardına takılmış birkaç çocukla onları izleyen bir kedi vardı. En önde ise
dili dışarıda bir köpek, havlayarak
koşuyordu.
Bu parçanın
anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır
basmaktadır?
A) Tanımlamalara yer verme B)Varlıkları ayırıcı özellikleriyle anlatma
C) Örneklendirmelerden yararlanma
D) Karşılaştırmalara başvurma
E) Anlatılanları
nedenleriyle belirtme
21. Küf yeşili yaprağın
üzerinde koyu benekler vardı. Yapraktan acı, kekiğimsi bir koku
geliyordu. Adam, yaprağa bakıyor, beneklerini sayıyordu. Birden yaprağın üstündeki
beneklerden biri kımıldadı. İrkildi adam. Önce
gözlerine inanamadı. Koyu kestane kabuk çıtırdayarak yarıldı, altından
tül gibi yan saydam kanatlar çıktı. Uçuverdi böcek. Nemli, ılık bir esintinin içinde yitip gitti.
Bu parçada
ayrıntıların seçiminde aşağıdaki duyuların
hangisinden yararlanılmamıştır?
A)Görme
B)Tatma C)Dokunma D) İşitme E) Koklama
22. Küre dağlarını döne döne tırmanıyorduk. Güneş, sabah sisinin
grileştirdiği yeşil tepelerin arasından portakal renkli yüzünü gösteriyordu;
ama güneşin daha ulaşmadığı derin koyaklar vardı. Yeşilin
en güzel tonlarıyla bezeli, mendil kadar tarlalar, gerçek değilmiş gibi
duruyordu. Derin derin uçurumlar, dipten
doruğa çamlarla, akkavaklarla donanmıştı.
Bu parça ile ilgili olarak aşağıdaki
yargılardan hangisine varılamaz?
A) İkilemeler kullanılmıştır
B)
Söz sanatlarına başvurulmuştur.
C) Betimlemeye beğeni
duygusu katılmıştır.
D) Günün belli bir
zamanı anlatılmıştır.
E) Tartışmacı anlatım biçimiyle
yazılmıştır
23. Bir öyküyü okuyanla, onun oyunlaştırılmış biçimini sahnede izleyen kişi arasındaki fark nedir? İzleyen, gördüklerini
dolaysız olarak yaşamaktadır. Başka deyişle sahnede, ortaya konulan hazır bir
dünya vardır; izleyici tüm duygularını harekete geçirerek bu dünyayı algılar.
Okuyan ise okuduklarını kendi düşünce ve düş süzgecinden geçirerek kafasında canlandırır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden
hangisi ağır basmaktadır?
A) Karşılaştırma B) Tanımlama C) Açıklama
D) Örneklendirme
E)Öyküleme
24. İki tür şiir vardır: Sesleriyle, sese dayalı üsluplarıyla öne
çıkanlar; sesi belirgin olmakla birlikte imge dünyaları ve çizdikleri
dünyalarla belirginleşenler. Birinci tür şiir, kişiyi sesiyle sarar ve onu
kendine tutsak eder;
ikinci tür ise insanı kendi özgür sesiyle başbaşa bırakarak ona yeni şiirler yazdırır.
Birinci tür kolay taklit edilir; ikinci türü taklit etmek zordur.
Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A)Öyküleme
B) Karşılaştırma C)Tanımlama D) Örnekleme E) Betimleme
25.
Çalışmalarımız sonuç verdi. Neler mi oldu? Ot bitmeyen bozkırlar, ipek gibi yumuşak
topraklı ovalara dönüştü. Tarlalar, arı kovanları gibi uğuldamaya başladı.
Toprağın derinliklerinde uyuyan sular yeryüzüne çıkarıldı. Kova kova süt veren
inekler, kovan kovan bal
veren arılar yetiştirildi. Sofraları, el ele verilerek üretilen yiyecekler
süsledi. 2003 öss Bu parçanın
anlatımında aşağıdakîlerden hangisi yoktur?
A) Benzetme sanalından yararlanma B) Öykülemeye
başvurma
C) Yinelemelere yer verme D) Betimleme yapma
E) Tanık gösterme
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder