5 Mart 2012

SES BİLGİSİ


SES

 Akciğerlerden çıkan havanın nefes borucu aracılığıyla yukarı çıkarak, gırtlaktaki ses tellerine çarpmasıyla oluşan titreşimlere ses denir. Bir dilin en küçük birimi sestir. Ses, hava titreşimlerinin kulakla duyulan derecesidir.Konuşma ses ile gerçekleşir.

Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda meydana getirdiği titreşime dil sesi denir. Dil sesleri, konuşma organlarının (ağız, burun, boğaz boşluğu ve soluk borusu) uyumlu çalışmasıyla, anlamlı kelimeler oluşturacak biçimde meydana gelir.

Ses, dilin en küçük birimidir. Kelimelerin söylenip yazılması ses değerlerine bağlıdır.
 Sesler, anlam ayırt edici özelliğe de sahiptir.

ad/at, od/ot, sac/saç, hac/haç, hala/hâlâ, dahi/dâhi


SES YOLU

Sesler, ses tellerinin özelliklerine ve titreşim derecelerine göre ince- kalın; alçak ya da yüksek tonda olur. Ses, dil, küçükdil, dişler, çeneler, dudaklar yardımıyla çeşitlenir. Bu çeşitlemeyi sağlayan ve ciğerlerden dudaklara uzanan sisteme Ses yolu denir.
Konuşma birçok organın yardımıyla gerçekleşir. Ağız açılıp kapanmazsa, nefes alıp vermezsek konuşamayız. Nezle, grip gibi hastalıklara yakalandığımızda veya burnumuz tıkalı olduğunda konuşmamız değişir.

Konuşma ve Yazı : Düşünce, istek ve duyguların sözle anlatımı “konuşma”; harf, hece  ya da resimlerle anlatımı “yazı” ile gerçekleşir.



 HARF ve HARF SİSTEMİ (ALFABE)

Bir dilin başlıca seslerini yazıda göstermeye yarayan işaretlere harf denir. Yani harf, sesin yazıdaki karşılığıdır.
Bir dildeki harflerin bütünü o dilin alfabesini oluşturur.

Bir dildeki harflerin belirli bir sıraya dizilmiş bütününe alfabe denir. Alfabede bulunan harflerin dilin her sesini temsil edebilmesi önemlidir.

Türk alfabesi, Lâtin harfleri esas alınarak, 01.11.1928 gün ve 1353 sayılı kanunla tespit ve kabul edilmiştir. Bu kanuna göre, Türk alfabesinde 29 harf bulunmaktadır. Bunların 21 tanesi ünsüzleri, 8 tanesi de ünlüleri karşılar. Bu harfler Şunlardır:
A, B, C, Ç, D, E, F, G, Ğ, H, I, İ, J, K, L, M, N, O, Ö, P, R, S, Ş, T, U, Ü, V, Y, Z.

Lâtin alfabesindeki “q”, “x” ve “w” harfleri alınmamış; bu alfabeye “ğ”, “i”, “ş” sesleri eklenmiştir.

Türk alfabesi, her ses için ayrı bir harf ve her harf için ayrı bir ses ilkesine göre düzenlenmiştir. Buna göre dilimiz, yazıldığı gibi okunan, okunduğu gibi yazılan bir dildir.


Ses-Harf İlişkisi

Harf ile ses terimlerini birbirinden ayırmak gerekir. Ses kulağa, harf ise göze hitap eder.

Önce ses vardı. Sonra yazının icat edilmesiyle sesler yazıda harflerle temsil edilmeye başladı.

Bir dilin sesleri farklı alfabelerle de yazıya aktarılabilir. Nitekim Türk dili sırayla Göktürk, Uygur, Arap, Lâtin ve Kiril alfabeleriyle yazılmıştır.



HECE

Bir dilin sesten sonraki en küçük birimi  hecedir. Heceler bir veya birden fazla sesten oluşabilir. Ağzımızın bir hareketiyle çıkan tek veya birleşik sese hece denir. Her hecede mutlaka bir sesli olur. Bir kelimede kaç sesli varsa o kadar hece vardır.

Türkçe’de heceler altı çeşittir :

1.Bir sesliden oluşan heceler :  a-dam, e-rik, o-dun...
2.Bir sesli + Bir sessizden oluşan heceler : al-çak, üz-gün
3.Sessiz+sesli : ba-lık
4.Sessiz+sesli+sessiz  : bal-çık
5.Sesli+sessiz+sessiz : alt
6.Sessiz+sesli+sessiz+sessiz : yurt

NOT : “O” , hem harf, hem hece, hem de kelime olarak kullanılabilir.

Harf ...hece...kelime...cümle...paragraf....edebi eserler  oluşur.


SES TÜRLERİ

Sesler, ses yolundan çıkışlarına göre ikiye ayrılır:

1. ÜNLÜLER (SESLİLER) VE ÖZELLİKLERİ

Ünlüler, ses yolundan hiçbir engele uğramadan çıkarlar. Tek başlarına okunur ve hece olabilirler.
8 ünlü vardır : a, e, ı, i, o, ö, u, ü. Bunlardan dördü ince (e, i, ö, ü), dördü kalın  (a, ı, o,u) ünlüdür.


Ünlüler söyleyiş özelliklerine, dilin ve ses yolunun aldığı biçimlere ve dudakların durumuna göre şu özellikleri gösterirler:

Ağzın açıklığına göre ünlüler:

Geniş Ünlüler : a, e, o, ö
Dar Ünlüler    : ı, i, u, ü

Dudakların durumuna göre ünlüler :

Düz Ünlüler : a, e, ı, i,
Yuvarlak Ünlüler : o, ö, ü, ü

Dilin durumuna göre ünlüler:

Kalın Ünlüler : a,ı,o,u
İnce Ünlüler  : e,i,ö,ü

Kalın ünlüler, dilin geriye çekilmesiyle; ince ünlüler, dilin ileri doğru itilmesiyle oluşur. Dudaklar düz durumdayken çıkan ünlüler düz; büzülüp yuvarlaklaşmış durumdayken çıkan ünlüler de yuvarlak ünlüdür. Alt çenenin açık ve ağız boşluğunun geniş durumunda çıkan ünlüler geniş; alt çene az açık ve ağız boşluğu darken çıkan ünlüler de dar ünlüdür.

Bu sınıflandırmaya göre her ünlünün üç özelliği vardır.

Dudakların durumuna göre
Düzler
Yuvarlaklar
Ağzın açıklığına göre
Genişler
Darlar
Genişler
Darlar
DDilin durumuna göre
Kalınlar

a
ı
o
u
İnceler
e
i
ö
ü

Buna göre hangi ünlünün hangi özelliğe sahip olduğuna tek tek bakalım:


a
düz, geniş, kalın
o
yuvarlak, geniş, kalın

e
düz, geniş, ince
ö
yuvarlak, geniş, ince

ı
düz, dar, kalın

u
yuvarlak, dar, kalın
i
düz, dar, ince

ü
yuvarlak, dar, ince

Ünlülerin bu özellikleri ünlü uyumlarında ve bazı ses olaylarında karşımıza çıkacaktır.

Ünlülerin kullanımıyla ilgili bazı kurallar:

Türkçe’de iki ünlü yan yana bulunmaz. İki ünlünün yan yana olduğu kelimeler kesinlikle Türkçe değildir:
 Saat,kanaat, şecaat, maarif, aile, kaide, mail, miat, dair, Siirt, buut (boyut), fiil...

Kökeni Türkçe olan kelimelerde uzun ünlü yoktur. Uzun ünlü, Arapça ve Farsça’dan dilimize giren kelimelerde vardır.
 şair, numune, iman (şa:ir, numu:ne, i:man)

Ancak Türkçe’de uzun ünlü bulunmadığı için birçok yabancı kelimedeki uzun ünlüler Türkçe’de kısa telâffuz edilir.

beyaz, hiç, rahat...

Bazen bu kelimelere ünlüyle başlayan bir ek getirildiğinde uzunluk tekrar ortaya çıkar.
esasesası, hayathayatı, kanunkanunen... (esâsı, hayâtı, kanûnen)

Bazı örneklerde uzunluk ek getirildiğinde de ortaya çıkmaz.
beyazbeyazı, cancanım...

Uzun ünlüler belli durumlar dışında gösterilmez.
Gösterilmeyenlere örn.: adalet, badem, beraber, şive, şube;
Gösterilenlere örn.:                   
âdet, yâr, âlem, şûra, hâlâ...

Eski yazıdan çeviri yapılan bilimsel metinlerde uzun ünlüler özel işaretlerle gösterilebilir.
 ā, ū

Türkçede İngilizce by, gibi ünlü bulundurmayan kelime (kısaltmalar hariç) yoktur.
Türkçe kelimelerde birinci heceden sonraki hecelerde o ve ö ünlüleri bulunmaz.














ÜNLÜ UYUMLARI

Türkçe’de ünlülerin kelime içerisindeki dizilişiyle ilgili olarak iki önemli kuralı vardır :

1.BÜYÜK ÜNLÜ (SESLİ) UYUMU
Türkçe’de sözcüklerde genel olarak, kalın ünlülerden sonra kalın, ince ünlülerden sonra ince ünlü gelir. Türkçe’yi başka dillerden ayıran bu temel özelliğe büyük ünlü uyumu denir. Kalınlık-incelik uyumu da denir.  (Çocuklar, çiçekler, güzel). Bu durum, kelimenin Türkçe olup olmadığını bize gösterir.

Bu kurala göre Türkçe bir kelimenin ünlülerinin tamamı ya kalın ya da ince olmalıdır.

sevilmek, ince, denizden, kelebekler, göstermelik...;
satılık, kalın, oyun, uçurtma, aşağı, sorular...

Bazı kelimeler Türkçe olduğu halde büyük ünlü uyumuna uymayabilir:
Zamanla ses değişikliğine uğramış bazı sözcüklerde bu kurala aykırılık olabilir. Ana bu kelimeler Türkçe sayılır : kardeş (kardaş, karındaş), elma (alma), hangi (hangı, kangı), anne (ana), şişman (şışman),) inanmak (ınanmak,)dahi, hani (kanı-dakı), elma (alma)...


Tek heceli kelimelerde bu kural aranmaz.
Birleşik kelimelerde aranmaz. Kelimeler birleşikken uymaz, ayrı ayrı incelendiğinde uyarsa bu tür kelimeler Türkçe’nin yapısına uygundur. Hanımeli....hanım + eli

Kök veya gövde halindeyken büyük ünlü uyumuna uyduğu halde –yor, ki, -ken, -leyin, -imtırak, -taş -gil eklerini aldığında kurala uymayan kelimelerde özel durumdadır. 
-yor      :geliyorum, üzülüyorum, siliyorum…
-ken     : alırken, koşarken, bakarken...
-leyin   : sabahleyin, akşamleyin
-(İ)mtırak : yeşilimtırak, mavimtırak, ekşimtırak...
-ki        : onunki, yukarıdaki, akşamki...
-taş      : meslektaş, ülküdaş...
-gil      : halamgil, dayımgil, baklagiller...

Ancak, bu eklerle yapılan bütün kelimeler büyük ünlü uyumuna aykırıdır denemez. Öyleyse bu eklerin ünlülerinin her zaman aynı özellikte (kalın veya ince) olduğunu, bu yüzden bazı kelimelerde uyuma girmediklerini söyleyebiliriz:

öğleyin, gelirken, sarımtırak, seninki, arkadaş, eniştemgil...


NOT : Bazı yabancı kelimeler tesadüfen uyuma uyabilir. Bunun Türkçe olup olmadığını diğer kurallara bakarak karar vereceğiz.  (Cennet : Türkçe’de kel. –c- harfi ile başlamaz)

Yukarıda belirtilen durumlar dışında, bir sözcük büyük ünlü uyumuna aykırı yapıda ise, o sözcük yabancı kökenlidir. Dünya, otomobil, kitap ...Bu kelimeler yabancı kökenli olduğundan b.ünlü uyumuna uymazlar.


Bazı yabancı kelimeler bu kurala uydurulmuştur.

divarduvar, kalibkalıp, brillantepırlanta, suretsurat...


2.KÜÇÜK ÜNLÜ (SESLİ) UYUMU

Bir kelimenin ilk hecesinde düz sesli harf (a,e,ı,i) varsa, diğer hecelerinde de düz sesli harf olması gerekir. Kelimenin ilk hecesinde yuvarlak sesli harf (o,ö,u,ü) varsa, diğer hecelerinde ya düz-geniş (a,e), ya da dar-yuvarlak (u,ü) sesli harf bulunması gerekir. Buna küçük ünlü uyumu kuralı denir. Düzlük-yuvarlaklık uyumu da denir.


       (Kelimenin ilk hecesinde)        (Diğer Hecelerde)

a-e-ı-i
 
 a-e-ı-i
 
                                                  
 a - e
 
 o,ö,u,ü
 
                                                 

             




U – Ü
 
 





Örnek:
arkadaş, karanlık, kelime, merdiven, serilmek, ıslık, ılık, ırak, sıcaklık, incelik, iyi
kova, orak, oğlak, oğlan, gözlem, önem, uğrak, uygar, uğraşmak, üzer, üçer
okul, kuru, uygun, olumlu, bozulmuş, çocuk, oğul, okul, ölümlü, öküz, uğur, ululuk, üçüz, üzüm, süzgün...

Küçük ünlü uyumunun büyük ünlü uyumundan bir farkı vardır:
 Büyük ünlü uyumunda kelimedeki bütün ünlülerin kalınlık ve incelik bakımlarından uyuşmaları gerekli iken, küçük ünlü uyumunda her ünlü kendinden önceki ünlüye uymak zorundadır.

Meselâ, “kolaylık” örneğinde olduğu gibi “ı” ünlüsü kendinden önceki “a” ünlüsüne uyarken “a”dan önceki “o” ünlüsüne uymayabilir.

Bu özellik, yuvarlak ünlüden sonra düz-geniş ünlü geldiği zaman karşımıza çıkmaktadır:
ufaklık, uzaklık, olası, önemli, üzerinde...

Bu kurala uymayan yabancı kelimeler:
alkol, daktilo, mönü, akordeon, rötar, radyo, tiyatro, otobüs, televizyon, horoz, kamyon, siroz...

Ancak bazı alıntı kelimeler bu kurala uydurulmuştur:
müdirmüdür, mümkinmümkün, müşkilmüşkül...

Bu kurala uymayan Türkçe kelimeler:
Avuç, avurt, kavurmak, kavuşmak, savurmak, kavun, karpuz, yağmur, çamur, tavuk, kabuk...

-yor ve -ki ekleri de çoğu zaman bu kurala uymaz:
geliyor, onunki...

Bazı kelimeler k.ünlü uyumuna uyduğu halde b.ünlü uyumuna uymayabilir: Kalem, kitap ... 


Buna göre bir kelimenin Türkçe olabilmesi için her iki kurala da uyması gerekir.
Büyük Ünlü uyumu incelenirken kelimelerin tüm heceleri dikkate alınır. Yani dört heceli bir kelimede ilk üç hece büyük ünlü uyumuna uyarken, son hece uyumu bozuyorsa, bu kelimeler kurala uymamış olur.  Getiriyor, otururken... 

Küçük ünlü uyumunda ise yan yana gelen her hece dikkate alınır. Örneğin,  “kolaylık” kelimesinin tüm hecelerine bakarsak ilk hecedeki yuvarlak sesli o’dan sonra ikinci hecede düz-geniş –a-, son hecede düz sesli –ı- yer almıştır. Birinci ve üçüncü heceyi dikkate aldığımızda yuvarlaktan sonra düz sesli geldiği için kelimenin k.ünlü uyumuna uymadığını sanabiliriz. Halbuki bu kelime k.ünlü uyumuna uymaktadır. Çünkü yuvarlaktan sonra düz-geniş, düzden sonra düz sesli harf kullanılmıştır.   Ko – lay – lık  (Yuv.-düz/geniş-düz)
Kuraldışı :  -o- sesinden sonra ikinci hecede b-m-v-p seslerinden biriyle başlıyorsa bu durumda ikinci hecede –u- olabilir. Bu tür kelimeler k.ünlü uyumuna uymamasına rağmen Türkçe’dir.
Örnek: Hamur, avuç, sabun, çamur, kavun, kalbur, çabuk, karpuz, tavuk, kabuk, kaput, yağmur, havuç, çaput, yamuk...


SONUÇ

Bu uyumlar Türkçe’nin ayırt edici özellikleridir. Yani bu kurallara uymayan kelimeler çoğunlukla Türkçe değildir. Ama bu kurallar uyan kelimelerin tümü Türkçe’dir de diyemeyiz. O hâlde bu kurallar sadece Türkçe kelimelerde aranmalıdır.

Ayrıca bu kurallar en az iki heceli kelimelerde aranmalıdır. Tek heceli kelimelerle bitişik kelimelerde aranmaz. Bitişik kelimeyi oluşturan kelimeler ayrı ayrı incelenebilir; birbirleriyle uyumlu olup olmadıklarına bakılmaz.

anaerkil, ataerkil, babayiğit, pisboğaz, büyükbaş, küçükbaş (hayvan), camgöz, cingöz, paragöz, hoşbeş, yüzgöz (olmak), düztaban, Karagöz, karagöz (balığı), önayak (olmak), kafakol, tepegöz, tıknefes, günaydın, hanımeli, aslanpençesi, keçiboynuzu, yeşilbaş (ördek), dilberdudağı, tavukgöğsü, baştankara (kuş), düşeyazdım, gidedurun, çıkageldi, alabilirsin, alabildiğine (kalıplaşmış), bakıver, düşmeyegör, ölmeyegör, çöpçatan, günebakan, ordubozan, oyunbozan, yelkovan, yolkesen, akımtoplar, amperölçer, barışsever, basınçölçer, bilgisayar, sanatsever, yurtsever, vatansever karıncaezmez, kuşkonmaz, külyutmaz, varyemez

Yabancı kelimeler bu kurallara uyabilir de uymayabilir de...

kalem, müzik, merasim; serbest, delil, fakat...

Kelimelerin bu kurallara uyup uymadıklarına bakılırken kelimeler tek başlarına değerlendirilir. Ancak “de” bağlacı ve soru eki kendinden önceki kelimeye uyarlar:

“mi” soru eki: geleyim mi, okudun mu
“de” bağlacı: sen de, o da, aldı da, özledim de...

Ek-fiilin çekimi olan “ise” kelimesiyle “ile” edatı (hem edat hem bağlaç), bitişik yazıldıkları zaman ünlü uyumlarına girerler:

alır isealırsa, konu ilekonuyla...

Türkçe kelimeler bu kuralların her ikisine birden uyarlar (değişikliğe uğramış olanlar hariç). Ama Türkçe olsun olmasın, bir kelime bu kuralların her ikisine de uymak zorunda değildir; birine uyup diğerine aykırı düşebilir. Bu yüzden bu ünlü uyum kuralları ayrı ayrı ele alınmalıdır.

kavun, mönü: büu var, küu yok
mezar, nazik: büu yok, küu var









2.ÜNSÜZLER (SESSİZLER)

Sessiz harfler ses yolundan engele uğrayarak çıkarlar ve 21 tanedirler.

SESSİZ HARFLERLE İLGİLİ KURALLAR

1.Türkçe kelimelerin başında farklı dahi olsa iki sessiz yan yana bulunmaz.Bu tip kelimeler yabancı kökenlidir.
Spor, star, profesör…

2.Türkçe kelimelerin kökünde aynı sessizler (ikiz sessizler) yan yana bulunmaz.Böyle kelimeler dilimize yabancı dillerden girmiştir.
Millet, hürriyet, şiddet…

3.Türkçe kelimelerin sonunda yumuşak sessizler ( b, c, d, g ) bulunmaz. Bunların sertleri olan ( p, ç, t, k ) harfleri bulunur.
Yanlış             Doğru
Kitab              Kitap
Ahmed           Ahmet
Akac              Amaç

Ancak yabancı kökenli bazı kelimeler bu kurala uymayabilir.
Ad, hac, sac…
Dilimizdeki 29 harften 21’i ünsüzdür. (sessiz harf). Bunlar aşağıdaki tablo gruplandırılmıştır:


 Yumuşak
(Söylenişi yumuşak, ağızdan titreşimli çıkan)
Sert
(Söylenişi kuvvetli,sert,
ağızdan titreşimsiz

Sürekli


Ğ,J,L,M,N,R,V,Y,Z


F,H,S,Ş

Süreksiz


B,C,D,G

P,Ç,T,K



Sürekli Ünsüzler: Başlarına bir ünlü geldiğinde söylenişi uzayıp giden yani sürekli söylenebilen ünsüzlerdir. 
Örn. : z sesi, ezzzzz...

Süreksiz Ünsüzler: Başlarına bir ünlü geldiğinde sürekli söylenemeyen ünsüzlerdir.
Örn.: k sesi, ek. (Ses kesiliyor, devam etmiyor.)





SES OLAYLARI

Kelimelerde zamana ve sahaya bağlı olarak sürekli değişmelerin, gelişmelerin olması dilin canlılığının bir göstergesidir. Dil durağan değil, dinamik bir yapıya sahiptir. Dilin söz varlığını oluşturan kelimelerdeki sesler, heceleri ve kelimeleri oluştururken tarihî süreç içerisinde düşerler, yer değiştirirler, türerler, başka seslere benzerler. İşte bütün bunlar, ses olayları başlığı altında incelenir. Dilde ses olayları, çeşitli sebeplerden kaynaklanır. Bunlardan başlıcaları aşağıda özetlenmiştir:

Ses olaylarının sebepleri
a) Dilin ses özellikleri: Türkçede kelime sonunda b, c, d, g sesleri olmadığı için Arapça kitâb kelimesi Türkçe’ye kitap şeklinde geçmiştir. Uzun ünlü olmadığı için de â ünlüsü kısalarak normal a’ya dönüşmüştür.
b) Başka seslerin etkisi: Bazı sesler, yanlarındaki diğer seslere etki ede­rek onları kendilerine benzetirler, değiştirirler. Meselâ, anbar kelimesindeki b sesi, yanındaki n’ye etki ederek onu, kendisi gibi dudak ünsüzü olan (m) yapmıştır. Böylece kelime, ambar şekline dönüşmüştür.
Yaşıl kelimesinin yeşil’e dönüşmesinin sebebi, y ve ş seslerinin inceltici etkisidir.
c) Vurgu: Türkçede orta hece vurgusu genellikle zayıf olduğu için bu hecedeki ünlüler bazen daralır bazen de düşerler: Tasarıla> tasarla, besileme> besleme, yalınız > yalnız vb. gibi.
ç) Zayıf sesler: ğ, h, ı, l, n, r, y, z sesleri zayıf sesler olduğu için bazı ses olaylarına sebep olurlar: ağabey > âbi, hastahane > hastane, pek iyi > peki, bir daha> bi daha, soğan> soan, uğur> uur, ınanmak > inanmak.
d) Söyleyiş güçlüğü ve kakofoni: Bazı seslerin yan yana gelmesi söyleyiş güçlüğüne veya kakofoniye sebep olur. Bu durumda bazı ses olayları olur: büyükcek > büyücek, küçükçük > küçücük, ufakcık > ufacık.
Ses olaylarının sebebini, dildeki en az emek yasasına bağlamak mümkündür.

a) Sözcük Sonlarında Kullanım
Türkçe kelimelerin sonunda b,c,d,g harfleri bulunmaz. Bu nedenle dilimize giren ve sonunda b,c,d,g harfi bulunan kelimelerin sonundaki bu harfler sertleşir.

(b – p , c – ç,  d – t, g – k  dönüşme olur. )

Örnek :
Harab  harap

Özel Durumlar
1. Bu  kural,bazı tek heceli kelimelerde anlam değişmesine yol açacağı için uygulanmaz  Örn.: Ad : isim .... at : bir hayvan
(hac...haç, öd...öt, od...ot)

2.Dilimizde bazı tek heceli kelimeler –ğ ile bitebilir. Bunun dışında Türkçe sözcüklerin sonunda –ğ bulunmaz. 
(Yağ, dağ, sağ, çağ, bağ....)




b) Ünsüz yumuşaması (sertsessizlerin yumuşaması)
                      
Kelime sonlarında bulunan sert süreksiz ünsüzler (p, ç, t, k ) ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında yumuşayarak “b, c, d, g (ğ)” ye dönüşürler. Bu kurala ünsüz yumuşaması denir.  
Örnek :
kitap-ı kitabı
umut-uumudu
            bayrak-ıbayrağı
yaprak-ıyaprağı
ahenk-e ahenge
sağlık-ısağlığı

Yukarıdaki örneklerde görüldüğü üzere sert süreksiz ünsüzler ünlü arasında kalarak yumuşamışlardır.

NOT 2. Özel isimlerle yabancı kökenli bazı kelimeler bu kuralın dışındadır.

Hürriyet-iHürriyeti
Hukuk-aHukuka

Özel Durumlar:
1.Tek heceli kelimelerin çoğunda yumuşama olmaz.
Örnek:
Çit-i çiti
Tek-i teki
Çöp-ü çöpü

2.Tek heceli kelimelerin bazısında ise yumuşama olur.
Örnek:
Kap-ın kabın

3.Özel isimlerde kesinlikle yumuşama olmaz.
Örnek:
Ürgüp e,
Zeynep’’in
Yozgat-a Yozgat’a
Ahmet-aAhmet’e

4.Dilimize Batı ve Doğu dillerinden girmiş birçok kelimede yumuşama olmaz.
 Örnek :
Devlet imiz,
Tank ın                
 Hukuk un
 Hürriyet imiz
Sanat ın
Millet in





5.Fiil kök veya gövdelerine çeşitli yapım ekleri getirilerek türetilen bazı kelimelerde yumuşama olmaz.
Örnek:
Taşı-t ımız
 Kon-u-t un

DİKKAT : Ünsüz yumuşaması kuralına uymayan kelimeleri, yumuşatarak yazmak yanlıştır.
 Örnek:
Zonguldak a gittik (Doğru)
Zonguldağ gittik. (Yanlış)



c) Ünsüz benzeşmesi (ünsüz sertleşmesi)

f, s, t, k,ç, ş, h, p harfleri ile biten bir kelimeye c, d, g harfleri ile başlayan bir ek gelirse, ekin başındaki yumuşak harfler sertleşir. Buna göre; c-ç, d-t, g-k olur.  Yani, Türkçe’de sert ünsüzlerden sonra yumuşak ünsüzler gelmez. Sonunda sert ünsüz bulunan kelimelere yumuşak ünsüzle başlayan ek getirilemez.Bu kurala ünsüz benzeşmesi denir.

Örnek:
Kebap-cıkebabçı
Yavaş-cayavaşça
Ayak-cakayakçak
Ayak-daayakta
Yurt-danyurttan,
Ses-deşsesteş
Yap-dıyaptı
Aç-dıraçtır
At-gıatgık
Seç-ginseçkin
Çalış-gançalışkan
Kıs-gaçkıskaç...

NOT : Bu kural, sayıların rakamla yazılışlarında da geçerlidir. Buna göre rakamlar okunur ve okunuşu p, ç, t, k, f, h,s, ş harflerinden biriyle biterse, ekler de sertleşir. Buna uyulmazsa yazım yanlışı yapılmış olur.
Örnek :
Saat 3’de geldim. (Yanlış),
Saat 3’te geldim (Doğru)


Özel Durumlar:
1.Bazı birleşik kelimelerin bu kurala uymadığı görülür : Dikdörtgen, Akciğer...
2.Bazı matematik terimlerinin bu kurala uymadığı görülür: Üçgen, beşgen..
3.–De, da bağlacı, başlı başına bir kelime olduğu için p, ç,t,k,f,h,s,ş harfleriyle biten kelimelerden sonra gelse bile sertleşme kuralına uymaz. Zaten de, da bağlacını –d, -d ekinden ayıran en önemli özelliklerden biri de budur.
Örnek:
Gitsek de olur, gitmesek de..


Ç) Ünlü daralması (darlaşma)

Bir kelimede düz-geniş ünlülerden (a, e) sonra –yor eki gelirse, bu ünlüleri darlaştırarak –ı-i-u-ü ‘ye dönüştürür. Geniş olan ünlülerin daraldığı için bu kurala ünlü daralması denir.

Örnek :
Yazma-yoryazmıyor
Anla-yoranlıyor
Hopla-yorhopluyor.
Bekle- yorbekliyor


Dilimizde birçok yerde, yanlış ünlü daralması da yapıldığı görülür. Kaynaştırma harflerinden y’den önce gelen a, e ünlüleri konuşmada daralabilir. Ama bu daralma yazıda gösterilmemelidir.
Almayan (Doğru) Almıyan (Yanlış),
Bekleyecek (Doğru)Bekliyecek (Yanlış)

Özel Durumlar
Bazı kelimelerde –yor eki kullanılmadığı halde, ünlü daralması olabilir. de-  ve ye- kelimelerine ünlü ile başlayan ek geldiğinde araya –y- kaynaştırma ünsüzü girer ve bu

Kaynaştırma ünsüzü kelimelerin kökündeki e’leri i’ye dönüştürür.
Örnek:
Diye, diyen, yiyecek, yiyerek...

NOT : Ünsüzle biten kelimelere –yor eki geldiğinde, kelimenin kökü ile ekin arasına ı, i, u, ü yardımcı sesleri gelir. Bu, ünlü daralması ile karıştırılmamalıdır. Buna göre, aşağıdaki kelimelerde ünlü daralması yoktur:
Oturuyor, iniyor, bakıyor...


d) Ünlü düşmesi (hece düşmesi, ses düşmesi) 

İki heceli bazı kelimelere ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde, kelimenin son hecesindeki ünlü düşer. Buna ses düşmesi denir. Ünlü düştüğünde hece sayısı da azaldığından bu kurala ünlü düşmesi yanında hece düşmesi, hece azalması da denir. Ses düşmesi genellikle kelime yapım ve çekimine bağlı olarak ortaya çıkar. Ünlü düşmesinden bir de başka bir ünsüz düşmesi vardır.


Türkçe’de hece düşmeleri aşağıdaki çeşitlere ayrılır:
1. İkinci hecesinde dar ünlü (ı,i,u,ü) bulunan bazı kelimelere, sesli harfle başlayan bir ek gelirse, ikinci hecedeki dar ünlü düşer. 
Örnek:
sıyır-ıl sıyrıl
savur-ulsavrul
ağız-ıağzı

2. Sesli harfle biten bazı isim köklerinden –la, -le eklerini kullanarak fiil türetildiğinde ses düşmesi görülür.
Örnek:
Koku-lamak koklamak

3. Bazı renk isimlerine –ar, -er ekleri getirilerek fiil türetildiğinde, ismin sonundaki ünlü düşer.
Örnek:
Sarı-armaksararmak

Not: Kızarmak ve yeşermek kelimelerinde bir ünlü, bir ünsüz düşer.
Örnek:
Kızıl-armak kızarmak

4. İkinci hecesinde dar ünlü bulunan bazı fiillere yapım eki getirilip isim yapıldığında ünlü düşmesi görülür. 
Örnek:
Ayır-ımayrım

5. Bazı fiillerden fiil türetildiğinde ünlü düşmesi görülür.
Örnek:
Çevir-il çevrilmek

6. Bazen iki kelime birleşirken ünlü düşmesi olur.
Örnek:
Kayıp-olmak kaybolmak

Türkçe’de bazı kelimeler iki şekilde yazılabilir. Aşağıda verilen kelimelerin her iki yazılışı da doğrudur. İkinci tür yazılışta ünlü düşmesi vardır.

Ünlü Düşmesi Yok                    Ünlü Düşmesi Var

Nerede                                     Nerde
Nereden                                               Nerden
Burada                                     Burdan
Şurada, Şuradan                                    Şurda , Şurdan
Orada, Oradan                          Orda, Ordan
İçeride, içeriden, dışarıda                        İçerde, içerden, dışardan
İleride, ileriden, yukarıda                        İlerde, ilerden, yukardan



e) Ünlü türemesi (Ses artması)
Bazı kelimelerin anlam yönünden küçültülmesi veya pekiştirilmesi sırasında kelimelerin kökü ile aldığı ekin arasına bir ünlü gelebilir. Buna ünlü türemesi denir. Ünlü türemesi hece sayısını artırır.

Örnek:
Az-cık azıcık
Bir-cikbiricik
Dar-cıkdaracık


f) Ünsüz türemesi

Bazı tek heceli kelimeler ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında veya “etmek, eylemek, olmak” yardımcı fiilleriyle birleştiklerinde asıl kelimenin sonundaki ünsüz ikizleşir. Buna ünsüz türemesi denir. Ünsüz türemesi hece sayısını değiştirmez.
Örnek:
Af + etmek affetmek
Ret + etmek reddetmek
His + etmek hissetmek


g) Ünsüz düşmesi
K  ünsüzü ile biten bazı kelimelere –cik, -cek   küçültme ve sevgi ekleri getirildiğinde kelimenin sonundaki –k sesinin düştüğü görülür. Buna ünsüz düşmesi denir.
Örnek:
Minik-cik minicik. 
Küçük-cük küçücük
Büyük-cük büyücük


Bazen –l, -msa  ekleri de ünsüz düşmesine neden olur.
Örnek:
Ufak-lufalmak
Küçük-mse .küçümsemek.


h) İç ses benzeşmesi (ünsüz benzeşmesi)
Ünsüz sertleşmesine de benzeşme dendiğini biliyoruz. O ses olayı ekte meydana gelir. Türkçe’de bir de kelimenin içinde meydana gelen benzeşme vardır. Bunu şöyle anlatabiliriz:

Dudak ünsüzlerinden olan –b harfi, kendisinden önce gelen diş ünsüzü –n’yi dudak ünsüzü olan –m’ye dönüştürür. Buna göre bir dudak ünsüzü (b), bir diş ünsüzünü (n), kendisine benzetmiş olur. Bu durumda ünsüz değişimi de söz konusudur. Çünkü n ile m birbirlerinin yerini almıştır.
 Örnek :
Çenberçember
Tonbultombul

Not: Bu kural birleşik kelimelerde ve özel isimlerde uygulanmaz. Örnek: İstanbul, binbaşı...


k) Ünlü değişmesi
Daha önce belirtildiği gibi Türkçe’de kelimeler ek aldığında, köklerinde değişiklik olmaz. Bu kural iki kelime için geçersizdir. Buna göre, “ben, sen” sözcüklerine 
ismin –e hali (yönelme durumu) eki getirildiğinde kökteki e sesleri a’ya dönüşür. Buna ünlü değişmesi denir.  Örnek: Ben-e...bana, Sen-e....sana

ÖNEMLİ NOT  :  Sınavlarda bazen “ses değişmesi” şeklinde sorular sorulmaktadır. Ses dendiğinde hem ünlü, hem ünsüz akla gelir. Bu nedenle “ses değişmesi” veya “ses değişikliği” ifadeleriyle karşılaştığımız zaman aklımıza aşağıdaki ses olayları gelmelidir:
Ünsüz yumuşaması : p-ç-t-k b-c-d-g-ğ
Ünsüz sertleşmesi : c-d-g ç-t-k
İç ses benzeşmesi : n m
Ünlü daralması  : aı-i-u-ü
Ünlü değişimi  : ea


l) Kaynaşma (kaynaştırma)
Türkçe kelimelerde iki sesli harf yan yana gelmez. Bu nedenle sesli harfle biten bir kelimeye, sesli harfle başlayan bir ek gelirse, iki seslinin arasına bir sessiz girer. Bu sessiz , iki sesliyi kaynaştırır. Bu sessiz harfe kaynaşma (kaynaştırma) harfi, bu olaya da kaynaşma (kaynaştırma) denir. Bazı kaynaklarda yardımcı ünsüz olarak da adlandırılan kaynaştırma harfleri –y-ş-s-n’ dir. Kaynaşma harfleri daha çok isim tamlamalarında kullanılır.
Örnek :
Kapı-y-ı
Akşam sefa-s-ı

Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı gibi isim tamlamalarında  tamlayan –n, tamlanan –s kaynaşma harflerini alır. Türkçe’de sadece “su, ne” kelimeleri bu kurala uymaz .
Örnek:
Su-y-un tadı
Ne-y-in tadı

NOT : -ş kaynaştırma harfi, bazen sözcüğün sonundaki –ş ile karıştırılır. Buna dikkat etmek gerekir. 
Altı-ş-ar, yedi-şe-er  (Kaynaşma var)
Beş-er  (Kaynaşma yok)

NOT : Kaynaşma harfinin olup olmadığını aranırken, iyelik eklerine de dikkat etmek gerekir.
Örnek :
Onun defter-i-n-i   (Kaynaşma var)
 Senin defter-in-i (Kaynaşma yok)


m) Ulama

Cümle içerisinde sessizle biten bir kelimeden sonra, sesliyle başlayan bir kelime gelirse, bu iki kelime okunuşta birleşir. Buna ulama denir. Ulamanın olabilmesi için kelimelerin arasında hiçbir noktalama işareti bulunmamalıdır. Aşağıdaki cümlelerde ulama vardır:
Sensiz olamam
Senden ayrılamam
Okullar açıldı.
Mehmet Akif Ersoy
Pencereden bir gül attığın zaman
Işıkla dolacak kalbimin içi

Not:Kelimeler arasında noktalama işareti olduğu zaman ulama yapılmaz.

Ulama söyleyişle ilgili bir kuraldır. Yazarken ulama yapılmaz.

NOT :  Sınav sorularında “ses olayı” sözüyle karşılaştığımız zaman, yukarıda açıkladığımız bütün ses olaylarını aklımıza getirerek soruyu cevaplamalıyız. Bazıları ulama ve kaynaşmanın ses olayı olmadığını zanneder. Halbuki bunlar da birer ses olayıdır.

NOT : Vurgu ve Tonlama da ses bilgisi ile ilgilidir. Bu nedenle bunları da bu bölümde ele alacağız: 



TONLAMA

Cümleleri söylerken sözcükleri veya harfleri sert, yumuşak, uzun, kısa, alçak ve yüksek gibi değişik seslerle belirtmeye tonlama denir. Tonlama öfke, sitem, beğenme, umut vb. duygularımızı karşıdaki kişiye iletmemizi sağlar. Konuşmalarda özellikle topluluğa hitap ederken veya şiir okurken tonlamaya dikkat etmek gerekir. Şairlerin ve yazarların duygularını tonlamaya dikkat ederek daha iyi anlar ve karşımızdaki kişilere aktarmış oluruz.

Örnek :
Ne yapıyorsun? cümlesini kızgınlık anında başka, şaşma anlatırken başka, hâl hatır sorarken başka ses tonlarıyla sorarız.

VURGU
Kelime veya cümlelerde herhangi bir hecenin ya da sözcüğün diğerlerine göre daha baskılı yani kuvvetli söylenmesine vurgu denir. Vurgu anlam yönünden önemli heceleri ya sözcükleri öne çıkarmaya yarar. Türkçe’de iki çeşit vurgu vardır:

1.Kelime Vurgusu : Bir kelimede herhangi bir hecenin diğerlerine göre daha kuvvetli söylenmesidir. Kuvvetli söylenen hece olduğu halde bu olay kelimede meydana geldiği için kelime vurgusu olarak adlandırılır. Türkçe kelimelerde vurgu genellikle son hecelerdedir. Kelime vurgusu ile ilgili önemli özellikler  şunlardır:
Tek heceli kelimelerde vurgu bulunmaz.
Vurgu genellikle son hecede bulunur.
Kelimeye bir ek getirilirse, son hecedeki vurgu eke geçer. Çünkü bu durumda son hece ek’tir. Örnek: Kitap .... kitapçı 
İki heceden oluşan yer adlarında vurgu genellikle birinci hecededir. Örnek : Konya
Pekiştirilmiş kelimelerin başına getirilen heceler vurguludur. Örnek: Masmavi

2.Cümle Vurgusu : Cümlede herhangi bir kelimenin diğerlerine göre daha kuvvetli söylenmesidir. Türkçe’de genellikle yüklemden bir önceki kelime vurguludur. Aşağıdaki cümlelerde sırasıyla özne, nesne, zarf tümleci e dolaylı tümleç vurgulanmıştır.
Dün okuldan defteri Ayşe aldı.     (Ayşe : Özne)
Ayşe, dün okuldan defteri aldı.    (Defteri : Nesne)
Ayşe, defteri okuldan dün aldı.    (Dün: Zarf T.)
Ayşe, dün defteri okuldan aldı.    (Okuldan : DT)

Sınav sorularında vurgu öğe şeklinde sorulabildiği gibi, “yer, zaman, kişi” şeklinde de sorulabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder