26 Kasım 2011

SÖZCÜK (KELİME) ANLAMI



A) Sözcükte Anlam Değişmeleri ( Sözcükte Çok Anlamlılık)
Gerçek Anlam: Kelimenin aklımıza gelen ilk anlamına denir.
Çocuk ağzını bir peçete ile sildi. Bütün gücüyle sırtına vurdu.
Yan Anlam: Bir varlığın adının o varlığa benzeyenlere de verilmesine denir.
Radyonun sesini biraz kısar mısın?  Babam yine gözlerini kısmış bakıyordu.  Lambayı kıs da uyuyalım. Zayıfladığından kemeri biraz daha kıstı.
Bir saat ders çalışalım. Yeni aldığı saati herkese gösteriyor.  Bu saatte orada kimse bulunmaz. Kahvaltı saatinde burada olun. Su saati yine patlamış.
Kapının kanatlarından biri açık kalmıştı.

1.Hangisinde “bulmak” kelimesi farklı anlamdadır?
A) Kristof Kolomb Amerika’yı buldu.
B) Roald Amundsen, Güney Kutbunu buldu.
C) Thomas Edison ampulü buldu.
D) Robert Koch, kendi adıyla anılan basili buldu.
E) Pierre Curie ve eşi radyumu buldu.

2.  I. Bu roman bizi ortaçağ Avrupa’sına götürüyor.
   II. Kardeşini bu akşam tiyatroya götürecekmiş.
  III. Dinlediğim müzik beni yıllar öncesine götürdü.
  IV. Ellerini, ağrıyan başına götürdü.
“götürmek” sözcüğünün aynı anlamda kullanıldığı iki cümle, aşağıdakilerden hangisinde bir arada verilmiştir?
A)I. ve II.   B)I. ve III.     C)I. ve IV.    D)II. ve III.      E) III. ve IV. 

Mecaz Anlam:Bir kelimenin gerçek ve yan anlamlarından tamamen farklı bir anlamda kullanılmasıdır.
Evine bağlı bir adamdı. / Dünya büyük bir savaşın eşiğindeydi.

3.”Kıyıya dikine inen bu sokak gül kokuyor, hanımeli kokuyordu; ama insan kokmuyordu.” Cümlesindeki “insan kokmamak” sözü, gerçek anlamının dışında kullanılmıştır. Hangisinde benzer bir kullanım vardır?
A) Denizin yaratığı bu güzelliklerde göz nuru yoktu.
B) Yalılarda oturanların inceli kalınlı seslerini işitiyorduk.
C) Deniz küçük dalgalıydı, kıyılar sebze atıklarıyla doluydu.
D) Kıyı boyunca yürürken resimden, müzikten konuştuk.
E) Gezintiden dönenlerin neşelerine diyecek yoktu.
4a.Hangisinde altı çizili sözcük gerçek anlamının dışındadır?
A) Gelecek hafta bugün yine buluşalım, dedi.
B) Az sonra beyaz bir at üzerinde gelin göründü.
C) Çocuğunu uyutmak için odaya götürdü.
D) Bu boş sözleri dinlemekten bıkmıştı.
E) Akrabalarını görmek onlarla konuşmak istiyordu.

Teşbih (Benzetme):Anlatıma canlılık vermek ve hayal değeri vermek için aralarında benzerlik bulunan iki varlıktan zayıfını kuvvetlisi gibi göstermeye denir. Teşbihte dört öğe bulunur: Benzeyen, Benzetilen, Benzetme Edatı, Benzetme Yönü
Kartal gibi yırtıcı bir kuştu. (Tam Benzetme)
Bu dil ağzımda annemin sütüdür. (Güzel Benzetme, Ana öğelerle)
*** “Sanki, benzemek, dönmek, andırmak, örnek, kadar” sözleri  “-den eki” de benzetme edatı olabilir.
Türkiye’miz güzellikleriyle cenneti andırıyor.
İstiare (Eğretileme):Teşbihin asıl öğelerinden biriyle yapılır.
Açık İstiare: Sadece benzetilenle yapılır. Örnek: İki kapılı bir handa / Yürüyorum gündüz gece.
Kapalı İstiare:Sadece benzeyenle yapılır. Örnek:Mor menevşe boynun eğmiş / Gül kızarmış hicabından
Kişileştirme (Teşhis):İnsan dışındaki varlıkları insan kişiliğinde gösterme sanatıdır. Örnek:Kaldırımlar, ıstırap çekenlerin annesi.
İntak (Konuşturma):İnsan dışındaki varlıkları konuşturma sanatı
Demişler kurda: Niye boynun kalın / Demiş: Kendi işimi kendim yaparım da ondan.
Ad Aktarması: Bir sözün benzetme amacı gütmeden başka bir sözün yerine kullanılmasıdır.
Bir hilal uğruna Ya Rab ne güneşler batıyor.  /  Gemimiz nihayet Marmaris’e yanaştı.     /    Bizler Yahya Kemal’i okuyarak yetiştik.
Törende bütün kasaba toplanmıştı.    /   Bardağını bitir de sana biraz daha çay doldurayım.     /     Bozuk paraları cebine kağıtları cüzdanı koydu.   /   Çevremizi temiz tutup yeşili korumalıyız. 
Düşük bir maaşla beş canı besliyor.   /   Komşu apartmana yandan giriliyor.    /     Buradan güneye inildikçe hava ısınır.    /    Rahmet yağmazsa ürünler iyi yetişemez.  / Batı, bize ne zaman dost oldu ki.
Benzetme Yoluyla Aktarma:Sınıfın tilkileri iyi bir tuzak kurmuş. Türk dünyasından bir çınar daha devrildi. / Dünyayı tozpembe görmekten vazgeç.
Nitelik Aktarması:Çok yumuşak bir ses tonu vardı.  /  Bize çok sıcak davrandı.   /   Böyle soğuk şakaları hiç sevmem.

4b.”En iyisi, işi oluruna bırakmak; biraz geniş olunuz.” Cümlesindeki “geniş” sözcüğünün anlamına en yakın kullanım hangisinde vardır?
A) Bu konuda oldukça geniş bilgi sahibiydi.
B) Geniş bir soluk aldıktan sonra konuşmaya başladı.
C) Oldukça geniş bir dost çevresi vardı.
D) Geniş iş imkanları varken yine de çalışmamızdı.
E) Her olaydan kolayca etkilenmeyen geniş bir adamdı.

Dolaylama:Bir sözcükle anlatılabilecek bir yer, kişi, ülke, nesne vb. şeyleri özel bir isimlendirmeyle birden fazla sözcükle anlatma sanatıdır.
Bu roman da beyaz perdeye aktarılacak.   /   Bu yıl vatan şairi Gelibolu’da mezarı başında anılacak.
5. “Bir tek kelimeyle belirtilebilecek bir kavramı, birden çok kelimeyle anlatmaya ‘dolaylama’ denir.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylama yoktur?   
A) Anadolu’da bağ kütüğüne, “omça” denir.
B) Yavru vatandan yapılan ihracatta önemli artışlar oldu.
C) Ormanların kralı, şimdi bir kafeste tutsaktır
D) Balıkçı, “Derya kuzuları !” , diye bağırıyordu.
E) Büyük kurtarıcı, Anadolu’da yeni bir devlet kurdu.

Tariz (İğneleme): Alay etmek ya da eleştirmek amacıyla bir sözü karşıt anlamını kastederek söylemektir.
Sekreterimiz ne kadar becerikli, hiçbir işe elini sürmemiş.
Bu ne kudret ki elifbayı okur ezberden.
Öyle dürüst ki yalana hile katmaz.
Kinaye (Değinmece): Bir sözü aynı yerde hem gerçek, hem mecaz anlamını taşıyacak biçimde kullanmaktır.
Zavallı kadının yüzü hiç gülmedi.   /   Dağ başından duman eksik olmaz.   /   Tek kanatla kuş uçmaz.
Mübalağa (Abartma): Duygu ve düşüncelerin abartılarak anlatılmasıdır. ÖRNEK: Ben gurbette değilim  /  Gurbet benim içinde.   /  Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan, şüheda    /    Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.
Soyut Anlam: Beş duyu organımızın herhangi biriyle kavrayamadığımız; ancak varlığını zihnen kabul ettiğimiz sözcüklerdir. Sevinç, gönül, bilgi, doğruluk…
Somut Anlam: Duyu organlarımızdan herhangi biriyle algılanabilen varlıklara ad olan kelimelerdir.  rüzgâr, ses, bulut, elektrik, duman, gürültü….
Somutlaştırma: Dildeki soyut kavramları somut kavramlardan yararlanarak anlatma olayıdır.ÖRNEK: Çiğnendi yine yeminler
Onu bir gün görmesem içim yanar.     /     Zavallı kadın, çocukları için saçını süpürge etti.
Güzel Adlandırma: İnsanları rahatsız edecek bazı kavramların yerine daha güzel sözlerin kullanılmasıdır.
İşitme engelli, toprağa vermek, iyi saatte olsunlar, ince hastalık, son yolculuk,

Eş Anlam:Bir varlık ya da kavram birden fazla sözcükle karşılanıyorsa bu sözcükler eş anlamlıdır.
Karşıt Anlam: Birbirine karşıt kavramları karşılayan kelimeler
Terim Anlam:Kelimenin bir bilim, sanat ya da meslek dalıyla ilgili kazandığı özel anlamdır. Kök, doğru, açı, miyop…..
Eş Seslilik (Sesteşlik):Yazılışları ve söylenişleri aynı, anlamları farklı olan sözcüklerdir. Aç, gül, dal, dil,………

6.Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler anlamca birbirine en yakındır?
A) Bir süre sonra kendisi de bu akımın, bu tartışmanın içinde yer
     almıştır.   
B) Bu kitapları, belirlediğiniz ölçütlere göre seçin, ayırın.
C) Kendisine yapılan bu haksızlığı, bu saygısızlığı içine
     sindiremiyordu.
D) Bütün bunları, kendisinin yerine, önüne geçmek isteyenler
     düzenliyordu.
E) Bu makineler ötekilere göre daha kullanışlı, daha pahalıdır.

7.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “hazır” kelimesi “Hazır araba ile gidiyorken bu paketi de götürüverirsin.” Cümlesindekiyle eş anlamda kullanılmıştır?
A) Hazır olunca bana haber ver, birlikte çıkalım.
B) Hazır elbise diye tutturdu ama denediklerinin hiçbiri uymadı.
C) Yemek hazır olana kadar, konuşur dertleşiriz.
D) Terzi provayı hazır edince telefon edecekmiş.
E) Hazır gelmişken öteki musluklara da bir bakıver.

8.Hangisinde “çıkmak” kelimesi, “Bu tencerenin bakırı çıkmış, kalaylanması gerek.”cümlesindekiyle eş anlamda kullanılmıştır?
A) Havalar ısındı, ekinler çıkmaya başlamış bile.
B) Yüzünde önce küçük bir sivilce çıktı, sonra da çıbana dönüştü.
C) Bugünlerde çok zayıfladı, adeta kemikleri çıktı.
D) En küçükleri akıllı çıktı da baba malını toparladı.
E) Sahneye önce rejisör çıktı, onu yapıtın yazarı izledi.

9.”Bu iki ülke arasındaki ilişkiler, bir süre sonra gerginliğe dönüştü.”cümlesinde “gerginlik” yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümle eskisine göre karşıt anlam kazanır?
A) gevşeme                  B) genişleme               C) bütünleşme        
            D) yakınlaşma                     E) yumuşama

10.”….Pazarlığa girişmeden önce kalitesi hakkında bir fikir edinmek amacıyla tereyağının, kaymağın, peynirin tadılması adetti; çok kez, alıcı tattığı malın başından bir tiksinme ifadesiyle ayrılırdı.O zaman arkanızdan açılacak ağızların iltifatlarına kulaklarınızı tıkayacaksınız.” Cümlesinde “iltifat” sözcüğünün kullanılışından doğan anlam özelliğini hangisi belirtmektedir?
A) Anlatımda, birbirine aykırı kavramların birlikte kullanılması
B) Birine, bir davranışa, incitmeden takılma amacı güden ince alay.
C) Ciddi gibi görünen fakat şaka konusu yapılan acı bir olay.
D) Anlatılmak isteneni, alaylıca tersini söyleyerek anlatma
E) Anlatımda birbirini bütünlemeyen sözleri ardı ardına kullanma

Genel ve Özel Anlam:Kelimeler anlamları içinde bir çok sözcüğü içerebilirler. VarlıkCanlıBitkiAğaçÇam
Özelden genele HamsiBalıkSudaki HayvanHayvanCanlı
Anlam kapsamı geniş olan sözcüklere "genel anlamlı sözcük" ; anlam kapsamı daha dar olan sözcüklere "özel anlamlı sözcükler" denir.Örnek:Kitap roman Huzur
Nitel ve Nicel Anlam: Ölçülebilen bir değeri ifade eden anlama NİCEL ANLAM; ölçülemeyen bir değeri ifade eden anlama NİTEL ANLAM denir. Örnek: Eve gelince bir tabak yemek yedi. (tabak, ölçü bildirdiğinden nicel anlam)- Bu, çok lezzetli bir yemekti. (lezzet; ölçülemez, görecelidir nitel anlam)
Bu paket daha hafif sen bunu taşı.
Dün gece hafif bir rahatsızlık geçirmiş.


11.”Anlam genişlemesi yoluyla somut anlamlı bir ad, bir de soyut anlam kazanabilir. Örneğin, somut anlamıyla ‘geçilen yer' demek olan ‘yol’ kelimesi yöntem anlamına gelerek soyut bir anlam da kazanmıştır.”Buna benzer bir örnek hangisinde vardır?
A) Bunu yapmaya yürek ister, bu her babayiğidin harcı değil.
B) Bu gördüğün bulutlar, yağmur yüklü bulutlardır.
C) Bu dağlar, geçit vermez sarp dağlardır.
D) Ağaçlar, ilk yazda gelin gibi donanırlar.
E) Yapının güzel bir görünümü vardı; taş dantel gibi işlenmişti.

CÜMLEDEKİ EKSİK SÖZCÜĞÜ TAMAMLAMA
Kimi sözcük anlamı sorularında cümlede boş bırakılan yere uygun sözcüğün bulunması istenir. Bu tip soruların çözümünde cümlenin anlamının ve sözcüklerin yapısal dizilişinin dikkate alınması gerekir.

12.”…. öğrenmiş olmalıydın; …. iki yıldır bu işte çalışıyorsun.” Sözleri en uygun biçimde hangisi ile tamamlanabilir?
A) bunları – elbette                       B) artık bunu – çünkü    
C) Bu nedenle – topu topu            D) hemen – yalnızca
E) şimdiye dek – zaten

13.”Okulumuz Dicle’nin durmadan akan, zaman zaman taşkın, bulanık; zaman zaman ……… sularına bakıyordu.” Cümlede boş bırakılan yere hangisi konursa anlam bütünlüğü sağlanır?
A) dalgalı, puslu          B) düzgün, saydam        C) durgun, duru
                D) çalkantılı, parlak            E) ürpertici, köpüklü

14.”Elbette, insanın düşüncelerine, anılarına, yaşantılarına böylesine karışan denizden ayrılması çok güçtür. ……. şairimiz ….
bu güçlüğe katlanmak zorunda kalır.”
Yukarıda boş bırakılan yere sırasıyla hangisi gelmelidir?
A) Yazık ki – zaman zaman             B) Öyleyse – ara bir
C) Neyse ki – her zaman                  D) Böylece – sürekli
E) Böylelikle – hep

15.”Babadan kalma çok az bir geliri vardı; ……… geçiniyordu.”
Bu cümle, hangisiyle en uygun biçimde tamamlanabilir?
A) az buz                  B) ezile büzüle             C) az çok
           D) azı azına                             E) kıt kanaat

→SÖZCÜK VEYA SÖZ ÖBEĞİYLE ANLATILMAK İSTENEN
Sözcük ve söz öbekleri cümlede kullanılışına göre anlam kazanır. Kimi zaman bir sözcükle çok değişik anlamlar vurgulanmış olabilir.
Bu tür sorularda sözcük veya söz öbeğinin anlamı cümle içinde değerlendirilmelidir. 

16.”Dil” kelimesi, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı.” anlamında kullanılmıştır?
A) Dilinden, Karadenizli olduğu anlaşılıyordu.
B) Tevfik Fikret’i anlamak için Servet –i Fünûn dilini iyi bilmek
     gerekir.  
C) Müzik kadar güçlü ve evrensel bir dil yoktur.
D) Namık Kemal’in tiyatrolarında kullandığı dil oldukça sadedir.
E) Konuşma dili kimi yönleriyle yazı dilinden ayrılır.

17.”Maviyle yeşilin kucak kucağa olduğu Kanlıca, hep kıpır kıpır, hep hayat dolu ve hep kendi gibi kalmak istiyor.”
Cümlesindeki “kendi gibi kalmak istemek” sözüyle ne anlatılıyor
A) Sahip olduğu özellileri koruma çabası içinde olmak
B) Önemli bir yer olduğunu kanıtlamaya çabalamak
C) Benzerlerinden farklı olmaya çalışmak
D) En iyi biçimde tanıtılmayı istemek
E) Canlılığını çevresine hissettirmek



18.”Sözünü dinletmeyi sever, bunu başaramadığında sinirlenip hırçınlaşırdı. Bunun için, hemen her zaman, hem çevresindekilerin kendisine, hem de kendisinin çevresindekilere karşı davranışlarında ipleri kendi istediği gerginlikte tutmayı başarırdı.”
Yukarıda geçen “ipleri kendi istediği gerginlikte tutmayı başarmak” sözüyle ne anlatılmak istenmektedir?
A) Çevresindekilere kendi görüşlerinin doğruluğunu kanıtlamak
B) İsteklerinin gerçekleşmesi için her yola başvurmak.
C) Her konuda kendisini bilgili ve yeterli görmek
D) İnsanlarla ilişkilerini kendi ölçütlerine göre yönlendirmek
E) Kendini, olduğundan daha güçlü göstermeye çalışmak

19.Depremde evde değildik. Eve gelince gördük ki dolaplar, kitaplıklar devrilmiş; binlerce kitap yerlerde. Şimdi o kitaplar ne olacak? “Canını kurtarmışsın yetmez mi?” demeyin. Kitaplar da insanın canı gibi. Birine bile zarar gelse içimden bir şeyler kopar.
Bu parçadaki “içimden bir şeyler kopar” sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Birden bire aşırı heyecana kapılmak
B) Bedensel bir acı duymak
C) Yapabileceği bir şeyi yapamaz hale gelmek.
D) İstediği gibi davranamadığı için rahatsız olmak
E) Bir olay karşısında derin bir üzüntü duymak

20.Deneme yazmanın temel koşulu sayılan başka türlü düşünme, genellikle yazarların olgunluk çağına özgü bir niteliktir.
Bu cümledeki “başka türlü düşünme” sözüyle ne anlatılmaktadır
A) Kitlelerin isteklerine yanıt verebilme
B) Üstün nitelikli olduğunu yorumlarıyla kanıtlama
C) Yeni bilgiler edinip kendini geliştirme
D) Olayların ilgi çekici yönlerini görebilme
E) Sıradanlıktan kurtulup özgün olabilme

21.”Onun, çağının sorumluluğunu üstlenme, tanığı olma gibi, aydın sanatçıya özgü tutum ve davranışları yazın, düşün ve kültür coğrafyamızda bir meşale gibi ışıyacaktır.” Cümlesindeki “bir meşale gibi ışıyacaktır” sözünün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümlenin anlamı değişmez?
A) yol gösterici, aydınlatıcı olacaktır
B) kuşaktan kuşağa geçecektir
C) gelecek kuşaklarca da hatırlanacaktır
D) çarpıklıkların, bozuklukların düzeltilmesini sağlayacaktır
E) yaşananları gözler önüne serecektir

22.Geçmişe sürekli özlem duymak, çağla beraber yürümemek, geçmişe demir atmak olur. Bu da aydın kişiye yakışmaz. Benim yazılarımda geçmiş büyük ölçüde yer tutar, ama bu, hiçbir zaman yaşadığımız günlerden kopma, geçmişe sığınma anlamında değildir.Tersine,geçmişle günümüzü birleştirerek zenginleştirmedir.
Bu parçadaki altı çizili sözle ne anlatılmak istenmektedir?
A) Geçmişteki güzel günleri anmak
B) Geçmişin güzelliklerini bugün görememek
C) Geçmişin sınırları dışına çıkmamak
D) Geçmişle günümüz arasında köprü kurmak
E) Geçmişin, geleceği etkileyeceğini yadsımak.
23.”Bıkmadan, yorulmadan, yılgınlığa düşmeden sürekli okumalıyız. Okurken bir yandan, daha önce okuduklarımızdan belleğimizde kalan izin üzerini örten tozu, kiri temizlemeli, bir yandan da bu izi derinleştirmeye çalışmalıyız.”          Cümlesindeki “belleğimizde kalan izin üzerini örten tozu, kiri temizlemek” sözüyle anlatılmak istenen nedir?
A) Edinilmiş bilgilerin önemini anlamak
B) Doğruyu yanlıştan ayırmak
C) Gereksiz bilgilerle oyalanmamak
D) Unutulmaya yüz tutmuş bilgileri hatırlamak
E) Yeniliklere açık olmaktan kaçınmamak


24.”Bir sözcüğü ötekinin yanına öylesine getireceksin ki oluşturacağın güzellikle okuyucunun yüreğindeki teli titretecek onu gerçekler dünyasından düşler dünyasına taşıyacaksın.” Bu cümledeki altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Bu tabloya her bakışında onda yeni ve değişik yönler bulurdu.
B) Çocukluğunda yaşadığı bu ilginç olayı sık sık anlatırdı.
C) Bu öyküyü okurken uzun süredir gitmediği köyünü anımsamıştı.
D) Roman kişilerinin birbirine kavuşması onu çok etkilemiş,
     duygulandırmıştı.
E) Bu sıkıntılı yolculuğun bir an önce bitmesini istiyordu.

25.Aşağıdaki altı çizili kelimelerin hangisi gerçek anlamının dışında kullanılmıştır?
A) Kızgın bir demir dağlasın gözlerimi
B) İnandım ölüme aşka inandığım kadar
C) Kemik çürür, kaybolur parıltısı gözlerin
D) Ne şiirimiz  kaldı söyleyecek ne türkümüz.
E) Nasıl da düştük bu yalnızlığa

26.”dalmak” sözcüğü hangisinde “uyumak” anlamındadır?
A) Ağacın serinliğinde biraz dalmışım
B) Beni duymadınız, kitaba çok dalmışsınız
C) Çocuklar denize dalıp tekneyi itelediler
D) Pencerenin önünde sokağı seyre dalmıştım
E) Yalnız kaldığında çocukluğuna dalar giderdi.

27.”İnsan dışındaki varlıklara ait özellikler kimi zaman benzetme yoluyla aktarılarak insanlar için kullanılır.”Aşağıdakilerin hangisinde buna örnek olabilecek bir kullanım görülmektedir?
A) Hemen hemen bütün şiirlerinde kırmızı bir karanfilden söz eder.
B) Sanatçı, çiçek açmalı ki iç dünyasının güzelliklerini, etrafına
     yayabilsin.
C) Etrafını lalelerin süslediği bu güzel heykel 13. yüzyılda
      yapılmış.
D) Bir ressamın gücü, olanı yansıtmasında değil değiştirmesindedir
E) Şehrin yaslandığı dağların efkarlı tepelerinden duman eksik
     olmazdı.

28. “(I) Evimiz istasyona yakındı. (II) Çocukluğumda istasyonun geniş bahçesi en iyi oyun alanımızdı. (III) Günde iki kez tren uğrardı bu istasyona. (IV) Buharlı trenin geldiğini, ta uzaktan görünen dumandan anlardık. (V) Ama elektrikliler sessiz sedasız yaklaşırdı istasyona.” Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde ad aktarması vardır?
A) I                 B) II            C) III                 D) IV                 E) V

29.Aşağıdakilerin hangisindeki altı çizili sözcük diğerlerine göre daha genel anlamlıdır?
A) Her devrin gözdesi nedense güldür.
B) Balkonunda renk renk karanfiller vardı.
C) Sokağa girince hanımeli kokuları karşılardı bizi.
D) Lale bahçeleri süslüyordu deniz kenarını.
E) Bahçedeki çiçekleri her gün sulardı.

30.Aşağıdakilerin hangisinde dolaylama vardır?
A) Cadde kenarlarına park etmiş arabalar, yayaların geçişini
     engelliyor.
B) Şehirler arası yolculuklarda üzerime bir sessizlik çöker.
C) Köylüler yıllarca bu tahta köprüden karşı kıyıya geçtiler.
D) Kalem ustası, geçinmek için başka bir işe ihtiyaç duymaz ama
     çok da rahat geçinemez.
E) Apartmanlarda oturanlar toprak kokusunun güzelliğini nereden
     bilecek?





31.Aşağıdakilerin hangisinde insana ait özellikler insan dışındaki varlıklara aktarılmıştır?
A) Kara bulutlar ağmış üstüne
     Çevre dağların boynu bükülmüş.
B) İşim gücüm budur benim
    Gökyüzünü boyarım her sabah
C) Her dakikasını ayrı hatırlarım
     Erenköy’de geçen zamanımın
D) Niçin senelerce bütün kuşlara
     Hep şiir yazmak için baktım
E) Benim doğduğum köylerde
     İnsanlar gülmesini bilmezdi
32.”Romancı, insanı trajik olan yanlarıyla verirken, çözülmelerin odağı olan durumların üzerinde durur genellikle.” Cümlesinde altı çizili cümleye kattığı anlam hangisinde vardır?
A) Eserin üslubundaki farklılık hemen göze çarpıyor.
B) Eleştirmen yapıttaki eksiklikleri anlatırken duyguları işin içine katmamıştır.
C) Edebiyatımıza üç başarılı roman kazandırmıştır.
D) Çoğu sanatçı, ne gariptir ki, öldükten sonra anılmaya başlıyor.
E) Öykülerindeki başarılı gözlemler dikkati çekiyor.

33.”Şiirin size verdiği coşkunun nedeni duyarlılığınızı dile getirmesi, kendinizde var sandığınız duyguları çözümlemesidir. Oysaki o duygunun daha önceden sizde var olduğu su götürür bir durumdur.Bu parçadaki altı çizili sözün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse parçanın anlamı değişmez?
A) tartışılmaz bir gerçektir      B) ancak, kendini gizlediği ortadadır.
C) kesinlikle emin olabileceğiniz bir şey değildir
D) şüphe edilmeyecek bir durumdur.    E) söylenemez

34. (I) Bugünlerde Beyoğlu Adliyesinin başka bir binaya taşınacağına ilişkin söylentiler var.(II) Umarız gerçeğe dönüşür ve bu kez öyle köprü altı binalarına değil, işlevsel ve gereksinmelere yanıt veren, mimari estetiğinde biraz olsun adaletin yüceliğini yansıtan bir binaya taşınır. (III) Beyoğlu gibi tarihsel ve kültürel kimliğiyle öne çıkan bir bölgede bu tür yapıların zenginliği zaten biliniyor. (IV) Hukuk devleti, öncelikle hukukun binalarını seçmek, onarmak veya inşa etmek, yargı organlarını kiracılıktan, kötü, çirkin, yanlış ve işlevsiz binalardan kurtarmak durumundadır. (V)Adaleti mülkün temelli olarak görenler ve gösterenler, bunun gereklerini de yapmakla yükümlüdür.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde yazar beklentisinden söz etmiştir?
A) I               B) II             C) III               D) IV               E) V

35.”Yıllarca ve yıllarca edebiyatla uğraştı, kılı kırk yararak, çalıştı, hiç karşılık düşünmeden yazdı ve çok sayıda ürün bıraktı.” Bu cümledeki altı çizili söz kişinin hangi özelliğini anlatmaktadır?
A) Titizliğini              B) Özgünlüğünü                C) Doğallığını
               D) Şekilciliğini                       E) Fedakârlığını

36.Şiirin çıtası yükselince düzayak okurun işi zorlaştı. Onlar emek vermeyi sevmedikleri için şairlere çamur atıyorlar.” Cümlesindeki altı çizili sözle ne anlatılmaktadır?
A) Şiirin nitelik yönünden güçlendiği
B) Şiirde kapalılığın esas alındığı
C) Şiirin gündelik hayattan uzaklaştığı
D) Şiirin yabancı sözcüklerle yüklü olduğu
E) Şiirde ulusal kültürden uzaklaşıldığı.
37.Hangisinde “Ad Aktarması(Mecaz-ı Mürsel)” vardır?
A) Bir dükkanın camında süslü kadınlar, erkekler, çocuklar
     duruyordu.
B) Hepimiz onun fıkra anlatımına hayran kalmıştık.
C) Bu konuyu konuşmaktan hepimiz çok sıkılmıştık.
D) Ben onun bu sözlerini kırk defa dinledim.
E) Herifler büyüdüler ama iki çift lakırdı etmeyi öğrenemediler.

38. Gerçek anlamlı bir sözcük, anlam genişlemesi yoluyla mecaz bir anlam kazanabilir. Örneğin, “Su çok soğuktu.” cümlesinde gerçek anlamıyla kullanılan “soğuk” sözcüğü, “Bize çok soğuk davrandılar.” cümlesinde mecaz anlamda kullanılmıştır.
Aşağıdakilerin hangisinde buna uygun bir kullanım vardır?
A) Yağmur dün geceden bu yana tüm hızıyla yağıyor.
B) Beklediğimiz konuklar akşamleyin geldiler.
C) On yaşına kadar dedesinin gölgesinde büyüdü.
D) Kitap okumayı içimizde en çok seven odur.
E) Denizi seyretmek için az önce sahile gittiler.

39.”Yumuşak bir rüzgarın yüzleri okşadığı serin bir ilkbahar günüydü.“ Bu cümledeki “yumuşak” sözcüğü katı cisimlere ait olan bir nitelikken rüzgar için kullanılmıştır.” Hangisinde “sert” sözcüğü buna benzer bir anlam ilgisiyle kullanılmıştır?
A) Sert bir zeminde uyursan belinin ağrısı geçer.
B) Sert kabuklu meyveleri dişinle kırmamalısın.
C) Ayağımı sert bir zemine vurdum galiba.
D) Bu kasabanın suyu kireçli ve çok sert
E) Sokak kapısının kilidini sert bir taşla kırarak içeri girdik.

40. Gerçek anlamıyla somut olan bazı kelimeler anlam genişlemesi yoluyla yeni anlamlar kazanarak soyut bir anlam ifade edebilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde böyle bir anlam değişmesini örneklendiren bir sözcük kullanılmıştır?
A) Bu sanatçımız geçmişle bugün arasında bir köprü olmuştur.
B) O, başarısını hikayeler yazarak kazanmıştır.
C) Son romanında kendi yaşamından da yararlanmış.
D) Ne yazık ki onu genç yaşında kaybettik.
E) Sanatçı her eserinde aynı başarıyı sürdüremez.

41.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “görmek” sözcüğü “geçimini sağlamak” anlamında kullanılmıştır?
A) Gördüğüm bunca kötülükten sonra hâlâ burada nasıl kalırım.
B) Sen kendini göremiyorsun, bir de evlenmeyi düşünüyorsun.
C) Hele bir çalışmaya başla, o zaman görürsün para kazanmanın
     güçlüğünü.
D) Artık hiçbirinizi burada görmek istemiyorum.
E) Paranı cebinde görmeden harcamaya kalkmamalısın.

42.Aşağıdaki cümlelerde verilenlerden hangisi “yatak” sözüyle karşılanamaz?
A) Uyumak için yapılan döşek
B) Nehir, dere, ırmak gibi akarsuların akıp gittiği yer
C) Bazı makinelerde veya ateşli silahlarda hareketli kısmın
     oynadığı yer.
D) Maden ocaklarında toprak içinde bulunan maden damarı
E) Aynı amaçla bir araya gelmiş kişilerin oluşturduğu topluluk ya
    da kuruluş.

43.”Son dönem kadın şairlerinden Nigâr Hanım bir gün kurbanlık almak için pazarda dolaşıyormuş. Bir adam usulca yanına yaklaşmış ve ona: “Bu yıl da kurbanınız ben olayım sultanım.” demiş. Nigâr Hanım hiç istifini bozmadan adama dönmüş ve: “Sağ olun, bu yıl boynuzlu kesmeyeceğim.” karşılığını vermiş.” Bu parçada altı çizili sözde hangi anlam olayı vardır?
A) Benzetme ilgisi kurmadan bir sözü başka bir sözün yerine
     kullanma
B) Bir sözün iki gerçek anlamını birden çağrıştırma.
C) Bir varlığa ait bir niteliği başka bir varlık için kullanma
D) Bir sözün gerçek anlamını söyleyip mecaz anlamını çağrıştırma
E) İnsana ait bir özelliği insan dışındaki bir varlığa aktarma

CEVAPLAR:1.C  2.B  3.A   4A)D    4B)E     5.A  6.B  7.E   8.C   9.E   10.D  11.A  12.B  13.C 14.A   15.E   16.C  17.A   18.D  19.E   20.E  21.A  22.C  23.D   24.D   25.E   26.A   27.B    28.E 29.E      30.D    31.A    32.B    33.C    34.B   35.A   36.A   37.A  38.C  39.D  40.A   41.B   42.E 43.D

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder