A) Sözcükte
Anlam Değişmeleri ( Sözcükte Çok Anlamlılık)
→Gerçek Anlam: Kelimenin aklımıza gelen ilk anlamına denir.
Çocuk ağzını bir peçete ile sildi. Bütün
gücüyle sırtına vurdu.
→Yan Anlam: Bir varlığın adının o varlığa benzeyenlere de
verilmesine denir.
→Radyonun sesini biraz kısar
mısın? Babam yine gözlerini kısmış
bakıyordu. Lambayı kıs da uyuyalım.
Zayıfladığından kemeri biraz daha kıstı.
→Bir saat
ders çalışalım. Yeni aldığı saati herkese gösteriyor. Bu saatte orada kimse bulunmaz. Kahvaltı
saatinde burada olun. Su saati yine patlamış.
Kapının
kanatlarından biri açık kalmıştı.
1.Hangisinde “bulmak” kelimesi
farklı anlamdadır?
A) Kristof Kolomb Amerika’yı
buldu.
B) Roald Amundsen, Güney
Kutbunu buldu.
C) Thomas Edison ampulü buldu.
D) Robert Koch, kendi adıyla
anılan basili buldu.
E) Pierre Curie ve eşi radyumu
buldu.
2. I. Bu roman bizi ortaçağ
Avrupa’sına götürüyor.
II. Kardeşini bu akşam tiyatroya
götürecekmiş.
III. Dinlediğim müzik beni yıllar öncesine
götürdü.
IV.
Ellerini, ağrıyan başına götürdü.
“götürmek” sözcüğünün aynı anlamda kullanıldığı iki
cümle, aşağıdakilerden hangisinde bir arada verilmiştir?
A)I. ve II. B)I. ve III. C)I. ve IV. D)II. ve III. E) III. ve IV.
→Mecaz Anlam:Bir kelimenin gerçek ve yan
anlamlarından tamamen farklı bir anlamda kullanılmasıdır.
Evine bağlı bir adamdı. /
Dünya büyük bir savaşın eşiğindeydi.
3.”Kıyıya
dikine inen bu sokak gül kokuyor, hanımeli kokuyordu; ama insan kokmuyordu.” Cümlesindeki “insan kokmamak” sözü, gerçek anlamının dışında
kullanılmıştır. Hangisinde benzer bir kullanım vardır?
A) Denizin yaratığı bu
güzelliklerde göz nuru yoktu.
B) Yalılarda oturanların
inceli kalınlı seslerini işitiyorduk.
C) Deniz küçük dalgalıydı,
kıyılar sebze atıklarıyla doluydu.
D) Kıyı boyunca yürürken
resimden, müzikten konuştuk.
E) Gezintiden dönenlerin
neşelerine diyecek yoktu.
4a.Hangisinde altı çizili sözcük gerçek anlamının dışındadır?
A) Gelecek hafta bugün
yine buluşalım, dedi.
B) Az sonra beyaz bir at
üzerinde gelin göründü.
C) Çocuğunu uyutmak
için odaya götürdü.
D) Bu boş sözleri
dinlemekten bıkmıştı.
E) Akrabalarını görmek
onlarla konuşmak istiyordu.
→Teşbih (Benzetme):Anlatıma canlılık vermek ve
hayal değeri vermek için aralarında benzerlik bulunan iki varlıktan zayıfını
kuvvetlisi gibi göstermeye denir. Teşbihte dört öğe bulunur: Benzeyen,
Benzetilen, Benzetme Edatı, Benzetme Yönü
Kartal gibi yırtıcı bir kuştu.
(Tam Benzetme)
Bu dil ağzımda annemin
sütüdür. (Güzel Benzetme, Ana öğelerle)
***
“Sanki, benzemek, dönmek, andırmak, örnek, kadar” sözleri “-den eki” de benzetme edatı olabilir.
Türkiye’miz güzellikleriyle
cenneti andırıyor.
→İstiare
(Eğretileme):Teşbihin asıl öğelerinden biriyle yapılır.
Açık İstiare: Sadece benzetilenle yapılır. Örnek: İki kapılı bir handa / Yürüyorum
gündüz gece.
Kapalı İstiare:Sadece benzeyenle yapılır. Örnek:Mor
menevşe boynun eğmiş / Gül kızarmış hicabından
Kişileştirme (Teşhis):İnsan dışındaki varlıkları insan kişiliğinde gösterme sanatıdır. Örnek:Kaldırımlar, ıstırap çekenlerin annesi.
İntak (Konuşturma):İnsan dışındaki varlıkları konuşturma sanatı
Demişler kurda: Niye boynun
kalın / Demiş: Kendi işimi kendim yaparım da ondan.
→Ad Aktarması: Bir sözün benzetme amacı
gütmeden başka bir sözün yerine kullanılmasıdır.
Bir hilal uğruna Ya Rab ne
güneşler batıyor. / Gemimiz nihayet Marmaris’e yanaştı. /
Bizler Yahya Kemal’i okuyarak yetiştik.
Törende bütün kasaba
toplanmıştı. / Bardağını bitir de sana biraz daha çay
doldurayım. / Bozuk paraları cebine kağıtları cüzdanı
koydu. / Çevremizi temiz tutup yeşili
korumalıyız.
Düşük bir maaşla beş canı
besliyor. / Komşu apartmana yandan giriliyor. /
Buradan güneye inildikçe hava ısınır.
/ Rahmet yağmazsa ürünler iyi
yetişemez. / Batı, bize ne zaman dost
oldu ki.
→Benzetme Yoluyla Aktarma:Sınıfın tilkileri iyi bir
tuzak kurmuş. Türk dünyasından bir çınar daha devrildi. / Dünyayı tozpembe
görmekten vazgeç.
→Nitelik Aktarması:Çok yumuşak bir ses tonu vardı. / Bize
çok sıcak davrandı. / Böyle soğuk şakaları hiç sevmem.
4b.”En
iyisi, işi oluruna bırakmak; biraz geniş olunuz.” Cümlesindeki “geniş” sözcüğünün
anlamına en yakın kullanım hangisinde vardır?
A) Bu konuda oldukça geniş
bilgi sahibiydi.
B) Geniş bir soluk aldıktan
sonra konuşmaya başladı.
C) Oldukça geniş bir dost
çevresi vardı.
D) Geniş iş imkanları varken
yine de çalışmamızdı.
E) Her olaydan kolayca
etkilenmeyen geniş bir adamdı.
→Dolaylama:Bir sözcükle anlatılabilecek
bir yer, kişi, ülke, nesne vb. şeyleri özel bir isimlendirmeyle birden fazla
sözcükle anlatma sanatıdır.
Bu roman da beyaz perdeye
aktarılacak. / Bu yıl vatan şairi Gelibolu’da mezarı
başında anılacak.
5. “Bir
tek kelimeyle belirtilebilecek bir kavramı, birden çok kelimeyle anlatmaya
‘dolaylama’ denir.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylama yoktur?
A) Anadolu’da bağ kütüğüne,
“omça” denir.
B) Yavru vatandan yapılan
ihracatta önemli artışlar oldu.
C) Ormanların kralı, şimdi bir
kafeste tutsaktır
D) Balıkçı, “Derya kuzuları !”
, diye bağırıyordu.
E) Büyük kurtarıcı, Anadolu’da
yeni bir devlet kurdu.
→Tariz
(İğneleme):
Alay etmek ya da eleştirmek amacıyla bir sözü karşıt anlamını kastederek
söylemektir.
Sekreterimiz ne kadar
becerikli, hiçbir işe elini sürmemiş.
Bu ne kudret ki elifbayı okur
ezberden.
Öyle dürüst ki yalana hile
katmaz.
→Kinaye
(Değinmece):
Bir sözü aynı yerde hem gerçek, hem mecaz anlamını taşıyacak biçimde
kullanmaktır.
Zavallı kadının yüzü hiç
gülmedi. / Dağ başından duman eksik olmaz. /
Tek kanatla kuş uçmaz.
→Mübalağa
(Abartma):
Duygu ve düşüncelerin abartılarak anlatılmasıdır. ÖRNEK: Ben gurbette değilim
/ Gurbet benim içinde. /
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan, şüheda /
Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.
→Soyut Anlam: Beş duyu organımızın herhangi
biriyle kavrayamadığımız; ancak varlığını zihnen kabul ettiğimiz sözcüklerdir.
Sevinç, gönül, bilgi, doğruluk…
→Somut Anlam: Duyu organlarımızdan herhangi
biriyle algılanabilen varlıklara ad olan kelimelerdir. rüzgâr, ses, bulut, elektrik, duman,
gürültü….
→Somutlaştırma: Dildeki soyut kavramları
somut kavramlardan yararlanarak anlatma olayıdır.ÖRNEK: Çiğnendi yine yeminler
Onu bir gün görmesem içim
yanar. / Zavallı kadın, çocukları için saçını
süpürge etti.
→Güzel
Adlandırma:
İnsanları rahatsız edecek bazı kavramların yerine daha güzel sözlerin
kullanılmasıdır.
İşitme engelli, toprağa
vermek, iyi saatte olsunlar, ince hastalık, son yolculuk,
→Eş Anlam:Bir varlık ya da kavram birden
fazla sözcükle karşılanıyorsa bu sözcükler eş anlamlıdır.
→ Karşıt Anlam: Birbirine karşıt kavramları
karşılayan kelimeler
→Terim Anlam:Kelimenin bir bilim, sanat ya
da meslek dalıyla ilgili kazandığı özel anlamdır. Kök, doğru, açı, miyop…..
→Eş Seslilik (Sesteşlik):Yazılışları ve söylenişleri
aynı, anlamları farklı olan sözcüklerdir. Aç, gül, dal, dil,………
6.Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler anlamca birbirine
en yakındır?
A) Bir süre sonra kendisi de
bu akımın, bu tartışmanın içinde yer
almıştır.
B) Bu kitapları,
belirlediğiniz ölçütlere göre seçin, ayırın.
C) Kendisine yapılan bu haksızlığı,
bu saygısızlığı içine
sindiremiyordu.
D) Bütün bunları, kendisinin yerine,
önüne geçmek isteyenler
düzenliyordu.
E) Bu makineler ötekilere göre
daha kullanışlı, daha pahalıdır.
7.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “hazır” kelimesi
“Hazır araba ile gidiyorken bu paketi de götürüverirsin.” Cümlesindekiyle eş anlamda kullanılmıştır?
A) Hazır olunca bana haber
ver, birlikte çıkalım.
B) Hazır elbise diye tutturdu
ama denediklerinin hiçbiri uymadı.
C) Yemek hazır olana kadar,
konuşur dertleşiriz.
D) Terzi provayı hazır edince
telefon edecekmiş.
E) Hazır gelmişken öteki
musluklara da bir bakıver.
8.Hangisinde “çıkmak” kelimesi, “Bu
tencerenin bakırı çıkmış, kalaylanması gerek.”cümlesindekiyle eş anlamda kullanılmıştır?
A) Havalar ısındı, ekinler
çıkmaya başlamış bile.
B) Yüzünde önce küçük bir
sivilce çıktı, sonra da çıbana dönüştü.
C) Bugünlerde çok zayıfladı,
adeta kemikleri çıktı.
D) En küçükleri akıllı çıktı
da baba malını toparladı.
E) Sahneye önce rejisör çıktı,
onu yapıtın yazarı izledi.
9.”Bu iki
ülke arasındaki ilişkiler, bir süre sonra gerginliğe dönüştü.”cümlesinde “gerginlik” yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse
cümle eskisine göre karşıt anlam kazanır?
A) gevşeme B) genişleme C) bütünleşme
D) yakınlaşma E) yumuşama
10.”….Pazarlığa
girişmeden önce kalitesi hakkında bir fikir edinmek amacıyla tereyağının,
kaymağın, peynirin tadılması adetti; çok kez, alıcı tattığı malın başından bir
tiksinme ifadesiyle ayrılırdı.O zaman arkanızdan açılacak ağızların
iltifatlarına kulaklarınızı tıkayacaksınız.” Cümlesinde “iltifat” sözcüğünün
kullanılışından doğan anlam özelliğini hangisi belirtmektedir?
A) Anlatımda, birbirine aykırı
kavramların birlikte kullanılması
B) Birine, bir davranışa,
incitmeden takılma amacı güden ince alay.
C) Ciddi gibi görünen fakat
şaka konusu yapılan acı bir olay.
D) Anlatılmak isteneni,
alaylıca tersini söyleyerek anlatma
E) Anlatımda birbirini
bütünlemeyen sözleri ardı ardına kullanma
→Genel ve Özel
Anlam:Kelimeler
anlamları içinde bir çok sözcüğü içerebilirler. Varlık→Canlı→Bitki→Ağaç→Çam
Özelden genele Hamsi→Balık→Sudaki
Hayvan→Hayvan→Canlı
Anlam kapsamı geniş olan
sözcüklere "genel anlamlı sözcük" ; anlam kapsamı daha dar olan
sözcüklere "özel anlamlı sözcükler" denir.Örnek:Kitap roman Huzur
→Nitel ve Nicel Anlam: Ölçülebilen bir değeri ifade eden anlama NİCEL ANLAM; ölçülemeyen bir değeri ifade eden anlama NİTEL ANLAM denir. Örnek: Eve gelince bir tabak yemek yedi. (tabak, ölçü bildirdiğinden nicel anlam)- Bu, çok lezzetli bir yemekti. (lezzet; ölçülemez, görecelidir nitel anlam)
→Nitel ve Nicel Anlam: Ölçülebilen bir değeri ifade eden anlama NİCEL ANLAM; ölçülemeyen bir değeri ifade eden anlama NİTEL ANLAM denir. Örnek: Eve gelince bir tabak yemek yedi. (tabak, ölçü bildirdiğinden nicel anlam)- Bu, çok lezzetli bir yemekti. (lezzet; ölçülemez, görecelidir nitel anlam)
Bu paket daha hafif sen
bunu taşı.
Dün gece hafif bir
rahatsızlık geçirmiş.
11.”Anlam
genişlemesi yoluyla somut anlamlı bir ad, bir de soyut anlam kazanabilir.
Örneğin, somut anlamıyla ‘geçilen yer' demek olan ‘yol’ kelimesi yöntem
anlamına gelerek soyut bir anlam da kazanmıştır.”Buna benzer bir örnek hangisinde vardır?
A) Bunu yapmaya yürek ister,
bu her babayiğidin harcı değil.
B) Bu gördüğün bulutlar,
yağmur yüklü bulutlardır.
C) Bu dağlar, geçit vermez
sarp dağlardır.
D) Ağaçlar, ilk yazda gelin
gibi donanırlar.
E) Yapının güzel bir görünümü
vardı; taş dantel gibi işlenmişti.
→CÜMLEDEKİ EKSİK
SÖZCÜĞÜ TAMAMLAMA
Kimi sözcük anlamı sorularında
cümlede boş bırakılan yere uygun sözcüğün bulunması istenir. Bu tip soruların
çözümünde cümlenin anlamının ve sözcüklerin yapısal dizilişinin dikkate
alınması gerekir.
12.”….
öğrenmiş olmalıydın; …. iki yıldır bu işte çalışıyorsun.” Sözleri en uygun biçimde hangisi ile tamamlanabilir?
A) bunları – elbette B) artık bunu –
çünkü
C) Bu nedenle – topu topu D) hemen – yalnızca
E) şimdiye dek – zaten
13.”Okulumuz
Dicle’nin durmadan akan, zaman zaman taşkın, bulanık; zaman zaman ……… sularına
bakıyordu.” Cümlede boş bırakılan yere
hangisi konursa anlam bütünlüğü sağlanır?
A) dalgalı, puslu B) düzgün, saydam C) durgun, duru
D) çalkantılı, parlak E) ürpertici, köpüklü
14.”Elbette,
insanın düşüncelerine, anılarına, yaşantılarına böylesine karışan denizden
ayrılması çok güçtür. ……. şairimiz ….
bu güçlüğe katlanmak zorunda
kalır.”
Yukarıda boş bırakılan yere sırasıyla hangisi gelmelidir?
A) Yazık ki – zaman zaman B) Öyleyse – ara bir
C) Neyse ki – her zaman D) Böylece – sürekli
E) Böylelikle – hep
15.”Babadan
kalma çok az bir geliri vardı; ……… geçiniyordu.”
Bu cümle, hangisiyle en uygun biçimde tamamlanabilir?
A) az buz B) ezile büzüle C) az çok
D) azı azına E) kıt kanaat
→SÖZCÜK VEYA SÖZ ÖBEĞİYLE ANLATILMAK İSTENEN
Sözcük ve söz öbekleri cümlede
kullanılışına göre anlam kazanır. Kimi zaman bir sözcükle çok değişik anlamlar
vurgulanmış olabilir.
Bu tür sorularda sözcük veya
söz öbeğinin anlamı cümle içinde değerlendirilmelidir.
16.”Dil” kelimesi, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “düşünce
ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı.” anlamında kullanılmıştır?
A) Dilinden, Karadenizli
olduğu anlaşılıyordu.
B) Tevfik Fikret’i anlamak
için Servet –i Fünûn dilini iyi bilmek
gerekir.
C) Müzik kadar güçlü ve
evrensel bir dil yoktur.
D) Namık Kemal’in
tiyatrolarında kullandığı dil oldukça sadedir.
E) Konuşma dili kimi yönleriyle
yazı dilinden ayrılır.
17.”Maviyle
yeşilin kucak kucağa olduğu Kanlıca, hep kıpır kıpır, hep hayat dolu ve hep
kendi gibi kalmak istiyor.”
Cümlesindeki “kendi gibi kalmak istemek” sözüyle
ne anlatılıyor
A) Sahip olduğu özellileri
koruma çabası içinde olmak
B) Önemli bir yer olduğunu
kanıtlamaya çabalamak
C) Benzerlerinden farklı
olmaya çalışmak
D) En iyi biçimde tanıtılmayı
istemek
E) Canlılığını çevresine
hissettirmek
18.”Sözünü
dinletmeyi sever, bunu başaramadığında sinirlenip hırçınlaşırdı. Bunun için,
hemen her zaman, hem çevresindekilerin kendisine, hem de kendisinin
çevresindekilere karşı davranışlarında ipleri kendi istediği gerginlikte
tutmayı başarırdı.”
Yukarıda geçen “ipleri kendi istediği gerginlikte tutmayı başarmak” sözüyle ne anlatılmak istenmektedir?
A) Çevresindekilere kendi
görüşlerinin doğruluğunu kanıtlamak
B) İsteklerinin gerçekleşmesi
için her yola başvurmak.
C) Her konuda kendisini
bilgili ve yeterli görmek
D) İnsanlarla ilişkilerini
kendi ölçütlerine göre yönlendirmek
E) Kendini, olduğundan daha
güçlü göstermeye çalışmak
19.Depremde
evde değildik. Eve gelince gördük ki dolaplar, kitaplıklar devrilmiş; binlerce
kitap yerlerde. Şimdi o kitaplar ne olacak? “Canını kurtarmışsın yetmez mi?”
demeyin. Kitaplar da insanın canı gibi. Birine bile zarar gelse içimden bir
şeyler kopar.
Bu parçadaki “içimden bir şeyler kopar” sözüyle
anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Birden bire aşırı heyecana
kapılmak
B) Bedensel bir acı duymak
C) Yapabileceği bir şeyi
yapamaz hale gelmek.
D) İstediği gibi davranamadığı
için rahatsız olmak
E) Bir olay karşısında derin
bir üzüntü duymak
20.Deneme
yazmanın temel koşulu sayılan başka türlü düşünme, genellikle yazarların
olgunluk çağına özgü bir niteliktir.
Bu cümledeki “başka türlü düşünme” sözüyle ne
anlatılmaktadır
A) Kitlelerin isteklerine
yanıt verebilme
B) Üstün nitelikli olduğunu
yorumlarıyla kanıtlama
C) Yeni bilgiler edinip
kendini geliştirme
D) Olayların ilgi çekici
yönlerini görebilme
E) Sıradanlıktan kurtulup
özgün olabilme
21.”Onun,
çağının sorumluluğunu üstlenme, tanığı olma gibi, aydın sanatçıya özgü tutum ve
davranışları yazın, düşün ve kültür coğrafyamızda bir meşale gibi ışıyacaktır.”
Cümlesindeki “bir meşale gibi
ışıyacaktır” sözünün yerine
aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümlenin anlamı değişmez?
A) yol gösterici, aydınlatıcı
olacaktır
B) kuşaktan kuşağa geçecektir
C) gelecek kuşaklarca da
hatırlanacaktır
D) çarpıklıkların,
bozuklukların düzeltilmesini sağlayacaktır
E) yaşananları gözler önüne
serecektir
22.Geçmişe
sürekli özlem duymak, çağla beraber yürümemek, geçmişe demir atmak olur.
Bu da aydın kişiye yakışmaz. Benim yazılarımda geçmiş büyük ölçüde yer tutar,
ama bu, hiçbir zaman yaşadığımız günlerden kopma, geçmişe sığınma anlamında
değildir.Tersine,geçmişle günümüzü birleştirerek zenginleştirmedir.
Bu parçadaki altı çizili sözle ne anlatılmak istenmektedir?
A) Geçmişteki güzel günleri
anmak
B) Geçmişin güzelliklerini
bugün görememek
C) Geçmişin sınırları dışına
çıkmamak
D) Geçmişle günümüz arasında
köprü kurmak
E) Geçmişin, geleceği
etkileyeceğini yadsımak.
23.”Bıkmadan,
yorulmadan, yılgınlığa düşmeden sürekli okumalıyız. Okurken bir yandan, daha
önce okuduklarımızdan belleğimizde kalan izin üzerini örten tozu, kiri
temizlemeli, bir yandan da bu izi derinleştirmeye çalışmalıyız.” Cümlesindeki
“belleğimizde kalan izin üzerini örten tozu, kiri temizlemek” sözüyle anlatılmak istenen nedir?
A) Edinilmiş bilgilerin
önemini anlamak
B) Doğruyu yanlıştan ayırmak
C) Gereksiz bilgilerle
oyalanmamak
D) Unutulmaya yüz tutmuş
bilgileri hatırlamak
E) Yeniliklere açık olmaktan
kaçınmamak
24.”Bir
sözcüğü ötekinin yanına öylesine getireceksin ki oluşturacağın güzellikle
okuyucunun yüreğindeki teli titretecek onu gerçekler dünyasından düşler
dünyasına taşıyacaksın.” Bu cümledeki
altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Bu tabloya her bakışında
onda yeni ve değişik yönler bulurdu.
B) Çocukluğunda yaşadığı bu
ilginç olayı sık sık anlatırdı.
C) Bu öyküyü okurken uzun
süredir gitmediği köyünü anımsamıştı.
D) Roman kişilerinin birbirine
kavuşması onu çok etkilemiş,
duygulandırmıştı.
E) Bu sıkıntılı yolculuğun bir
an önce bitmesini istiyordu.
25.Aşağıdaki altı çizili kelimelerin hangisi gerçek anlamının dışında
kullanılmıştır?
A) Kızgın bir demir
dağlasın gözlerimi
B) İnandım ölüme aşka
inandığım kadar
C) Kemik çürür,
kaybolur parıltısı gözlerin
D) Ne şiirimiz kaldı söyleyecek ne türkümüz.
E) Nasıl da düştük bu
yalnızlığa
26.”dalmak”
sözcüğü hangisinde “uyumak” anlamındadır?
A) Ağacın serinliğinde biraz
dalmışım
B) Beni duymadınız, kitaba çok
dalmışsınız
C) Çocuklar denize dalıp
tekneyi itelediler
D) Pencerenin önünde sokağı
seyre dalmıştım
E) Yalnız kaldığında
çocukluğuna dalar giderdi.
27.”İnsan
dışındaki varlıklara ait özellikler kimi zaman benzetme yoluyla aktarılarak
insanlar için kullanılır.”Aşağıdakilerin
hangisinde buna örnek olabilecek bir kullanım görülmektedir?
A) Hemen hemen bütün
şiirlerinde kırmızı bir karanfilden söz eder.
B) Sanatçı, çiçek açmalı ki iç
dünyasının güzelliklerini, etrafına
yayabilsin.
C) Etrafını lalelerin
süslediği bu güzel heykel 13. yüzyılda
yapılmış.
D) Bir ressamın gücü, olanı
yansıtmasında değil değiştirmesindedir
E) Şehrin yaslandığı dağların
efkarlı tepelerinden duman eksik
olmazdı.
28. “(I)
Evimiz istasyona yakındı. (II) Çocukluğumda istasyonun geniş bahçesi en iyi
oyun alanımızdı. (III) Günde iki kez tren uğrardı bu istasyona. (IV) Buharlı
trenin geldiğini, ta uzaktan görünen dumandan anlardık. (V) Ama elektrikliler
sessiz sedasız yaklaşırdı istasyona.” Bu
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde ad aktarması vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
29.Aşağıdakilerin hangisindeki altı çizili sözcük diğerlerine göre daha
genel anlamlıdır?
A) Her devrin gözdesi nedense güldür.
B) Balkonunda renk renk karanfiller
vardı.
C) Sokağa girince hanımeli
kokuları karşılardı bizi.
D) Lale bahçeleri
süslüyordu deniz kenarını.
E) Bahçedeki çiçekleri
her gün sulardı.
30.Aşağıdakilerin hangisinde dolaylama vardır?
A) Cadde kenarlarına park
etmiş arabalar, yayaların geçişini
engelliyor.
B) Şehirler arası
yolculuklarda üzerime bir sessizlik çöker.
C) Köylüler yıllarca bu tahta
köprüden karşı kıyıya geçtiler.
D) Kalem ustası, geçinmek için
başka bir işe ihtiyaç duymaz ama
çok da rahat geçinemez.
E) Apartmanlarda oturanlar
toprak kokusunun güzelliğini nereden
bilecek?
31.Aşağıdakilerin hangisinde insana ait özellikler insan dışındaki
varlıklara aktarılmıştır?
A) Kara bulutlar ağmış üstüne
Çevre dağların boynu bükülmüş.
B) İşim gücüm budur benim
Gökyüzünü boyarım her sabah
C) Her dakikasını ayrı
hatırlarım
Erenköy’de geçen zamanımın
D) Niçin senelerce bütün
kuşlara
Hep şiir yazmak için baktım
E) Benim doğduğum köylerde
İnsanlar gülmesini bilmezdi
32.”Romancı,
insanı trajik olan yanlarıyla verirken, çözülmelerin odağı olan
durumların üzerinde durur genellikle.”
Cümlesinde altı çizili cümleye kattığı anlam hangisinde vardır?
A) Eserin üslubundaki farklılık
hemen göze çarpıyor.
B) Eleştirmen yapıttaki
eksiklikleri anlatırken duyguları işin içine katmamıştır.
C) Edebiyatımıza üç başarılı
roman kazandırmıştır.
D) Çoğu sanatçı, ne gariptir
ki, öldükten sonra anılmaya başlıyor.
E) Öykülerindeki başarılı gözlemler
dikkati çekiyor.
33.”Şiirin
size verdiği coşkunun nedeni duyarlılığınızı dile getirmesi, kendinizde var
sandığınız duyguları çözümlemesidir. Oysaki o duygunun daha önceden sizde var
olduğu su götürür bir durumdur.” Bu
parçadaki altı çizili sözün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse parçanın
anlamı değişmez?
A) tartışılmaz bir
gerçektir B) ancak, kendini
gizlediği ortadadır.
C) kesinlikle emin
olabileceğiniz bir şey değildir
D) şüphe edilmeyecek bir
durumdur. E) söylenemez
34. (I)
Bugünlerde Beyoğlu Adliyesinin başka bir binaya taşınacağına ilişkin
söylentiler var.(II) Umarız gerçeğe dönüşür ve bu kez öyle köprü altı
binalarına değil, işlevsel ve gereksinmelere yanıt veren, mimari estetiğinde
biraz olsun adaletin yüceliğini yansıtan bir binaya taşınır. (III) Beyoğlu gibi
tarihsel ve kültürel kimliğiyle öne çıkan bir bölgede bu tür yapıların
zenginliği zaten biliniyor. (IV) Hukuk devleti, öncelikle hukukun binalarını
seçmek, onarmak veya inşa etmek, yargı organlarını kiracılıktan, kötü, çirkin,
yanlış ve işlevsiz binalardan kurtarmak durumundadır. (V)Adaleti mülkün temelli
olarak görenler ve gösterenler, bunun gereklerini de yapmakla yükümlüdür.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde yazar beklentisinden söz
etmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
35.”Yıllarca
ve yıllarca edebiyatla uğraştı, kılı kırk yararak, çalıştı, hiç karşılık
düşünmeden yazdı ve çok sayıda ürün bıraktı.” Bu cümledeki altı çizili söz kişinin hangi özelliğini anlatmaktadır?
A) Titizliğini B) Özgünlüğünü C) Doğallığını
D) Şekilciliğini E) Fedakârlığını
36.”Şiirin
çıtası yükselince düzayak okurun işi zorlaştı. Onlar emek vermeyi
sevmedikleri için şairlere çamur atıyorlar.” Cümlesindeki altı çizili sözle ne anlatılmaktadır?
A) Şiirin nitelik yönünden
güçlendiği
B) Şiirde kapalılığın esas
alındığı
C) Şiirin gündelik hayattan
uzaklaştığı
D) Şiirin yabancı sözcüklerle
yüklü olduğu
E) Şiirde ulusal kültürden
uzaklaşıldığı.
37.Hangisinde “Ad Aktarması(Mecaz-ı Mürsel)”
vardır?
A) Bir dükkanın camında süslü
kadınlar, erkekler, çocuklar
duruyordu.
B) Hepimiz onun fıkra
anlatımına hayran kalmıştık.
C) Bu konuyu konuşmaktan
hepimiz çok sıkılmıştık.
D) Ben onun bu sözlerini kırk
defa dinledim.
E) Herifler büyüdüler ama iki
çift lakırdı etmeyi öğrenemediler.
38. Gerçek
anlamlı bir sözcük, anlam genişlemesi yoluyla mecaz bir anlam kazanabilir.
Örneğin, “Su çok soğuktu.” cümlesinde gerçek anlamıyla kullanılan “soğuk”
sözcüğü, “Bize çok soğuk davrandılar.” cümlesinde mecaz anlamda kullanılmıştır.
Aşağıdakilerin hangisinde buna uygun bir kullanım vardır?
A) Yağmur dün geceden bu yana
tüm hızıyla yağıyor.
B) Beklediğimiz konuklar
akşamleyin geldiler.
C) On yaşına kadar dedesinin
gölgesinde büyüdü.
D) Kitap okumayı içimizde en
çok seven odur.
E) Denizi seyretmek için az
önce sahile gittiler.
39.”Yumuşak
bir rüzgarın yüzleri okşadığı serin bir ilkbahar günüydü.“ Bu cümledeki
“yumuşak” sözcüğü katı cisimlere ait olan bir nitelikken rüzgar için
kullanılmıştır.” Hangisinde “sert” sözcüğü buna benzer bir anlam ilgisiyle
kullanılmıştır?
A) Sert bir zeminde uyursan
belinin ağrısı geçer.
B) Sert kabuklu meyveleri
dişinle kırmamalısın.
C) Ayağımı sert bir zemine
vurdum galiba.
D) Bu kasabanın suyu kireçli
ve çok sert
E) Sokak kapısının kilidini
sert bir taşla kırarak içeri girdik.
40. Gerçek
anlamıyla somut olan bazı kelimeler anlam genişlemesi yoluyla yeni anlamlar
kazanarak soyut bir anlam ifade edebilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde böyle bir anlam değişmesini örneklendiren
bir sözcük kullanılmıştır?
A) Bu sanatçımız geçmişle
bugün arasında bir köprü olmuştur.
B) O, başarısını hikayeler
yazarak kazanmıştır.
C) Son romanında kendi
yaşamından da yararlanmış.
D) Ne yazık ki onu genç
yaşında kaybettik.
E) Sanatçı her eserinde aynı
başarıyı sürdüremez.
41.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “görmek” sözcüğü
“geçimini sağlamak” anlamında
kullanılmıştır?
A) Gördüğüm bunca kötülükten
sonra hâlâ burada nasıl kalırım.
B) Sen kendini göremiyorsun,
bir de evlenmeyi düşünüyorsun.
C) Hele bir çalışmaya başla, o
zaman görürsün para kazanmanın
güçlüğünü.
D) Artık hiçbirinizi burada
görmek istemiyorum.
E) Paranı cebinde görmeden
harcamaya kalkmamalısın.
42.Aşağıdaki cümlelerde verilenlerden hangisi “yatak” sözüyle karşılanamaz?
A) Uyumak için yapılan döşek
B) Nehir, dere, ırmak gibi
akarsuların akıp gittiği yer
C) Bazı makinelerde veya
ateşli silahlarda hareketli kısmın
oynadığı yer.
D) Maden ocaklarında toprak
içinde bulunan maden damarı
E) Aynı amaçla bir araya
gelmiş kişilerin oluşturduğu topluluk ya
da kuruluş.
43.”Son
dönem kadın şairlerinden Nigâr Hanım bir gün kurbanlık almak için pazarda
dolaşıyormuş. Bir adam usulca yanına yaklaşmış ve ona: “Bu yıl da kurbanınız
ben olayım sultanım.” demiş. Nigâr Hanım hiç istifini bozmadan adama dönmüş
ve: “Sağ olun, bu yıl boynuzlu kesmeyeceğim.” karşılığını vermiş.” Bu parçada altı çizili sözde hangi anlam
olayı vardır?
A) Benzetme ilgisi kurmadan
bir sözü başka bir sözün yerine
kullanma
B) Bir sözün iki gerçek
anlamını birden çağrıştırma.
C) Bir varlığa ait bir
niteliği başka bir varlık için kullanma
D) Bir sözün gerçek anlamını
söyleyip mecaz anlamını çağrıştırma
E) İnsana ait bir özelliği
insan dışındaki bir varlığa aktarma
CEVAPLAR:1.C 2.B
3.A 4A)D 4B)E
5.A 6.B 7.E
8.C 9.E 10.D
11.A 12.B 13.C 14.A
15.E 16.C 17.A
18.D 19.E 20.E
21.A 22.C 23.D
24.D 25.E 26.A
27.B 28.E 29.E 30.D
31.A 32.B 33.C
34.B 35.A 36.A
37.A 38.C 39.D
40.A 41.B 42.E 43.D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder