Dilin anlamlı en küçük parçası sözcüktür. Sözcükler
dilde kullanımlarına göre bir ya da birden çok anlam kazanabilirler.
Anlam Daralması: Sözcüğün önceden karşıladığı anlamın sadece bir bölümünü ifade eder
hale gelmesine anlam daralması
denir.
Yemiş & incir davar & küçükbaş hayvan il & şehir
Anlam Genişlemesi: Bir varlığın bir bölümünü anlatan, kullanış alanları sınırlı olan
sözcüklerin zamanla o varlığın bütününü ifade eder hale gelmesine denir.
Ödül & her türlü yarışma yüz & yorgan, su….
Tek Anlamlılık:
Sadece tek anlama gelen bu anlamın dışında başka anlam ifade etmeyen sözcüklere
denir. Kiremit, subay…
Çok Anlamlılık:
Birden çok durum ya da kavramı ifade eden, birden çok anlamda kullanılan
sözcüklere denir.
Gün biraz yükselince yola
çıktık.
Gün vurdukça perdeler solmuş.
Bütün gün durmadan
çalıştılar.
Buraya geleli üç gün oldu.
1. Hangisinde “barınmak” sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine
uymamaktadır? Kelimede çok anlamlılık
01
A) Bir yerde yaşamak, yaşamını
sürdürmek: Burası yılın her mevsiminde gemilerin barınabileceği bir yerdi.
B) Çevresiyle uyumlu, dirlik
içinde yaşamak: Çalıştığı yerlerin hiçbirinde barınamadı.
C) Bir yerde etkili olmak,
gelişecek ortam bulmak: Çağdışı anlayışların burada barınamayacağını görmüştü.
D) Doğa etkilerinden korunmasını
sağlayacak bir yere sığınmak: Soğuk havalarda barınmak için kendine bir yer
arıyordu.
E) Yerleşmek için uygun
koşullar bularak oturmak: Koskoca kentte bir yer bulup, barınamadılar.
Gerçek Anlam:
Kelimenin aklımıza gelen ilk anlamına denir.
Bir
taşla koca camı kırdırn.
Kardeşim
hep ince uçlu kalem kullanır.
Çocuk
ağır kutulardan birini güçlükle taşıyordu.
Dün
kaybettiği kalemini kütüphanede bulmuş.
Yan Anlam:Bir
sözcüğün dilde zamanla kazandığı ikinci anlamdır
Suya dik gelen ışık kırılır. İki yıl hukukta okudu.
Lisedeyken iyi zeybek
oynardım.
Mecaz Anlam:
Bir kelimenin
gerçek ve yan anlamlarından tamamen farklı bir anlamda kullanılmasıdır.
Gönül almayı bilen, ince
biriydi.
Ne düşündüğü gözlerinden okunuyordu.
Söylediği ağır sözler
hepimizi çok kırmıştı.
Bu şiirler duygusal yönden
eksik bulduğum şiirlerdir.
2.Hangisinde “bulmak” kelimesi farklı anlamdadır?
A)
Kristof Kolomb Amerika’yı buldu.
B)
Roald Amundsen, Güney Kutbunu buldu.
C)
Thomas Edison ampulü buldu.
D)
Robert Koch, kendi adıyla anılan basili buldu.
E)
Pierre Curie ve eşi radyumu buldu.
3. I. Bu roman bizi ortaçağ Avrupa’sına götürüyor.
II. Kardeşini bu akşam tiyatroya
götürecekmiş.
III. Dinlediğim müzik beni yıllar öncesine götürdü.
IV. Ellerini, ağrıyan başına götürdü.
“götürmek”
sözcüğünün aynı anlamda kullanıldığı iki
cümle, aşağıdakilerden hangisinde bir arada verilmiştir?
A)I.
ve II. B)I. ve III. C)I. ve IV. D)II. ve III. E) III. ve IV.
4.”Kıyıya dikine inen bu sokak
gül kokuyor, hanımeli kokuyordu; ama insan kokmuyordu.” Cümlesindeki “insan kokmamak” sözü,
gerçek anlamının dışında kullanılmıştır. Hangisinde benzer bir kullanım vardır?
A)
Denizin yarattığı bu güzelliklerde göz nuru yoktu.
B)
Yalılarda oturanların inceli kalınlı seslerini işitiyorduk.
C)
Deniz küçük dalgalıydı, kıyılar sebze atıklarıyla doluydu.
D)
Kıyı boyunca yürürken resimden, müzikten konuştuk.
E)
Gezintiden dönenlerin neşelerine diyecek yoktu.
5. I. Onun bu pişkinliğine bir anlam
veremedik.
II. Çoğunluk sağlanamadığı için toplantı
ertelendi. III. Cesaretinin kırılmasına sen sebep oldun. IV. Çevre temizliğine
önem vermek gerekir. mecaz
Yukarıdaki
cümlelerin hangilerinde altı çizili sözcükler gerçek anlamı dışında (mecaz anlamıyla) kullanılmıştır?
A) I-II B) I-III C) II-III D) II-IV E) III-IV
Somut ve Soyut Anlam: Duyu organlarımızdan herhangi
biriyle algılanabilen varlıkları karşılayan kelimeler SOMUT; duyu organlarımızın herhangi biriyle
kavrayamadığımız; ancak varlığını zihnen kabul ettiğimiz sözcüklere SOYUT
anlamlı sözcükler denir. Sevinç, gönül, bilgi, rüzgâr, ses, bulut, elektrik,
duman, gürültü….
Soyutlaştırma ve
Somutlaştırma: Somut anlamlı kelimenin mecazlaşarak soyut anlamda kullanılmasına
SOYUTLAŞTIRMA denir. Soyut anlamlı bir sözcüğün somutlaştırılarak
kullanılmasına da SOMUTLAŞTIRMA denir.
İçindeki
alevi bir türlü söndüremedi.
Bu
olaylarda mutlaka onun da parmağı vardır.
Kötüler, yaptıklarının cezasını
mutlaka çekerler.
ÖRN."Anlam genişlemesi yoluyla
somut anlamlı bir ad, bir de soyut anlam
kazanabilir. Örneğin, somut anlamıyla “geçilen yer” demek olan “yol" kelimesi yöntem anlamına gelerek soyut bir anlam da
kazanmıştır.soyt.
Böyle bir anlam değişmesini
örneklendiren kelime, aşağıda kilerden hangisinde kullanılmıştır? A) Bunu
yapmaya yürek ister, bu her babayiğidin harcı değil. B) Bu gördüğün bulutlar,
yağmur yüklü bulutlardır. C) Bu dağlan geçit vermez sarp dağlardır.
D) Ağaçlar ilkyazda bir gelin
gibi donanırlar
E)
Yapının güzel bir görünümü vardı; taş, dantel gibi işlenmişti.
Terim Anlam: Kelimenin bir bilim, sanat ya
da meslek dalıyla ilgili kazandığı özel anlamdır. Kök, doğru, açı, miyop, ağız..
Yansımalar: Doğadaki seslerin taklidi
yoluyla oluşturulan sözcüklere denir. Şırıltı, miyav, cızırtı, pat, küt, tık,
çıt
6. Hangisinde yansımadan
türemiş bir yüklem vardır?
A)
Kuşlarınız birbiriyle ötüşür.
B)
Keklik gibi taştan taşa sekersin.
C) İnip
aşkın deryasını boyladı.
D)
Ayrılık elinden bağrım eziktir.
E)
Döne döne ardın sıra melerim.
Eş Anlam: Bir varlık ya da kavram birden
fazla sözcükle karşılanıyorsa bu sözcükler eş anlamlıdır. Ev-konut gibi
Ancak
“O kara gün dostudur.” Cümlesindeki “kara”nın eş anlamlısı siyah değil
“kötü”dür.
7. I. Kendini fazla yorma; sonra hastalanırsın.
II. Yağmur başlamadan sen git; ben sonra
gelirim.
III. Sağdaki çiçekçiden sonra ilk sokağa
sapacaksın.
IV. Kurumumuzda imza yetkisi, başkandan
sonra genel sekreterindir.
V. Bu işi sonra seninle birlikte yaparız.
Hangilerinde “sonra” sözcüğü aynı anlamda
kullanılmıştır?
A) I
ve II B) II ve V C) III ve IV D) III ve V E) IV ve V
Yakın Anlamlı Sözcükler: Eş anlamlı olmadıkları halde
cümle içinde aşağı yukarı aynı anlamı taşıyan sözcüklere denir.
Son
ziyaretimde onu iyi görmüştüm.
Çocukları,
bu kez beklediğimden iyi buldum.
Sabah
erkenden yatakları toplamış, sofrayı kaldırmıştı.
8. Aşağıdaki cümlelerin
hangisindeki altı çizili sözcükler anlamca birbirine en yakındır?
A)
Bir süre sonra kendisi de bu akımın, bu tartışmanın içinde yer
almıştır.
B) Bu
kitapları, belirlediğiniz ölçütlere göre seçin, ayırın.
C)
Kendisine yapılan bu haksızlığı, bu saygısızlığı içine
sindiremiyordu.
D)
Bütün bunları, kendisinin yerine, önüne geçmek isteyenler
düzenliyordu.
E) Bu
makineler ötekilere göre daha kullanışlı, daha pahalıdır.
Karşıt Anlam: Birbirine karşıt kavramları
karşılayan kelimeler
Aç
doymam, tok acıkmam sanır.
Ağlayanın
malı, gülene fayda vermez.
9. Hangisinde “hafif” kelimesi “Kurşun ağır bir madendir.” Cümlesindeki
“ağır” kelimesinin
karşıtıdır?
A)
Kaç gündür midemde hafif bir ağrı var.
B) Hastalığı geçene kadar hafif bir işte çalışması gerekiyormuş. C) Savaşta hafif bir yara
almıştı.
D) Eline alınca hangisinin daha hafif olduğunu anlarsın.
E)
Araba harekete geçerken hafif bir sarsıntı hissediliyor.
Eşsesli (Sesteş)
Sözcükler: Yazılışları ve söylenişleri
aynı, anlamları farklı olan sözcüklerdir. Aç, gül, dal, dil,………
Kar-kâr , gülen az – güle naz gibi ifadeler sesteş
değildir.
SÖZ ÖBEKLERİNİN ANLAMI: Son yıllarda ÖSS’de ağırlık verilen soru tipi Söz
Öbeklerinin anlamına yönelik sorular olmuştur. Farklı anlamları olan
sözcüklerin bir araya gelerek oluşturdukları yeni anlamlar söz öbeklerinin
anlamı olmaktadır. Bu
genç ozanımız şiirleriyle çağını aşmıştır. Eserleriyle
gençlere ışık tutuyor.
10. Bu
ozanımız, çevresini kuşatan varlıkların ayırıcı ve belirleyici özelliklerini
inceden inceye algılıyor; bir bakıma şiirini, yüreğinden çok, gözleriyle
yazıyor.
Bu cümledeki “şiirini, yüreğinden çok, gözleriyle yazmak” sözüyle anlatılmak
istenen hangisidir? 04
A) Görsel öğeleri ön plana çıkarmak
B) Belli bir iletiye yer vermekten kaçınmak C) Belirli temaları
kullanmak
D) Soyutlamalara başvurmak
E) Yaşananlardan yola çıkmak
11. Bir
yazar şöyle diyor: “Sözcüklerin dediğini anlıyorum, bütün özelliklerini
biliyorum, hepsinin tadına varıyorum; ama onları yan yana getirirken yeni
çağrışımlar yaratamıyorum.” Bu cümledeki altı çizili sözle anlatılmak
istenen hangisidir? 05
A) Çok kullanılan sözcükleri yeğlememek
B) Birbirinden kolayca ayıramamak
C) Yerleşik kullanımların dışına çıkamamak
D) Aralarında anlam ilişkisi kuramamak
E) Yapıtın içeriğine göre biçimlendirememek
12. Yazmaya
yeni başlayanlara, bu alanda yeterli deneyim kazanmamış olanlara bir önerim
var: Önce Türkçenin kurallarını tanıyın, inceliklerini öğrenin, daha sonra dil
oyunlarına başlayın. Düz yolda yürüme becerisini kazanmadan ip cambazlığına
özenirseniz vay halinize. Bu parçadaki altı çizili söz öbeğiyle
anlatılmak istenen hangisidir? 06
A) Söz oyunlarına bolca yer vermek, okurların
anlatılanları anlamasını engeller. B)
Yazar seçtiği konuyla örtüşen, kendine özgü, yepyeni bir biçem oluşturmalıdır. C)
Herkesin kolayca anlayıp, tadına varacağı bir anlatım biçimi
yeğlenmelidir.
D) Dili sanatlı kullanmadan önce doğru, güzel ve etkili kullanmayı
öğrenmek gerekir.
E) Anlatımda tekdüzeliğe düşmemek çalışılmalıdır.
CÜMLEDEKİ EKSİK SÖZCÜĞÜ TAMAMLAMA
Bu tür sorularda cümlede herhangi bir bağlacın olup
olmadığına veya bir kavramın tanımının yapılıp yapılmadığına dikkat etmek
gerekir.
Kiraladığımız ev kent merkezine uzaktı;…….. aylık kirası düşüktü. Daha
ilk dizeleriyle okurun yüreğindeki telleri titreten, duygularını harekete
geçiren, kısaca söylemek gerekirse, ….. şiirleri severim ben.
13.
.……….. yapılmış hiçbir şeye tahammülüm yok; işte, yemekte, kısaca her
şeyde. Yandaki cümlede boş bırakılan
yere hangisi getirilirse bu sözleri “her şeyde kusursuzluk arayan” bir
kişinin söylediği anlaşılır? 98
A) Ikına sıkıla B) Vakitli vakitsiz C) Bir çırpıda D) Ucu ucuna E) Yarım yamalak
SÖZCÜKLERDE ANLAM AKTARMALARI
Ad Aktarması (Mecaz-ı Mürsel, Düz Değişmece) : Bir sözün benzetme amacı
gütmeden başka bir sözün yerine kullanılmasıdır.
İç dış ilişkisi: Bütün okul seni alkışladı. Kazan
kaynadı mı?
Yer halk ilişkisi: Düzce o acı dolu depremi
unutamıyor.
Yer yönetim ilişkisi: Ankara, Irak konusunda aktif
rol oynuyor.
Neden sonuç ilişkisi: Tarlalara bereket yağıyor iki
gündür.
Nicelik ilişkisi: Üzerindeki kazağı beş yüze almış.
Nitelik ilişkisi: Bugün hepsi yeşilleri giymişti.
Yön medeniyet ilişkisi: Batı ile ilişkileri askıya
aldılar.
Parça bütün ilişkisi: Gemi yarın Samsun’a yanaşacak.
Bir
hilal uğruna Ya Rab ne güneşler batıyor.
/ Bizler Yahya Kemal’i okuyarak
yetiştik. / Törende bütün kasaba toplanmıştı. Bardağını bitir de sana biraz daha çay
doldurayım. / Bozuk paraları cebine kağıtları cüzdanı
koydu. / Çevremizi temiz tutup yeşili
korumalıyız. / Düşük bir maaşla beş canı besliyor. /
Komşu apartmana yandan giriliyor.
/ Buradan güneye inildikçe
hava ısınır. /
→Benzetme Yoluyla Aktarma:Sınıfın tilkileri iyi bir
tuzak kurmuş. Türk dünyasından bir çınar daha devrildi. / Dünyayı tozpembe
görmekten vazgeç.
→Nitelik Aktarması : Anlam veya nitelik aktarmaları insandan doğaya,
doğadan insana, doğadan doğaya, duyudan duyuya olarak değişik biçimlerde
görürüz.
Çok yumuşak bir ses tonu vardı.
Bize çok sıcak davrandı.
Böyle
soğuk şakaları hiç sevmem.
Parktaki menekşeler sıcakla birlikte gülümsemeye
başladı. Edebiyatımızın çınarlarından birini daha kaybettik. İçeriyi
keskin bir sirke kokusu kaplamıştı.
Rüzgar birden kükremeye başladı.
14. Marmara'da her yelken
Uçar gibi neşeli
Yukarıdaki
dizelerde olduğu gibi, kimi sözler benzetme amacı gütmeden kendi anlamları
dışında kullanılır. Aşağıdaki dizelerin hangisinde bu örnektekine benzer
bir kullanım vardır?
A) Dalgalan sen de şafaklar gibi
ey nazlı hilâl
B) Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
C) Etmesin tek vatanımdan beni
dünyada cüda.
D) Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı.
E) Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda
Dolaylama:Bir sözcükle anlatılabilecek
bir yer, kişi, ülke, nesne vb. şeyleri özel bir isimlendirmeyle birden fazla
sözcükle anlatma sanatıdır.
Top
& meşin yuvarlak, turizm & ……………, Atatürk &……….
Bu
roman da beyaz perdeye aktarılacak.
Bu
yıl vatan şairi Gelibolu’da mezarı başında anılacak.
15. “Bir tek kelimeyle
belirtilebilecek bir kavramı, birden çok kelimeyle anlatmaya ‘dolaylama’
denir.”
Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde dolaylama yoktur?
A)
Anadolu’da bağ kütüğüne, “omça” denir.
B)
Yavru vatandan yapılan ihracatta önemli artışlar oldu.
C)
Ormanların kralı, şimdi bir kafeste tutsaktır
D)
Balıkçı, “Derya kuzuları !” , diye bağırıyordu.
E)
Büyük kurtarıcı, Anadolu’da yeni bir devlet kurdu.
Kinayeli Söyleyiş: Bir sözün alaylı bir biçimde tam tersini
kastetmeye “kinayeli söyleyiş”
denir. Kinayeli söyleyiş ile kinaye sanatı karıştırılmamalıdır. Kinayede sözün
gerçek anlamı düşünülmekle beraber, mecaz anlamı anlatılmak istenir.
“Siz
günde yarım saat çalışmakla sınavı kesin kazanırsınız.” ifadesi kinayeli
söyleyiştir; ancak “Kardeşim başarısını ileriyi görmesine borçludur.”
İfadesinde kinaye sanatı vardır.
Sekreterimiz
ne kadar becerikli, hiçbir işe elini sürmemiş.
Üç
yıldır bir üst sınıfa geçemediğine göre çok çalışkan birisin.
16. Aşağıdakilerin hangisinde
söyleyenin düşüncesi kinayeli bir şekilde dile getirilmiştir?
A)
Otel görevlisi salondaki TV’nin sesini sonuna kadar açmış ama kimse dinlemiyor.
B)
Eh, bu hızla gidersek, okula belki yarın sabah varırız.
C) Bu
küçük tatil köyünde her sabah saat üçe kadar arabesk türünde parçalar
çalınıyor.
D)
Son on yılda tükenen hayvan bitki türü, daha önceki elli yılda yok olanlara
eşitmiş.
E)
Gürültüyle etkili bir biçimde savaşabilmek için bir yasa çıkarılması gerekir.
Güzel Adlandırma: İnsanları rahatsız edecek
bazı kavramların yerine daha güzel sözlerin kullanılmasıdır.
Sağır
& ………, gömmek & ……………, delirmek & ………., verem & …………., cenaze
& ……………., kusmak & ………
Teşbih (Benzetme):Anlatıma canlılık vermek ve
hayal değeri vermek için aralarında benzerlik bulunan iki varlıktan zayıfını
kuvvetlisi gibi göstermeye denir. Teşbihte dört öğe bulunur: Benzeyen,
Benzetilen, Benzetme Edatı, Benzetme Yönü
Kartal
gibi yırtıcı bir kuştu. (Tam Benzetme)
Bu
dil ağzımda annemin sütüdür. (Güzel Benzetme, Ana öğelerle)
*** “Sanki, benzemek, dönmek,
andırmak, örnek, kadar” sözleri “-den
eki” de benzetme edatı olabilir.
Türkiye’miz
güzellikleriyle cenneti andırıyor.
İstiare (Eğretileme):Teşbihin asıl öğelerinden
biriyle yapılır.
Açık İstiare: Sadece benzetilenle yapılır. Örnek: İki kapılı bir handa / Yürüyorum gündüz gece.
Kapalı İstiare:Sadece benzeyenle yapılır. Örnek:Mor menevşe boynun eğmiş / Gül
kızarmış hicabından
Kişileştirme (Teşhis):İnsan dışındaki varlıkları
insan kişiliğinde gösterme sanatıdır. Örnek:Kaldırımlar,
ıstırap çekenlerin annesi.
İntak (Konuşturma):İnsan dışındaki varlıkları
konuşturma sanatı
Demişler
kurda: Niye boynun kalın / Demiş: Kendi işimi kendim yaparım da ondan.
17.Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde “hazır”
kelimesi “Hazır araba ile gidiyorken
bu paketi de götürüverirsin.”
Cümlesindekiyle eş anlamda kullanılmıştır?
A)
Hazır olunca bana haber ver, birlikte çıkalım.
B)
Hazır elbise diye tutturdu ama denediklerinin hiçbiri uymadı.
C)
Yemek hazır olana kadar, konuşur dertleşiriz.
D)
Terzi provayı hazır edince telefon edecekmiş.
E)
Hazır gelmişken öteki musluklara da bir bakıver.
18.Hangisinde “çıkmak” kelimesi, “Bu tencerenin bakırı çıkmış, kalaylanması gerek.”cümlesindekiyle eş anlamda kullanılmıştır?
A)
Havalar ısındı, ekinler çıkmaya başlamış bile.
B)
Yüzünde önce küçük bir sivilce çıktı, sonra da çıbana dönüştü.
C)
Bugünlerde çok zayıfladı, adeta kemikleri çıktı.
D) En
küçükleri akıllı çıktı da baba malını toparladı.
E)
Sahneye önce rejisör çıktı, onu yapıtın yazarı izledi.
19.”Bu iki ülke arasındaki
ilişkiler, bir süre sonra gerginliğe dönüştü.”cümlesinde “gerginlik”
yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümle eskisine göre karşıt anlam
kazanır?
A)
gevşeme B) genişleme C) bütünleşme
D) yakınlaşma E) yumuşama
20.”….Pazarlığa girişmeden önce
kalitesi hakkında bir fikir edinmek amacıyla tereyağının, kaymağın, peynirin
tadılması adetti; çok kez, alıcı tattığı malın başından bir tiksinme ifadesiyle
ayrılırdı.O zaman arkanızdan açılacak ağızların iltifatlarına kulaklarınızı
tıkayacaksınız.” Cümlesinde “iltifat”
sözcüğünün kullanılışından doğan anlam
özelliğini hangisi belirtmektedir?
A)
Anlatımda, birbirine aykırı kavramların birlikte kullanılması
B)
Birine, bir davranışa, incitmeden takılma amacı güden ince alay.
C)
Ciddi gibi görünen fakat şaka konusu yapılan acı bir olay.
D)
Anlatılmak isteneni, alaylıca tersini söyleyerek anlatma
E)
Anlatımda birbirini bütünlemeyen sözleri ardı ardına kullanma
Genel ve Özel Anlam:Kelimeler anlamları içinde bir
çok sözcüğü içerebilirler. Varlık→Canlı→Bitki→Ağaç→Çam
Özelden
genele Hamsi→Balık→Sudaki Hayvan→Hayvan→Canlı
Anlam kapsamı geniş olan
sözcüklere "genel anlamlı sözcük" ; anlam kapsamı daha dar olan
sözcüklere "özel anlamlı sözcükler" denir. Örnek:Kitap Roman Huzur
→Nitel ve Nicel Anlam: Ölçülebilen bir değeri ifade eden anlama NİCEL ANLAM; ölçülemeyen bir değeri ifade eden anlama NİTEL ANLAM denir. Örnek: Eve gelince bir tabak yemek yedi. (tabak, ölçü bildirdiğinden nicel anlam)- Bu, çok lezzetli bir yemekti. (lezzet; ölçülemez, görecelidir nitel anlam)
→Nitel ve Nicel Anlam: Ölçülebilen bir değeri ifade eden anlama NİCEL ANLAM; ölçülemeyen bir değeri ifade eden anlama NİTEL ANLAM denir. Örnek: Eve gelince bir tabak yemek yedi. (tabak, ölçü bildirdiğinden nicel anlam)- Bu, çok lezzetli bir yemekti. (lezzet; ölçülemez, görecelidir nitel anlam)
Bu
paket daha hafif sen bunu taşı.
Dün
gece hafif bir rahatsızlık geçirmiş.
21. ”Dil” kelimesi, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “düşünce ve duyguları
bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı.” anlamında kullanılmıştır?
A)
Dilinden, Karadenizli olduğu anlaşılıyordu.
B)
Tevfik Fikret’i anlamak için Servet –i Fünûn dilini iyi bilmek
gerekir.
C)
Müzik kadar güçlü ve evrensel bir dil yoktur.
D)
Namık Kemal’in tiyatrolarında kullandığı dil oldukça sadedir.
E)
Konuşma dili kimi yönleriyle yazı dilinden ayrılır.
22. ”Maviyle yeşilin kucak kucağa
olduğu Kanlıca, hep kıpır kıpır, hep hayat dolu ve hep kendi gibi kalmak istiyor.”
Cümlesindeki “kendi gibi kalmak istemek” sözüyle ne anlatılıyor
A)
Sahip olduğu özellileri koruma çabası içinde olmak
B)
Önemli bir yer olduğunu kanıtlamaya çabalamak
C)
Benzerlerinden farklı olmaya çalışmak
D) En
iyi biçimde tanıtılmayı istemek
E)
Canlılığını çevresine hissettirmek
23.”Sözünü dinletmeyi sever, bunu
başaramadığında sinirlenip hırçınlaşırdı. Bunun için, hemen her zaman, hem
çevresindekilerin kendisine, hem de kendisinin çevresindekilere karşı
davranışlarında ipleri kendi istediği gerginlikte tutmayı başarırdı.”
Yukarıda geçen “ipleri kendi istediği
gerginlikte tutmayı başarmak” sözüyle ne
anlatılmak istenmektedir?
A)
Çevresindekilere kendi görüşlerinin doğruluğunu kanıtlamak
B)
İsteklerinin gerçekleşmesi için her yola başvurmak.
C)
Her konuda kendisini bilgili ve yeterli görmek
D)
İnsanlarla ilişkilerini kendi ölçütlerine göre yönlendirmek
E)
Kendini, olduğundan daha güçlü göstermeye çalışmak
24. Deneme yazmanın temel koşulu
sayılan başka türlü düşünme, genellikle yazarların olgunluk çağına özgü bir
niteliktir.
Bu cümledeki “başka türlü düşünme” sözüyle ne anlatılmaktadır
A)
Kitlelerin isteklerine yanıt verebilme
B)
Üstün nitelikli olduğunu yorumlarıyla kanıtlama
C)
Yeni bilgiler edinip kendini geliştirme
D)
Olayların ilgi çekici yönlerini görebilme
E)
Sıradanlıktan kurtulup özgün olabilme
25.”Onun, çağının sorumluluğunu
üstlenme, tanığı olma gibi, aydın sanatçıya özgü tutum ve davranışları yazın,
düşün ve kültür coğrafyamızda bir meşale gibi ışıyacaktır.” Cümlesindeki “bir meşale gibi
ışıyacaktır” sözünün yerine
aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümlenin anlamı değişmez?
A)
yol gösterici, aydınlatıcı olacaktır
B)
kuşaktan kuşağa geçecektir
C)
gelecek kuşaklarca da hatırlanacaktır
D)
çarpıklıkların, bozuklukların düzeltilmesini sağlayacaktır
E)
yaşananları gözler önüne serecektir
26. Geçmişe sürekli özlem duymak,
çağla beraber yürümemek, geçmişe demir atmak olur. Bu da aydın kişiye
yakışmaz. Benim yazılarımda geçmiş büyük ölçüde yer tutar, ama bu, hiçbir zaman
yaşadığımız günlerden kopma, geçmişe sığınma anlamında
değildir.Tersine,geçmişle günümüzü birleştirerek zenginleştirmedir.
Bu parçadaki altı çizili sözle
ne anlatılmak istenmektedir?
A)
Geçmişteki güzel günleri anmak
B)
Geçmişin güzelliklerini bugün görememek
C)
Geçmişin sınırları dışına çıkmamak
D)
Geçmişle günümüz arasında köprü kurmak
E)
Geçmişin, geleceği etkileyeceğini yadsımak.
27. ”Bıkmadan, yorulmadan,
yılgınlığa düşmeden sürekli okumalıyız. Okurken bir yandan, daha önce
okuduklarımızdan belleğimizde kalan izin üzerini örten tozu, kiri temizlemeli,
bir yandan da bu izi derinleştirmeye çalışmalıyız.” Cümlesindeki
“belleğimizde kalan izin üzerini örten tozu, kiri temizlemek” sözüyle anlatılmak istenen nedir?
A)
Edinilmiş bilgilerin önemini anlamak
B)
Doğruyu yanlıştan ayırmak
C)
Gereksiz bilgilerle oyalanmamak
D)
Unutulmaya yüz tutmuş bilgileri hatırlamak
E)
Yeniliklere açık olmaktan kaçınmamak
28.”Bir sözcüğü ötekinin yanına
öylesine getireceksin ki oluşturacağın güzellikle okuyucunun yüreğindeki
teli titretecek onu gerçekler dünyasından düşler dünyasına taşıyacaksın.” Bu cümledeki altı çizili sözün cümleye
kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Bu
tabloya her bakışında onda yeni ve değişik yönler bulurdu.
B)
Çocukluğunda yaşadığı bu ilginç olayı sık sık anlatırdı.
C) Bu
öyküyü okurken uzun süredir gitmediği köyünü anımsamıştı.
D)
Roman kişilerinin birbirine kavuşması onu çok etkilemiş,
duygulandırmıştı.
E) Bu
sıkıntılı yolculuğun bir an önce bitmesini istiyordu.
A)
I B) II C) III D) IV E) V
30.Aşağıdakilerin hangisinde
dolaylama vardır?
A)
Cadde kenarlarına park etmiş arabalar, yayaların geçişini engelliyor.
B)
Şehirler arası yolculuklarda üzerime bir sessizlik çöker.
C)
Köylüler yıllarca bu tahta köprüden karşı kıyıya geçtiler.
D)
Kalem ustası, geçinmek için başka bir işe ihtiyaç duymaz ama
çok da rahat geçinemez.
E)
Apartmanlarda oturanlar toprak kokusunun güzelliğini nereden
bilecek?
31.”Şiirin size verdiği coşkunun
nedeni duyarlılığınızı dile getirmesi, kendinizde var sandığınız duyguları
çözümlemesidir. Oysaki o duygunun daha önceden sizde var olduğu su götürür
bir durumdur.” Bu parçadaki altı
çizili sözün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse parçanın anlamı
değişmez?
A)
tartışılmaz bir gerçektir B) ancak,
kendini gizlediği ortadadır.
C)
kesinlikle emin olabileceğiniz bir şey değildir
D)
şüphe edilmeyecek bir durumdur. E) söylenemez
34. (I) Bugünlerde Beyoğlu
Adliyesinin başka bir binaya taşınacağına ilişkin söylentiler var.(II) Umarız
gerçeğe dönüşür ve bu kez öyle köprü altı binalarına değil, işlevsel ve
gereksinmelere yanıt veren, mimari estetiğinde biraz olsun adaletin yüceliğini
yansıtan bir binaya taşınır. (III) Beyoğlu gibi tarihsel ve kültürel kimliğiyle
öne çıkan bir bölgede bu tür yapıların zenginliği zaten biliniyor. (IV) Hukuk
devleti, öncelikle hukukun binalarını seçmek, onarmak veya inşa etmek, yargı organlarını
kiracılıktan, kötü, çirkin, yanlış ve işlevsiz binalardan kurtarmak
durumundadır. (V)Adaleti mülkün temelli olarak görenler ve gösterenler, bunun
gereklerini de yapmakla yükümlüdür.
Yukarıda numaralanmış
cümlelerin hangisinde yazar beklentisinden söz etmiştir?
A)
I B) II C) III D) IV E) V
35.”Yıllarca ve yıllarca
edebiyatla uğraştı, kılı kırk yararak, çalıştı, hiç karşılık düşünmeden
yazdı ve çok sayıda ürün bıraktı.” Bu
cümledeki altı çizili söz kişinin hangi özelliğini anlatmaktadır?
A)
Titizliğini B)
Özgünlüğünü C) Doğallığını
D) Şekilciliğini E) Fedakârlığını
36.”Şiirin çıtası yükselince
düzayak okurun işi zorlaştı. Onlar emek vermeyi sevmedikleri için şairlere
çamur atıyorlar.” Cümlesindeki altı
çizili sözle ne anlatılmaktadır?
A)
Şiirin nitelik yönünden güçlendiği
B)
Şiirde kapalılığın esas alındığı
C)
Şiirin gündelik hayattan uzaklaştığı
D)
Şiirin yabancı sözcüklerle yüklü olduğu
E)
Şiirde ulusal kültürden uzaklaşıldığı.
37.Hangisinde “Ad Aktarması(Mecaz-ı Mürsel)” vardır?
A)
Bir dükkanın camında süslü kadınlar, erkekler, çocuklar
duruyordu.
B)
Hepimiz onun fıkra anlatımına hayran kalmıştık.
C) Bu
konuyu konuşmaktan hepimiz çok sıkılmıştık.
D)
Ben onun bu sözlerini kırk defa dinledim.
E)
Herifler büyüdüler ama iki çift lakırdı etmeyi öğrenemediler.
38. Gerçek anlamlı bir sözcük,
anlam genişlemesi yoluyla mecaz bir anlam kazanabilir. Örneğin, “Su çok
soğuktu.” cümlesinde gerçek anlamıyla kullanılan “soğuk” sözcüğü, “Bize çok
soğuk davrandılar.” cümlesinde mecaz anlamda kullanılmıştır.
Aşağıdakilerin hangisinde buna
uygun bir kullanım vardır?
A)
Yağmur dün geceden bu yana tüm hızıyla yağıyor.
B)
Beklediğimiz konuklar akşamleyin geldiler.
C) On
yaşına kadar dedesinin gölgesinde büyüdü.
D)
Kitap okumayı içimizde en çok seven odur.
E)
Denizi seyretmek için az önce sahile gittiler.
39.”Yumuşak bir rüzgarın yüzleri
okşadığı serin bir ilkbahar günüydü.“ Bu cümledeki “yumuşak” sözcüğü katı
cisimlere ait olan bir nitelikken rüzgar için kullanılmıştır.” Hangisinde “sert” sözcüğü buna benzer bir anlam ilgisiyle kullanılmıştır?
A)
Sert bir zeminde uyursan belinin ağrısı geçer.
B)
Sert kabuklu meyveleri dişinle kırmamalısın.
C)
Ayağımı sert bir zemine vurdum galiba.
D) Bu
kasabanın suyu kireçli ve çok sert
E)
Sokak kapısının kilidini sert bir taşla kırarak içeri girdik.
40. Gerçek anlamıyla somut olan
bazı kelimeler anlam genişlemesi yoluyla yeni anlamlar kazanarak soyut bir
anlam ifade edebilir.
Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde böyle bir anlam değişmesini örneklendiren bir sözcük kullanılmıştır?
A) Bu
sanatçımız geçmişle bugün arasında bir köprü olmuştur.
B) O,
başarısını hikayeler yazarak kazanmıştır.
C)
Son romanında kendi yaşamından da yararlanmış.
D) Ne
yazık ki onu genç yaşında kaybettik.
E)
Sanatçı her eserinde aynı başarıyı sürdüremez.
41.Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde “görmek”
sözcüğü “geçimini sağlamak” anlamında kullanılmıştır?
A)
Gördüğüm bunca kötülükten sonra hâlâ burada nasıl kalırım.
B)
Sen kendini göremiyorsun, bir de evlenmeyi düşünüyorsun.
C)
Hele bir çalışmaya başla, o zaman görürsün para kazanmanın
güçlüğünü.
D)
Artık hiçbirinizi burada görmek istemiyorum.
E)
Paranı cebinde görmeden harcamaya kalkmamalısın.
42.Aşağıdaki cümlelerde
verilenlerden hangisi “yatak” sözüyle karşılanamaz?
A)
Uyumak için yapılan döşek
B)
Nehir, dere, ırmak gibi akarsuların akıp gittiği yer
C)
Bazı makinelerde veya ateşli silahlarda hareketli kısmın
oynadığı yer.
D)
Maden ocaklarında toprak içinde bulunan maden damarı
E)
Aynı amaçla bir araya gelmiş kişilerin oluşturduğu topluluk ya
da kuruluş.
43.”Son dönem kadın şairlerinden
Nigâr Hanım bir gün kurbanlık almak için pazarda dolaşıyormuş. Bir adam usulca
yanına yaklaşmış ve ona: “Bu yıl da kurbanınız ben olayım sultanım.”
demiş. Nigâr Hanım hiç istifini bozmadan adama dönmüş ve: “Sağ olun, bu yıl
boynuzlu kesmeyeceğim.” karşılığını vermiş.” Bu parçada altı çizili sözde hangi anlam olayı vardır?
A)
Benzetme ilgisi kurmadan bir sözü başka bir sözün yerine
kullanma
B)
Bir sözün iki gerçek anlamını birden çağrıştırma.
C)
Bir varlığa ait bir niteliği başka bir varlık için kullanma
D)
Bir sözün gerçek anlamını söyleyip mecaz anlamını çağrıştırma
E)
İnsana ait bir özelliği insan dışındaki bir varlığa aktarma
CEVAPLAR:1.C 2.B
3.A 4A)D 4B)E
5.A 6.B 7.E 8.C 9.E
10.D 11.A 12.B 13.C 14.A 15.E
16.C 17.A
18.D 19.E 20.E
21.A 22.C 23.D
24.D 25.E 26.A
27.B 28.E 29.E 30.D
31.A 32.B 33.C
34.B 35.A 36.A
37.A 38.C 39.D
40.A 41.B 42.E 43.D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder