Paragrafta yazarın
herhangi bir düşünceyi ya da durumu ortaya koyma biçimine anlatım denir. Yazar
aktaracağı duruma uygun bir anlatım biçimi seçemezse, yazısının etki gücü
azalır. Bir bilgiyi aktarmakla bir olayı hikaye etmek ya da bir manzarayı
betimlemek farklı bir anlatım gerektirecektir.
Bu biçimleri şu şekilde
açıklayabiliriz.
1. Açıklama
Öğretici özellik
gösteren bir anlatım biçimidir. Yazarın amacı bilgiyi en kısa yoldan okuyucuya
anlatmak olduğundan, yazar sanatlı söyleyişlere, imalı sözlere pek yer vermez.
Açık, anlaşılır bir dil kullanır. Soyutluktan, kişisellikten kaçınır.
Tanımlarla, örneklerle konunun en iyi biçimde anlaşılmasını sağlar.
Ansiklopedilerde daha çok bu tür bir anlatım görülür.
2. Tartışma
Yazarın, bir düşüncenin,
bir önerinin doğru olmadığını ortaya koymak amacıyla hazırladığı yazılarda
başvurduğu bir yöntemdir. Yazar okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir üslupla
yazısını oluşturur. Devrik cümlelerle, soru ve cevaplarla yazısına akıcılık
kazandırır. Sonuçta burada da bilgi ortaya konmuş olabilir; ancak bir görüşün
başka bir görüşe karşı savunuculuğunun yapılması onu açıklamadan ayırır. Yazar,
görüşlerini inandırıcı kılmak için kanıtlama yoluna başvurur. Kanı niteliği
taşıyan yargılardan kaçınır, nesnel olmaya çalışır.
3. Betimleme
Yazarın, gördüklerini
okuyucunun gözünde canlanacak biçimde anlatmasıyla oluşan bir anlatım
biçimidir. Betimlemede asıl olan görselliktir. Bu nedenle gözle algılanan renk
ve biçim ayrıntılarına büyük yer verilir.
Betimlemeler iki grupta
incelenir.
a. Ruhsal betimleme : İnsanların iç dünyasıyla tanıtıldığı, tavır ve davranışlarının ele
alındığı betimleme türüdür. Görsellikten çok, izlenim ve sezginin ağır bastığı
bu betimlemeler sadece insanlara özgüdür.
“İçli, çok duygulu bir
adamdı; konuşurken hem ağlar hem ağlatırdı...” sözleri bu tür betimlemedir.
b. Fiziksel betimleme : Gözle görülenin anlatıldığı betimlemelerdir. Kişinin dış
görünüşüyle betimlenmesi ya da dış dünyanın anlatılması bu türdendir.
Betimlemelerde yazar
nesnel olabileceği gibi gözlemlerine duygularını da katabilir.
4. Öyküleme
Belli bir zaman
diliminde gelişen olayların anlatıldığı durumlarda başvurulan anlatım
biçimidir. Olayın olmadığı yerde öyküleme olmaz. Anlatım yönüyle betimlemeye
benzer; ancak betimlemelerde yazarın izlenimleri söz konusu olduğu halde,
öykülemede olayın aktarımı, durumların değişmesi, zaman süreci söz konusudur.
DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME
YOLLARI
Her paragrafın belli bir
düşünceyi aktarmak için yazıldığını söylemiştik. Yazar bu düşünceyi okuyucuya
değişik şekillerde ortaya koyarak anlatır. Burada anlatım biçimiyle düşünceyi
geliştirme yollarının farklı şeyler olduğunu da söylemeliyiz. Ancak anlatım
biçimi dört tane olduğundan bir soru haline getirilemez. Bu nedenle geliştirme
yollarıyla birlikte sorulur.
Şimdi sorularda
karşımıza çıkan “düşünceyi geliştirme yolları”nı açıklayalım.
1. Tanımlama
Kavramların tanımlar
halinde verilmesi şeklinde ortaya çıkar. Tanımın ne olduğunu cümle anlamında
görmüştük. Parça içinde bir tanım cümlesi varsa, tanımlama var sayılır; bütün
paragrafın tanım olması gerekmez.
2. Karşılaştırma
İki farklı düşünce,
kavram ya da durumun mukayese edilmesiyle ortaya çıkan bir yöntemdir.
Karşılaştırmada, karşılaştırılan olgular arasında bir derecelendirme söz
konusudur. Bir kavram diğerinden üstün, aşağı ya da diğeriyle aynı seviyede
olması yönünden başka bir kavramla karşılaştırılır. Üslup olarak “Bu böyledir;
şu ise şöyledir. “ ifadesi hakimdir.
3. Örneklendirme
Anlatılan konuyla ilgili
örneklerin verilmesiyle ortaya çıkar. Konuyu daha anlaşılır ve zihinde daha iyi
kalıcı bir niteliğe kavuşturur. Verilen örneğin okur tarafından bilinen,
çağrışım yaptırıcı bir nitelik taşıması gerekir.
Bazen bir fıkra, bir öykücük bile örnek olarak verilebilir.
Bazen bir fıkra, bir öykücük bile örnek olarak verilebilir.
4. Tanık Gösterme
Yazarın, düşüncesini
inandırıcı kılmak için, o konuda sözüne güvenilir birinin sözünü parçasına
alıntı yaparak almasıyla oluşur. Genellikle bu söz tırnak içinde verilir. Sözün
olmadığı yerde tanık gösterme de olmaz.
5. Benzetme
Bir olguyu anlatırken
başka olgularla benzerlik kurma şeklinde oluşur. İki olgu arasında sağlam bir
benzerlik olmalıdır.
6. İlişki Kurma
İki kavram arasındaki
ilgiden üçüncü bir hüküm çıkarma durumudur. Genellikle kavramlar arasında
ilişki kurulduğu için bu adla verilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder