2 Aralık 2012

ZARFLAR (BELİRTEÇLER)



Zarflar ………….., ……………, ……………, ……………, ……………… değişik anlam ilgileriyle tamamlayan sözcüklerdir.
Sabahları okula erken geliriz.
Şunları masaya yavaşça bırak.

Zarflar ….. başlık altında incelenir.

1. DURUM (HAL) ZARFLARI
Fiilleri durum yönüyle tamamlayan zarflardır. Fiilin nasıl yapıldığını anlatır. Fiile sorulan ………… sorusuyla bulunur.
Bu ziyaretimizde bizi soğuk karşıladı.
Dostlarla da yollarımız ayrıldı bir bir.
Çocuk doğru söylüyor, yorgun görünüyorsun.
Bu konuda çok akıllıca davrandı.
Yanmışçasına bağırıyor, delicesine koşuyordu.
Başını ne kadar dik tutarsan, yere o kadar sağlam basarsın.

ZAMİR (ADIL)



İsim olmadıkları halde isim gibi kullanılan bu sözcüklere zamir diyoruz. Cümle içinde zamirin karşıladığı isim ya da söz öbeği bilinmiyorsa, cümle belirsiz bir anlam taşır.
Zamirler değişik bölümlere ayrılır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Şahıs zamirleri
2. Dönüşlülük zamiri
3. İşaret zamirleri
4. Belgisiz zamirler
5. Soru zamirleri
Şimdi bunları tek tek inceleyelim.
1. Şahıs (kişi) Zamirleri

SIFATLAR (ÖNADLAR)



İsimleri ……….., ………., ………… yönünden niteleyen ya da  ………, …………, ………….. ve …………. yönlerinden belirten sözcüklere SIFAT denir.
Sıfatlar genellikle niteledikleri ya da belirttikleri adın önüne geldikleri için, ……….. olarak da adlandırılır.

Sıfatlar adları daha belirgin hale getirir.
“Odaya çıktık.”
“Nemli, soğuk, karanlık ve küçük bir odaya girdik.”

A) NİTELEME SIFATLARI
Varlıkları veya kavramları renk, durum, biçim gibi değişik yönlerden niteleyen sıfatlardır. Niteleme sıfatlarını bulmak için isme ………… sorusu sorulur.

Sözcük Türleri: Ad, Adıl


                Sözcük, dilin anlamlı en küçük birimidir.
Dilimizde …………………………………………………… …….. olmak üzere sekiz tür sözcük vardır. Bunların yedisi ad soyludur. Esasen sözcükler isimler ve isim soylu sözcükler ile fiiller olarak iki ana grupta incelenir.

                İsimlerle Fiillerin Farkı
Sözcüğün sonuna –mak, -mek mastar veya –yor şimdiki zaman eki eklendiğinde sözcükte anlam bozulmuyorsa ……….. bozuluyorsa …………. dır.

Araba bugün saat ikide Aydın’a vardı.
Bugün etütte 26 öğrenci vardı.

İSİM TAMLAMALARI

Bir ismin aitlik ilgisi bakımından daha belirli hale gelmesi için başka bir isim tarafından tamlanmasıyla meydana gelen söz öbeğine denir.
“... camı kırıldı.” cümlesine baktığımızda aklımıza hemen “Neyin camı?” sorusu geliyor. Demek ki bu cümlede camın nereye ait olduğu belli değil.
Bu cümleyi,
“Arabanın camı kırıldı.” şeklinde söylersek aitlik ilgisi tamamlanmış olur. Bu şekilde oluşan söz öbeğine de isim tamlaması denir. İsim tamlamasında birinci isme “tamlayan”, ikinci isme “tamlanan” adı verilir.
İsim tamlamaları dört grupta incelenir.

28 Ekim 2012

İSİM ÇEKİM EKLERİ

İsim soylu sözcüklere gelerek onlara cümlede görev ve anlam kazandıran eklerdir. Sadece isimlerle ilgili olmayıp zamir, sıfat ve zarflarla da ilgili olduğundan isim soylu sözcüklerin sonunda işledik. Bu ekleri şöyle gösterebiliriz.
a. Çokluk eki
b. Hal ekleri
c. Eşitlik eki
d. İyelik eki
e. İlgi eki
A. ÇOKLUK EKİ

24 Eylül 2012

FİİLLERDE ANLAM (ZAMAN) KAYMASI


Fiil çekimlerinde kullanılan kip ve zaman ekleri her zaman kendi anlamlarında kullanılmaz. Bu ekler birbirlerinin yerlerine de geçebilir. Elbette bu, cümlenin anlamıyla ilgilidir. Kısaca, cümlede yüklemin çekimlendiği kip veya zamanla işin yapıldığı kip veya zamanın farklı olmasına anlam kayması denir.
“Sizi yarın burada bekliyorum.” cümlesinde “bekliyorum” yüklemi şimdiki zamanla çekimlendiği halde iş “yarın” yani gelecek zamanda yapılacaktır. Öyleyse burada zaman kayması vardır.

Fiilimsiler

Fiillerden türemiş olmakla birlikte bir fiil gibi çekimlenemeyen olumlu, olumsuz şekilleri yapılabilen ve cümlede isim, sıfat, zarf gibi görevlerde kullanılan sözcüklerdir. Üç grupta incelenir.
a. İsim - Fiil
Fiillere “-mak, -mek” , “-ma, -me”, “-ış, -iş, -uş, -üş” eklerinin getirilmesiyle yapılır.
“O şimdi romanını bitirmekle meşguldür.”
“Size gelmeyi ben de çok istemiştim.”
“Onun yemek hazırlayışını gördün mü hiç?”
cümlelerinde altı çizili sözler isim-fiildir. Bu ekleri benzer eklerle karıştırmamak gerekir.
“Sana, bir daha buraya gelme, demiştim.”
cümlesinde altı çizili sözcükteki ek isim-fiil eki değil, olumsuzluk ekidir.

FİİL (EYLEM)


FİİL (EYLEM)
Fiiller, kalıcı kavram ya da varlıkları karşılamaz. Bunlar hareketleri, oluşları, durumları karşılar. Mastar halinde bir hareketin adı olurlar: “yürümek, olmak, düşünmek vs.”
FİİL ÇEKİMİ
Fiillerin kip ve şahıs bildirecek biçimde düzenlenmesine denir. Bir çekimde kip mutlaka bulunur, ancak şahıs bazen bulunmayabilir. Çekimin daha iyi anlaşılabilmesi için “kip, zaman, şahıs” kavramlarının bilinmesi gerekir.
Fillerde Kip

BİLEŞİK ZAMANLI FİİLLER


Basit zamanlı fiil, fiilin tek bir zaman veya kip bildirecek şekilde çekimlenmesiydi. Bileşik zamanlı fiil ise, fiilin birden çok kip ve zaman bildirecek biçimde çekimlenmesiyle oluşur. Basit çekimli fiillere ekfiilin getirilmesiyle yapılır. Üç grupta incelenir.

Sözcük Türleri


EDAT (İLGEÇ)
Kendi başına bir anlamı olmayan, diğer söz ve söz öbekleriyle kullanıldığında anlam kazanan, çoğu zaman eklendiği söz öbeğine sıfat, zarf gibi görevler kazandıran sözcüklerdir. Kimi edatlar cümlede tek başına kullanılıyor olsa bile, anlamlı olması ancak cümle içinde kullanılmasına bağlıdır.
Edatlar, sözcük türü olarak bağlaçlara yakın olduğundan bazen onlarla karıştırılabilir. Önce karışan edatlardan başlayarak önemli olanları inceleyelim. Sınavlarda çıkan edat, bağlaç sorularının daha çok anlama yönelik olduğunu da söyleyelim.

21 Eylül 2012

EDAT (İLGEÇ)


Kendi başına bir anlamı olmayan, diğer söz ve söz öbekleriyle kullanıldığında anlam kazanan, çoğu zaman eklendiği söz öbeğine sıfat, zarf gibi görevler kazandıran sözcüklerdir. Kimi edatlar cümlede tek başına kullanılıyor olsa bile, anlamlı olması ancak cümle içinde kullanılmasına bağlıdır.
Edatlar, sözcük türü olarak bağlaçlara yakın olduğundan bazen onlarla karıştırılabilir. Önce karışan edatlardan başlayarak önemli olanları inceleyelim. Sınavlarda çıkan edat, bağlaç sorularının daha çok anlama yönelik olduğunu da söyleyelim.

Sözcük Grupları


3. İSİM-FİİL GRUBU


Bir isim-fiil (mastar) ile ondan önce gelen ve ona bağlı olan kelimelerin veya kelime gruplarının oluşturduğu yeni gruba isim-fiil grubu denir.

Grubun ana unsuru isim-fiildir ve sonda bulunur. Vurgu isim-fiilden önceki unsurdadır.

Mastar, grupta yüklem görevi yapar. Ondan önce gelen kelimeler de cümlede olduğu gibi özne, nesne, tümleç olurlar.

11 Ağustos 2012

2012 KPSS Sınav Sonuçları

2012 KPSS Lisans Sınav Sonuçları açıklandı. KPSSP1'de 924739 aday, KPPSP2'de 924739, KPPSP3'de 924739, KPPSP10'da 278768 aday yarıştı. Sınav sonucunuzu öğrenmek için lütfen tıklayın.

5 Ağustos 2012

SÖZCÜKTE ANLAM

SÖZCÜKLERİN ANLAM ÇEŞİTLERİ

a) GERÇEK ANLAM


Sözcüğün tek başına ele alındığında düşündürdüğü anlam, uyandırdığı izlenim, o sözcüğün gerçek anlamıdır.
Kimi sözcüklerde tek bir gerçek anlam varken kimilerinin birden fazla gerçek anlamı vardır. Bu özellik nedeni ile GERÇEK anlam, TEMEL ve YAN ANLAM olmak üzere ikiye ayrılır.

Duyunca köpürmek
Boş yere incitmek 
Keskin bir bakış atmak
Kirli düşüncelerden kurtulamamak
Elleri uyuşmak

SÖZCÜĞÜN YAPISI


Sözcüğün yapısını üç grupta inceleyebiliriz: Basit sözcük, türemiş sözcük, bileşik sözcük.
Şimdi bunları ayrıntılarıyla görelim.
1. Basit Sözcük
Yapım eki almayan sözcüklerdir. Bu tür sözcükler çekim eki almış olabilir. Yapım eki almadıklarından bunlar daima kök halinde bulunur.
“Her tarafı bembeyaz karlar örtmüştü.” cümlesindeki bütün sözcükler basittir.
2. Türemiş Sözcük
Yapım eki alan sözcüklerdir. Türemiş sözcükler cümledeki görevlerine göre belli türleri karşılar. Böylece sözcük hem yapı hem görevce adlandırılır; yani türemiş isim, türemiş sıfat, türemiş fiil.... gibi.
“Bu köşeye bir kitaplık kurmak lazım.”
“Bana bir silgi verebilir misin?”

SÖZCÜĞÜN KULLANIMI


1.Mürsel Mecaz (Mecaz-i Mürsel):
Aralarinda anlam ilgisi olan iki sözcükten biri ile digerini kastetmeye denir.
a)Yer verip yasayanlar kastedilebilir.
"Bütün okul maça gelmisti."
Okul denilerek, okulun içindeki ögrenciler anlatiliyor.
b)Parça-bütün iliskisi olabilir.
"Dalgalan sende safaklar gibi ey sanli hilal"
Hilal kelimesiyle bayrak kastediliyor.
"Vapur Ortaköy'e yanasti."
Ortaköy denilerek Ortaköy iskelesi anlatilmis.

SÖZCÜKTE ANLAM ÖZELLİKLERİ


1) GERÇEK (TEMEL) ANLAM:
           Bir sözcüğün ilk ve asıl anlamına denir.Yani bir sözcüğün söylendiği anda zihnimizde uyandırdığı ilk çağrışım gerçek anlamdır.

2) YAN ANLAM:
         Bir sözcüğün gerçek anlamı yanında kullanımına bağlı olarak yeni anlamdır.

3) MECAZ ANLAM:
        Bir sözcüğün gerçek anlamı dışında yepyeni bir anlamda kullanılmasıdır.

SIFATLAR


Annem belediye doktoruydu. Penceresinden kavak ağaçları görünen bir sağlık ocağında çalışır, çoğu günler beni de yanında götürürdü. Orada tek çocuk olmanın krallığını yaşar, oyalanır; haşarılıklarımın, afacanlıklarımın hoş görüleceğini bilmenin kolaylıklarından fazlaca yararlanır, buna karşılık beni mıncıklamalarına, yanaklarımı pembeleştiren makaslar almalarına ses çıkarmazdım. Pencereden uzanır, uçuşan pamukçukları yakalamaya çalışırdım. Kavakları silkeleyen rüzgâr oyun arkadaşım olurdu. Koca bahçe, önümde mülkümmüş gibi uzanır, bense onu tasasız gözlerle izlerdim. Annemin masasında, güzel çerçeveler içinde benim ve babamın resmi dururdu. Gurur duyardım. Kocaman bir masası ve koltuğu vardı annemin. Annemi makamında daha çok severdim sanki, ya da sevgim başka bir boyut kazanırdı. (Murathan Mungan; Pamukçuklar)

24 Temmuz 2012

SIFAT TAMLAMASI


Annem belediye doktoruydu. Penceresinden kavak ağaçları görünen bir sağlık ocağında çalışır, çoğu günler beni de yanında götürürdü. Orada tek çocuk olmanın krallığını yaşar, oyalanır; haşarılıklarımın, afacanlıklarımın hoş görüleceğini bilmenin kolaylıklarından fazlaca yararlanır, buna karşılık beni mıncıklamalarına, yanaklarımı pembeleştiren makaslar almalarına ses çıkarmazdım. Pencereden uzanır, uçuşan pamukçukları yakalamaya çalışırdım. Kavakları silkeleyen rüzgâr oyun arkadaşım olurdu. Koca bahçe, önümde mülkümmüş gibi uzanır, bense onu tasasız gözlerle izlerdim. Annemin masasında, güzel çerçeveler içinde benim ve babamın resmi dururdu. Gurur duyardım. Kocaman bir masası ve koltuğu vardı annemin. Annemi makamında daha çok severdim sanki, ya da sevgim başka bir boyut kazanırdı. (Murathan Mungan; Pamukçuklar)

11 Temmuz 2012

KPSS 2012 Lisans Soru ve Cevap Anahtarı


7-8 Temmuz 2012 KPSS lisans düzeyi soru ve cevapları için aşağıda ilgili sınav linklerine tıklamanız yeterli olacaktır.

26 Haziran 2012

LYS 2012 Soru ve Cevapları İndir


LYS soruları yayımlandı. 16 - 17 - 23 - 24 Haziran 2012 LYS Soru ve cevapları aşağıda verilmiştir. Alanınıza uygun kitapçığı indirebilirsiniz.

9 Haziran 2012

2012 SBS Soruları İndir

Seviye Belirleme Sınavı (SBS) 2012 8. sınıf soru kitapçıkları yayınlandı. İndirmek istediğiniz kitapçığı seçin:

2 Haziran 2012

Sesler-Kelime ve Hece




Ünsüzler
Tonlu Ünsüzler
Tonsuz Ünsüzler
b,c,d,g,ğ
j,l,m,n,r
v,y,z

ç,f,h,k
p,s,ş,t
Boğumlandıkları Yere Göre Ünsüzler

Dudak Ünsüzleri
Diş Dudak Ünsüzleri
Diş Ünsüzleri
Diş Eti Ünsüzleri
Ön Damak Ünsüzleri
Arka Damak Ünsüzleri
Gırtlak Ünsüzü
B,m,p
f,v
D,t,n,s,z
c,ç,j,ş
g,k,l,r,y
g,k,g
h
 
Ünlüler
a,e,ı,i,o,ö,u,ü

Boğumlanma noktasına göre
Dudakların durumuna göre
Ağız boşluğunun genişlik ve darlığına göre
Kalın
İnce
Düz
Yuvarlak
Geniş
Dar
a,ı,o,u
e,i,ö,ü
a,e,ı,i
o,ö,u,ü
a,e,o,ö
ı,i,u,ü

SES BİLGİSİ


 

DİLİN TANIMI

                İnsanların duygu,düşünce ve dileklerini anlatmak için kullandıkları işaretlerin hepsine
birden DİL denir.
                En yaygın tanımla dil, ”insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabiî bir vasıta, kendisine ait kanunları olan ve ancak bu kanunlar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli antlaşmalar sistemi, seslerden örülmüş içtimaî bir müessesedir”
            Başka bir deyişle dil, insanların birbirlerini anlayabilmeleri için kullandıkları bir araçtır.

1 Haziran 2012

SES BİLGİSİ



Her dilde olduğu gibi, dilimizde de sesler ünlü ve ünsüz olmak üzere iki grupta incelenir. Bir sözcükte ünlüler arasında olduğu gibi ünsüzler arasında da bazı özellikler, hatta ünlülerle ünsüzler arasında bazı özellikler vardır. Bunları belli başlıklar altında inceleyelim.

3 Nisan 2012

YGS 2012 Sınav Soru ve Cevapları PDF İndir

1 Nisan 2012 YGS Soru ve Cevapları ilk olarak yayınlamaktan gurur duyarız. Soruları indirmek için "İndir" yazısına tıklayın.

5 Mart 2012

SES BİLGİSİ


SES

 Akciğerlerden çıkan havanın nefes borucu aracılığıyla yukarı çıkarak, gırtlaktaki ses tellerine çarpmasıyla oluşan titreşimlere ses denir. Bir dilin en küçük birimi sestir. Ses, hava titreşimlerinin kulakla duyulan derecesidir.Konuşma ses ile gerçekleşir.

Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda meydana getirdiği titreşime dil sesi denir. Dil sesleri, konuşma organlarının (ağız, burun, boğaz boşluğu ve soluk borusu) uyumlu çalışmasıyla, anlamlı kelimeler oluşturacak biçimde meydana gelir.

Ses, dilin en küçük birimidir. Kelimelerin söylenip yazılması ses değerlerine bağlıdır.
 Sesler, anlam ayırt edici özelliğe de sahiptir.

ad/at, od/ot, sac/saç, hac/haç, hala/hâlâ, dahi/dâhi

Paragrafta Anlam, Bütünlük, İçerik Soruları


PARAGRAF YAPISI
(1) Doğadaki yaşama büyük katkısı olan ağaçlar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. (2) Çıkan yangınlarla bir bir çekiliyor hayat sahnesinden. Bu yangınlara insanların bilinçsiz davranması neden oluyor ne yazık ki... Sorumsuzca atılan bir sigara izmariti binlerce ağacın ölümüne yol açıyor örneğin. (3) Doğal yaşama katkısı olan ağaçları korumak için çevremizdeki insanları hem uyarmalı hem de bilinçlendirmeye çalış­malıyız.
1  numaralı bölüm, giriş bölümüdür. Giriş bölümün­de "doğadaki yaşama katkısı olan ağaçların yok ol­maya başladığı" konusu ortaya konmuştur.
2 numaralı bölüm, gelişme bölümüdür. Bu bölüm­de giriş bölümünde ortaya konan "ağaçların yok olmaya başladığı" düşüncesi nedenleriyle birlikte ele alınmıştır.
3 numaralı bölüm ise, sonuç bölümüdür. Burada "ağaçların yok olması" durumuyla ilgili neler yapı­lacağı bir sonuca, karara bağlanmıştır

PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ ÖSS SORULARI


1.             "İnsanlığın adım adım ilerlemesini sağlayan şey, kuşkusuz, kişisel kazançların, ürün ve buluşların kuşaktan kuşağa aktarılmasıdır. Hayvanlar dünya­sında buna benzer bir olay yoktur; eğitim görmüş bir köpek, başka bir köpeği eğitemez."
Bu paragrafın anlatımında aşağıdakilerden han­gisi daha ağır basmaktadır? (1981 -ÖSS)
A) benzetme               B) ilişki kurma       C) örneklendirme
                  D) kanıtlama             E) karşılaştırma

PARAGRAF SORULARINDAKİ PÜF NOKTALAR


PARAGRAF NEDİR
      
       Paragraf, herhangi bir yazının bir satırbaşından öteki satırbaşına kadar olan bölümüne denir. Daha geniş bir ifadeyle paragraf "bir duyguyu, bir düşünceyi bir isteği, bir durumu, bir öneriyi, olayın bir yönünü, yalnızca bir yönüyle anlatım tekniklerin­den ve düşünceyi geliştirme yollarından yararlanarak anlatan yazı türüdür. Kelimeler cümleleri, cümleler paragrafları, paragraflar da yazıları oluşturur. Paragraf bir yazının küçültülmüş bir örneğidir. Bu yönüyle yapı bakımından bir yazıya benzer. Nasıl yazıda giriş, gelişme, sonuç bölümleri varsa paragrafta da aynı bölümler vardır.

PARAGRAFTA KONU, ANA DÜŞÜNCE



Paragraf, bir düşünceyi tam olarak anlatabilmek için bir araya getirilen cümleler topluluğudur. Yani paragrafın bütün cümleleri aynı konuyu işler ve aynı düşünceyi açıklar ya da destekler. Tek bir düşünce etrafında oluştuğundan kendi içinde bir bütünlük gösterir; kendinden önceki ya da sonraki paragraflara bir bağlılık göstermez.
                                                                                     Bu konudaki sorular paragrafın değişik özellikleriyle ilgilidir. Genellikle paragrafın ana düşüncesi, yardımcı düşünceleri, konusu, başlığı sorulur ya da paragrafın oluşturulmasıyla ilgili özellikler üzerinde durulur. Bir veya iki tane soruda da paragrafın anlatımıyla ilgili bilgiler sorulabilir.

İSİM ÇEKİM EKLERİ


İsim soylu sözcüklere gelerek onlara cümlede görev ve anlam kazandıran eklerdir. Sadece isimlerle ilgili olmayıp zamir, sıfat ve zarflarla da ilgili olduğundan isim soylu sözcüklerin sonunda işledik. Bu ekleri şöyle gösterebiliriz.
a. Çokluk eki
b. Hal ekleri
c. Eşitlik eki
d. İyelik eki
e. İlgi eki
A. ÇOKLUK EKİ

PARAGRAFTA ANLATIM BİÇİMLERİ



Paragrafta yazarın herhangi bir düşünceyi ya da durumu ortaya koyma biçimine anlatım denir. Yazar aktaracağı duruma uygun bir anlatım biçimi seçemezse, yazısının etki gücü azalır. Bir bilgiyi aktarmakla bir olayı hikaye etmek ya da bir manzarayı betimlemek farklı bir anlatım gerektirecektir.
Bu biçimleri şu şekilde açıklayabiliriz.
1. Açıklama
Öğretici özellik gösteren bir anlatım biçimidir. Yazarın amacı bilgiyi en kısa yoldan okuyucuya anlatmak olduğundan, yazar sanatlı söyleyişlere, imalı sözlere pek yer vermez. Açık, anlaşılır bir dil kullanır. Soyutluktan, kişisellikten kaçınır. Tanımlarla, örneklerle konunun en iyi biçimde anlaşılmasını sağlar. Ansiklopedilerde daha çok bu tür bir anlatım görülür.

PARAGRAF


Paragraf, bir düşünceyi tam olarak anlatabilmek için bir araya getirilen cümleler topluluğudur. Bir satır başından diğer satış başına kadar devam eder.  Tanımdan da anlaşılacağı gibi paragrafın iki özelliği vardır; cümlelerden oluşması ve konu bütünlüğünün bulunmasıdır.Paragrafın bütün cümleleri aynı konuyu işler ve aynı düşünceyi açıklar ya da destekler. Tek bir düşünce etrafında oluştuğundan kendi içinde bir bütünlük gösterir; kendinden önceki ya da sonraki paragraflara bir bağlılık göstermez.

Özne



Yüklemde bildirilen işi, oluşu, hareketi, durumu, kılışı yerine getiren; hakkında bilgi ve haber verilen öğedir. Yani yapanı veya olanı karşılayan unsurdur.

Çocuklar bahçede oyun oynuyorlar.
Elimdeki defter yere düştü.

Özne, yükleme sorulan “ne?, kim?” sorularının cevabıdır.

Göçmen kuşlar yine yolculuğa başladı.