Zarflar ………….., ……………, ……………,
……………, ……………… değişik anlam ilgileriyle tamamlayan sözcüklerdir.
Sabahları okula erken geliriz.
Şunları masaya yavaşça bırak.
Zarflar ….. başlık altında
incelenir.
1. DURUM (HAL) ZARFLARI
Fiilleri
durum yönüyle tamamlayan zarflardır. Fiilin nasıl yapıldığını anlatır. Fiile
sorulan ………… sorusuyla bulunur.
Bu ziyaretimizde bizi soğuk
karşıladı.
Dostlarla da yollarımız
ayrıldı bir bir.
Çocuk doğru söylüyor, yorgun
görünüyorsun.
Bu konuda çok akıllıca davrandı.
Yanmışçasına bağırıyor,
delicesine koşuyordu.
Başını ne kadar dik tutarsan,
yere o kadar sağlam basarsın.
1. Hangisinde cümlenin anlamını durum yönüyle
tamamlayan bir sözcük vardır? 95 ÖSS
A) Anlatılan sessizce
dinliyorduk.
B) Öğleyin bize geleceğini söylüyor.
C) Kimlik kartını cüzdanına
yerleştirdi.
D) Bu yıl Ege kıyılarını
gezmek istiyoruz.
E) Aşırı sıcaklardan çamların
çoğu kurudu.
2. Hangisinde “zor”
sözcüğü sözcük türü bakımından
farklıdır? 2001 ÖSS
A) Zor işlerini hep bana
yaptırıyorsun, diye yakınıyordu.
B) İstemeden zor bir
çalışmanın içine girmişti.
C) Terlemiş, çok yorulmuştu,
zor yürüyordu.
D) Öğretmenliğin zor bir
meslek olduğunu anlamıştı.
E) Zor günler geride kaldı;
rahat edeceğiz artık diyordu.
3. "O, çocuk doğdu, çocuk öldü." cümlesindeki
“çocuk" sözcüğü,
görevi yönünden, aşağıdaki
cümlelerin hangisindeki "iyi" sözcüğü ile
özdeştir? (1981 -ÖSS)
A) İnsanlar
yaşamaya değer en iyi günlerinin geride
kaldığına
inanırlar.
B) Kanımca sen
bu işi ondan çok daha iyi yapabilirsin.
C) Çok iyi, nasıl isterseniz öyle olsun.
D) Öğretmenlerin başlıca görevi, gençliğe doğruyu,
güzeli ve iyiyi öğretmektir.
E) En iyi öğretmen, gençlerde öğrenme hevesini ve
sevgisini uyandırandır.
NOT: Durum
zarflarıyla niteleme sıfatlarını karıştırmamak gerekir. Her ikisi de “nasıl”
sorusuna cevap verir. Ancak ……. fiili, ……… ismi niteler
Kardeşim derslerine düzenli
çalışır.
Düzenli insanlar başarıya
daha yakındır.
4. Aşağıdaki
cümlelerin hangisinde "ağır"
kelimesinin
görevi "Ağır bir hastalık geçirdiğini
bilmiyordum."
cümlesindekinden farklıdır? 1983 ÖSS
A) İşler neden bu kadar ağır gidiyor, anlayamıyorum.
B) Ağır ve kirli hava çocuklara daha çok dokunuyormuş.
C) Kapı açılınca etrafa ağır bir koku yayıldı.
D) Suçlarken bile çok ağır sözler kullanmadı.
E) Sağlığı, ağır işlerde çalışmasına engel değil.
2. ZAMAN ZARFLARI
Fiillerin
anlamını ……… zaman yönüyle tamamlayan zarflardır. Fiile sorulan ………….. sorusu ile bulunur.
Dün eski bir dostumla
buluştuk.
Şimdi çalışıyorum, sonra
görüşelim.
Bugün başlarsanız, yarın bu
işi bitirirsiniz.
Şimdi bana kaybolan yıllarımı
verseler.
Geceleyin bir ses böler
uykumu.
Ne güzel günler yaşamıştık
eskiden.
3. YER YÖN ZARFLARI
Fiilleri yer yön bakımından tamamlayan zarflardır.
Dilimizde yer yön belirteci olarak kullanılan sözcükler ……………., …………….., ……………,
…………, …………, …………………, …………, ……………. dir.
Fiile sorulan ………… sorusu ile
bulunur.
Ben aşağı iniyordum, onlar
yukarı çıkıyordu.
Biraz öte gidersen, bize de
yer açılacak.
Lütfen içeri girin ve masayı
daha ileri çekin.
Bitlis’te beş minare, beri
gel canan, beri gel.
NOT: Yer yön
zarfları yalın halde bulunur, çekim eki almaz. Çekim eki aldıklarında isim
olurlar.
Herkes aşağı baksın. /
Herkes aşağıya baksın.
Öğrenciler dışarıyı
seyrediyor.
5. Hangisinde yer yön belirteci, tamlayan olduğu için
adlaşmıştır? 2003 ÖSS
A) Dışarının gürültüsü
hepimizi rahatsız etti.
B) Kapının önüne oturmuş,
geleni geçeni izliyor.
C) Yukarıya çıkıp arkadaşımla
da görüşeyim.
D) Beş yüz metre ileriden
sağa döneceksiniz.
E) Çocuğun üstüne kocaman bir
battaniye örtmüşler.
4. SORU ZARFLARI
Fiilleri soru yoluyla tamamlayan, eylemleri soran
zarflardır. Fiile soru soran “……………, …………., ………….., …………, …………….., …………”
sözcükleri soru zarfıdır.
Onun İstanbul’a gittiğini
neden söylemedin?
Nasıl kıydınız bu fidanlara?
Bu ağaçlar ne zaman
yeşerecek?
Dün gece ne kadar çalıştınız?
Gelmeden önce niye haber
vermedin?
Ne bağırıp duruyorsun bana ?
5. MİKTAR ( AZLIK ÇOKLUK
ZARFLARI)
Fiili, fiilimsiyi, sıfatları, adlaşmış sıfatları ve
zarfları miktar yönüyle tamamlayan zarflardır. Yükleme sorulan “…………..” sorusu
ile bulunur. “……, ……., ……, …….., ……..,
…….. “ sözcükleri miktar zarfı olarak kullanılır.
Dün seni çok bekledik bu
meydanda.
Az çalışan öğrencilerle
görüşme yapmak istiyorum.
Akşamları fazla yememem
gerekiyor galiba.
Daha güzel bir şehirde
yaşamak istiyormuş.
Bu ödül en efendi öğrenciye
verilecek.
Gayet yakışıklıydı, pek güzel
giyinmişti.
Törende şiiri çok etkileyici
okumuşsun.
Siyah at daha hızlı koşar.
Okulumuzun en çalışkanı
sensin.
NOT: “daha, en” sözcükleri
aynı zamanda üstünlük belirteci olarak da adlandırılır.
Bu öykünün daha yalın bir
anlatımı var.
6. “Pek
güzel konuştu.” Cümlesinde “pek” sözcüğünün gördüğü görevi olduğu gibi
yüklenen sözcük hangisinde vardır? ÖSS
A) Başka konularda olduğu
gibi, bu konuda da çok yazı yazdı.
B) Bu yemeği sevmemesine
karşın, bugün nedense çok yedi.
C) Sonradan el attığı bu işte
de kendisine çok kâr sağladı.
D) Söz dinlememekte,
bildiğini yapmakta o artık çok oldu.
E) Bu fırtınalı, yağmurlu
gecede çok iyi uyuyamadı.
SÖZCÜKLERDE PEKİŞTİRME
Anlamı kuvvetlendirme veya
pekiştirme daha çok niteleyici sözcüklerde yapılır.
1. p,r,s,m ünsüzleriyle
pekiştirme yapılır.
Bu şehirde tertemiz insanlar
yaşıyor.
Bu sokak dışarıdan simsiyah
görünüyor.
Çocuğun ıpıslak elbiseleri
onu üşütüyordu.
Mosmor gözleriyle dayak
yediğini nasıl gizleyecek?
-“sapasağlam, düpedüz, yapayalnız” sözcüklerinde araya
“a” sesi girmiştir.
7. Kimi
niteleme sıfatlarını pekiştirmek için, sıfatın ilk sesli
harfine
kadar olan kısmı, m, p, r, s harflerinden yakışanı ile
kapatılır
ve bir ön ek olarak sözcüğün başına getirilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu tanıma
uymayan bir
pekiştirme sıfatı kullanılmıştır? (1987-ÖSS)
A)
Tabladaki balıklar denizden yeni çıkmış gibi dipdiri
duruyordu.
B) Şehrin
birçok yerinde tertemiz parklar, bahçeler vardı.
C)Vücudu
şişmanlıktan şekilsizleşmiş, yusyuvarlak olmuştu.
D) Bu
dümdüz yolda yolculuk ne kadar rahat oluyor.
E) Seksen
yaşında olmasına karşın sapasağlam, dinç bir
insandı.
2. İkilemelerle pekiştirme yapılır.
Kara kara gözleriyle bizi izliyordu.
Bizimle uzun uzun konuştu.
Eğri büğrü bir yolda ilerliyorduk.
Tatsız tuzsuz bir sohbetti onunki.
3.
“mi” sözcüğü ile yapılır.
Güzel
mi güzel bir mahallemiz vardı.
Uslu
mu uslu çocuklardı onlar.
SÖZCÜKLERDE
KÜÇÜLTME
Sözcüklere getirilen bazı ekler o
sözcüğün anlamında küçültme, sınırlandırma veya azalma yapar.
Bu ada bize çok yakındı.
Bu adacık bize çok yakındı.
-
İsimlerde Küçültme daha çok “-cık” ekiyle yapılır.
Bu tepecikte hiç ağaç yoktu.
Ovanın ortasındaki gölcük kurumak üzere.
NOT: İsimlerde küçültme ekleri arasında
gösterilen “-cağız” eki küçültme yapmaktan çok “acıma, merhamet, sevgi”
anlamları katar.
Kadıncağızın hiç parası kalmamış.
Adamcağız yalvaran gözlerle etrafına
bakıyordu.
NOT: Küçültme eklerini alan bazı sözcükler
kalıcı isim haline gelmişlerdir. “bademcik, kızılcık, arpacık gibi”
Ben gelincik çiçeklerini çok severdim.
-
Sıfatlarda küçültme “-cık, -ce, -cak, -msı, mtrak” ekleriyle yapılır.
Küçücük evde oturuyorlar. /
Büyücek bir çanta aldı.
Yeşilimsi bir gömlek giymişti.
Evlerinin genişçe bir bahçesi vardı.
Bu elmanın ekşimtrak bir tadı var.
8. Hangisinde “–ce”
eki eklendiği kelimenin anlamında küçültme yapmıştır?
A) Yumuşakçalar suda yaşayan, omurgasız, kabuklu hayvanlardır.
B) Çocuklar büyükçe bir binanın önünde birdirbir oynuyorlar.
C) Çocukların kendisini askerce selamlamasından çok hoşlanırdı.
D) O, bu insanca davranıştan mutlaka etkilenir.
E) Okulda buluşup topluca sinemaya giderler.
9. Hangisinde “üstünlük” bildiren bir belirteç vardır? 95
A) Yol yapım çalışmaları büyük bir hızla ilerliyor.
B) Burada göç, daha çok, büyük merkezlere doğrudur.
C) Kentlere doğru büyük bir nüfus hareketi görülmektedir.
D) Burası, nüfus bakımından ikinci büyük kentimizdir.
E) Nüfus planlamasıyla ilgili büyük sorunlarımız vardır.
KARIŞIK ÖRNEKLER
Yabancı garip konuştu.
Akşamleyin garip bir film izledik.
Bunu ona nasıl söyledin?
Nasıl bir yerdi orası?
Ben çok kitap okurum.
Bebekler çok ağlar.
Bana buradan ne alacaksın?
Bize ne gün geleceksiniz?
Bu, ne güzel bir tablo böyle!
Herkes çalışırken sen ne geziyorsun?
O günleri çok iyi hatırlıyorum.
O, ders çalışmayı alışkanlık haline
getirmişti.
O, bu küçük çuvala sığdı.
İkimiz bir fidanın güller açan dalıyız.
Bir kediye bir köpeğe baktım.
Bir sen kaldın geride.
Seni bir yakalarsam çok kötü olacak.
Birimiz hepimiz, hepimizi birimiz için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder