Fiil çekimlerinde
kullanılan kip ve zaman ekleri her zaman kendi anlamlarında kullanılmaz. Bu
ekler birbirlerinin yerlerine de geçebilir. Elbette bu, cümlenin anlamıyla
ilgilidir. Kısaca, cümlede yüklemin çekimlendiği kip veya zamanla işin
yapıldığı kip veya zamanın farklı olmasına anlam kayması denir.
“Sizi yarın burada
bekliyorum.” cümlesinde “bekliyorum” yüklemi şimdiki zamanla çekimlendiği halde
iş “yarın” yani gelecek zamanda yapılacaktır. Öyleyse burada zaman kayması vardır.
“O her gün aynı saatte
yola çıkıyor.”
cümlesinde fiil şimdiki
zamanla çekimlenmiş, iş “her gün” yani geniş zamanda yapılıyor.
“O daha üç yaşındayken
babasını kaybediyor.”
cümlesinde fiil şimdiki
zamanla çekimlenmiş, iş geçmiş zamanda olmuş.
“Bu dilekçeyi sonra
yazarsınız.”
Cümlesinde fiil geniş
zamanda çekimlenmiş, iş gelecek zamanda yapılacak.
“Keloğlan’ın yolu bir
gün bir kasabaya düşer.”
cümlesinde geniş zaman,
geçmiş zaman yerine kullanılmış.
Bazı cümlelerde ise
haber kipleri dilek kipleri yerine kullanılır.
“Bu cami de bize
Selçuklulardan kalma bir eser olacak.”
cümlesinde gelecek
zaman, gereklilik kipi (olmalı) anlamında kullanılmıştır.
Bazen dilek kipleri de
birbirleri yerine kullanılır.
“Gelsen de şu işleri
birlikte yapsak.” cümlesinde şart kipi, istek anlamında kullanılmıştır.
“Şöyle buyrun efendim!”
cümlesinde emir, istek anlamındadır.
Örnekler çoğaltılabilir.
Sonuç olarak, önce yüklemin kip veya zamanına daha sonra işin yapıldığı kip
veya zamana bakarsak ve bunların farklı olduğunu görürsek, cümlede anlam
(zaman) kayması vardır.
Zaman kaymasının olduğu
cümleler anlamca bozuk değildir. Bu sadece Türkçe’nin bir söyleyiş
zenginliğidir.
EKFİİL (EKEYLEM)
Mastar olarak bir anlamı
olmayan, isim ve isim soylu sözcüklere gelerek onları cümlede yüklem olarak
kullandıran ve çekimlenmiş fiillere gelerek bileşik çekimli fiiller oluşturan
“imek” fiiline denir.
Bu fiilin dört basit
çekimi bulunur. Basit çekimli durumda sadece isim soylu sözcüklerde bulunur. Üç
bildirme (haber), bir dilek kipi bulunan bu fiilin çekimini şu şekilde
gösterebiliriz.
a. Bilinen Geçmiş Zaman
(idi)
Öznenin önceden içinde
bulunduğu bir oluşu bildirir.
Öğrenciydim
(Öğrenci idi - m)
Öğrenciydin
Öğrenciydi
Öğrenciydik
Öğrenciydiniz
Öğrenciydiler
Sadece isme değil
zamire, edata, tamlamalara da eklenebilir.
“Seni buraya çağıran bendim.”
cümlesinde zamire,
“Dün biraz rahatsız gibiydi.”
cümlesinde edata,
“Elinde taşıdığı paket,
düğün hediyesiydi.” cümlesinde isim tamlamasına,
“Yeni aldığım ev bahçeli
bir evdi.” cümlesinde sıfat tamlamasına gelerek onlara zaman anlamı
kazandıran “-di” ekleri hep ekfiildir.
b. Öğrenilen Geçmiş
Zaman (imiş)
Öznenin başkasından
duyulan bir oluş içinde bulunduğunu gösterir.
Doktormuşum
(Doktor imiş - im)
Doktormuşsun
Doktormuş
Doktormuşuz
Doktormuşsunuz
Doktormuşlar
Bu da zamire, edata vs.
eklenebilir.
c. Şart Kipi (ise)
Hastaysam
(Hasta ise - m)
Hastaysan
Hastaysa
Hastaysak
Hastaysanız
Hastaysalar
şeklinde çekimlenir ve
isim soylu söcüklere şart anlamı yükler.
d. Geniş Zaman
Bu zaman çekiminde
ekfiil diğer çekimlerinde olduğu kadar belirgin değildir. Diğerleri, eklendiği
sözcükten “idi”, “imiş”, “ise” diye ayrılabileceği halde, geniş zamanda
ayrılmaz.
Ben şair - im
Sen şair - sin
O şair(dir)
Biz şair - iz
Siz şair - siniz
Onlar
şairler(şairdirler)
“Sensin beni hasta eden.” cümlesinde zamire,
“Sen tam bana
göresin.” cümlesinde edata,
“Elmaların en iyisi Amasya
elmasıdır.” cümlesinde isim tamlamasına gelmiş ve onları yüklem yapmıştır.
Ekfiilin Olumsuzu
Ekfiille çekimlenmiş
sözcükler “değil” edatıyla olumsuz yapılır.
Öğretmendim
->
Öğretmen değildim.
Doktormuş
->
Doktur değilmiş.
Hastaysa
->
Hasta değilse.
Şairim
->
Şair değilim.
örneklerinde ekfiilin
olumsuz çekimi görülmektedir. Diğer fiillerin “-ma, -me” ile, ekfiilin “değil”
ile olumsuz yapılması, ekfiilin bulunmasını oldukça kolaylaştırır.
“Karnım iki gündür
açtı.”
“Kapıyı ardına kadar
açtı.” cümlelerinde altı çizili sözcüklerden hangisinin ekfiil aldığını bulmak
için cümleleri olumsuz yaparız.
“Karnı iki gündür
açmadı.” olmayıp
“aç değildi.” olacağına
göre birincide ekfiil kullanılmıştır.
“Beni aramış doktorum.”
“İki yıldır doktorum.”
cümlelerinde de benzer ekler görülüyor. Ayrı yöntemle bunu da ayırabiliriz.
“Beni aramış doktor değilim.” denmez, ancak “İki yıldır doktor değilim.” olur. Öyleyse ikinci cümledeki, ekeylemdir.
“Beni aramış doktor değilim.” denmez, ancak “İki yıldır doktor değilim.” olur. Öyleyse ikinci cümledeki, ekeylemdir.
Burada “değil” edatının
zaman eklerinden önce geldiğini de söyleyelim. Yani “hastaydı” sözü “hastaydı
değil” şeklinde olumsuz yapılmaz; “hasta değildi” şeklinde yapılır.
Ekfiilin Soru Şekli
Bu fiilin soru şekli de
diğer fiillerde olduğu gibi “mi” ile yapılır. “mi” sözü isimle ekfiil arasına
girerek kullanılır.
Öğretmendim ->
Öğretmen miydim?
Doktormuş -> Doktor
muymuş?
Şairim ->Şair miyim?
Ekfiilin geniş zamanında
kullanılan ekler çekimlenmiş fiillerden sonra gelmez. Ancak üçüncü tekil
şahısta kullanılan “-dir” eki çekimli fiillerden sonra gelerek onlara ihtimal
ya da kesinlik anlamı katabilir. Bu görevi üstlendiğinde bu ekin adı bildirme
eki olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder