a. İsim Soylu Sözcükler : İsim, sıfat, zamir, zarf
b. Edat Soylu Sözcükler : Edat, bağlaç, ünlem
c. Fiiller
İSİM SOYLU SÖZCÜKLER
İSİM (AD)
Varlıkları, kavramları karşılayan sözcüklerdir. İsimlerle, karşıladıkları kavram ve nesneler arasında çok sıkı bir ilgi vardır. Bunlar daima birbirlerini çağrıştırır. Örneğin “kitap” sözü aklımızda hemen varlık olarak “kitap” nesnesini canlandırır. Ya da bir kitabı gördüğümüzde zihnimize hemen onu karşılayan isim gelir. Kavramlar için ise bu kadar belirgin bir ilişkinin varlığını söyleyemeyiz. Örneğin “dert” dendiğinde aklımızda bir nesne canlanmaz; ancak bunun insanı sıkıntıya sokan bir durum olduğu zihnimizde belirir.
İsim değişik yönlerden incelenir.
- Varlıklara Verilişlerine Göre:
a.
Cins İsmi : Aynı
türden varlıkları karşılayan isimlerdir. Bu varlıkların benzerleri etrafta
çoktur: ağaç, top, kitap vs.
b.
Özel İsim : Tek
olan, tam bir benzeri bulunmayan varlıkları karşılayan isimlerdir.
Yer
adları (Samsun, Uludağ...)
Kişi
adları (Ahmet, Mustafa...)
Ülke
adları (Pakistan, Şili)
Kitap,
dergi, gazete adları (Yaban, Tanin...)
Kurum
adları (Marmara Üniversitesi, Kızılay)
Dil
adları (Türkçe, İngilizce...)
Din
ve mezhep adları (İslamiyet, Ortodoks...)
Hayvanlara
verilen adlar (Boncuk, Tekir...)
Bir
isim, her zaman cins ismi olmayacağı gibi her zaman özel isim de olmaz.
“Mevsimlerden
baharı severim.” derken “bahar” cins ismidir. Ancak;
“Bugün
Bahar sınıfta yoktu.” cümlesinde bu isim bir kişi adı olmuş ve özel isim haline
gelmiş. Elbette bunun tersi de olabilir.
“Uzaydan
Dünya’nın resmini çekmişler.”
cümlesinde
“Dünya” özel bir isimdir. Çünkü bir gezegeni karşılar. Ancak;
“Dün,
seni, dünyayı dolaştım, bulamadım.” cümlesinde “dünya” çok yer gezmek anlamında
mecaz bir anlama gelmiş ve cins ismi olmuştur.
Not
: Özel isimlerin
baş harfleri daima büyük harfle yazılır.
- Karşıladığı Varlığın Sayısına Göre:
a.
Tekil İsim : Sayıca
tek bir varlığı karşılayan isimlerdir: Kalem, silgi, ev...
b.
Çoğul İsim : Sayıca
birden çok varlığı karşılayan isimlerdir. İsimlere (-ler, -lar) eki getirilerek
yapılır: Ağaçlar, evler, kitaplar...
c.
Topluluk İsmi : Çoğul
eki almadan birçok varlığı karşılayan isimlerdir: Toplum, halk, millet, ordu,
bölük, sürü...
Topluluk
isimleri de çoğul eki alabilir. Bu durumda grupların çoğulu bildirilmiş olur.
Örneğin “Dünya milletlerinin yakınlaşması gerekir.” derken kendi içinde bir
grup oluşturan “millet” sözüyle birden fazla grup anlatılmış olur.
İsimleri
ayrıca somut ve soyut oluşlarına göre de gruplandırabiliriz. Ancak daha önce
soyut, somut anlamı açıkladığımızdan, burada ayrıca üzerinde durmayacağız.
Somut anlamlı olan “masa” sözcüğünün somut; soyut anlamlı olan “neşe”
sözcüğünün soyut isim olduğunu bilmeliyiz.
SIFAT
(ÖNAD)
İsimleri
niteleyen ya da belirten sözcüklerdir.
Sıfatlar
ancak varlıklarla ortaya çıkar. Bu nedenle tek başlarına kullanılamaz. Sıfat
olarak kullanılan çoğu sözcük bazen bir kavramın karşılığıdır. Örneğin “mavi”,
bir renk ismidir, “iki”, bir sayı ismidir. Ancak bu sözcükler isimlerin
özelliklerini bildirecek duruma gelirse sıfat olur. Yani;
“Mavi
gözlerine bayıldım.” cümlesinde “mavi” göz isminin rengini bildirdiğinden
sıfattır. Ya da “iki” sözü; “İki kalemi vardı.” cümlesinde kalemlerin sayısını
bildirdiğinden sıfat olmuştur.
Ancak
sıfatın mutlaka isimden önce gelmesi gerekmez. Bazen bir ismin niteliğini
bildirmesine rağmen isimden önce gelmediği de olur.
“Elinde
güzel bir çiçek vardı.” cümlesinde “güzel” sözü isimden önce gelerek onun
sıfatı olmuş. Biz aynı cümleyi;
“Elindeki
çiçek güzeldi.” diye de söyleyebiliriz. Bu durumda “güzel” sözü yine çiçeğin
bir niteliğini bildirir. Öyleyse yine sıfat görevindedir.
Bu
genel bilgilerden sonra, şimdi de sıfatların çeşitlerini görelim.
a.
Niteleme sıfatları
Varlıkların
yapısal özelliklerini ortaya koyan sıfatlardır. Bunlar varlığın nasıl olduğunu
bildirir ve isme sorulan “nasıl” sorusuna cevap verir.
“Kurumuş
yapraklar yere döküldü.” cümlesindeki altı çizili sözcük, yaprağın nasıl
olduğunu yani niteliğini bildiriyor. İsme “Nasıl yapraklar?” diye sorarsak
cevap olarak “kurumuş” sözünün geldiğini görürüz.
b.
Belirtme sıfatları
Varlıkların
diğer varlıklarla ilgileri sonucunda aldığı özellikleri belirten sıfatlardır.
Kendi arasında dört gruba ayrılır.
İşaret
Sıfatı: Varlıkların
bulunduğu yerleri gösteren sıfatlardır. Söyleyen kişinin, sözünü ettiği nesneye
uzaklığına göre değişir.
“Bu evi biz aldık.” cümlesinde evin yakın olduğu;
“Şu evi
biz aldık.” cümlesinde biraz uzak;
“O evi
biz aldık.” cümlesinde çok uzak ya da, sözü edilen bir evin olduğu anlaşılır.
Bu cümlelerde altı çizili sözcükler işaret sıfatıdır. Bu tür sıfatlar isme
“hangi” sorusunun sorulmasıyla bulunur. “Hangi ev?”, “ “Bu ev” gibi...
Bazı
işaret sıfatları ise yer bildirir. Bunlar çoğu zaman “-ki” ekini alarak kullanılır.
Buradaki
evi biz aldık.
Şuradaki evi
biz aldık.
Oradaki evi biz aldık.
cümlelerinde
bulunan altı çizili sözcükler yer bildiren işaret sıfatlarıdır. Bunların
dışında; öteki sokak, beriki ağaç gibi yer bildiren sıfatlar da vardır.
Sayı
Sıfatları : İsimlerin
sayısal özelliklerini bildiren sıfatlardır. Birkaç türü vardır.
Sınıfta
yedi öğrenci vardı.
Asıl sayı sıfatı
Asıl sayı sıfatı
Yedinci
öğrenci gelsin.
Sıra Sayı sıfatı
Sıra Sayı sıfatı
Yedişer kişi
geldi.
Üleştirme Sayı Sıfatı
Üleştirme Sayı Sıfatı
Yedi de bir ihtimal var.
Kesir Sayı Sıfatı
Kesir Sayı Sıfatı
Çeyrek ekmek
aldı.
Kesir Sayı Sıfatı
Kesir Sayı Sıfatı
Bunların
dışında bazı kaynakların topluluk sayı sıfatı diye adlandırdığı, ikiz çocuk
gibi sıfatlar da vardır.
Belgisiz
Sıfat : İsimlerin
nicelik yönüyle belirsizliklerini ifade eden sıfatlardır.
Bazı konularda
bilgisi yoktur.
Birtakım yanlış
fikirleri vardı.
Hiçbir öğrenci
gelmemişti.
Bütün kitapları aldı.
Her yer
tertemizdi.
Bir gün bu
iyiliğinizi ödeyeceğim.
cümlelerinde
altı çizili sözcükler belgisiz sıfatlardır. İsimleri sayıca az çok belli
etmişler ancak tam bir özellik bildirmemişlerdir.
Soru
Sıfatı : İsimlerin niteliğini, herhangi bir özelliğini soran sıfatlardır. Bu
sözcüklerin yerine konan sözcükler de sıfattır.
Nasıl filmleri
seversin?
Kaçar lira
ayırmamız gerekiyor?
Hangi soruyu
çözemedi?
Adlaşmış
Sıfat
Bazen
kişinin tam olarak bilinmediği ya da niteliğinin vurgulanmak istendiği
durumlarda isim söylenmeyip sıfat, ismin yerine geçirilebilir. Bu tür
sözcüklere adlaşmış sıfat denir. Adlaşmış sıfatlar niteleme sıfatlarıyla
yapılır.
“Korkak insanların kendine güveni yoktur.”
cümlesinde
niteleme sıfatı olan “Korkak” sözcüğü,
“Korkakların kendine güveni yoktur.”
cümlesinde
“insanlar” isminin düşmesiyle adlaşmış sıfat olmuştur.
Adlaşmış
sıfat olan sözcükten sonra bir isim gelirse, anlam karışıklığını önlemek için
iki sözcük arasına virgül (,) konur.
İhtiyar, adamlara şöyle bir baktı.
İhtiyar adamlara şöyle bir baktı.
Not
: Sıfatla, onun
nitelediği isim arasına hiçbir noktalama işareti konmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder