İsimlerin varlıkları ya
da kavramları karşıladığını, fiillerin ise hareketleri, oluşları karşıladığını
belirtmiştik. Varlıkların nasıl belli nitelikleri varsa, fiillerin de belli
nitelikleri vardır. İsmin niteliğini bildiren sözcüklere sıfat demiştik.
Fiillerin niteliğini bildiren sözcüklere de zarf diyoruz.
“Güzel bir evde oturmak
istiyorum.” cümlesinde “güzel” sözcüğü “ev” isminin niteliğini bildiriyor, onun
nasıl olduğunu açıklıyor. Öyle ise bu sözcük sıfat görevindedir.
Aynı sözcük;
“Bu ev uzaktan daha
güzel görünüyordu.” cümlesinde “görünmek” fiilinin nasıl olduğunu bildiriyor.
İşte bu durumda “güzel” sözü zarftır.
Kısaca zarflar fiillerle
ilgili sözcüklerdir. Bunun dışında, sıfatın, adlaşmış sıfatın veya başka bir
zarfın derecesini bildiren zarflar da vardır.
1. Durum Zarfları
Fiilin durumunu yani
nasıl yapıldığını bildiren sözcüklerdir. Fiile sorulan “nasıl” sorusuna cevap
verir.
O, hızlı koşardı.
(Nasıl koşardı?)
Çok tatlı
gülümsüyor. (Nasıl gülümsüyor?)
Bu günler zor
geçecek. (Nasıl geçecek?)
cümlelerinde altı çizili
sözler durum bildiren zarflardır. Bu sözcüklerden sonra isim gelseydi sözcükler
sıfat olacaktı.
Zarfın mutlaka
fiillerden önce gelmesi şart değildir. Zarfla fiil arasına başka sözcükler
girebilir.
“Dışarıdan kesik kesik
köpek havlamaları geliyordu.”
cümlesinde “kesik kesik”
zarfıyla onun nitelediği fiil arasına başka öğe girmiştir. Elbette bu zarfın
özelliğini değiştirmez.
2. Zaman Zarfı
Fiilin ne zaman
yapıldığını bildiren sözcüklerdir. Fiile sorulan “ne zaman” sorusuna cevap
verir.
Tatilden dün
dönmüşler.
Akşama bizde toplanıyoruz.
Artık buradan gitmelisin.
cümlelerinde altı çizili
sözcükler fiilin zamanını bildirdiklerinden zarf görevindedirler.
3. Yer - Yön Zarfı
Fiilin yöneldiği yeri
bildiren sözcüklerdir. Fiile sorulan “nereye” sorusuna cevap verir ve ek almaz.
Bu tür zarfların sayısı bellidir.
“Yukarı çık, ben de
geliyorum.” cümlesinde, fiile “Nereye çık?” diye sorarsak, “yukarı” cevabı
gelir. Ek de olmadığına göre yer - yön zarfıdır. Eğer cümle “Yukarıya çık.”
şeklinde olsaydı, sözcük isim görevinde kullanılmış olacaktı.
Aşağı indi.
Öte gitti.
Geri geldi.
Beri geldi.
İleri gitti.
Dışarı çıktı.
İçeri girdi.
cümlelerinde altı çizili
sözcükler yer zarflarıdır.
4. Azlık - Çokluk
(Miktar) Zarfları
Zarflar içinde çok
değişik özellikler gösteren sözcüklerdir bunlar. Fiilin, sıfatın, zarfın,
adlaşmış sıfatın miktarlarını bildirebilen geniş bir kullanım alanına sahiptir.
Bu zarflar “ne kadar” sorusuna cevap verir.
“Pastadan biraz alabilir
miyim?”
cümlesinde “alabilir
miyim” fiiline “Ne kadar” sorusunu sorarsak “biraz” cevabı gelir. İşte fiilin
miktarını bildiren bu sözcük zarftır.
Bu tür zarflar sıfata
sorulan “ne kadar” sorusuna da cevap verebilir.
Örneğin;
“Çok güzel bir kitaptı.”
cümlesinde “kitap” isimdir. “Nasıl kitap?” diye sorarsak “güzel” sıfatı cevap
verir. “Ne kadar güzel?” diye sorarsak “çok” cevabı gelir. İşte sıfatın
derecesini bildiren “çok” sözcüğü zarftır. Çünkü burada çok olan güzelliktir.
Bu tür zarflar, başka
bir zarfın derecesini de bildirebilir. Bu durumda zarfa sorulan “ne kadar”
sorusuna cevap verir.
“Çok hızlı koşuyor.”
cümlesinde “koşuyor” fiildir. “Nasıl koşuyor?” diye sorarsak “hızlı” zarfını
buluruz. “Ne kadar hızlı?” diye sorduğumuzda ise “çok” cevabı gelir. Zarfın
derecesini bildiren bu sözcüğe de zarf diyoruz.
Bunlar adlaşmış
sıfatların da derecelerini bildirebilir.
“Bu plan en yaşlılar da
göz önüne alınarak hazırlandı.”
cümlesinde “yaşlılar”
adlaşmış sıfattır. Buna “Ne kadar yaşlı?” diye sorarsak “en yaşlılar” cevabı
gelir. Yaşlıların derecesini bildiren “en” sözü zarftır. Örnekleri çoğaltalım.
O, bu derse pek çalışmadı.
(Fiilin zarfı)
Pek sağlam bir ayakkabıya benzemiyor. (Sıfatın zarfı)
Pek akıllısın sen de! (Adlaşmış sıfatın zarfı)
“Ne kadar” sorusu elbette
sadece zarfı buldurmaz.
“Fazla mal göz
çıkarmaz.” cümlesinde altı çizili sözcük “mal” isminin miktarını bildirdiği
için sıfattır. Çünkü isimlerin zarfı olmaz.
“Bu kadar çok arabayı
nasıl taşıyor bu köprü?” derken “çok” sözü “araba” isminin sıfatı, “bu kadar”
sözü de “çok” sıfatının zarfıdır.
Bazen cümlede birden
fazla zarfın veya sıfatın olması, aklımızı karıştırabilir.
“Sevimli , sarışın bir çocuk içeri
girdi.” cümlesinde “çocuk” isim, “sarışın” sıfat, “sevimli” sıfattan önce
geldiği için zarfttır, gibi bir yanlış düşünceye kapılmayalım. Bir sözcüğün,
zarfın ya da sıfatın zarfı olması sadece “ne kadar” sorusuna cevap vermesiyle,
yani derece bildirmesiyle mümkündür. Bu cümlede ise altı çizili bütün sözcükler
ismin sıfatlarıdır.
5. Soru Zarfı
Cümlelerde zarfları
bulmak için kullandığımız sorular vardı. Bunların hepsi - nereye hariç - soru
zarflarıdır.
Nasıl bu kadar güzel konuşuyor?
Nasıl bu kadar güzel konuşuyor?
Gittiği yerden ne
zaman dönecek?
Ne kadar hızlı yüzüyor?
Neden söz vermesine
rağmen gelmiyor?
Ne gülüp duruyorsun iki
saattir?
cümlelerinde altı çizili
sözcüklerin hepsi soru zarfıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder