GELENEKLİ TÜRK TİYATROSU
Zamanımızdan yaklaşık dört bin yıl
önce Orta Asyada yaşayan Türk boyları vardı.Bu boyların yuğ, sığır şölen adı
verilen törenlerde yaptıkları gösteriler Gelenekli Türk Tiyatrosunun ilk örneklerindendi.Bu törenleri şamanlar
yönetirdi.
Zamanla içeriği genişleyen dinsel
törenler geleneksel törenler heline gelir. Ergenekon Destanı'ndakidemir dövme
törenine tüm boyların halkları katılır ve bu törenlerde büyük bir alan sahne
olarak kullanılırdı. Ayrıca Dede Korkut Hikayeleri'ne göre kapuz ve ozan önemli
unsurlardandı.Dine , destanlara, efsanelere dayalı olarak tiyatrolar dışında
Orta Asyadaki Türklerin tiyatro
gelenekleri hakkında , Çin kaynaklarında çok kısıtlı bilgiler vardır.
11. yy. da İslamiyet' in kabul
edilmesiyle bu tiyatrodan uzak kalan Türkler daha çok gölge oyununa yöneldiler.
Ayrıca kültür , yaşayış, inanış doğrultusunda Gelenekli Türk Tiyatrosu' nu
ortaya çıkardılar. Bu da kollara ayrılır.
KÖYLÜ TİYATROSU
GELENEĞİ:
Kırsal bölgelerde yapılan ve günlük
olayları konu alan tiyatro geleneğidir. Bolluk , sevgi, savaş, kıskançlık
konuları ele alınır. Oyuncular profesyonel değildir. İçinde kılık değiştirme ,
kişileştirme, maskeler de yer alır. Oyuncular doığaçlama da yapabilir.
HALK TİYATROSU
GELENEĞİ:
En yaygınları Meddahlık, Karagöz ve
Orta Oyunu' dur. Köylü Tiyatrosu Geleneğine göre daha sosyaldir. Oyuncular az
çok profesyoneldir. Doğaçlama yaydındır.
Bu oyunlar şehirlerde belli sahne anlayışı içerisinde oynanır.
BATI TİYATROSU
GELENEĞİ:
Bu dönem Tanzimat'la başlar.Çeviriler,
uygulamalar ve ilk denemeler kendini göstermiş
ve günümüze kadar olgunlaşarak gelmiştir.Günümüzde Devlet Tiyatrolari ve
Özel Tiyatrolar bu geleneği sürdürmektedir.
MEDDAH:
Övücü taklitler yapıp hoş öyküler
anlatarak halkı eğlendiren sanatçıya Meddah denir.Türk insanının zekasını ve
olayları karikatürize etme yeteneğinin büyük sanatlarından biridir.Meddah
yüksekçe bir yerde oturur. Canlandırdığı kişilerin ağız özelliklerini taklit
eder. Perde ,elbise, dekor ve oyuncular yoktur. B tiyatronun her şeyi o tek
adamın zekasına bağlıdır. Meddahlar anlatacakları öyküye geçmeden önce
"hah dostum hah " der ve klasik beyitlerini söylerler.
"Söyledikçe
sergüzeşti verir bezme letafet,
Dinle imdi bade-i acizden has bir hikaye"
Meddah kişilerin yanısıra doğadaki
canlı ve cansız varlıkları da taklit eder. İki aracı vardır. Mendil ve sopa.
Mendilden başlıklar yapar ve terini siler , sopayı tüfek , at gibivarlıklar
yerine veya seyirciyi susturmak için kullanır.
Bitişte özür diler ve oyundan çıkan
sonucu söyler. Sonraki öykünü adına ve anlatacağı yeri söyler.
ORTA OYUNU:
İzleyicilerle çevrili bir alan içinde
oynanan, içinde müzik, dans bulunan doğaçlama bir oyundur. Adı ilk kez bir bölgede 1834 yılında
geçmiştir. Daha eski kaynaklar bu oyunu
meydan oyunu, taklit oyunu gibi
adlarla anmıştır.
Oyunu oynandığı yuvarlşak alana palanga
denir. Oyunun dekoru, yeni dünya denen parçadan ve dükkan denileb iki katlı bir
kafesten oluşur. Yeni dünya, ev ,dükkan, iş yeri olarak kullanılır.
Orta oyununun kişileri ve bölümleri
Karagöz oyununa benzer. En önemli kişiler Kavuklu ve Pişekardır. Kavuklu
Karagöz'ün, Pişekar ise Hacivat'ın karşılığıdır.Orta oyununun gülmece ögesi
Karagöz oyununda olduğu gibi yanlış anlamalar, nükteler ve güldürücü hareketlerdir.Ayrca farklı
yörelerdeki insanların konuşmaları da taklit edilir , Orta OPyununda kadın
kılığına girmiş erkeğe Zenne denir.
KARAGÖZ
Karagöz bir gölge oyunudur.bu oyun deriden
kesilen bir takım şekillerin arkadan ışıklandırılmış beyaz bir perdeye
yansıtılmasıyoluyla oynanır.
Evliya Çelebi Karagöz ile Hacivatın
Anadolu Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat zamanında yaşadığını söyler. Halk
arasındaysa bunların Orhan Bey zamanında Bursa' da bir cami yapımında çalışmış
işçiler olduğu ve ikisi arasındaki nükteli konuşmalar diğer işçileri oyaladığı
için öldürüldükleri söylentisi yaygındır.
Özellikle 17. yy. dan sonra
yaygınlaşmış, 19. yy. da hayal oyunu diye anılmaya başlanmıştır. Karagöz oyunu
halk kültürünün otak ürünüdür ve 19. yy.da yazıya geçirilmeye başlanmıştır.
MODERN TÜRK TİYATROSU
Bizde batılı anlamda tiyatro
eserlerinin yazımı Tanzimat Dönemi' nden sonra başlar. Bumum dışında
İstanbul'da da tiyatro yaşamının olduğu tiyatro binalarının yapıldığı
gözlenmiştir. 1869' da Gedikpaşa Tiyatrosu ondan sonra da Tuluat Tiyatrosu
kurulmuştur.
Fakat batılı anlamda ilk tiyatro eserimiz
Şinasi'nin 1869'da yazdığı bir perdelik
komeddi olan Şair Evlenmesi'dir. Bu eser 1860'da ilk özel gazete olamn
Tercüman-ı Ahval' da bölüm bölüm yayınlanmıştır.Bu eserden önce yazılmış iki
eserimiz olmasına rağmen varlıkları geç
farkedildiğinden Şair Evlenmesi ilk eser olarak kabul edilir.
Tanzimat Dönemi'nin en etkili yazarları
Namık Kemal ve Ahmet Vefik Paşa'dır. Fakat Namık Kemal'in Vatan Yahut Silistre
oyunu sergilendikten sonra yapılan meşrudiyet yanlısı gösteriden dolayı N.
Kemal , Magosa' ya ve gösteride etkin rol oynayan Ahmet Vefik Paşa Rodos'a
sürülmüştür.
2. Abdülhamit' in tahta geçişiyle bu
yazarlarımız İstanbul' geri gelse de bu padişah zamanında getirilen monarşik yönetimden dolayı 2.
Meşrudiyet'in ilanına kadar tiyatroda durgunluk görülür.
MEŞRUDİYET DÖNEMİ TİYATROSU
Bu dönemin tiyatrosu 1860'da Şinasi' nin, Tercüman-ı Ahval gazetesinde "Devlete
asker, vergi veren , devletin buyruklarını yerine getiren millet, devletin iyi
mi kötü mü yönettiği hakkında düşündüklerini söyleme hakkına sahiptir."
demesiyle gelişme göstermiştir. Monarşi dönemi'nde durulmasına rağmen 2.
Meşrudiyet' le tiyatro çalışmaları hızlanır, yasaklı oyunlar oynanır ve
tiyatro, topluma hizmet veren yarı resmi bir nitelik kazanır.
SERVETİ FÜNUN ve FECR-İ ATİ DÖNEMİ
TİYATROSU
Serveti Fünun dönemi tam olarak monarşi
dönemine denk geldiği ve sanatçıların sanat anlayışları nedeniyle tiyatroyla
pek ilgilenmemişlerdir çünkü Ahmet Vefik Paşa görevinden alınmış hatta Ahmet
Mithat'ın Çerkez Özderler adlı oyunundan sonra Gedikpaşa tiyatrosu yıkılmıştır.
Buna rağmen Cenap Şahabeddin , Yalan ve Körebe oyunlarını Halit Ziya Uşaklıgil
ise Kabus' u yazar.
Fecri Ati döneminde de tiyatro
çalışmaları sönüktür.Konular bireysel yaşamla ilgilidir.Bu dönemde de Refik
Halit Karatay, Yakub Kadri Karaosmanoğlu eserler vermiştir.
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TİYATROSU
Bu dönemde özel tiyatroların yanında
1914'de Darülbedayi'nin kuruluşu tiyatro gelişimi açısından önemlidir.Darülbedayi
yani güzel sanatlar okulu; sanatçı yetiştirmek, tiyatro eğitimi verecek bir
kurumdur, ayrıca okuma, telaffuz, dram edebiyat, dans gibi dersler de verilerek
önemli tiyatro adamları yetiştirilir.
Ünlü tiyatro adamımız Muhsin Ertuğrul'un
Darülbedayi' nin başına geçmesisonucu çağdaş tiyatronun da önü açılır.Ayrıca o
güne kadar azınlıklardan oyuncu seçme geleneği de müslüman oyuncu Afife Jale '
nin sahneye çıkmasıyla bozulur.
Bu dönemde eserlerde Türkçülük akımı
ağır bassa da, savaş yılları olduğundan ekonomik sorunlar, karamsarlık,
yılgınlık konuları da kendini gösterir.Ayrıca monarşiye eleştiriler, saray
yaşamı,sosyal ve belgesel nitelikli eserler, sosyal ve ailevi dramlar, Türk
Dünyası ve idealler ve yakın tarih de ilgi görür.
Ahmet Nur Sekizinci ve Musahibzade Celal bu dönemde sadece tiyatro alanında eserler vermişdir.Bunun
dışında Reşat Nuri Güntekin , Faruk Nafiz Çamlıbel, Halide Edip Adıvar ve Raif
Necdet gibi yazarlar da tiyatro eserleri de vermiştir.
CUMHURİYET DÖNEMİ TİYATROSU
Cumhuriyet ilanından günümüze kadar
geçen zamana denir.Bu dönemde Türk Tiyatrosu kendi oyuncusunu, yazarını
yetiştirir.Ankarada Devlet Konservatuarının da kurulmasıyla tiyatro halka
açılır. Ancak bu açılımın şimdi yeterli olduğu söylenemez. Muhsin Ertuğrul bu
dönemde de olumulu çabalarıyla tiyatronun her aşamasına öncülük etmiştir.
Milli Edebiyat Dönemi yazarlarımızın bir
kısmı bu dönemde de eserler vermiştir.
Cumhuriyet Dönemi ve günümüz tiyatro
eserlerinin oluşumuna baktığımızda her oyunu etiketleyip belli bir türe sokmak
zordur. Modern trajedinin kahramanları artık krallar ,prensler değil, günlük
hayattan göze batmayan insanlardır.Ayrıca dram türünün kapsamı da oldukça
genişlemiştir.Bugünün oyun yazarları türlerin tarihsel özünü korumakla birlikte
alışuılagelmiş türlerin yalnızca birinin
içinde yer almayan oyunlar da
yazabiliyor.
Bu dönemde Faruk Nafiz Çamlıbel ,
Canavar, Akın, Özyurt, Kahraman , Reşat Nuri Güntekin ise, Hülleci, Tanrı Dağı
Ziyafeti, Balıkesir Muhasebecisi oyunlarıyla ilgi görür.
Özetleyecek olursak Cumhuriyet Dönemi
Tiyatromuzda her açıdan gelişmeler olmuştur. Bugün üniversitelerimizde tiyatro
bölümleri kurulmuş, başarılı çalışmalar yapılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder