30 Mayıs 2011

DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI

Bugün yeryüzünde kaç dil konuşulduğunu kesin bir sayı vererek söylemek güçtür.
Ancak biz, yeryüzünde konuşulan dil sayısını ortalama bir hesapla 3000 - 3500
olarak gösterebiliriz.
A ) Kökenleri ya da Soyları Bakımından Diller :
1) Ural-Altay Dil Ailesi
I. Ural : Fin-Ugor ( Fince, Macarca ), Samoyed
II. Altay : Türkçe, Moğolca, Korece ( ? ), Japonca ( ? )
2 ) Hint-Avrupa ( İndo-Germen ) Dil Ailesi :
I. Asya Kolu : Hintçe, İranca, Ermenice...
II. Avrupa Kolu :

a ) Germen Dilleri: Almanca, İngilizce, İsveççe, Norveççe, Danca, Hollandaca ...
b) Roman Dilleri: ( Bu grubun anadili Latincedir. ) İtalyanca, Fransızca, İspanyolca,
Portekizce, Romence ...
c ) Slav Dilleri :Bulgarca, Çekçe, Lehçe, Rusça, Sırp-Hırvatça ...
d ) Yunanca
e ) Arnavutça
3 ) Çin-Tibet Dil Ailesi :Asya’da, Hint-İran dilleri dışında kalan Çin ve Tibet dilleri.
4 ) Hami-Sami Dilleri Ailesi : ( Bu dil ailesinin adı, Tevrat’ta geçen Nuh Peygam -
ber’in iki oğlunun adına [ Ham ve Sam ] dayanmaktadır.) Arapça, Habeşçe, İbranice,
Akatça, Babil dili, Eski Mısır dilleri ...
5) Kafkas Dilleri Ailesi : Gürcüce, Çerkezce, Abhazca...
6) Bantu Dilleri Ailesi : Afrika’nın orta ve güney bölgelerindeki diller.
BÖLÜM 2
6
TÜRK DİLİ - I Sever ve Diğerleri
B ) Yapıları Bakımından Diller :
1)Yalınlayan Diller :
Sözcükler hiçbir ek almazlar. Çekim yoktur, sözcüğün ya da cümlenin anlamı
vurgudan ya da söz diziminden anlaşılır. Bu gruptaki dillerde vurgunun önemli bir
payı vardır. Yalınlayan diller arasında, Çinceden başka Vietnam dili, bazı Himalaya
ve Afrika dilleri ile Endonezya dilleri sayılabilir. Bask dili de Avrupa’da konuşulan bir
yalınlayan dildir.
Çince: Wo şiye ( yazıyorum, yazarım ) Wo şiye lı : ( yazdım )
( ben ) ( yaz-) ( geç. zam. gös. sözcük )
Çin yazısında her sözcük bir işaretle gösterilir. Ancak güneş, ay, hayvanlar gibi
kavramlar şekillerle anlatım bulur.
2) Eklemeli Diller :
Bir ya da birden çok heceli sözcük kökleriyle eklerden oluşur. Her kökten ekler
yardımıyla çok sayıda sözcük türetilebilir. Kök, ek alması durumunda bir değişikliğe
uğramaz; kökte bozulma, kırılma olmaz.
Eklemeli dillerde ekler, sözcüğün başına ya da sonuna getirilebilir. Bu özelliğe göre
eklemeli dillerde, önden eklemeli ve sondan eklemeli diller adlarıyla iki grup
düşünülebilir. Türkçe bütün eklerini sona aldığından sondan eklemeli bir dildir. Ural-
Altay dil ailesi bu grup içinde değerlendirilebilir.
Örnek : göz / göz+lük / göz+lük+çü / göz+cü / göz+cü+lük / göz+cü+lük+ten
3) Bükümlü Diller :
Bu grupta da bir ya da birden çok heceli sözcük kökleriyle ekler bulunur. Bu dillerde
sözcük türetilirken kökün ünsüz harfleri çok kez değişmez, ünlü harfleri değişir. Kimi
zaman da kök, tamamen başkalaşır. Hint-Avrupa dilleri ile Sami dilleri bu gruba girer :
Örnek : k - t - b ( mektep-katip-kitap-kütüp-mektup )
go-went-gone } git -
eat- ate-eaten } ye -
do-did-done } yap –
give-gave-given } ver7
TÜRK DİLİ - I Sever ve Diğerleri
TÜRK DİLİNİN TARİHİ DÖNEMLERİ
1 ) Eski Türkçe Dönemi ( VI. - X. yy )
2 ) Orta Tükçe Dönemi ( XI. - XV. yy )
3 ) Yeni Türkçe Dönemi ( XVI. - XX. yy )
4 ) Modern Türkçe Dönemi ( XX. yy - ....... )
TÜRKLERİN KULLANDIKLARI ABECELER
1) Göktürk Abecesi: Orta Asya’nın kuzeyinde oturan Göktürklerin abecesi 38 harflidir.
Bu otuz sekiz harfin dördü sesli, üçü bileşik, otuz biri de sessizdir. Satırlar genel
olarak yukarıdan aşağıya yazılır, her satır öncekinin solunda bulunur. Yani Göktürk
yazısı yukarıdan aşağıya ve sağdan soladır.
2) Uygur Abecesi: Orta Asya’nın güneyinde oturan Uygur Türklerinin abecesi de
sağdan sola, yukarıdan aşağıya yazılır. 14 şekilden ibarettir. Çıkakları bir olan sesler
aynı harfle yazıldığı için okunması güçtür.
3) Arap Abecesi : Arap abecesine Türk ve Fars dillerinde bulunan “p, ç, j, g” katılarak
harf sayısı 32’ye çıkarılmıştır. Bu abecede bizim konuşma seslerimizin bazıları için
ikişer, üçer hatta dörder şekil vardır. T sesi için iki, h sesi için üç, z için dört harf
vardır. Bu bolluğa karşın, “ı, i, y “ sesleri bir tek harfle gösterilirdi. Hele “o, ö, u, ü,
“ hatta “v” seslerinin beşi için ancak bir harfin bulunması okunmayı hayli güçleştirirdi.
” Öz, uz, üz” ; “oldu, öldü”; “o, ev”; “alet, alt” gibi birçok sözcük aynı harflerle yazıldığı
için nasıl okunacaklarını sözün gelişinden anlamak zorunda kalınırdı.
4) Latin Temeline Dayanan Yeni Türk Abecesi: Arap abecesi Türkçenin seslerinden
birçoğunu veremiyordu. Öğrenilmesi de kolay değildi. Daha çabuk, daha kolay
öğrenilir bir yazıya kavuşmak gerekti. Atatürk önderliğinde 3 Kasım 1928’de
yayımlanan bir kanunla Arap harfleri kaldırıldı; yerine Latin temelinden, Türk diline
uygun yeni bir abece kabul edildi.
Batı uygarlığına girmiş uluslardan hemen hepsinin abecesi Latin esasından
alınmıştır. Biz de Latin abecesinden dilimize uymayan harfleri ( w, x, q ) atarak
dilimize özgü seslere ( ğ, ı, ş ) şekiller bularak bir Türk abecesi yarattık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder