29 Mayıs 2011

ORHAN SEYFİ ORHON



 23 Kasım 1890 doğumlu olan Orhan Seyfi Orhon Beş Hececi Şairler’in yaşça en büyüğüdür. Önce Mercan İdadisi’ ni (1909), ardından Hukuk Fakultesi’ni bitirmiş; kısa bir memurluk hayatından sonra gazetecilik ve öğretmenlik yapmaya başlamıştır. Zonguldak 81946-1950) ve İstanbul (1965-1969) milletvekilliği görevlerinde bulunmuştur.

Milliyet, Tasvir-i efkar, Cumhuriyet, Ulus, Zafer, Havadis ve Son Havadis gazatelerindefıkra yazarlığı başta olmak üzere, çeşitli sahalarda kalem oynatan sanatçı, edebiyatımızdaki asıl ününü ve kalıcılığını şiirleriyle yakalamıştır. İlk şiirlerini aruz ölçüsüyle yazan şair, bu şiirleri "Fırtına ve Kar" adlı kitabında bir araya getirerek yayınlamıştır. Daha sonra devrin şiir anlayışı gereği, hece ölçüsüyle şiir yazmaya başlayan sanatçı, bu sahada oldukça önemli bir başarı sağlamış ve bu şiirlerini "Gönülden Sesler" ismiyle yayınlamıştır. "Gönülden Sesler" aynı zamanda, Orhan Seyfi'nin edebiyat ve sanat dünyasındaki ününü de duyuran kitaptır. Şairin edebiyat dünyasındaki kalıcılığını, hattâ yok olmamasını ve unutulmamasını sağlayan şiirler, "Gönülden Sesler"deki bu, hece ölçüsüyle yazılmış sevgi ve aşk şiirleridir.
Sanatçı bu başarılı çıkışından sonra çeşitli nedenlerle şiirden uzaklaştır. Tekrar dönmek istediğindeyse zaman ise, artık her şey için çok geçtir. Aruz ölçüsüyle yazdığı "Kervan"daki Şiirler de, yine aruz ölçüsüyle yazdığı en son şiirleri olan "İşte Sevdiğim Dünya"daki şiirler de, gereken ilgiyi görmez. Şâir bu son denemelerinden sonra, şiiri bırakır. Hayatına çeşitli gazetelerde köşe yazarı olarak devam eder. 22 Ağustos 1972'de "Son Havadis"te köşe yazarı iken bir kalp krizi sonucu vefat eder.
Orhan Seyfi, edebiyatımızda "Hecenin Beş Şairi"nden biri olarak, başarıyla kaleme aldığı sevgi ve aşk şiirleriyle tanınmış ve kalıcı olmuştur. Onun şiirlerinde kadın, belki de en vazgeçilmez ilham kaynağı ve hareket noktasıdır.
Şairin şür sahasındaki bir başka başarılı cephesi de Fiske takma adıyla yazdığı mizah ve hiciv şiirleridir. Sanatçı, bu şiirlerinde çok etkili esprili bir dil kullanmış, sahasında gerçekten başarılı ürünler vermiştir.
Şairin dili kullanmada çok hassas ve mükemmeliyetçi olduğu söylenemez. Eselerinde bireysel duyguları işlemiş, ahenkli ve zarif şiirinde sade, akıcı ve temiz bir Türkçe kullanmaya gayret etmiştir. Özellikle "Gönülden Sesler"deki şiirlerinde başarılı ve kendine has, özgün bir üslûp yakalayabilmiştir.

ESERLERİ


Şiir Kitapları
Fırtına Ve Kar (1919)
Peri Kızı İle Çoban Hikayesi (1919)
Gönülden Sesler (1922)
O Beyaz Bir Kuştu (1941)
Kervan (1964)
Roman
Çocuk Adam (1941)
Mizah-Hiciv Hikayeleri
Asri Kerem (Destan,1942)
Makaleleri
Dün Bugün Yarın (1943)
Fıkraları
Kulaktan Kulağa (1943)




ANADOLU TOPRAĞI

Senelerce sana hasret taşıyan
Bir gönülle kollarına atılsam
Ben de bir gün kucağında yaşayan
Bahtiyarlar arasına katılsam.

En bakımsız en kuytu bucağın
Bence ‘İrembağı’ kadar güzeldir.
Bir yıkılmış evin, harap ocağın
Şu heybetli saraylara bedeldir.

Kadir mevlam eğer senden uzakta
Bana takdir eylemişse ölümü,
Rahmet etmem bu yabancı toprakta
Cennette de avutamam gönlümü

Anladım ki: sende gençlik, şeref, şan.
Asıl şeymiş şu yalancı dünyada,
Hasretinle yadellerde dolaşan,
Hızır bulsa, yine ermez murada.

Yalnız senin tatlı esen havanda
Kendi milli gururumu sezerim.
Yalnız senin dağında, ya ovanda
Başım gökte, alnım açık gezerim.

“Hürüm” derim, eskisinden daha hür
Zincirle bağlansa da ayağım;
Şimdikinden daha ferah görünür
Zindanında olsa bile durağım.

Bir gün olup kucağına ulaşsam
Gözlerimden döksem sevinç yaşını.
Bayrağımın gölgesinde dolaşsam
Öpsem, öpsem toprağını, taşını...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder