Sözcüklerin kök veya
gövdelerine gelerek onların cümledeki görevlerini belirleyen, onlara değişik
anlamlar katan ya da onlardan yeni sözcükler türeten ses veya ses bileşimlerine
ek denir.
Bunlardan çekim eklerini
daha önce gördüğümüz için yapım ekleri üzerinde duracağız.
Yapım Ekleri
İsim ve fiillerin kök
veya gövdelerine gelerek onlardan başka isim ya da fiil türeten eklerdir.
Burada kök sözünü de
açıklamakta fayda var.
Kök
Bir sözcüğün anlamı ve
yapısı bozulmadan parçalanamayan en küçük parçasıdır. Köklerde yapım eki
bulunmaz, ancak çekim eki bulunabilir.
Örneğin;
“Evimiz” sözünde “ev”;
sözcüğün, anlamlı ve parçalanamayan en küçük parçasıdır. “-(i)-miz” eki iyelik
ekidir; yani isim çekim ekidir. Öyleyse bu sözcük yapım eki almamıştır, kök
halindedir.
Kökler iki türde bulunur; İsim kökleri ve Fiil kökleri.“Geldi” sözcüğündeki kök “gel-” fiil kökü; “sözlük” sözcüğünün kökü olan “söz” isim köküdür. Ancak bazen ses taklidi yoluyla oluşan yansıma kökler de vardır.
Örneğin;
Kökler iki türde bulunur; İsim kökleri ve Fiil kökleri.“Geldi” sözcüğündeki kök “gel-” fiil kökü; “sözlük” sözcüğünün kökü olan “söz” isim köküdür. Ancak bazen ses taklidi yoluyla oluşan yansıma kökler de vardır.
Örneğin;
“ağaçlık” sözcüğünün
kökünü bulurken en anlamlı olarak gördüğümüz “ağ” sözünü kök olarak
düşünebiliriz. Ancak “ağaçlık” sözüyle balık tutmakta kullanılan “ağ” sözünün
herhangi bir anlam ilişkisi yoktur. Öyleyse bu sözcüğün kökü “ağ” olamaz. Ondan
sonra "ağa” sözcüğünü görüyoruz. Yine “ağaçlık” sözüyle “ağa” sözcüğü
arasında bir anlam ilgisi yoktur. Öyleyse bunu da kök olarak alamayız.
Alabileceğimiz kök elbette “ağaç” köküdür. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz;
sözcüğün köküyle, ek aldıktan sonraki şekli arasında mutlaka bir anlam ilgisi olmalıdır.
Sözcüğün yapım eki
aldıktan sonraki durumuna gövde denir.
Bir sözcük birden çok
yapım eki alabilir. İlk yapım eki köke diğerleri gövdeye eklenir.
Çekim Ekiyle Yapım
Ekinin Farkları:
Çekim ekleri eklendiği
sözcüğün anlamında bir değişiklik yapmaz; yapım ekleri ise anlamı, köke bağlı
olmak şartıyla, değiştirir.
Örneğin;
“Yolda bekliyor.” cümlesindeki “yol”
sözü “geçilen yer” anlamındadır. “-de” hal ekini alarak “yolda” şekline
geldiğinde de geçilen yer olma anlamı değişmemektedir.
“Yolcu bekliyor.” cümlesinde ise “geçilen yer” olan “yol” sözü “-cu” yapım ekini
alarak bu anlamını yitirmiş “yoldan gelen” ya da “yola giden” kişi anlamına
gelmiştir. Yani yolla bir anlam ilgisi vardır; ama yer ismi, kişinin niteliği
anlamını ifade edecek hale gelmiştir.
Çekim ekleri bir sözcüğe
yapım ekinden sonra eklenir. Yani önce yapım ekleri, sonra çekim ekleri gelir.
İstisnaları olsa da bu genel bir kuraldır.
Ek ve kök hakkındaki bu
genel bilgilerden sonra şimdi eklerin önemlileri üzerinde durabiliriz.
a. İsimden İsim Yapan
Ekler
İsim kök veya
gövdelerine gelerek onlardan yeni isimler türeten eklerdir. Ancak bu sözcükler
sıfat, zarf gibi görevlerde de kullanılabilir.
Bu eklerden bazıları
şunlardır:
“-lık - lik” eki
“Buraya bir odunluk
yapmıştık.”
cümlesinde ek, “odunların
koyulacağı yer” anlamında bir sözcük türetmiş.
“Pencereye güneşlik
almamız gerekiyor.”
cümlesinde güneşten
korunmak için kullanılan alet ismi yapmış.
“Sendeki bu gençlik
bir gün gidecek.”
cümlesinde soyut bir
isim yapmış.
“Kiralık ev arıyoruz.” cümlesinde “kiraya verilecek” anlamında sıfat
yapmış.
“Benlik özenle korunmalıdır.”
cümlesinde zamire
gelerek ondan soyut bir isim türetmiştir.
Yukarıdaki örnekte
olduğu gibi bir ek eklendiği sözcüğe değişik anlamlar katabilir. Bundan sonraki
ekleri cümle içinde gösterip geçeceğiz. Ne anlama geldiğini cümle içindeki
kullanımlardan çıkarabilirsiniz.
“Artık biz de şehirli
olduk.”
“Kimse evsiz yaşayamaz.”
“Her noktaya bir gözcü
koyalım.”
“Bu yaz İngilizce kursuna
gideceğim.”
“Gençleri çağdaş
bir insan olarak yetiştirelim.”
“Yarışmada üçüncü
olduğumu söylediler.”
“Her sınıftan üçer
kişi gelsin.”
“O çocuksu
gülüşüne bayılıyorum.”
“Bu yemeğin acımsı
bir tadı var.”
“Onun kendine özgü
bir anlatımı var.”
“Sen çok bencil birisin.”
“Şu gelen sarışın
çocuğu tanıyor musun?”
“Seninle yaşıt
olduğumu bilmiyordum.”
Bunların dışında, az da
olsa, kullanılan isimden isim yapma ekleri de vardır. Önemli olan kök halindeki
sözcüğü bulup eklerini inceleyebilmektir.
Küçültme eki olarak
kullanılan “-cık, -cağız, -cak” eklerini kimi kaynaklar çekim eki olarak
değerlendirir. Ancak sorulardan anladığımız kadarıyla bu ek yapım ekidir.
“Kış gününde bu incecik
gömlekle gezilir mi?”
“Bu hayvancağız
bu kadar yükü nasıl taşısın?”
cümlelerinde gördüğümüz
bu ekin, acıma, pekiştirme, sevgi gibi birçok anlamlar taşıdığı görülür.
Küçültme eki eklendiği
sözcükte bazen ses düşmesine, bazen ses türemesine sebep olabilir.
“Küçücük elleriyle öyle güzel resim yapıyordu ki!”
cümlesinde “küçük” sözü
“-cik” ekini aldığında, sondaki “k” sesi düşüyor.
“minik
-> minicik”
“ufak
-> ufacık”
“yumuşak ->
yumuşacık” sözcüklerinde de aynı özelliği görebiliriz.
Bazen de ses türemesi
olabilir.
“Azıcık aşım, kaygısız
başım.” atasözünde “az” sözcüğüne “-cık” ekini getirdiğimizde “azcık” olması
gerekirken “azıcık” olmuş; yani arada bir “ı” sesi türemiş.
“Bu gencecik
yaşında ne sıkıntılar çekti zavallı.”
cümlesinde ise ekten
önce “e” sesinin türediğini görüyoruz.
Kimi sözcüklerde bu ek,
fiilden sözcük türetmiş gibi görülebilir.
Örneğin;
“Bebek, etrafındakilere gülücükler
yolluyordu.”
cümlesinde “gülücük”
sözü sanki gülmek fiiline “-cik” eki getirilerek yapılmış; oysa sözcük aslında
“gülüş-cük” şeklindeymiş, daha sonra “ş” düşerek “gülücük” olmuş.
Bazı durumlarda “-cık”
eki küçültmeyle ilgisi olmayan, bir nesne, bir kavram adı da yapabilir.
“Onun bu yıl kulakçık
ameliyatı olması gerekiyor.”
“Yaşlılıktan
elmacık kemikleri dışarı çıkmış adamın.”
cümlelerinde bu ekin
küçültme anlamından sıyrıldığını ve nesne ismi yaptığını görüyoruz.
Bazı isimden isim yapma
ekleri de yansıma sözcüklere gelerek onlardan isim türetebilir.
“Bu gürültü nereden
geliyor?”
cümlesinde “gürül”
yansıma sözcüğü “-tü” eki alarak isim olmuştur.
“Dün geceki horultu
kimden geliyordu öyle?”
“Bu mahallede fısıltı
gazetesi iyi çalışıyor galiba.”
cümlelerinde altı çizili
sözcükler yansımadan isim olan sözcüklerdir.
b. İsimden Fiil Yapan
Ekler
İsim kök veya
gövdelerine gelerek onlardan fiil türeten eklerdir.
“Bahçedeki çiçekleri suladı.”
cümlesindeki altı çizili
sözü incelediğimizde “su” ismine getirilen “-la-”
eki, ismi “sulamak” şeklinde bir fiile dönüştürmüştür.
İsimden fiil yapan
önemli ekleri cümlelerde gösterelim.
“Yol, buradan sonra
gittikçe daralıyor.”
“Yaşlı adam yerinden doğruldu.”
“Parmağu uzun süre kanadı.”
“Yaptığı fedakarlığı
duyunca gözleri yaşardı.”
“Derste kulağıma bir
şeyler fısıldadı, gitti.”
“Neden bu kadar geciktin?”
“Sıkıntılara dayanamayıp
delirdi zavallı.”
“Bu sözlerimi neden bu
kadar garipsediniz?”
“Konuşmacının
düşüncelerini pek benimsemedim.”
Ekler bazı sözcüklerde
ses düşmesine sebep olabilir.
“Haberi duyunca rengi sarardı.”
cümlesinde altı çizili
sözcük “sarı” ismine “-ar” eki getirilerek yapılmıştır. Bu sırada “sarı”
sözcüğünün sonundaki “ı” sesi düşmüştür.
c. Fiilden İsim Yapan
Ekler
Fiil kök veya
gövdelerine gelerek onlardan isim türeten eklerdir. Bunlar da cümlede sıfat,
zarf görevlerinde kullanılabilir.
“Burada eskiden bir durak
vardı.”
cümlesinde altı çizili
sözcük, “dur-” fiiline “-ak” eki getirilerek yapılmıştır.
En çok kullanılan
fiilden isim yapma eklerini cümle içinde gösterelim.
“Bu istek bende
eskiden beri var.”
“Gereksiz bir yığın
eşya var bu evde.”
“Herkese sevgi
duymam gerekmiyor.”
“Büyük bir dalga, kuma
yazdıklarımı sildi, götürdü.”
“O, babasına çok düşkün
bir çocuk.”
“Bu kadar alıngan olmana
gerek yoktu.”
“Her dalgıç bu
kadar derine dalamaz.”
“Yeni aldığım süzgeç
ortalıkta görünmüyor.”
“Doğa durağan değil
değişkendir.”
“Bu eserin okuyucu
bulması çok zor.”
“Artık aynı şeyleri
yapmaktan usanç duydum.”
“Bu yazı
geçen gün dergide yayınlandı.”
“Bir ay da kesinti
olmasa maaşlarda.”
“Geldiklerine dair bir belirti
var mı?”
“Dağlar bize artık geçit
vermiyor.”
“Işıl ışıl bir güne daha
merhaba dedik.”
Türkçe’de sayı
bakımından en çok yapım eki fiilden isim yapma ekleridir. Biz burada ancak çok
önemlilerini verdik.
d. Fiilden Fiil Yapma
Ekleri
Fiil kök veya
gövdelerine gelerek onlardan yeni fiiller türeten eklerdir.
“Buradan iki yıl önce taşındı.”
“Müzeyi gezmeden buradan
gidilmez.”
“Ortalık iyice karıştı.”
“O sudan sana da mı içirdiler?”
“Bu sözümüz onu mutlaka darıltmıştır.”
“Yeni takılan sokak
lambalarını söktürmüşler.”
“Çiçekleri dalından koparmayın.”
“Bu suçlama karşısında
biraz şaşaladım.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder