EKLER
¶Dilimizi
kullanışlı hâle getiren; aynı kelimelerle farklı anlamlar ifade edilmesini,
kelime haznesinin genişlemesini sağlayan, eklerdir.
EK
¶Kelimelerle
cümleler kurmak, onlara cümle içinde görev yüklemek ve kelimelerden yeni
kelimeler türetmek amacıyla onlara eklenen seslere/hecelere ek denir.
Kelimelere cümlede görev
yüklenirken ve onlardan yeni kelimeler türetilirken öncelik yapım eklerinindir.
Yapım eklerinin üzerine çekim ekleri gelir. Ama bir iki ek haricinde çekim
ekinin üzerine yapım eki getirilemez.
Ekler kendilerinden önceki
kelimelere bitişik yazılır. Yalnız, “mİ” soru eki her zaman ayrı yazılır;
“ek-fiil”in kendisi, yani “i-(mek)” de ayrı ya da bitişik yazılabilir. Zaten
ek-fiil bitişik yazıldığında düşer, sadece zaman eki kalır:
mİ: Gelmedi mi?
i(mek): Gelecek
idi, gelecekti
Ekler yapım ve çekim ekleri olmak
üzere ikiye ayrılır. Yapım ekleri anlam; çekim ekleri de görev belirler.
I. ÇEKİM EKLERİ
¶Kelimelerin
çekimlenerek değişik yerlerde ve görevlerde kullanılmasını sağlayan eklere
çekim eki denir.
Çekim ekleri, kelimelerin diğer kelimelerle bağ kurmasını, kelimelerin
cümlede görev almasını, hâlini, sayısını, zamanını, şahsını belirtir. Kısaca
çekim ekleri kelimelerin cümle içerisinde kullanılmasını sağlar.
Kök veya gövde hâlindeki kelimeler ancak çekim eklerini alarak diğer
kelimelere bağlanır, zaman ve şahıs anlamı kazanır.
“Kardeş kitap yer sor.”
Bu kelime dizisi bu hâliyle ancak bir kelime yığınıdır. Bir maksat,
duygu, fikir, haber, bilgi ifade etmez. Ancak “bu kelimelerle ne söylenmek
istenebilir”, sorusundan hareketle bir şeyler uydurulabilir ki bu yolla bu
kelimelerin ne için söylendiği kesin olarak bilinemez.
Öyleyse bu kelime yığınını anlaşılır hâle getirmek için çekim eklerine
ihtiyaç vardır. Çeşitli çekim ekleriyle bu kelimelerden anlamlı cümleler
çıkarabiliriz:
“Kardeşine kitabın yerini sor.”
“Kardeşimden kitapların yerini soracağım.”
“Kardeşin kitabının yerini sordu.”
Çekim ekleri eklendiği kelimenin anlamını değiştirmez. Çekim ekleri
yeni kelimeler türetmeye yarayan ekler değildir; yani bu ekler kelimenin anlam
ve türlerini değiştirmeyen eklerdir. Yukarıdaki örnekte değişik çekimlere
rağmen kelimelerin anlamlarının değişmediği görülür.
Çekim ekleri getirildikleri kelimenin türüne göre ikiye ayrılır:
İsim çekim ekleri ve Fiil çekim ekleri
A. İSİM ÇEKİM EKLERİ
¶İsimlerin ve isim soylu
kelimelerin sonuna gelerek onları diğer isimlere, edatlara, fiillere bağlayan;
cümle içindeki görevlerini belirleyen, ait oldukları kişileri belirten ve
isimlerin çeşitli durumlarını bildiren eklerdir.
İsim çekim ekleri şunlardır:
Hâl ekleri: -i, -e, -de, -den, -in, -ce, -le
İyelik ekleri: -m, -n, -i, -si, -miz, -niz, -leri
Çoğul eki: -ler
Soru eki: mi
Ek-fiil: -dir, -idi, -imiş
Tamlama ekleri: -in,
1. HÂL (DURUM) EKLERİ
¶İsimleri isimlere,
fiillere, edatlara bağlayan, diğer kelimelerle ilişki kurarak isimlerin cümlede
görev kazanmasını sağlayan eklerdir.
İsmin hâllerinin başında yalın hâl (nominatif) gelir, ama bu hâlin eki
olmadığı için sıralamaya dahil etmedik; isimler konusunda işlenmiştir.
a. -İ[1][1] Belirtme/Yükleme Hâl Eki
Fiildeki işten, hareketten, eylemden etkilenen varlığı belirtir. Yani
bu eki alan isimler cümlede belirtili nesne görevinde bulunur.
ev-i gördüm, kapı-y-ı açtım, okul-u boyadılar, gül-ü koparmayın...
İsmi fiile bağlar.
Çocukları buradan kim alacak?
Babası çocuğu çağırdı.
Şimdi soruları cevaplayın.
Burada kimi bekliyorsunuz?
Türkçede iki tane –i eki vardır:
–i: iyelik eki: (onun) kalem-i
–i: belirtme hâl eki: kalem-i (kim aldı?)
b. -E Yönelme Hâl Eki
İsimleri fiillere, bazen de edatlara bağlar.
Yönelme hâlinde, ismin belirttiği kavrama yöneliş, dönme söz
konusudur.
okul-a git, ev-e dön...
Eklendiği kelimelere farklı anlamlar katar ve değişik anlam ilişkileri
kurar.
Yönelme, yaklaşma, ulaşma bildirir. Bu eki alan kelimeler cümlede
dolaylı tümleç ve yüklem olabilir:
Bugün okula gitti.
Benim itirazım yapılan haksızlığa. (haksızlığadır:
yüklem)
Fiyat, araç ile anlamı katar:
Kitabı bin liraya aldı. (karşılığında)
Bu iş kaç paraya olur?
Zaman bildirir, zarf tümleci yapar:
Bu iş sabaha biter.
Haftaya size gelelim.
Yer bildirir:
Bizi karşılamak için kapıya geldi.
İsimleri edatlara bağlar:
Akşama kadar okulda ders çalıştık.
Sabaha karşı varırız.
Yaşına göre ağır bir işte çalışıyordu.
Deyim kurar:
Ağzına geleni söyler.
İşleri yoluna koymak
Başına buyruk.
Başa gelen çekilir.
Çok cana yakın bir çocuktu.
İçin, aitlik, amaç ilgisi kurar:
Bunu size aldık. (sizin için)
Sana bir iyilik düşünüyorlar. (senin için)
Annesini görmeye gitti.
İkilemeler kurarak durum bildirir:
Otobüse nefes nefese yetiştiler.
İki ahbap kafa kafaya vermiş...
“-an, -en” sıfat-fiil ekleriyle birleşerek abartma anlamı veren
ikilemeler kurar:
Soran sorana,
geçen geçene,
giden gidene...
Şekilce çekimli fiil olan fakat fiil özelliğini kaybetmiş söz
gruplarına gelir:
Geçmiş olsuna gitti. (demeye)
c. -DE Bulunma Hâl Eki
İsimleri fillere bağlar.
ev-de oturma, okul-da öğren, yurt-ta kaldı, devlet-te bulunuyor...
Cümlede dolaylı tümleç, zarf tümleci ve yüklem yapar:
Eski İstanbul'da ne güzel günler yaşanmış. (dolaylı tümleç)
Saat yedide mi gelecekmiş? (zarf tümleci)
Her şey yerli yerinde. (yüklem)
Zaman bildirir:
Okullar bu yıl da eylülde açılacak. (zarf tüml.)
Fiili durum yönüyle niteler:
Suyu bir yudumda içti. (zarf tüml.)
Siz ayakta kaldınız.
Çamaşırları elde yıkıyormuş.
Zaman ve sayı bildiren kelimelere eklenerek ölçü, miktar bildirir:
Yılda yirmi gün izni var.
Haftada bir geliyor.
Yüzde yetmiş başarı vardı.
İkilemeler kurar:
Ayda yılda bir uğrar oldu.
Elde avuçta ne varsa bitti.
Eklendiği kelimeyi sıfat yapar:
Parmak kalınlığında yaprakları var.
Yapım eki görevi görür:
Gözde sanatçılarımızdandı.
Peyami Safa'nın "Sözde Kızlar"ını okudun mu?
Sözde Ermeni soykırımı...
d. -DEn Ayrılma/Uzaklaşma Hâl Eki
İsimleri fillere bağlar.
okul-dan çıktı,
ev-den ayrıldı, yurt-tan geliyor, devlet-ten istedi...
Eklendiği kelimeyi dolaylı tümleç yapar; yer, ayrılma, uzaklaşma
bildirir:
Ali, evden
yeni çıktı.
Birçok seneler
geçti dönen yok seferinden.
Edat tümleci ve yüklem de yapar.
Gönüldendir
şikâyet. (yüklem)
Bebek gürültüden
uyandı (edat tümleci)
Yalnızlıktan
sıkıldım. (edat tümleci)
Durum bildirir:
Yağmur hafiften yağıyor.
Ben onu yakından tanırım.
Üstünlük, karşılaştırma bildirir:
Kıldan ince
baldan tatlı
Erzurum’dan soğuk şehir yok.
Bundan iyisi bulunmaz.
Bütünün parçasını, bütünden ayrılmayı ifade eder:
Verilen pastadan bir dilim yedi.
Soruların cevabını sözlerimden çıkaracaksınız.
Canından can vermek istiyordu.
İsimleri edatlara bağlayarak edat grubu ve edat tümleci oluşturur:
Akşamdan beri seni arıyoruz.
Yemekten sonra çayı nerede içeceğiz?
Sebep bildirir:
Soğuktan tir tir titriyordu.
Yorgunluktan uyuyuverdi.
İsim tamlamalarında tamlayan ekinin (-in) yerine kullanılır:
Geçen gün öğrencilerden biri yanıma geldi.
Bu ürünlerden hangisini istediğinizi söyleyin.
Yapım eki özelliği kazanarak eklendiği kelimeyi sıfat yapar:
Sıradan insanlarla düşüp kalkma diyordu.
Sudan sebeplerle buradan ayrılıp gitti.
Toptan satış
Uzaktan akraba
En içten duygular
İkilemeler kurar:
Zavallı çocuk günden güne eriyor.
Baştan başa bizim bu topraklar.
Durumumuz yıldan yıla kötüye gidiyor.
Dünden bugüne ne değişti ki...
Varlıkların neden, hangi maddeden yapıldıklarını bildirir:
Üstüne yünden bir kazak almıştı.
Tahtadan kılıçlarla oynuyorlardı.
Ayı derisinden post; Rus’tan dost olmaz.
Zaman anlamlı kelimelere gelerek zaman anlamı katar:
Bu işi dünden halletmeliydik.
Yarın geceden yola çıkmayı düşünüyoruz.
e. -CE Eşitlik Hâl Eki
İsimlere ve isim soylu kelimelere eklenerek çeşitli anlamlar katar.
Türkçe'nin işlek eklerinden biridir. Bu eki alan kelimeler cümlede zarf tümleci
ve yüklem olarak kullanılır. Tür olarak da isim, sıfat ve zarf türetir.
ben-ce, okul-ca,
yurt-ça, sert-çe...
Gibi, benzerlik anlamları katar:
Çocukça
davranışları vardı.
İnsanca
hareket etmeliyiz.
Yüklem yapar
Onun davranışları çok zaman delicedir.
Bakımında, yönüyle anlamı katar:
O sizden kiloca biraz daha düşük.
Akılca birbirinizden farkınız yok.
Göre anlamı katar, edat gibi kullanılır:
Sence bu yaptığın doğru mu?
Bence bu doğru.
Çokluk, abartma anlamı katar:
Evinde yüzlerce kitabı var.
Zaman bildiren isimlere gelerek eşitlik, süresince, boyu anlamı katar:
Bu okulda yıllarca çalıştım dedi.
O gün sizi saatlerce bekledik.
Birliktelik, beraberlik anlamı katar:
Bu kararı sınıfça aldık.
Bugün milletçe sevinçliyiz.
Durum bildirir; zarf tümleci yapar:
Anlatılanları sessizce dinledi.
Düşüncelerini açıkça dile getirdi.
Elazığ'dan gizlice ayrıldık.
Küçültme, sınırlandırma anlamı katar:
Oralarda yaşlıca bir adam dolaşıyordu.
Fatih, büyükçe bir taşı alıp denize atıverdi.
f. -lE Vasıta Hâl Eki
“ile” edatı kaynaklıdır; “i” düşürülerek kullanılır.
Ünlüyle biten kelimelere eklenirken araya y kaynaştırma harfi girer:
masa→masa-y-la.
Ünsüzle biten kelimelere eklendiğinde –la, -le şeklindedir:
kalem→kalemle.
İsim ve isim soylu kelimelere eklenerek değişik anlamlar katar. Bu eki
alan kelimeler cümlede zarf tümleci, edat tümleci ve yüklem olarak kullanılır.
Edat tümleci yapar:
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan. (edat tüml.)
Durum bildirir; zarf tümleci yapar:
İşi kolaylıkla başardı.
Ayağına gelen topa hızla vurdu.
Babasını sevinçle karşıladı.
Yüklem yapar:
O artık bizimledir.
Birliktelik anlamı katar:
Öğrencileriyle geziye gitmişti.
Araç, alet bildirir:
Arabasıyla evimize kadar getirdi.
İğneyle kuyu kazıyorsun.
“ve” bağlacı görevinde kullanılır:
Annemle kardeşim buraya geldiler.
Baki’yle Fuzuli, 16. yy. şairleridir.
Sebep ve zaman bildirir:
Rüzgârın etkisiyle dallar sallandı.
Sonbaharın gelmesiyle soğuklar artmıştı.
Zilin sesiyle yarışma bitti.
g. –(n)İn İlgi Hâl Eki (tamlayan eki)
İsimleri isimlere bağlayarak tamlama kurmaya yarar.
Bu ek birinci tekil ve çoğul şahıs için “–İm” şeklindedir: ben-im,
biz-im.
İsimleri isimlere bağlar:
Benim elim kanadı
Kitabın yaprağı yırtılmış.
Yalancının mumu...
Gözlüğün camı...
İsimleri, zamirleri ve sıfat-fiilleri edatlara bağlar:
Bunu senin için yaptım dedi.
İsimleri ve zamirleri fiillere bağlar:
Birincilik ödülü Atilla'nın oldu.
En güzel ve mutlu yıllar sizlerin olsun.
Not: “-dEn” eki tamlayan ekinin yerini tutabilir:
öğrencilerin
bazıları→öğrencilerden bazıları
onların
biri→onlardan biri
2. İYELİK EKLERİ
İsimlerin ve isim soylu kelimelerin sonuna gelerek onların
sahiplerini, ait oldukları kişileri belirten eklerdir. Tamlayansız
kullanıldıkları zaman bu eklere iyelik zamirleri de denir.
kitab-ım, kitab-ın, kitab-ı, kitab-ımız, kitab-ınız, kitap-ları
ne-y-im, ne-y-in, ne-y-i/ne-s-i, ne-y-imiz, ne-y-iniz, ne-leri
İyelik ekleri isim tamlamasında tamlanana gelir:
Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı...
Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı...
Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir.
İspanya neşesiyle bu akşam bu zildedir.
Kapının kol-u,
işin baş-ı,
hayvan sevgi-s-i
İyelik ekleri bazen yer bildiren zamirlerden (işaret zamirleri) sonra
gelerek belirtme görevlerinde bulunur:
burası, ötesi, şurası...
Sıfatlardan sonra gelerek zamir yapar:
doğrusu, böylesi, başkası...
Bazen isimlerle ve sıfatlarla birlikte sevgi ve abartma ifade eder:
Camın İstanbul.
Güzelim çiçekler kurumuş
İyelik eklerinden sonra hâl ekleri gelebilir:
Baba-m-a soracağım.
Kardeş-i-n-i arıyormuş.
-ler ekiyle –i iyelik eki birlikte kullanılarak zaman bakımından
genelleme yapılır:
akşamları, sabahları, gündüzleri...
İlgi zamiri belirtili isim tamlamalarında tamlananın yerini tutabilir:
benim
kalemim→benimki
onun eli→onunki
Türkçede üç tane “ki” vardır: “ki”, “-ki”, “-ki”
a. “ki” Bağlacı
Sadece “ki” biçimi vardır.
Kendinden önceki ve sonraki kelimelerden ayrı yazılır.
Türkçe değil, Farsça bir bağlaçtır ve Türkçe cümle yapısına aykırı
olarak kullanılır.
“ki” ile başlayan bir ara cümle asıl cümlenin içinde kısa çizgiler
arasında verilebilir:
Bu ezanlar -ki
şahadetleri dinin temeli-
Yağmur yağmadı ki
mantarlar ortaya çıksın.
Atatürk diyor ki:
...
Bir şey biliyor ki
konuşuyor.
Ben ki hep
sizin için çalıştım.
Sınavı kazanabilir
miyim ki...
Baktım ki
gitmiş.
b. “-ki” İlgi Zamiri
Ek hâlindeki tek zamirdir.
Eklendiği kelimeye -ki sadece isim tamlamasında tamlayana eklenir-
bitişik yazılır ve bir ismin (tamlananın) yerini tutar.
Büyük ve küçük ünlü kurallarına uymaz; sadece –ki şekli vardır:
senin
kalemin→seninki, Ali’nin eli→Ali’ninki, onun düşüncesi→onunki...
c. “-ki” Yapım Eki
İsimlere eklenerek yer ve zaman bildiren sıfatlar türeten ektir.
Zaman bildiren kelimelerin sonuna doğrudan eklenirken, yer bildiren
sıfatlar türetirken “-dE” hâl ekiyle birlikte kullanılır.
Sadece –ki ve az da olsa –kü şekilleri vardır:
bu yılki sınav,
yarınki maç, dünkü film, bugünkü aklım...
masadaki kitaplar,
duvardaki saat, evdeki hesap...
4. –lEr ÇOĞUL EKİ
Cins isimlerine gelerek onların çoğul şekillerini yapar.
Kelimeler arasında ilgi kurmaz:
dağlar, fikirler, idealler, öğrenciler, dertler...
Özel isimlere getirildiğinde:
1. Aile anlamı katar; -gil ekinin yerine kullanılır, yapım eki
görevinde olduğu için ayrılmadan yazılır
Yarın Ahmetlere gideceğiz.
İzmir’e, amcamlara/dedemlere/teyzemlere gideceğiz. (burada özel isme getirilmemiş.)
Aliler bize gelecekler.
2. Benzerleri anlamı katar, kesme işaretiyle ayırarak yazılır:
Bu millet nice Fatih'ler, Kemal'ler yetiştirecektir.
Bu topraklarda ne Çaldıran’lar, ne Ridaniye’ler yaşandı.
3. Aynı ismi taşıyanları belirtir:
Sınıftaki Ali’ler
ayağa kalksın.
Hüseyin’lerin hepsi buraya gelsin.
4. Abartma anlamı katar:
Çalışmak için ta Almanya’lara gitti.
5. Topluluk kavramı bildirir:
Türkler, Yunanlar, Adanalılar, Konyalılar...
Bunların dışında:
İkilemeler yapar:
Yıllar yılı bekledik.
Abartma anlamı katar, bazen “bir” kelimesiyle birlikte bu anlamı
verir:
Ateşler içinde kıvranıyordu.
O gün dünyalar benim olmuştu.
Valizler dolusu kitapları ne zaman almıştı.
Bir kumaşlar almış, görmelisiniz.
Bir bahçeler var, sözle anlatılmaz.
Bir zamanlar ne kadar şendik.
Çoğul zamirlere getirilerek tekrar çoğul yapar:
Bizler, sizler
Saygı veya alay anlamı katar:
Dostumuz nedense bizi çağırmamışlar.
Müdür Bey döndüler mi?
Her anlamı katar:
Akşamları erken
yemek yeriz.
Sabahları geç
kalkarım.
“Yaş” kelimesine getirilerek yaşça yaklaşıklık bildirir:
O zaman henüz sekiz yaşlarında idi.
İyelik üçüncü çoğul eki ve şahıs eki ile karıştırılmamalıdır.
Çocuklar (çoğul eki) annelerini (iyelik eki) bekliyorlar
(şahıs eki).
5. “mİ” SORU EKİ
Hem isimlere hem de fiillere getirilen bir çekim ekidir:
Gelecek miydin? (fiile)
Sen misin? (isme)
Her zaman kendinden önceki kelimeden ayrı yazılır.
Büyük ve küçük sesli uyumu kurallarına uyar:
Salı mı?
Sen mi?
O mu?
Ölü mü?
Soru ekinden sonra gelen ekler kendisine bitişik yazılır.
Seni çağıran bu çocuk muydu?
Vurguyu kendinden önceki kelimeye aktarır. Yani mi soru ekinden önce
gelen kelime vurgulanan kelimedir:
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Şakaklarıma kar mı
yağdı ne var?
Soru anlamının dışında başka görevlerde de kullanılır:
Pekiştirme görevinde:
Güzel mi güzel bir yer burası.
6. EK-FİİL
İsim soylu kelimelerin sonuna gelerek onların yüklem olmasını
sağlayan, ek hâlindeki fiildir.
“imek” fiilinin ek
olarak kullanımıdır. Genellikle bitişik yazılır.
Dört kipe göre çekimi vardır:
Geniş zaman
-di’li geçmiş zaman
-miş’li geçmiş zaman
Şart kipi
1. Geniş zaman
İsim soylu kelimelere kişi ekleri getirilerek yapılır. Bunlar geniş
zaman eklerinin yerini tutar. Üçüncü kişilere “-dİr” eki getirilir.
“insanım, insansın, insan(dır), insanız, insansınız, insan(dır)lar”
Ben bir küçük kelebeğim.
Üstümüze doğan bir güneşsin sen.
Her taraf bugün bir başka güzel(dir).
Bu ek fiillere getirildiğinde kesinlik veya olasılık anlamı katar.
Ulaş şimdi tatil
yapıyordur. (olasılık)
Bu durumda işe
gitmeyecektir. (kesinlik)
2. -di’li geçmiş zaman
Ek-fiilin bilinen geçmiş zaman çekimi, kavramların ve varlıkların
bilinen geçmişteki durumuna şahit olunduğunu gösterir.
“idim, idin, idi, idik, idiniz, idiler”
Bir güzelin
hayranıydım. ←hayranı i-di-m
Dün daha
heyecanlıydın. ←heyecanlı i-di-n
Merhametli biriydi.
←biri i-di
3. -miş’li geçmiş zaman
Ek-fiilin bilinmeyen (öğrenilen) geçmiş zaman çekimi, kavramların ve
varlıkların öğrenilen geçmişteki durumunun başkasından duyulduğunu anlatır.
“imişim, imişsin, imiş, imişiz, imişsiniz, imişler”
Suçlanan ben-miş-im. ←
ben imişim
Meğer sen ne çalışkan-mış-sın. ←
çalışkan imişsin
Adam yirmi yıldır evine hasret-miş. ←
hasret imiş
4. Şart
Eklendiği isimlerle yancümlecik kurar ve temel cümlenin şartını
bildirir. Bazen karşılaştırma anlamı da katar.
“isem, isen, ise, isek, iseniz, iseler”
Elbise ucuzsa hemen alalım. ←ucuz
ise
Maaşlar düşük, giderlerse oldukça fazla. ←giderler ise
(karşılaştırma)
Dikkat
Ben iyi bir okurum. Ek-fiilin
geniş zamanı
Hep iyi kitaplar okurum. Şahıs
eki
Benim okurum anlayışlıdır. İlgi
eki ve iyelik eki
Öğrenciydi ek-fiil
çekimi
Uyuyordu birleşik
çekim
Öğrenciymiş ek-fiil
Uyuyormuş birleşik
zaman
Öğrenciyse ek-fiil
Uyuyorsa birleşik
zaman
Not: Ek-fiilin olumsuzu ek-fiilden önce “değil” kelimesi
getirilerek yapılır:
birinci değilim, değildim, değilmişim, değilsem
7. TAMLAMA EKLERİ
Bu eklerden tamlayan eki (ilgi eki: -in: kalem-in), isim hâl
eklerinde; tamlanan eki (-i: uc-u) de iyelik eklerinde anlatıldığından burada
tekrarına lüzum görülmedi.
ù
B. FİİL ÇEKİM EKLERİ
Dilimizde fiiller çekimli hâlde kullanılır. İkinci tekil şahıs emir
çekimi hariç bütün fiiller çekim eki alarak kullanılır.
¶Fiil çekim ekleri, fiil
kök veya gövdelerine eklenerek, fiillerin zamanını, yapılış şeklini ve şahsını
belirtirler.
Dilimizdeki fiil çekim eklerini şu şekilde sınıflandırabiliriz:
Zaman ve şekil ekleri (haber ve dilek kipleri)
Şahıs ekleri
Soru eki
Ek-fiil
Şimdi bunları tek tek inceleyelim.
1. ZAMAN ve ŞEKİL EKLERİ
a. HABER KİP EKLERİ
Dilimizde üç temel zaman vardır:
Geçmiş zaman
Şimdiki zaman
Gelecek zaman
Ama bütün zamanları içeren tasnif şudur:
Geçmiş zaman (Bilinen geçmiş zaman ve öğrenilen geçmiş zaman)
Şimdiki zaman
Gelecek zaman
ve bunların hepsini kapsayan
Geniş zaman
Fiilde anlatılan işin, kılışın, oluşun, hareketin, durumun[4][4]
bağlı bulunduğu zamana fiilin zamanı denir. Haber kiplerinde de fiilin zamanı
bildirilir. Yalnız aşağıda ele alınacak olan zaman ekleri bazen kendi
zamanlarını belirtmeyebilirler; çekim eki olmaktan çıkabilirler veya anlam
kayması sonucu başka bir zamanı belirtebilirler[5][5]:
hünkârbeğendi, geçmiş (zaman), gelecek (zaman), okur yazar... (yapım
eki görevinde)
Bir gün Hoca pazara çıkar. (çıkmış)... (anlam kayması)
Bu altı zamanı ifade eden ekler şunlardır:
1. Bilinen Geçmiş Zaman Eki: -Dİ
Fiil kök veya gövdesine gelerek görülen/şahit olunan ve bilinen
geçmişe ait bir işin vb. anlatılmasını/hikâye edilmesini/haber verilmesini
sağlar:
Geldim, okumadın,
yürüdü, koştuk, söylediniz, ağladılar...
Diğer görevleri:
İkilemeler kurar:
Oldu bittiye getirdiler.
Zaman bildirme işlevini yitirip yapım eki olarak kullanılabilir; sıfat
ve isim olarak kullanılan kelimeler türetir[6][6]:
Mirasyedi (adam), şıpsevdi, külbastı, imambayıldı, gecekondu,
kaptıkaçtı...
2. Öğrenilen Geçmiş Zaman Eki: -mİş
Fiil kök veya gövdesine gelerek görülmeyen/şahit olunmayan ve
bilinmeyen geçmişe ait, başkasından duyulan bir işin vb.
anlatılmasını/nakledilmesini sağlar:
Uyumuşum,
konuşmuşsun, sevmemiş, durmuşuz, bilememişsiniz, almışlar...
Diğer görevleri:
Farz etme anlamı katar:
“Çay içen var
mı?”, diyorlar. Ben de “evet, ben bir çay tiryakisiyim.” diyormuşum.
Sonradan fark etme anlamı katar; başkasından duyma söz konusu olmaz:
Dün çok yorulmuşum.
Teşekkür ederim, yemek güzel olmuş.
Anlam kayması sonucu –yor eki yerine de kullanılmakta:
Nasıl bir şey
aramıştınız?
Zaman anlamını yitirip yapım eki (sıfat-fiil eki) olarak
kullanılabilir; sıfat-fiiller türetir; bu sıfat-filler sıfat olarak
kullanıldıkları gibi isimleşebilirler de[7][7]:
Başlamış iş, verilmiş sadaka
geçmiş (zaman), ermiş (adam)...
3. Şimdiki Zaman Eki: -yor
Fiil kök veya gövdesine gelerek hâlen yapılmakta olan bir işin vb.
anlatılmasını/bildirilmesini sağlar:
Zil çalıyor.
Öğrenciler teneffüse çıkıyor.
Dünya dönüyor, zaman geçiyor, insanlık gelişiyor, ama Türkiye...
4. Gelecek Zaman Eki: -EcEk:
Fiil kök veya gövdesine gelerek daha sonra yapılacak olan bir işin vb.
bildirilmesini sağlar:
Oraya gideceğim ve onu göreceğim.
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Ömrüm böyle esrarlı geçecek
ses vermeden.
Zaman anlamını kaybedip yapım eki olarak da kullanılır; sıfat-filler
yapar; bu sıfat-fiiller isimleşebilir:
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Buralar yaşanılacak yerler değil.
Geleceğini garantiye almalısın.
Alacaklı gibi duruyorsun.
Soğuk içecekler satılır mı burada?
Yakacakları yazdan hazırlamalı.
5. Geniş Zaman Eki: -°r
Fiil kök veya gövdesine gelerek söz konusu olan işin vb. geçmiş,
şimdiki ve gelecek zamanların tümüne ait olduğunun, yani her zaman
tekrarlandığının bildirilmesini sağlar:
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
Ağlarım, ağlatamam; hissederim,
söyleyemem
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Her duvar, her kovukta
şimdi niye
Bir büyük göz niyaz eder,
ağlar
"Bitsin artık bu gizli
şüphe!" diye?
Bu ek zaman anlamını yitirip yapım eki olarak da kullanılarak
sıfat-fiiller yapar; bu sıfat-fiiller de isimleşebilir:
Benzer soruları daha önce cevaplamıştım.
Seninki çekilir dert değil.
Okur yazar oranı sürekli artıyor.
Uyurgezer, uçaksavar, yanardöner, benzerleri...
Geniş zamanın olumsuz çekiminde bu ekin kullanımı biraz izah
gerektirir. Bazı şahıslarda olumsuzluk ekinden sonra geniş zaman eki gelmezken
bazılarında da “z” olarak kullanılır:
Gel-i-r-im→gel-me-m ek
yok
Gel-i-r-sin→gel-me-z-sin z
Gel-i-r→gel-me-z z
Gel-i-r-iz→gel-me-y-iz ek
yok
Gel-i-r-siniz→gel-me-z-siniz z
Gel-i-r-ler→gel-me-z-ler z
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
b. DİLEK KİP EKLERİ
Dilek kipleri, iş, oluşu, kılışı, durumu ve hareketi zamana bağlı
olmadan, tasarı ve dilekle ilgili olarak bildiren kiplerdir.
Dilek kipleri dörde ayrılır:
Dilek-şart kipi
İstek kipi
Gereklilik kipi
Emir kipi
Bu kiplere ait ekler şunlardır:
1. Dilek-şart kipi eki: -sE
Fiil kök veya gövdesine gelerek söz konusu olan işin dileğe ve şarta
bağlı olduğunun bildirilmesini sağlar:
Ağlarsa anam ağlar
İsterse, veririz.
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
Dönersem kahpeyim millet
yolunda bir azîmetten
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına
Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç!
2. İstek kip eki: -E
Fiil kök veya gövdesine gelerek istek anlamı katar.
Sonra bir yer bulup
oturdum. Hadi bir sigara içeyim dedim
Bunu böyle bilesiniz.
Nereye dikilmek istersen
Söyle seni oraya dikeyim!
3. Gereklilik eki: -mElİ[9][9]
Fiil kök veya gövdesine gelerek işin olması gerektiği anlamını katar:
Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli...
Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kere öpmeli..
Ya şevk içinde harap ol, ya aşk içinde gönül!
Ya lâle açmalıdır göğsümüzde yahut gül.
Hepsinin üstüne sevda sözleri söylemeliyim
4. Emir kipi eki: -sİn, -İn(İz), -sİnlEr
Fiil kök veya gövdesine gelerek ikinci ve onların aracılığıyla da
üçüncü şahıslara emir verilmesini sağlar.
Birinci şahısların emir çekimi olmadığı gibi ikinci tekil şahsın da
çekimi olduğu hâlde eki yoktur:
Ağla ağla Sakarya!
Ey vuslat! O aşıkları
efsununa ram et!
Ey tatlı ve ulvi gece!
Yıllarca devam et!
Bu yazıyı acele yazsınlar!
Alın, bunları da okuyun!
2. ŞAHIS EKLERİ
¶Şahıs ekleri, fiili
şahsa bağlayan; fiildeki işi, kılışı, hareketi yapanı; oluşa ve duruma sahip
olanı bildiren eklerdir.
Şahıs eklerinin tekil ve çoğul şekilleri vardır.
Kiplere göre şahıs ekleri değişiklik gösterir; fiil kök veya
gövdesinin ünlüyle veya ünsüzle bitişine göre iki çeşit şahıs eki vardır:
1.
Şimdiki, gelecek, geniş ve -miş’li geçmiş zamanlarla gereklilik ve dilek
kiplerinde kullanılan kişi ekleri:
-İm, -sİn, ---, -İz, -sİnİz, -lEr
bilir-im, bilir-sin, bilir, bilir-iz, bilir-siniz, bilir-ler
geliyor-um, alacak-sınız, olmuş-lar, bilmeliy-iz, gide-sin
2.
–di’li geçmiş zamanla dilek-şart kipinde kullanılan kişi ekleri:
-m, -n, ---, -k, -nİz, -lEr
aldı-m, aldı-n, aldı, aldı-k, aldı-nız, aldı-lar
alsa-m, alsa-n, alsa, alsa-k, alsa-nız, alsa-lar
Emir çekimi de ayrı eklerle yapılır:
git-sin, gid-in(iz), git-sinler
3. OLUMSUZLUK EKİ: -mE
Fiil kök veya gövdelerine gelerek olumsuz çekimlerini yapar. Fiilin
yapılmadığını, işin olmadığını bildirir. Bütün fillere gelebilir:
Gel-me-di,
al-ma-dı, ver-mi-yor, ol-mu-yor, bil-me-meli, söyle-me!, dinle-me!
Bazı durumlarda ekin ünlüsü daralır:
Gel-mi-yor,
oku-mu-yor, sev-mi-yor...
4. SORU EKİ: mİ
Soru eki isimlerden ve fiillerden sonra kullanılabilir. Eklendiği
kelimeden ayrı yazılır. ünlü uyumlarına girer.
Aldık mı?
Geldi mi?
Okudun mu?
Gördün mü?
Soru anlamının dışında başka görevlerde de kullanılır:
Seçenek sunar:
Alır mı almaz mı bilemem.
Şart, koşul bildirir:
Buraya geldi mi tepesi atıyor.
Derslerine çalıştı mı kazanır.
Yollar kapandı mı gelemez.
Zaman anlamı katar:
Hava bulutlandı mı yola çıkın, dedi.
Buraya geldi mi size de uğrar.
Şaşırma, hayret, beklenmezlik bildirir; ünlem ifade eder:
Bir de onu karşımda görmeyeyim mi!
Aniden babasına rastlamasın mı!
Tehdit, korkutma bildirir:
Sopayı elime aldım mı görürsün.
Fiile kesinlik anlamı katar:
Bakarsın buraya uğrar mı uğrar.
Sizin işinizi yaptı mı yaptı.
5. EK-FİİL
Fiillerin birleşik zamanlı çekimlerini yapmayı sağlar:
“imek” fiilinin ek olarak kullanımıdır. Genellikle bitişik yazılır.
çalışmış i-di-k→çalışmıştık
okuyor i-se→okuyorsa
okuyor i-miş-ler/okuyorlar imiş→okuyorlarmış
-di’li geçmiş zamanın hikâyesi, şartı; -miş’li geçmiş zamanın
hikâyesi, rivayeti, şartı; şimdiki zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı; gelecek
zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı; geniş zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı;
dilek-şart kipinin hikâyesi, rivayeti; istek kipinin hikâyesi, rivayeti;
gereklilik kipinin hikâyesi, rivayeti ve şartı ek-fiil alabilir. Bunlar filler
konusunda ayrıntısıyla işlenecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder